25 Şubat 2010 Perşembe

BEHÇET HASTALIĞININ BİTKİSEL TEDAVİSİ

Hastalık, ağız içinde ve cinsel bölgede tekrarlayan ülserlerle, deri, eklem, göz, damar ve sinir tutulumuyla seyreder.
Nedeni tam olarak bilinememekle birlikte bağışıklık sisteminin vücuttaki dokulara savaş açtığı otoimmün hastalıklarından biri olarak tanımlanır.
Bunun dışında bakteri ve virüslerin de Behçet Hastalığı üzerinde rolü olduğu düşünülmektedir.
Genetik yatkınlığın hastalık üzerinde etkisi kesin olarak bulunamamıştır ama nadir de olsa ailenin diğer fertlerinde de görülmektedir.

Behçet Hastalığı, tedavisi ihmal edildiğinde birçok soruna neden olur. Bu sorunların başında ilerleyen göz bozuklukları gelir. Birkaç sene içinde gözdeki iltihapla birlikte körlük ortaya çıkabilir.
Nörolojik sorunlar da tedaviden kaçan Behçet hastalarını bekleyen sonuçlardan biridir. Felç, kişilik bozuklukları ve menenjit gibi problemler görülebilir.
Damar iltihapları da bir diğer hayati tehlikedir. Tedavisi ihmal edildiğinde, damarlarda ölümcül anevrizma yırtıkları meydana gelebilir.
Behçet hastalığı mutlaka düzenli takip gerektirir. Kesin tedavisi mümkün olmasa da rutin takiplerle kontrol altına alınabilen hastalık ihmal edilmemelidir. Behçet hastalarının düzenli ilaç kullanmaları gerekir.
TEDAVİSİ :
Tedavi şekline, klinik bulgulara göre karar verilir. Behçet Hastalığı’nın tedavisi iki kısımlıdır.
Birincisi lokal, ikincisi ise sistemik tedavidir. Ağız, deri ve genital bölge belirtilerinde lokal, organ tutulumlarında ise sistemik tedavi uygulanır.
İltihabın ilerlemesini durdurmak ve yaraların iyileşmesini sağlamak için ilaç tedavisi uygulanır.
Ayrıca Behçet hastalarının, hastalığın neden olduğu rahatsızlıklar nedeniyle de düzenli kontrole gitmeleri şarttır.
Gözdeki iltihaplanma için 6 ayda bir göz doktoruna; damar, sinir ve sindirim sistemi tutulmaları için de kontrollerini düzenli aralıklarla ilgili hekimlere yaptırmalılar.
Cerrahi müdahaleye ise ancak damarlardaki anevrizmanın gelişmesi durumunda başvurulur.
BİTKİSEL TEDAVİSİ : Bol bol taze kişniş otu yiyiniz.
Kuru kişnişi ise bir bardak suda kaynatılır 5 dakika dinlendirilir günde 2 bardak içilir.
1. tarif
Şahdere otu, kurt pençesi, biberiye, melisa yaprağı, oğul otu, mercan köşk, tarhun, lavanta, okaliptus ,mentollü nane, ardıç meyvesi, alıç çiçeği, hünnap, kuşburnu ve söğüt yaprağı.
Otların tamamı veya ayrı ayrı kaynatılıp suyu aç ve tok karnına çay ve su yerine ballı limonla içilir.
2. tarif
250 gr. demir hindi,
2 lt. suda eritilip süzülüp suyu aç karnına 1 fincan veya 1 su bardağı içilir. Düzenli kullanılır.
3. tarif
100 gr. çörek otu,
50 gr. üzerlik tohumu,
50 gr. turp tohumu,
100 gr. zerdeçal,
50 gr. demir dikeni,
50 gr. karanfil,
50 gr. ravent kökü,
50 gr. krem tartar,
100 gr. polen,
100 gr.arı sütü,
1 kg. keçi boynuzu pekmezi,
2 kg. bala karıştırılıp 3 öğün 1 yemek kaşığı yenir.
4. tarif
Kayısı, elma, kereviz, havuç, üzüm, lahana, pazı, soğan, sarımsak, erik, armut, ıspanak, turp, pırasa, tere otu, bol miktarda yenir.
NOT : Ağır yiyecekler, kolalı ve asitli içecekler, hamur işi, kızartma ve baharatlı yiyeceklerden uzak durulmalıdır.

ÇIBANIN BİTKİSEL TEDAVİSİ

Çıban yavaş yavaş büyüyen, zamanla kızaran ve ağrı yapan sivilcelere verilen addır. Çıban büyüdükçe ortasında beyaz renkli iltihap görülür. Daha sonra bu iltihap yumuşar ve içindeki beyaz sıvı akar.
Çıbanlar genellikle saç dibi, sırt, kalçalar, kol ve bacak arkasında görülür. Çıbanın varlığı vücutta stafilokok dore mikrobu olduğunu gösterir. Bu mikrop kulağa, bağırsaklara veya solunum yollarına girip yerleşebilir.
Önlemler :Vücudunun herhangi bir yerinde çıban çıkan kişi doktor tedavisini uygulayana kadar yarayı temiz gazlı bir bezle kapatıp üstünü bantlayarak mikrop kapmasını önleyebilir.
Bu hem mikrobun diğer insanlara geçmesini, hem de çıbanın kıyafet ve benzeri bölgelere değmesini ve kişinin acı hissetmesini önler.

Çıban mikrobu bulaşıcı olduğundan kişi özellikle küçük çocuklardan ve bebeklerden uzak durmalı, mümkünse çocuğa ait eşyalara da çıban geçene kadar dokunmamalıdır.
Çıbanı olan kişi eğer anne ise, ellerini sık sık yıkamalı ve maske takmalıdır. Çıban göğüs bölgesindeyse, bir süre o taraftan meme vermemesi gerekir.
Tıbbi Tedavisi :Çıban tedavisinin başında antibiyotik merhemler gelir. Merhemlerle birlikte bölgenin tahriş olmasının da önlenmesi gerekir.
Özellikle baş bölgesinde ve yüzde çıkan büyük çıbanlar tedavi edilmediği taktirde zamanla kan zehirlenmesine yol açabilir. Bu nedenle çıban tedavisine vakit kaybetmeden başlamak gerekir.
Çıbanın Bitkisel Tedavisi;
Gerekli Malzemeler : Civan perçemi, Isırgan otu, Soğan, Salkım söğüt, Meyan kökü, Maydanoz, Sarmısak, Bal
Hazırlanış Şekli:* Isırgan otu ile civan perçemi birlikte ezilir. Hazır­lanan karışım merhem kıvamına gelinceye kadar soğan suyu ile karıştırılır. Elde edilen merhem çıban mahaline sürülür.
* Közde pişirilen soğan, çıbanın üzerine konarak sarı­lır.
* Söğüt tohumundan yakılarak elde edilen kül bal ile karıştırılarak merhem kıvamına getirilir. Hazırlanan bu merhem pansumandan sonra çıban mahaline sürülür.
* Sarımsak ve taze maydanoz iyice dövüldükten sonra merhem kıvamına gelinceye kadar bal ile yoğrulur. Elde edilen merhem, pansumandan sonra yara sathına sürülür.


FAYDALI CİLT BAKIMI ÖNERİLERİ

Cilt bakımı için, sizlere önereceğimiz, doğal ve faydalı bilgiler sayesinde, cildiniz harika görünecek...
Yağlı ciltler için sirke toniği çok iyi bir formüldür.
1 kaşık elma sirkesine 8 kaşık maden suyu karıştırıp yağlı ciltler için güzel bir tonik oluşturabilirsiniz.
Doğal maden sodası içindeki zengin mineraller sayesinde tüm ciltler için yararlı ve besleyici bir toniktir.

Yumurtanın sarısını pastalarınızın üzerine sürdünüz, akını ne yapıyorsunuz? Cilt maskesi yapabilirsiniz. İyice çırptıktan sonra içine bir çay kaşığı limon suyu koyun ve bekletmeden yüzünüze ve boynunuza sürün.
Kili doğrudan sulandırarak cildinize sürdüğünüzde fazla yağı alan ve cildi kurutmayan bir maskedir.
Kuru ciltler için bal maskesi harika bir tercihtir. Balı cilde göz çevresi hariç sürün, 15 dakika bekleyin ve durulayın. Balı kolayca yaymak için parmaklarınızın ucunu suyla ıslatabilirsiniz.
2 kaşık bal ile 2 kaşık sütü karıştırın. İyi bir yüz maskesidir.
Kentte yaşayanların cilt bakımına daha çok ihtiyacı vardır. Düzenli olarak C vitamini almaları gerekiyor. Özellikle sigara içenlerin C vitaminine ihtiyacı daha fazladır. Haftada 2 kere de peeling yapmalılar.

ÖMER OSMAN KORKMAZ KEMİK ERİMESİNE DOĞAL TEDAVİ

Ömer Osman Korkmazın, kemik erimesinden korunmak için ve kemik erimesi sırasında, sizleri daha sağlıklı kılmak için, bitkisel önerileri ;
KEMİKLERİ GÜÇLENDİRMEK İÇİN :
KEMİKLERİ GÜÇLENDİRECEK KEMİK SUYU FORMÜLÜ;
Dana kaval kemiklerini alın. Birkaç parçaya ayırıp 1 gece az tuz ve 2 kaşık kadar da elma sirkesi ilave ettiğiniz suyun içinde bekletin.( içindeki kanın çıkması için ) Ertesi gün onu kaynatıp suyunu çocuklarınıza içirin.bu kemik suyu çocukların kemiklerinin güçlenmesine ve çok daha sağlıklı olmasına faydalı olur. Ayrıca kemik kırıklarını da hızla iyileştirir ve güçlendirir.
* ayrıca; belli bir yaştan sonra dizlerdeki sıvılar biter,vücut artık bu sıvıyı üretmez. bu kür, yani dana kaval kemiği suyu o sıvının oluşmasını sağlar ve dizlere sağlık verir.

KEMİK ERİMESİNDEN KORUNMAK İÇİN YAPILMASI GEREKEN KÜRLER:
*günde 1 tatlı kaşığı siyah üzüm çekirdeğini ,eğer kilonuz normal yada daha azsa bal ile karıştırın, eğer kilolu iseniz yoğurda karıştırıp yiyin.
*tam buğday ekmeği yiyin.
*dereotunu kaynatıp suyunu için.ayrıca bu su gaz problemşnede iyi gelir.
*yumurta kabuğu kürünü yapın. (bu kürü tarifini arşiv bölümümüzden bulabilirsiniz)
AĞIZDAKİ YARALAR İÇİN:Kırmızı kantaron faydalıdır.
MİGREN ,SİNÜZİT,GENİZ AKINTISI İÇİN:Migren için, sinüzit için, geniz akıntısı için,nezle ve grip için,her gün akşamlar 1 er damla burnunuza damlatırsanız çok faydalı olacaktır. İlk etepta biraz yanma hissedersiniz, bu durum geçicidir.
ROMATİZMA İÇİN:1 tatlı kaşığı ebegümecini 1 bardak kaynamakta olan suyun içine atın ocaktan indirip 5 dakika demlendirin. Sonra süzüp için.iltihaplı hastalılara ve romatizmaya çok faydalıdır.
ERKEKLER İÇİN SPERM ARTIRICI BESİNLER:
*közlenmiş soğan
*her gün 1 bardak suya 2 kaşık elma sirkesi ilave edilmiş suyun içilmesi (sirke ölü spermleri atıp sağlıklı spermlerin sayısını çoğaltır)
*somon balığı
*her gün mutlaka kırmızı et ve yumurta tüketilmeli
*tam buğday ekmeği yenmeli
*omega3 lü besinler bolca tüketilmeli,
*siyah üzüm çekirdeği yenmelidir.
GERÇEK HİMALAYA TUZUNUN ÖZELLİKLERİ:
*hakiki himalaya tuzuna diliniz değdirdiğinizde çok yoğun,çok keskin bir tuz tadı alırsınız.
*eğer dilinizi değdirdiğinizde ekşimsi bir tad geliyorsa dilinize ,bu gerçek himalaya tuz değildir.
* kaya tuzuda ekşimsi bir tada sahiptir.. kaya tuzuda çok faydalıdır ,ama himalaya tuzzunun yerini tutumaz.
*hakiki himalaya tuzunun içinde sanki kristal parçacıkları varmış gibi parlak olur.
*himalaya tuzu eritilmeden yemeklere kullanılmaz. eritilmiş himaya tuzzlu sudan 1 bardak sade suyun içine 1 kaşık ialve ettiğinizde,çok çabuk olarak,dibe çöker. diğer tuzla hazırlanan tuzlu su ,dibe çökmez ve yüzeyde kalır.

ÖMER OSMAN KORKMAZIN BİTKİSEL ÖNERİLERİ

Ömer Osman Korkmaz, sağlık kürlerini anlatmaya devam ediyor...
YILANCIK HASTALIĞI ;
* 15 gün boyunca sadece tam buğday unu ile yapılmış tuzsuz ekmek yesinler,
* yine tam buğday unu ile çorba yapıp içsinler
* Tuzsuz tereyağı kullansınlar
* Kaliteli,ph ı yüksek su içsinler.
* 15 gün boyunca başka bir şey yemesinler.
* 15 gün sonra ağrılarınızdan eser kalmayacaktır.
GERÇEK HİMALAYA TUZUNUN ÖZELLİKLERİ:
*hakiki himalaya tuzuna diliniz değdirdiğinizde çok yoğun,çok keskin bir tuz tadı alırsınız.
*eğer dilinizi değdirdiğinizde ekşimsi bir tad geliyorsa dilinize ,bu gerçek himalaya tuz değildir.

* kaya tuzuda ekşimsi bir tada sahiptir.. kaya tuzuda çok faydalıdır ,ama himalaya tuzunun yerini tutumaz.
*hakiki himalaya tuzunun içinde sanki kristal parçacıkları varmış gibi parlak olur.
*himalaya tuzu eritilmeden yemeklere kullanılmaz. eritilmiş himaya tuzzlu sudan 1 bardak sade suyun içine 1 kaşık ialve ettiğinizde,çok çabuk olarak,dibe çöker. diğer tuzla hazırlanan tuzlu su ,dibe çökmez ve yüzeyde kalır.
KEMİK ERİMESİNDEN KORUNMAK İÇİN YAPILMASI GEREKEN KÜRLER:
*günde 1 tatlı kaşığı siyah üzüm çekirdeğini ,eğer kilonuz normal yada daha azsa bal ile karıştırın, eğer kilolu iseniz yoğurda karıştırıp yiyin.
*tam buğday ekmeği yiyin.
*dereotunu kaynatıp suyunu için.ayrıca bu su gaz problemşnede iyi gelir.
*yumurta kabuğu kürünü yapın. (bu kürü tarifini arşiv bölümümüzden bulabilirsiniz).
İLTİHAP SÖKTÜRÜCÜ BESİNLER:
*közlenmiş soğan
*hergün 2 diş sarımsak
*kabuklu limon
*sirkeli su
Bu besinler tüketildiğinde ,vücudun neresinde iltihap varsa o bölgedeki iltihabı kurutur ve iyi eder.
ŞEKERİ DÜŞÜREN BESİNLER:
*Közlenmiş soğan,
*kabuk tarçın,
*himalaya tuzu,
*zeytin çekirdeği,

ÖMER OSMAN KORKMAZDAN YILAN HASTALIĞININ BİTKİSEL TEDAVİSİ


Ömer Osman Korkmaz, Nur Ertürkle Her Sabah Programına konuk olarak katıldı ve yılınacık hastalığının bitkisel tedavisi konusunda bizleri bilgilendirdi.
YILANCIK HASTALIĞI İÇİN DOĞAL ÖNERİLER;
* 15 gün boyunca sadece tam buğday unu ile yapılmış tuzsuz ekmek yesinler,
* yine tam buğday unu ile çorba yapıp içsinler
* Tuzsuz tereyağı kullansınlar
* Kaliteli,ph ı yüksek su içsinler.
* 15 gün boyunca başka bir şey yemesinler.
* 15 gün sonra ağrılarınızdan eser kalmayacaktır.
YILANCIK HASTALIĞI NEDİR?
Küçük yaralardan veya sıyrıklardan bulaşan mikropların neden olduğu bir hastalıktır. Tıp dilinde "erizipel" olarak geçen bir çeşit deri hastalığıdır. Erizipel aynı kişide birkaç kez görülebilir.
Bulaşıcı bir hastalık olan yılancık, titreme, yüksek ateş ve genel durum bozukluğu ile seyreder.
Mikrobun girdiği deri bölgesinde ağrı oluşur. Deri mor-kırmızı renkte ödemli ve parlak bir hal alır.
YILANCIK HASTALIĞININ BELİRTİLERİ NELERDİR?
•Ateş •Ani üşüme ve titreme •Vücudun yüz ve baldır çevresinde kızarıklık ve kızarıklığın çevresinde kabarma •Kızarık bölgelerde ağrı •İştahsızlık •Baş ağrısı.

ÖMER OSMAN KORKMAZDAN BİTKİSEL ÖNERİLER

Ömer Osman Korkmazın, şifa dağıtan önerileri devam ediyor. Bu seferki önerilerimiz, kemik erimesi, kemikleri güçlendirmek, iştah açmak, erkelerde sperm artırmak, migren sinuzit, ağız yaraları ve daha pek çok faydalı konu hakkında;

KEMİK ERİMESİNDEN KORUNMAK İÇİN YAPILMASI GEREKEN KÜRLER:
*günde 1 tatlı kaşığı siyah üzüm çekirdeğini ,eğer kilonuz normal yada daha azsa bal ile karıştırın, eğer kilolu iseniz yoğurda karıştırıp yiyin.
*tam buğday ekmeği yiyin.
*dereotunu kaynatıp suyunu için.ayrıca bu su gaz problemşnede iyi gelir.
*yumurta kabuğu kürünü yapın. (bu kürü tarifini arşiv bölümümüzden bulabilirsiniz)
KEMİKLERİ GÜÇLENDİRMEK İÇİN :
KEMİKLERİ GÜÇLENDİRECEK KEMİK SUYU FORMÜLÜ;
Dana kaval kemiklerini alın. Birkaç parçaya ayırıp 1 gece az tuz ve 2 kaşık kadar da elma sirkesi ilave ettiğiniz suyun içinde bekletin.( içindeki kanın çıkması için ) Ertesi gün onu kaynatıp suyunu çocuklarınıza içirin.bu kemik suyu çocukların kemiklerinin güçlenmesine ve çok daha sağlıklı olmasına faydalı olur. Ayrıca kemik kırıklarını da hızla iyileştirir ve güçlendirir.
* ayrıca; belli bir yaştan sonra dizlerdeki sıvılar biter,vücut artık bu sıvıyı üretmez. bu kür, yani dana kaval kemiği suyu o sıvının oluşmasını sağlar ve dizlere sağlık verir.
İŞTAH AÇAN MACUN TARİFİ :
lokman hekim ömer osman korkmaz, çocukların iştahını açacağını söylediği bir macun önerdi.
MALZEMELER:
* 50 gr. hint safranı,
*50 gr. zencefil,
*500 gr. bal,
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Tüm malzemeleri karıştırıp macun haline getirin. cam kavanozzun içinde saklayın. bu karışımdan zayıf ve iştahsız çocuklara sabah akşam 1 er kaşık yedirin.
VÜCUDA SAPLANMIŞ YABANCI MADDELERİ ÇIKARATMAK İÇİN:Vücudunuzun herhangi bir yerine, Çivi ,büyük bir diken,iğne,belki de kurşun gibi yabancı bir cisim battı diyelim. Bunu kendi çabalarınızla çıkartmak istiyorsunuz ve ne yaptıysanız başarılı olamadınız. O halde eğer bulmanız mümkün olursa yaban tavşanı(dağ tavşanı) nı kesin ve içinden çıkan yağı ,çiğ olarak o bölgeye sürün.sabaha kadar bekletin. Bu yağ yabancı cismin vücuttan atılmasını sağlayacaktır.
AĞIZDAKİ YARALAR İÇİN:Kırmızı kantaron faydalıdır.
MİGREN ,SİNÜZİT,GENİZ AKINTISI İÇİN:Migren için, sinüzit için, geniz akıntısı için,nezle ve grip için,her gün akşamlar 1 er damla burnunuza damlatırsanız çok faydalı olacaktır. İlk etepta biraz yanma hissedersiniz, bu durum geçicidir.
ROMATİZMA İÇİN:1 tatlı kaşığı ebegümecini 1 bardak kaynamakta olan suyun içine atın ocaktan indirip 5 dakika demlendirin. Sonra süzüp için.iltihaplı hastalılara ve romatizmaya çok faydalıdır.
ERKEKLER İÇİN SPERM ARTIRICI BESİNLER:
*közlenmiş soğan
*her gün 1 bardak suya 2 kaşık elma sirkesi ilave edilmiş suyun içilmesi (sirke ölü spermleri atıp sağlıklı spermlerin sayısını çoğaltır)
*somon balığı
*her gün mutlaka kırmızı et ve yumurta tüketilmeli
*tam buğday ekmeği yenmeli
*omega3 lü besinler bolca tüketilmeli,
*siyah üzüm çekirdeği yenmelidir.

23 Şubat 2010 Salı

CİLT LEKELERİNE DOĞAL VE PRATİK ÇÖZÜMLER

Ciltte sonradan, çeşitli dış faktörlere bağlı olarak olşuna cilt lekeleri için, doğal ve ekonomik yöntemlerden faydalanabilirsiniz. Salatalık, elma sirkesi, limon suyu gibi doğal mucizeler sayesinde, harika bir cilde sahip olacaksınız.
SALATALIK : Cilt bakımı için en kolay uygulanabilen ve en etkili sonuç alınan bitkisel çözümlerden biri salatalıktır.Salatalığı dilimleyin. Cilt lekeleri olan bölgelere bastırarak ovun.

Cilt sağlığınız için günde 2 litre su içmeyi, vitamin almayı ve sağlıklı beslenmeyi ihmal etmeyin.
ELMA SİRKESİ : Zayıflamaya yardımcı elma sirkesi cilt lekeleri için de faydalı.
GEREKLİ MALZEMELER:
* 2 yemek kaşığı elma sirkesi
* 2 yemek kaşığı ılık su
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Elma sirkesi ve suyu kâsede karıştırın. Yüz ve boyun bölgenize pamuk yardımıyla sürün.
Bu işlemi haftada 2 kez tekrarlayın.
LİMON SUYU : Cildi derinlemesine temizleyen limon suyu; siyah noktalar için de etkili.
GEREKLİ MALZEMELER :
* 1 adet limonun suyu,
* 2 çorba kaşığı bal,
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Malzemeleri cam bir kâsede karıştırın. Yüz ve boyun bölgesine masaj yaparak sürün. 15 dakika bekledikten sonra ılık suyla durulayın. Limonlu maskeyi haftada 1 kere uygulayabilirsiniz.

HANGİ SAÇ DÜZLEŞTİRİCİ ALMALI ?

Saç bakımını evde yapmak isteyen hanımlar için, büyük kolaylık sağlayan, saç düzleştiriciler, artık, günlük saç bakımında, hanımların en büyük yardımcısı. Peki, bu kadar model ve marka arasından, hangisini seçmeli sizce ? İşte, doğru saç düzleştiriyi almanın püf noktaları ;

* Saç düzleştiricinin içindeki plaka seramik olmalıdır. Kaliteli seramik plaka saçlarınızı yıpratmayacak, şekil verirken parlaklık da kazandıracaktır.
* Saç tipleri birbirinden farklıdır. İnce telli veya kalın telli saçlarınız olabilir. Bu durumda saçınızın ihtiyacını karşılayabilecek ısıda saç düzleştirici tercih etmelisiniz. Isı termometreli makineler saç türünüze uygun şekilde ayarlanabilir.
* Tecrübe, saç düzleştirici seçiminde en büyük yardımınız olacaktır. Daha önce saç düzleştirici kullanmış tanıdıklarınızdan, makinelerle ilgili yorumlarını paylaşmalarını isteyin. Samimiyetle size yanıt vereceklerdir.
* Saç düzleştiriciler, kısa sürede saçlarınızı şekillendirdiği gibi, saç tellerine zarar verebilir. Bunu engellemek için saç düzleştiriciyi her gün kullanmayın. Günlük ve haftalık saç bakımınızı düzenli olarak uygulayın. Saçınızın nem kaybına uğramasını engelleyin.
*Saç düzleştiriciler ile sadece düz şekil değil, doğal bukleler de yapabilirsiniz. Kısa sürede saçlarınıza doğal görünümlü bukleler yapabilirsiniz. Saçınızdan orta kalınlıkta parçalar ayırıp, sırasıyla saç maşasına sarar gibi saç düzleştiricisine sarın. Gerekli miktarda bekleyip, saçınızı serbest bırakın. Doğal görünümü korumak için saç uçlarına 30 cm kadar uzaklıkta sprey sıkın.

DOĞAL SAÇ BAKIMI VE SAÇ MASKELERİ

Saç dökülmesi, zaman zaman herkesin yaşadığı bir problemdir. Gün içerisinde, belirli sayılarda, saç teli kaybı normaldir ve tekrar yerine gelir. Ama çoık fazla sayıda saç teli kaybı var ise, o zaman durum ciddidir. Saç dökülmesi; yetersiz beslenme, hatalı şampuan kullanımı, hormon bozukluğu, demir eksikliği gibi bir çok faktöre bağlı olarak gerçekleşebilir. Saç dökülmesini önlemek için kullanacağınız bitkisel maskelerden faydalanabilirsiniz.

* *Elma sirkesi tüm vücut sağlığı için faydalıdır. Vücudu toksinlerden arındırıp, hücre yenilenmesini hızlandırır. 3 hafta boyunca her öğünde 1 çay bardağı elma sirkesi içerek saç dökülmesiyle mücadelede bir adım öne geçin.
* Kadınlarda en yoğun saç dökülmesi doğum sonrasında görülür. Bunun nedeni bebeğin vücuttaki demiri almasıdır. Doktor kontrolünde demir hapları ya da içeriğinde demir olan yiyecekleri tüketip, ihtiyaç duyulan demiri karşılayın.
SAÇ DÖKÜLMELERİNE KARŞI DOĞAL MASKE TARİFİ ;
GEREKLİ MALZEMELER :
* 1/2 avokado,
* 2 adet bıldırcın yumurtası,
* 1 çorba kaşığı susam yağı,
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Tüm malzemeleri cam bir kasede karıştırın. Karışımı saç diplerinize masaj yaparak yedirin. Saçlarınızı streç filmle kaplayarak 2 saat bekletin.
Sürenin sonunda saçlarınızı ılık su ile iyice durulayın.Her zaman kullandığınız şampuan ile saçlarınızı temizleyin.

GÖZ ÇEVRESİNE BİTKİSEL BAKIM ÖNERİLERİ

Göz çevresinde oluşan kaz ayakları, kırışıklıklar, gözaltı morlukları ve halkaları gibi sorunlarala, doğal yollardan başaçıkabilirsiniz. Nasıl mı? İşte sizlere önerilerimiz.

Kırışıklarla savaşta etkin maddeler açısından zengin kremler kullanmak oldukça yararlıdır. Örneğin, “SOD”, serbest radikallere karşı başarı ile kullanılan enzimlerin kısaltılmış tanımıdır. Duyarlı göz kapaklarına hasar veren oksijen moleküllerini zararsız hale getirir.
* Göz çevresine bir sıcak, bir soğuk ıhlamur kompresi uygulamak ve yaz mevsiminde taze incir halkalarını göz üzerine yerleştirerek bekletmek, olumlu sonuçlar verecektir.
* Yazın havuzda gözleriniz klorlu sudan dolayı kızarıyorsa, mutlaka yüzme gözlüğü takın.
Yorgun gözlere serinletici ve canlandırıcı bir etki için, 2 adet kaşığı 15 dakika buzdolabında bekletin. Soğuyan kaşıkların altlarını göz kapaklarınızın üzerine 5 dakika süre ile önce yukarıdan aşağıya, sonra sağdan sola doğru kaydırın.
* Şişkinlikleri, göz altı torbalarını ve halkaları azaltmak için, derideki dolaşımına arttırılması gerekir. Sabahları bu durumdan şikayetçi olanlar, gece şişkinlik giderici, dolaşım ve boşaltım sağlayıcı “kafein içerikli göz kremleri” tercihe etmelidirler. Melissa, şerbetçi otu, mürver, kuşburnu, papatya gibi bitkilerle kompres yapmak iyi sonuç verecektir.
* Şişliklere karşı, parfümerilerde satılan, içi jel doldurulmuş soğuk maskeleri gece boyunca buzdolabında bekletin. Sabahları gözlerinize uygulayın. Her sabah düzenli uygularsanız, gelişmeyi siz de fark edersiniz.
* Siyah çay, gözyaşı otu ve yeşil çayla soğuk kompres yaparak, şişkinlikleri giderir ve rahatlatıcı bir etki yaratırsınız.
* Eğer bitkilerin gücünden faydalanmak isterseniz, bir tutam kuşburnunu kaynatıp, koyu bir losyon kıvamına getirdikten sonra, ılımasını bekleyin ve göz çevresine sürün. Her gün düzenli olarak uygularsanız, sonuçlarını alırsınız.
* Eğer torbalar ve gözaltı morluklarınız varsa, yağsız göz bakım jelini, bıçak sırtı kalınlığında gözünüze sürün. Şeffaf folyodan yuvarlak diskler kesin ve gözlerinizin üzerine yapıştırıp 5 dakika bekleyin. Folyoyu çıkarın. Jelin kalanını kağıt mendille temizleyin. Gözünüzün çevresi sağlıklı ve dinlenmiş bir görüntü kazanacak, torbalar ve morluklar azalacaktır.

GÜNDE 1 KAŞIK KETENTOHUMU TÜKETMENİN FAYDALARI

Keten tohumu, insanlığın, özellikle de kadınların hizmetine sunulan, mucize bir bitkidir. Pek çok faydası bulunan keten tohumunu, günde 1 yemek kaşığı tüketmek yeterlidir. Keten tohumunun kullanım şekilleri ve faydaları hakkında sizleri bilgilendirmek istiyoruz.

KETEN TOHUMUNUN KULLANIM ŞEKİLLERİ;
*Kaynatılarak içilebilir.
*Dövülerek, öğütülerek toz haline getirilebilir ve bir kaşık miktarında ağza atıldıktan sonra arkasından su içilebilir.
*Kavrulmuş olarak tüketildiğinde ise daha lezzetli olur. Keten tohumunun çok özel bir tadı veya kokusu yoktur, ama kavrulunca güzel bir tada kavuşur.
*Tohum şeklinde tüketilecekse iyice çiğnenmelidir. Keten tohumları sert olduklarından, dikkatli bir çiğnemede bile öğütülemeyebilirler ve bu da yeterince sindirilmeden vücuttan atılmalarına sebep olur. Öğütülmüş keten tohumunun sindirimi çok daha kolaydır.
Keten tohumunu öğütmek için, karabiber veya kahve el değirmenleri ya da bu tip tohumları öğütmek için özel olarak üretilmiş elektrikli öğütücüler kullanılabilir. Yeterli miktarda balık tüketmiyorsanız, omega-3 yağ asidi ihtiyacınızı karşılamak için hamur işlerine de keten tohumu ekleyebilirsiniz. Hamile, emziren kadınlar ve küçük çocukların ise keten tohumu kullanmamaları önerilir.
KETEN TOHUMUNUN FAYDALARI ;
Keten tohumunun mide-bağırsak sorunlarına iyi geldiğini söyleyen uzmanlar, keten tohumunun bağırsakları yumuşattığını ve kabızlığı giderdiğini kaydettiler. Kemikleri güçlendirdiği için özellikle menopoz döneminde yararlı olduğunu ifade eden diyetisyenler, keten tohumunun insan sağlığına faydalarını şöyle sıraladılar:
* Bağışıklık sistemini güçlendirir.
* Kalp-damar hastalıklarından korur.
* LDL kolesterol ve trigliserit seviyesini, yüksek tansiyonu düşürür.
* Romatizmal hastalıkları önler.
* Sinir sistemini ve hafızayı güçlendirir.
* Kan şekerini dengeler.
* Konsantrasyon bozukluğuna, yaşlanmaya bağlı dikkat dağınıklığına karşı iyi gelir.
* Haricen kullanıldığında yaraların çabuk iyileşmesini sağlar, nasırlarda kompres olarak, ayrıca egzama ve sedef hastalıklarında kullanılır.
* Solunum yolu hastalıklarında olumlu etki yapar.
* Ruhsal bozukluklara karşı iyi gelir.
* Öksürüğü giderir.
* Ağız boşluğu, boğaz ve diş eti rahatsızlıklarında gargara olarak kullanılır.
* Omega-3, omega-6 yağ asitlerinin iyi bir kaynağı olan keten tohumu, yüksek oranda çözünür ve çözünmez lif içerir, göğüs, kolon, prostat kanserine karşı koruyucu olan lignanların kaynağıdır.

22 Şubat 2010 Pazartesi

GÜZELLİĞİNİZ İÇİN ÇOK PRATİK VE İLGİNÇ ÖNERİLER

Güzellik, çağlar boyu kadın ve erkeğin peşinden koştuğu, göreceli bir kavram. Sizler de güzelliğinize güzellik katmak için, çok fazla uğraşmadan, pratik önerilerle, bunukolaylıkla yapabilirsiniz. Ödemlerden saç güzelliğine kadar, pek çok konuda sizlere pratik önerilerde bulunmak istiyoruz.

Saç renginizi canlandırmak için kahve : Michelle Williams'la çalışan Pierre Michel, koyu renk saçlarınızın rengini ortaya çıkarmak için ilk iş koyu bir kahve hazırlamanızı öneriyor. Soğuduktan sonra kahveyi kuru saçınızın üzerine dökün ve durulamadan önce 10 dakika kadar saç diplerinizin bu rengi emmesini bekleyin.
Ödemi indirmek için folyo kağıdını deneyin : Yüzünüzü kapatacak büyüklükte bir folyo kağıdını buzluğa koyun. Aşırı derecede soğuduktan sonra ağız kısmına nefes alabileceğiniz büyüklükte bir delik açın ve folyoyu yüzünüzün üzerine yerleştirin. Bu ipucunu gibi ünlülere uygulamış olan makyaj artisti Ramy Gafni, folyonun adeta özel yapım serinletici bir maske gibi yüzünüzü saracağını ve şişkinliğinizi azaltacağını belirtiyor.
Kirpiklerinizi kaşıkla kıvırın : Max Factor'ün makyaj artisti Jake Bailey, bir çay kaşığının kenarını dikkatli bir biçimde kirpik diplerinize bastırmanızı öneriyor. Kirpik kıvırıcısını kaybettiğinde bu yöntemi Katy Perry üzerinde deneyen makyaj artisti, kaşığın metal kenarının kirpiklerinize seksi bir görünüm vereceğini belirtiyor.
Saç diplerinizi hacimlendirmek için gazlı içecek : Pompalı bir şişeye doldurduğunuz gazlı bir içeceği nemli saçınıza sıkın. Havaalanında uçuştan önce hacimlendirici saç spreyine el koyulan Kelly Clarkson için bu yöntemi uygulayan Brett Freedman, içeceğin içinde bulunan şekerin tutucu özelliği olduğunu ve saçınıza seksi bir doku kazandıracağını ekliyor.
Dağılmayan çizgiler için kalemleriniz dolaba : Kullanmadan yarım saat önce, göz kalemlerinizi buzluğa koyarak bekletin. Eski manken ve ünlü markalann temsilcisi olan Padma Lakshmi'nin uyguladığı bu yöntem sayesinde kalemlerin uçları sertleşecek ve daha belirgin çizgiler çekebileceksiniz.
Topuzu çorapla deneyin : Topuz yaptıktan bir süre sonra saç telleriniz dağılmaya başlıyorsa, saç renginize uygun, parlak bir külotlu çorap bulun. Ayak kısmını kestikten sonra topuzu tutturmak için çorabın geriye kalan elastik kısmım kullanın. Molly Sims üzerinde denediği bu tekniği anlatan kuaför salonu sahibi Patrick Melville, çorabı topuzu kıvırdığınız bölgeye sararak dışarıda kalan tutamları da içeriye doğru sokuşturmanızı öneriyor. Normal bir lastik tokadan daha eğlenceli olduğu kesin olan bu yöntem ayrıca saçınızın daha uzun süre bozulmamasını sağlayacak.
Saç Renginizi Açmak için : Eğer saç renginizin çok koyu olduğunu düşünüyorsanız, şampuanınızın içine birkaç damla sıvı bulaşık makinesi deterjanı damlatıp karıştırın. Uzmanlar, deterjanın saç rengınizi bir-iki ton açmaya yardımcı olacağını belirtiyor.

ÇEKİCİ KADINLARIN ÖZELLİKLERİ

Erkeklerin kadınlara sesksi buldukları özellikleri hiç düşündünüz mü? Yapılan bir araştırma, erkekler, kadınlarda, neleri seksi bulduğu konusunda, ilginç bir sonuç ortaya çıkmış. İşte, araştırmanın sonuçları ;

Saçınız : Dağınık saçlar ya da dağınık topuz erkekleri en cezbeden haller..
Kokunuz :Kokunuz bir erkeğin başını döndüren şey olabilir. Sevgiliniz kokunuza bayılıyorsa, vedalaşırken sizi biraz daha koklamasına izin verin.
Tırnaklar :Erkekler tırnakları cadılıkla özdeşleştirseler de seks sırasında tırnaklarınızı sırtında gezdirmenizden büyük zevk alırlar.
Köprücük kemiğiniz :Yanlış okumadınız, köprücük kemiği bölgeniz bazı erkekler için en seksi yeriniz olabilir.
Gözleriniz :Seksi bakan gözlere hiçbir erkek karşı koyamaz. Dumanlı göz makyajı ya da pırıltılı göz farı ile seksi bakışlara sahip olabilirsiniz. Siyah maskara, ince ve düzgün sürülmüş eye-liner ile gözlerinizi ön plnana çıkarabilirsiniz. Makyajınızın geri kalanı için uygulayacağınız pembe allık ve gül kurusu dudaklar size doğal bir görünüm verebilir.
Dudaklarınız :Koyu kırmızı ruj dolgun dudaklarınızı daha arzulanır bir hale getirebilir. Erkekler için ilk öpücük çok önemlidir. Onu unutamayacağı şekilde tutkulu bir şekilde öpün.
Boynunuz : Kuşkusuz erkekleri en çok tahrik eden bölge boyun.. Uzun boyunlu, saçları sırtına dökülmüş bir kadından daha seksi ne olabilir.
Göğüsleriniz : Çoğu erkek için tartışmasız kadınların en dikkat çekici ve seksi özelliği göğüslerdir.
Teniniz :Yumuşak bir ten her erkeği etkiler.. Sıcaklığınızı hisseder. Pürüzsüz ve temiz bir vücuttan daha seksi ne olabilir ki?
Kulak memeniz :Yumuşak ve hassas.. Erkekler buna bayılıyor..

CİNSELLİK OLMADAN AŞK OLUR MU?

Sorumuzun başlığına bakıp, evet veya hayır şeklinde bir yorum yapabilirsiniz. Kimine göre, cinsellik olmadan aşk olmaz, kimine göre de aşkla, cinselliğin ilgisi yoktur. Yapılan bir araştırmaya göre, Orgazm yaşadığınızda bağlılık hormonu olan oksitosin salgılanır ve yakınlık hissedilir. Böylece cinsellik, güçlü duygularla beslenmiş olur.

Tabiki, burada önemli olan, soruyu yönelttiğiniz kişidir. Daha doğrusu, soruyu sorduğunuz kişini aşktan ne anladığıdır. 13 yaşında, ilk cinsel deneyimini yaşamış ve çılgın alemlere akan bir erkek için aşk, bir kadını dayanılmaz bir biçimde arzulamak olarak tanımlanabilecekken, 17 yaşında bakire bir kız için aşk, cinsellikten soyutlanmış bir duygu yoğunluğu, onu gördüğü sayılı dakikalarda bir hayata yetecek kadar mutlu olabilmek şeklinde düşünülebilir.
Aşk göreceli bir kavramdır ve herkese farklı bir şey ifade eder. Fakat cinsellikten uzak bir sevgiyi, karşısındakinin iyiliğine kanalize olmuş bir his kombinasyonunu, çocukluk aşkı sizinkisi, ciklet kola şekerleme" şekline nitelemek takdir edilesi bir davranış değildir, çünkü her insan aşık olduğunda karşısındakinin yataktaki performansını hayal etmez.
Aşk ve cinsellik, birbirinin yaveri gibidir. Cinsellik oldukça aşk büyür, aşk büyüdükçe cinsellik daha keyifli ve isteniz bir hale gelir.

GÖBEK YAĞLARINDAN KURTULMAK KIRMIZI BİBER FORMÜLÜ


Hanımlar ne kadar diyet yaparlarsa yapsınlar, bir türlü göbek problemini çözmezler. Kilo alıp vermek, masa başında çalışmak, hamilelik, doğum gibi pek çok sebeple, göbek, başlıbaşına bir sorun haline gelir. Sizlere, kırmızı biber ile göbeğinizden kolaylıkla kurtulmanın formülünü vermek istityoruz.
GEREKLİ MAZLEMELER :

* 500 gram susam yağı,
*1 çorba kaşığı biberiye otu ,
* 1 tatlı kaşığı rendelenmiş taze zencefil,
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Tüm malzemeleri karıştırın. Bu karışımın içine bir kırmızı biberi ince ince doğrayın. 30 dakika benmari usulü kaynatıp bir kavanozun içine koyun ve demlenmesi için bir gece bekletin. Ertesi gün karışımı süzün ve her akşam, bu karışımla sorunlu bölgenize masaj uygulayın. Karın egzersizleri yapmayı da ihmal etmeyin. Kısa sürede, göbeğinizdeki yağlardan kurtulduğunuzu göreceksiniz.

SİGARANIN CİLDİMİZE VE SAĞLIĞIMIZA ZARALARIZARARLARI

Sigaranın, başta kanser olmak üzerei pek çok hastalığın sorumlusu olduğunu bilmeyen yok. İçerdiği pek çok kimyasal madde, adeta ölüm saçıyor.
Sağlık açısından, başta akciğer kanseri olmak üzere, dolaşım bozukluğu, gırtlak , dudak ve burun kanseri gibi hastalıklara yol açan sigara cilt için de ayrı bir tehdit unsuru.
Sigara, tepeden tutun, tırnağa kadar, bedenimizin her noktasına zarar. ÖZellikle cilt üzerindeki olumsuz etkileri, çok çok fazla. Cildin 2 büyük düşmanından birincisi, aşırı güneş ışığı, diğeri ise, sigara. Sigaranın cilt üzerindeki olmsuz etkileri ;

* Sigara içmek, cildin çok hizli bir sekilde yaslanmasina neden olur. Sigara içmek vücuttaki kolajenin tekrar üretimine engel olur, ciltteki suyu yok eder, göz ve agiz çevresinde çizgiler olusmasina, o bölgelerin büzüsmesine neden olur. Ayrıca, elastin üretimini de zarar ugrattigindan, cildin esnekligini kaybettirir.
* Nikotinin kan damarlarini daraltmasi ve cilde giden oksijen ve besin degerlerinin minimuma indirmesi nedeniyle, sigara içenlerin cansiz ve soluk benizli bir dis görünüsleri olmaktadir.Ayrıca, sigara içmekten dolayı, vücutta artan karbon monoksit, ciltteki oksijeni yok etmektedir.
* Sigara içmek, akcigerleri ve diger organlari tahrip etmektedir, ayni zamanda vücudun C vitamini depolarini yok etmektedir. C vitamini, cildin kendini onarmasi için gereken vitaminlerden biridir, Ayrıca sigara içerken olusan asirici sicaklik da cildi tahris eder.
* Sigara içmekle, hem vitamin depolarını, hem de kolojen dopolarını yok ettiğinizi bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.

HAMİLELİKTE AĞIZ BAKIMI NASIL OLMALIDIR

Hamilelik sırasında sıkça yaşanan ağız sağlığı problemleri, anne adaylarını sıkıntıya sokan bir durumdur. Bu durumda, Jinekoloğunuz ve diş hekimiz birbiriyle bağlantılı çalışmalıdırlar.

Hamilelik döneminde ağız sağlığı:
•Her ay düzenli olarak diş muayenesi yaptırın. Hiç bir zaman için aksatmayınız.
•Bazı zaman diş fırçası diş aralarındaki yerlere ulaşamaz bu nedenle dişiniz için İp kullanmalısınız.
•Şekerli yiyecekler ve nişastalı yiyecekler sizler için zararlı olabilir. Şekerli içecek ve yiyeceklerden mümkün olduğunca az tüketiniz.
•Diş fırçasının Florürlü olmasına özen gösterin ve günlük en az 3 kere dişlerinizi fırçalayın.
•Diş doktorunuzun her tavsiyesine uyunuz.
Unutmayınız ki; Diş sağlığınız çocuğunuzun karnınızda gelişmesine sağlamaktadır. Dişiniz ile ilgilenmediğiniz sürece baş ağrısı ve bir çok yan etkilerini görebilirsiniz. Hamilelikte ağız sağlığı hakkında bildiğiniz kurallar sizi bir çok hastalıktan korumaktadır.
herhangi bir diş tedavisi için en uygun zaman 4. Ve 6. aylar arasıdır. Şiddetli ağrının eşlik ettiği acil durumlarda tedavi hamileliğin herhangi bir döneminde yapılabilir. Anestezi ve ilaç verilmesini gerektiren durumlarda jinekolog ile irtibat kurulmalıdır. Ertelenebilecek işlemler doğumdan sonraya bırakılmalıdır.
Hamilelik döneminde diş röntgeni zararlı mıdır?
Bu dönemde tedavi için çok gerekli ise ağız içinden 1-2 film alınabilir.Her ne kadar dişhekimliğinde çekilen röntgenlerde verilen radyasyon miktarı çok az ve karın bölgesine çok yakın değilse de gelişmekte olan bebeğin ışın almasını önlemek için mutlaka kurşun önlük kullanılması gerekir.Yine de ilk üç ay film çekilmesinden kaçınmak gerekir.
Dişeti İltihapları ;
Dişeti iltihabı dişlerin etkin olarak bakımı ve temizlenmesi ile önlenebilir. Her gün en az iki kez, mümkün olan durumlarda her yemekten sonra dişler fıçalanmalıdır. Her gün tüm dişlerde diş ipliği ile temizlik işlemi de yapılmalıdır. Sabah diş fırçalamak rahatsızlık veriyorsa ağız su veya anti-plaque ve floridli gargaralarla çalkalanmalıdır. Dengeli beslenme ile birlikte C ve B12 vitamin destekleri de ağız sağlığının sürdürülmesi açısından önemlidir. Dişhekimine daha sıklıkla gidilmesi de etkin plak kontrolünü sağlayarak gingivtis gelişimini önler. Plak kontrolünün sağlanması aynı zamanda dişeti irritasyonunu ve hamilelik tümörlerinin oluşma riskini de azaltır.
Dişhekimine ne zaman gitmelidir?
Hamilelik planlanıyorsa veya hamile olunduğundan şüpheleniliyorsa dişhekimi ziyaret edilmelidir. Ilk 3 aylık dönemde temizlik yapılması uygundur.

GÜZELLİĞİN ALTIN ORANI

Altın oran, yüz yıllardır, pek çok şey için, değer ölçüsü olarak kullanılan bir işlem. Öncelikle, Altın Oranın ne olduğunu açıklayalım. Altın oran, 1 sayısına eklendiğinde kendi karesine eşit olan iki sayıdan biridir. Altın oran 1,618033.... olarak devam eden ondalık sayıdır. 1 sayısına eklendiğnde kendi karesine eşit olan diğer sayı da - 0,618033... olarak devam eden ondalık sayıdır.
Kanada'nın Toronto Üniversitesi tarafından yapılan araştırmaya göre bir göz bebeğinden diğerine olan uzaklık, yüz genişliğinin (bir kulağın iç köşesinden diğer kulağın iç köşesine kadar) yüzde 46'sı olmalı. Yüzün uzunluk oranı hesaplanırken de, gözün orta noktasından ağzın orta noktasına olan uzaklık, yüz uzunluğunun (saçın başlama noktasından çeneye kadar) yüzde 36'sı olmalı. Çalışmayı yürüten Profesör Kang Lee, ''Büyük göz veya dolgun dudaklar gibi özelliklerin kadınları daha çekici kıldığını biliyorduk. Ancak bizim çalışmamızla yüz yapısının da çekiciliğe bir katkısı olduğunu ortaya koydu. Bu noktada saç kesimi de önemli, saç kesimi yüz oranını değiştirebiliyor'' dedi. Dünyaca ünlü yıldızlar arasında kusursuz yüz ölçülerine sahip kadınlar arasında Jessica Alba, Liz Hurley ve Shania Twain bulunuyor. Dünyanın en seksi kadınlarından biri olarak kabul edilen Angelina Jolie ve Leonardo Da Vinci'nin Mona Lisa'sı kusursuz yüz ölçüleriyle uyuşmuyor.
ALTIN ORAN ÖLÇÜLERİ
1. Genişlik oranı: Bir göz bebeğinden diğerine olan uzaklık, yüz genişliğinin (bir kulağın iç köşesinden diğer kulağın iç köşesine kadar) yüzde 46'sı olmalı
2. Uzunluk oranı: Gözün orta noktasından ağzın orta noktasına kadar olan uzaklık, yüz uzunluğunun (saçın başlama noktasından çeneye kadar) yüzde 36'sı olmalı.
1. İnsan kolunun uzunluğunun dirsek uzunluğuna ordanı altın oranı verir.
2. Parmaklarda da yine kollardaki olay geçerli.
3. Boy / bacak boyu oranı,
4. Ağız genişliği / Burun Genişliği
5. Tütün Bitkisinin yapraklarının dizilişinde bir eğrilik söz konusudur. Bu eğriliğin tanjantı altın orandır.

BOYALI SAÇLARIN BAKIMI

Boyalı saçların bakımı, gerçekten maharet istiyor. Rengarenk boyattığınız saçlar için, doğru bakım uygulamak, hem saçlarınızın yıpranmasını önleyecek, hem de, saç renginizin uzun süre dayanmasını sağlayacak. Boyalı saçların bakımında uygulanacak püf noktalar konusunda sizleri bilgilendirmek istiyoruz.

Boyalı saçlara normal saçlardan fazla bakım yapmak gerekir. Saçın rengini, sağlığını, dolgun görünümünü, parlaklığını korumak için doğru şampuanı ve doğru bakım yöntemini seçmek gerekir.
Koyu tonlardaki saç boyalarını kullanan kadınların en büyük şikâyeti renginin hemen solması ve donuklaşmasıdır. Bu noktada saçınızdaki boyanın akmasına neden olmayacak şampuanları seçmek gerekir. Kuaförlerin yaptıkları işlemleri göz önünde bulundurun. Radikal bir renk değişikliği yapmak istediğinizdeki altta kalan boyayı temizlemek için kepeğe karşı ya da bebekler için hazırlanmış şampuanları, sabunları kullanırlar. Boyanın hemen akmaması için bu tür şampuan ve sabunları saçınızı temizlemek için kullanmamaya özen gösterin.
Saç rengini korumak için kepek şampuanı kullanmamak doğrudur ancak saçınızdaki kepeklerle yaşamak zorunda değilsiniz. Kepek şampuanı kullandığınız durumlarda içeriğinde saçınızın rengine yakın maddeler bulunduran saç kremleri kullanabilirsiniz. Özellikle kızıl tonlarındaki saç renkleri için üretilmiş kızıl renk içerikli saç kremleri bulunmaktadır.
Boyalı saçların sağlığını korumak için mutlaka nemlendirme yapılmalıdır. Bu işlem için kaliteli bir saç kremi kullanabilirsiniz. Bildiğiniz gibi saç kremi saç diplerine değil sadece saç uçlarına uygulanmalıdır. Aksi takdirde saçlarınız dökülebilir. Saç kremi ayrıca daha uzun süre saç renginizin canlı kalmasına yardımcı olur.
Haftada bir kez saçınızı nemlendirecek, rengini koruyacak bir saç maskesi uygulayın. Hem saçın rengini hem de saç derisindeki yağı dengesini korumak için saçlarınızı gün aşırı yıkamaya özen gösterin.
Güneş ışıkları saçınızın renginin solmasına neden olabilir. Bu sebeple güneşlenmeden önce saçlarınıza koruyucu bir bakım kremi ya da şapka takmayı ihmal etmeyin.
Saçlarınızı kuruturken fön makinesini yüksek sıcaklıkta kullanmayın. Aksi takdirde saçlarınız elektriklenir, saç uçları kırılarak istemeyeceğiniz bir görüntünün ortaya çıkmasına neden olur.

GEBELİK ZEHİRLENMESİ NEDİR ?

Preeklampsi, gebelikte meydana gelen, bilinç kaybı ve kasılmalarla başlayan ve koma ile sonuçlanan bir çeşit gebelik zehirlenmesidir.Gebeliğin son 3 ayında ve lohusalığın ilk günlerinde görülen, tansiyon yükselmesi, ödem ve idrarda protein bulunması ile kendini gösteren duruma tıp dilinde gebelik zehirlenmesi yada gebelik toksemisi denir.

Gebelik zehirlenmesinin kesin olarak sebebi bilinmemektedir. Oluşumu kolaylaştıran nedenler arasında, böbrek hastalıklarıda vardır. Bu duruma yol açan nedenin dölütte değilde plasentada bulunduğu sanılmaktadır. Günümüzde ise en tahmin edilen sebebi Dölyatağına yeterince kan gitmemesi yada plasentanın bozulması gibi nedenlerde böbreküstü salgı kabuğunun salgıladığı hormonumsu maddeler meydana gelmekte, bunlar kan yoluyla değişik organlara iletilerek gebelik zehirlenmesi türünten rahatsızlıklara yol açmaktadır.
GEBELİK ZEHİTLENMESİNİN BELİRTİLERİ;
* Sinek uçuşması,
*Şimşek çakması,
* Şişmelerin 2-3 gün içinde aniden artması,
* Karın ağrısı, bulantı-kusma,
* Gebeliğin 24. haftasından sonra ve lohusalığın ilk günlerinde tansiyon yükselmesi,
* Gebelik sonuna kadar, ortalama 10-12 kiloyu aşan bir kilo kazancı,
* Ayaklarda, ellerde, yüzde şişkinlikler,
* Sürekli ve şiddetli baş ağrısı,
* Görme bozuklukları,
* Midede ve karaciğer bölgesinde ağrılar görülür.
Tedavi YoluTedavide az tuzlu perhiz kullanılır. İdrar miktarını artırıcı ilaçlar, teskin edici ve ağrı kesiciler verilir. Eğer bunlar hastaya çare olmuyorsa hastaneye kaldırılmasında ve daha yakından izlenmesinde fayda vardır.
GEBELİK ZEHİRLENMESİNDE RİSKLİ DURUMLAR:
* Annenin yaşının 20′den küçük veya 40′dan büyük olması
*Annede lupus, diabet, kronik hipertaniyon, böbrek hastalığı
* Daha önce doğum yapmamış olmak
* Ailede, preeklampsi geçiren akrabaların olması, vb.
Gebelik zehirlenmeleri, hafif, orta ve ağır vakalar olarak sınıflandırılıp bu vakalar çok sıkı takibe alınır. Gebeler ve etrafında­kiler tarafından, doktor tavsiyeleri çok iyi uygulanmalıdır. Özellikle tansiyon takip­leri düzenli yapılmalı, tansiyon 140/90 ve üzerine çıkmışsa, hemen hekime başvurulmalıdır.

KADINLARIN ÇEKİCİ VE İTİCİ YÖNLERİ

Kadınlarala, erkeler birbirinden ayrılmaz iki parça. Ne kadın erkeksiz, ne de erke kadınsız yapamıyor. Bu yazımızda işleyeceğimiz konumuz, erkelerin, kadınlarad itici ve çekici bulduğu kanular. Bakalım kadınların çekici ve titici tarafı neymiş...

Kadınların Çekici Yönleri ;
*Tırnakların bakımı
*Köprücük kemikleri
*Koku
*Dudaklar
*Boyun tarafı
*Kulak memesi
*Gözler
*Tenin önemi
*Gögüsler
*Saçın önemi
Kadınların itici yönleri;
* Sürekli kendini övemek.
* Makyaj yapınca kendini bakımlı sanmak.
*Küfürü ve argoyu ağzından eksik etmemek, erkeksi tavırlar sergilemek.
* Eleştiri kabul edememek.
*Seslerini çocuklaştırarak konuşmak.
*özgüven eksikliği.
* Sevgili yapınca dünyayı unutmak.
* Sarhoş olmak.

21 Şubat 2010 Pazar

KİLO VERMEK İÇİN GEÇERLİ NEDENLER

Her seferinde, uzmanların dğindiği önemli bir konu var. Kilo vermek. Peki, hiç düşünüdünüz mü ? Neden kilo vermeliyiz. Bu neden bu karad önemşi bir konu? İşte sorumuzun cevabı;

*Kalp ve damar hastalıkların önlenmesi.
*Şeker hastalığı riskini düşürmek.
*Kandaki yağ oranlarının düzenlenmesi.
*Sağlıklı üreme sistemine sahip olmak.
*Hormon dengesinin düzenlenmesi.
*Tansiyonun kontrol edilebilmesi.
*Kireçlenme ve kemik hastalıklarının önlenmesi.
*Sindirim ve boşaltım sisteminin düzenli çalışması.
*Dinlendiren uyku düzenine sahip olmak.
*Genç kalmak.
*Kıyafet seçimlerinde rahat davranabilmek.
*Mutlu bir psikolojiye sahip olmak.
*Kan dolaşımı düzenini sağlamak.
Kilo vermek istiyorsanız birde sağlıklı kilo vermek istiyorsanız yapıcağınız tek şey Doktor denetimi altında kilo vermek.
Zayıflamak için sağlıgından olan, konuşmasından olan ve diğer hastalıklara yakalanan bir çok kişi vardır.
Az yemek, hiç yememek insanı zayıf yaparmı? Evet kişi kilolarından arınır ama unutulmaması gereken birşey vardır ki sağlıgında ters etkiler görülebilir. Bu nedenle bilinçli olarak zayıflamaya tercih ediniz.

20 Şubat 2010 Cumartesi

SAKIZ ÇİĞNEMENİN FAYDALARI ZARARLARI

Yaşlı genç, herkesin keyifle çiğnediği sakız, aslında sağlık açısından da oldukça önemli. Pek çok faydası olan sakız, başta kilo kontrolü olmak üzere, ağzı ve diş sağlığını da, olumlu etkilemesiyle, bizlere yardımcı oluyor.

SAKIZ ÇİĞNEMENİN FAYDALARI;
* Abur cuburlardan korunmak için sakız öneriliyor
* Sakız kalori değerlerini indiriyor
* Sakız çiğneyen bir kişi yemek yediği zaman diğerlerine göre daha çok besleniyor ( Sakın çiğnemeyenlere göre )
* Gerginliği, sinirli olmayı azaltıyor
* Ağız ve diş sağlığını destekliyor
* Ağızda bulunan baktelerilerden koruyucu özelliğine sahiptir
* Günlük düzenli olarak şekersiz sakız çiğnemeye özen gösterelim. Özellikle yemeklerden sonra ve sabah kahvaltıdan sonra çok etkili olduğu kanıtlanmıştır. Bu konu hakkında sizde fikirlerinizi paylaşmak ister misiniz? Sizce sakız çiğnemek zayıflamaya yardımcı olur mu? Veya aranızda sakız çiğneyerek zayıflayan kişiler var mı?
Evet sakız ne işe yarar diyenler mutlaka bir şeyler öğrenmiştir değil mi? Sakız hakkında merak ettiklerinizi aşağıda sorabilirsiniz.
sakız kilo kontrolünde de yardımcı olarak kullanılabilir, odaklanmayı, uyanıklığı ve konsantrasyonu artırır ve hayatın günlük stresini azaltır
Kilo kontrolüne yardımcı olur: Sakız pratik, ucuz ve düşük kalorilidir. Şekerli bir sakız yaklaşık 5 -10 kaloridir. Şekersiz olanlar da tercih edilebilir. Sakız, atıştırmayı engellemek ve kalori alımını azaltmak için harika bir yoldur.
İştahı azaltır: Sakız çiğnemek iştah kontrolü sağlamaya yardımcıdır. Appetite (iştah) dergisinde 2007 yılında yayımlanmış çalışma gösteriyor ki öğleden sonraki atıştırma öncesi sakız çiğnemek, açlığı ve kalori alımını azaltmaya yardımcı oluyor.
Öğünde daha az yemeye sebep olur: Yapılan bir çalışmada akşamüstü ara öğününden önceki üç saatlik bir zaman diliminde bir saat aralıklarla 15 dakika sakız çiğneyen yetişkinler, sakız çiğnemeyenlere göre ara öğünlerinde 36 kalori daha az yedikleri gözlenmiştir. Sakızın şekersiz ya da normal olması ise bir şey fark ettirmiyor ve her ikisi de az yemeye yardımcı oluyor.
SAKIZ ÇİĞNEMEK ZARARLI MIDIR?
Yapılan araştırmalara göre; sakızın bilinen hiçbir zararı söz konusu değil: Fakat, çevreye etkisi tartışılıyor. Her ne kadar, toplumun bilinçlenmesiyle ilgili bir konu olsa da, yeni metal kutular sakızımı nasıl atacağım endişesine son veriyor.

SAÇ KESİMİNİ YÜZ ŞEKLİNİZE GÖRE YAPTIRIN

SAçlarınızı kestirmeye gittiğinizde, kafanızdaki saç modelini, mutlaka kuaförünüze detaylı olarak antaın. SAç modelini belirerken de, mutlaka, yüz şeklinizi gözönünde bulundurun.

* Yüz şekline göre saç kesilirken kuaförünüzle uzun uzun bir diyalog yapmalı, yüzünüzü mü, saçınızı mı ön plana çıkarmak istediğinizi belirtmeli, kilo, boy, giyim tarzınız ve hatta kişiliğinizi bile konuşmalı ve ona göre saç kesimi yaptırmalısınız.
* Yuvarlak Yüz:Dengeli yumuşak bir yüz yapısıdır.Suratta değişiklik yapmaz. Ama yüzünüzün yuvarlaklığından şikayetçi iseniz ve bunu biraz olsun inceltmek istiyorsanız saçınızın volümünü yüksek tutacak modelleri tercih etmelisiniz. Böylece saçınız ön planda olup,yüzünüzün yuvarlaklığı biraz olsun azalacaktır.Yüzünüzün hatlarına göre öne doğru kesilmiş tutamlarda yüzünüzü biraz olsun inceltecektir.
* Kare Yüz:Kare yüz yapısıda yuvarlak yüz gibi dengelidir. Sertlik ön plandadır. Kare bir yüze saç kesimi yaparken eğer yüz şeklinizi değiştirmek istemiyorsanız size en uygun olanı yine kare bir kesimdir. Fakat yüzünüzdeki ifadeyi yumuşatmak, dengelemek istiyorsanız saçınıza yuvarlak modeller kestirmelisiniz.Bunu yaparken saçınıza yuvarlak bir kesimli kahkül ve şakaklarınıza inen saç tutamları yaptırabilirsiniz.
* Diktörtgen Yüz:Suratta değişiklik yapan ama fazla değiştirmiyen bir yüz şeklidir. Eğer yüzünüzü biraz kısalmak amacı ile kesim düşünüyorsanız çene kemiğini geçmeyecek şekilde kesim yaptırabilsiniz. Şakak kemiğini örtecek şekilde kesilen kesimler ile dengeli,uyumlu saç modellerine sahip olabilirsiniz.
* Enine Diktörtgen Yüz:Bu yüz şeklinde yüzünüzü biraz uzatmak ver şakak kemiklerinizin ön plana çıkmasını istemiyorsanız uzun saç modelleri ya da saçınızda yukarlara verilecek volümlerle saçınızın biçimini dikdörtgen şeklinde kesimler vasıtası ile yüzünüzü inceltebilir ve yüz yapınızda birazda olsun değişiklikler yapabilirsiniz.
* Ters Üçgen Yüz: Surat yapısını tamamen değiştirebilen yüz şeklidir.Bu tip yüz şekillerinde daha modern kesimler yapmak mümkündür. Makyaj için ise en elverişli yüz biçimidir. Kişileri çok enerji dolu gösteren bu yüz şekline eğer yüz biçimini değiştirmeden daha bir güçlülük katmak istiyorsanız, saçınızın yanlarını ve enselerini kısa kestirerek ,saç tepesine volüm vererek kesilen saç modellerini tercih etmelisiniz. Ama kendinize biraz dengeli,uyumlu ve yumuşak bir yüz ifadesi vermek istiyorsanız tam tersi enselerde daha çok volümü olan ve saçın tepesine doğru volümü azaltılmış saç modellerini tercih etmelisiniz.
* Üçgen Yüz: Saç şeklinde daha negatif olan bir yüz biçimidir. Kişileri enerjisi zayıflamış ve yorgun gösterir. Bu tip yüz şekillerinde negatif olan yüz biçimini saçınıza verilecek pozitif enerji ile dengelemelisiniz. Bunu enselerde saçı azaltarak şakak kemiğindeki bölgeden saç tepesine doğru volümü arttırarak yaptırabilirsiniz. Küçük kare kesimler yaptırabilirsiniz.
* Baklava Yüz: Bu yüz biçiminde saçınıza uzun, kısa, düz, dalgalı, kahküllü modelleri uygulayabilirsiniz. Sadece bunları uygularken kuaförünüz ile diyalog kurarak boyunuza,kilonuza ya da yüzünüzde nerenin ön planda, nereniz arka planda kalmasına karar vererek saç modelinizi bulmalısınız.

ÇOCUĞUNUZ ÇOK MU HIRÇIN ?

Çocuğunuz, belirli bir yaşına geldiği zaman kişiliğini meydana çıkarır. Her çocuğun kendini özgü özellikleri vardır. Çocuklar 3-4 yaşına geldiği zaman, duygu ve düşüncelerinde, bazı değişiklikler görülebilir.

Bunlardan bir tanesi de, duygu bocalaması’dır. Aileler bu zamanda çok şaşkın olur ve paniğe kapılabilirler. Bu dönemdeki bazı huyları ve davranışları beyninden çıkarsa’da bazıları düşüncelerinde kalmaktadır.
Çocukların hırçın olma nedenleri:
Çocuklar bazı durumlara özgü nedenler ile hırçın olabilirler.
Mesela; Oyuncaklarının ellerinden alınmasına, bazı işlerde engellenmelerine, üzerine kıyafet giydirmede ve çıkartmada hırçın olabilirler.
Hırçın olmanın farklı sebepleri:
•Sağlık sorunları
•Beslenmede problem yaşaması
•Çocuğa önem verilmez, dinlenmez çocuk bu durumda sinirli olabilir
•İfade etme yeteneği olmayan
•Kendinde güven eksikliği yaşaması
Hırçın olma nedenlerinden farklı olanları bunlardır. Çocuğunuzda bu tür davranışlar görüyorsanız direkt olarak diyalog haline geçiniz. Kendinizdeki bazı hataları ise düzeltiniz.
Aileler bu durumda çocuklarına karşı hoş görülü ve sakin davranmalıdırlar. Sağlıklı düşüncelere kapılın ve çocuğunuz ile devamlı vakit geçirin. Çocuğu dışlamak sağlığı açısından sorun yaratabilir.

EMZİRME DÖNEMİNDE BESLENME ÖNERİLERİ

Doğumdan sonraki, en önemli konu, annenin beslenmesidir. Çünkü, sizin yediğiniz herşey, bebeğinize de süt olarak geri dönecektir. Bu yazımızda, emzirme döneminde, beslenme kurallarından bahsetmek istiyoruz.

Anneler hangi şartlarla olursa olsun, bebeğinin büyümesini ve gelişmesini sağlayacak yeterli sütü üretir. Sağlıklı bir anne 700-800 ml süt salgılar. Bunun içinde 700 cal. ihtiyaç vardır. Bu ihtiyacın bir kısmını depolardan karşılanır. Ama mutkala alınacak besinlerle enerjiyi artırmak gereklidir. İyi beslenen annelerin sütü vitamin bakımından daha zengindir. Emzirme döneminde hem annenin sağlığını korumak hem de sütün daha sağlıklı olması için beslenmemeye dikkat etmek gereklidir.
Emzirme döneminde,1.Salam, sucuk, sosis gibi katkı maddeleri içeren besin grubları mümkün olduğunca az tüketilmelidir.
2.Yemeklerde kullanılan tuz iyotlu olmalıdır.
3.Kuru meyvalar demir kalsiyum bakımından zengindir. Günlük olarak tüketilmelidr.
4.Hazır meyva suları, asitli içecekler, alkollü içecekler tüketilmemelidir. Taze sıkılmıs meyva suları tercih edilmelidr.
5.Pekmez kan yapıcıdır. Şeker yerine pekmez içilmelidir.
6. Bebek emzirildikten sonra, gün içerisinde, 3 lt su alınmalıdır.
7. Sebze ve meyvalar iyice yıkanmalıdır.
EMZİKLİLİKTE GÜNLÜK BESLENME PLANI
KAHVALTI:
*1 su bardağı süt (kalsiyumla zenginleştirilmiş),
*1 yumurta,
*1 kibrit kutusu kadar peynir,
*4-5 zeytin,
*1-2 ince dilim ekmek,
*1 meyve veya domates-salatalık,
ARA ÖĞÜN:
Meyve, süt,
ÖĞLE:
*1 porsiyon etli sebze yemeği,
*1 porsiyon pilav veya makarna,
*1 kase yoğurt veya ayran,
*1 ince dilim ekmek,
Salata, meyve,
ARA ÖĞÜN:
*1 kibrit kutusu kadar peynir,
*1-2 ince dilim ekmek,
*Meyve veya domates,
AKŞAM:
*Çorba ( tarhana, mercimek, sebze veya yoğurtlu çorbalar),
*2-3 yumurta kadar et (balık, tavuk) veya kıymalı sebze yemeği,
*1 porsiyon zeytinyağlı sebze yemeği,
*Salata,
*1 kase yoğurt veya sütlü tatlı,
*1-2 ince dilim ekmek,
GECE:Meyve, süt veya sütlü tatlı,
** Yemek aralarında ıhlamur, nane, papatya gibi bitki çayları, az şekerli limonata ve komposto içilebilir.

SAĞLIKLI VE GÜZEL SAÇLAR İÇİN ÖNERİLERİ

Saçların güzel ve sağlıklı olmasını engelleyen kırılma, matlaşma ve pullanmalar, çevresel faktörlere, beslenme alışkanlıklarına ve yanlış uygulamalara bağlı olarak gelişebilir.

Kadın erkek herkes için çok önemli olan saçlar, kış aylarında soğuk hava, yağmur ve kar gibi dış etkenlerden de çok çabuk etkilenir. Memorial Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Tuğba Türe, saç sağlığının korunması için yapılması gerekenler hakkında bilgi verdi ve gerekli özen gösterildiğinde sağlıklı ve güzel saçlara kavuşmanın mümkün olduğunu söyledi.
SAĞLIKLI BESLENME SAĞLIKLI SAÇLARIN ALTIN KURALIDIR :Öncelikle saçların kökünden beslendiği unutulmamalı. Dışarıdan uygulanan ürünler saçlara sağlık getirmez. Saçlar için gerekli olan vitamin ve mineraller ancak kan yolu ile saç köklerini besleyebilir. Demir, çinko, vitamin B12, folik asit ve biotinden zengin beslenmek saç sağlığı için gereklidir. (Kırmızı et, yumurta beyazı, kurubaklagiller…)
Dengeli ve düzenli beslenmek, sebze ve meyve gibi antioksidan yiyecekleri gerektiği kadar tüketmek, düzenli uyku ve stresten uzak durmak saç sağlığı için önemlidir. Dermatoloji uzmanına danışmadan saç sağlığı için önerilen ilaçların kullanılması doğru değildir
HER GÜN YIKAMAK SAÇA ZARAR VERİR :Saçlar gün aşırı ve ılık su ile yıkanmalıdır. Ayrıca ikisi bir arada ürünler yerine şampuan ve saç kreminin ayrı ayrı uygulanması daha doğru olacaktır. Saç kreminin saç uçlarına sürülmesi yeterlidir.
AÇINIZI SIKI TOPLAMAYIN :Özellikle alın bölgesinde bant şeklinde görülen saç dökülmelerinin en sık sebebi sıkı toplanmış saçlardır. Bu tarz uygulamalar, zaman içerisinde kıl köklerinin zarar görmesine ve saç kayıplarına neden olabilir.
SICAK FÖN KULLANMAYIN :Saçların kaba ve sert bir biçimde taranması saçları yıpratabilir. Eğer kuru ve zor taranan saçlara sahipseniz durulanmayan bakım ürünlerini kullanarak saçlarınızı koruyabilirsiniz. Ayrıca saçlar kurutulurken ve şekillendirirken çok sıcak uygulamalardan kaçınılmalıdır.
SAÇ BOYASI VE JÖLE SAÇLARI YIPRATIR :Saç boyası, renk açıcılar, jöle, köpük, sprey gibi kozmetik ürünlerin bilinçsiz kullanımı saçlara zarar verebilir. Saç şekillendirici ürünler sık kullanımda ve saçtan temizlenmediğinde saçta kalıntı oluşturarak saç tellerinde zayıflama ve kırılmalara neden olabilirler.

CİLT BAKIMI NASIL YAPILMALIDIR ?


Cilt bakımı yapmak, cildin arındırılması ve uzun yıllar genç kalması açısından çok önemlidir. Peki cilt bakımını nasıl yapmalı, neler uygulamalı, hangi yolları izlemeli ?

Normal olarak gençlikte herkesin cildi güzeldir; önemli olan, cildin güzelliğini sağlayan diriliği, pürüzsüzlüğü, tazeliği ileri yaşlarda da olabildiğince sürdürebil mektir. Bu olanaksız bir şey değildir. Doğru yürütülen sistemli bir bakım programı kişinin kırkından sonra bile kırışıksız, canlı bir deriye sahip olmasını sağlar.
Cildimiz, iç dünyamızın bir aynasıdır adeta. En küçük bir içsıkıntısı, hemen ciltte kendini belli eder, dışa vurur. Cilt canlı bir organizmadır, yani solur, hava alır, kendi kendini yeniler. Bu yenilenme yirmi yedi günde bir gerçekleşir, normal olarak günde on gram eski deri atılır. Ancak yirmi beş yaşından sonra yenilenen deri hücreleri gittikçe azalır; nemlemenin eksikği oranında kuruma ve sertleşme artar, ilkkırışıklıklar kendini gösterir.
Anlaşılacağı üzere yenilenme ile derinin soluması, hava alması arasında çok yakın bir ilişki vardır. Bu ise cildin yeterince nemli olmasına bağlı olan bir şeydir. Fazla güneş, kuru kalorifer havası ya da tam tersine fazla soğuk hava ve fazla su gerekli nemlenme düzeyinin üstüne çıkıldığı ya da altında kalındığı için derinin kurumasına yolaçar.
Ancak derinin kuruması, salt nem düzeyindeki bozukluktan ileri gelen bir şey değildir. Hava kirliliğinin ve pisliğin de rolü önemlidir. Bu dış etkenlerin yanısıra, ruhsal gerginlik (stres),uykusuzluk, hareketsizlik ve kötü beslenme gibi etkenler de, cildin bozulmasında çok etkili olurlar.
Cilt bozucu bu etkenlerin sayılması bile, cilt bakımında nelere dikkat etmek gerektiği konusunda ön fikir veribilir.
Cildin kendi kendini yenileme yetisinin olabildiğince uzun süre yaşamasına yardımcı olabilmek için, hava almasını sağlamak, olabildiğince hava kirliliğinden uzak yerlerde bulunmak, hiç değilse tatillerde temiz havalı yerlere gitmek ve en önemlisi bütün gövdeye temiz hava aldırmak en basit ve temel cilt bakım kuralıdır. Ancak deriye bol ve temiz oksijen aldırmaya çalışırken, güneşte kurutmak, yahut rüzgârda kavurmak da cildin pul pul kabarmasına, kurumasına, katılaşmasına neden olur. Bunun önüne geçmek için cildin bir yandan temiz oksijen alırken öbür yandan keskin güneş ya da sert rüzgâr altında nem kaybına uğraması nı önleyici nemlendirici kremler sürmek gerekli ve yeterli bir önlemdir. Krem deriye kalınca bir tabaka halinde sürülmeli ve on-onbeş dakika derinin kremi emmesi beklenmelidir.
Pisliğin de cilt üzerinde olumsuz etkisine değinmiştik. Bu bakımdan kişinin temizliğine dikkat etmesi, ve temiz bir ortamda olsa bile sırf terlemeyle cilt gözeneklerinin tıkanacığını, bunun da derinin solumasını, hava almasını zorlaştı racağını bilerek gece yatmadan önce ve sabah kattıktan sonra elini yüzünü yıka ması gerekir. Buna karşılık deriyi temiz tutmak amacıyla her gün duş yapmak da doğru değildir, çünkü yıkanmanın fazlası da bu kez gerekli nemlilik oranının üstüne çıkılmasına, hatta derinin koruyucu taba kasının tahriş olmasına yolaçarak istenen sonucun tam tersini verir. En iyisi kişinin kirlenme durumuna göre iki, üç günde bir kısa, hafif bir duş alması ve / veya, haftada bir tam bir banyo yapmasıdır.
Peeling : Banyo sırasında deriyi yumuşakça fırçalamak da ölü deri tabakasının atılmasını, gözeneklerin açılmasını ve kan dolaşımının hızlanmasını sağladığı ve bütün bunlar derinin hava almasını kolaylaştırdığı, aldığı oksijeni arttırdığı için oldukça yararlı bir yöntemdir. Deriyi fırçalamak üzere kese ya da lif en iyisidir. Sabunlanırken derinin tahriş olmaması için sabunbezi ya da yapay sünger yerine doğal sünger kullanmak tercih edilmelidir. Ancak kese ve fırçayı yüze sürmeyip yalnızca gövdede kullanmak, ayak topuk ları için (ve yalnız orası için) ponzataşından yararlanmak gerektiğini, ılık suyla duşun ise sinirleri yatıştırıp, ruhu dinlendirdiğini, soğuk suyla duşun ise deriyi diriltip gerdiğini, düzleştirdiğini dolayısıyla ılık suyla başlayan bir duşu mutlaka bir iki saniye için bile olsa soğuk suyla sona erdirmenin her bakımdan çok yerinde ol duğunu akılda tutmak yararlı olacaktır.
Masaj ve egzersizin önemi : Bütün bunlara masaj ve jimnastik de eklenebilir. Ancak bunların her ikisinin de asıl amacı cilt güzelliği değildir, o bir yan sonuçtur. Ancak şu kadarına işaret edelim ki cilt sağlığı, güzelliği iyi birkan dolaşımı ile yakından ilgilidir. İşte masaj ve jimnastik de bu kan dolaşımını hızlandır maya yardımcı olarak cildin güzelleşmesi ne katkıda bulunurlar. Kremi daire hareketleriyle vücuda yedirerek sürmek de aynı işlevi görür.
Yaş Durumu :Deri altındaki yağ bezleri çocukluk döneminde belli belirsiz denecek kadar az yağ salgılarlar. Bu nedenle çok sık yıkanmak, fazla sabun kullanmak derinin tahrişine yolaçabilir. Yaşlılık sırasında da yağlanma yeniden azalır, özellikle kollarda ve bacaklarda derinin kuruması yaşın ilerlemesiyle birlikte oldukça hızlanabilir. Yıkanırken bu noktayı gözönünde tutmak, gerekmedikçe sabun kullanmaktan kaçınmak, soğuk suyu tercih etmek yararlı olur.
Buradaki en önemli konu, cildinizi çok iyi tanıyıp, cilt tipinize göre bakım yapmaktır. Aksi taktirde, istemediğiniz sonuçlarla karşılaşabilir, cildinizi, daha erken yıpranmasına neden olabilirsiniz.

NASIRIN BİTKİSEL TEDAVİSİ

Nasır, insanı canından bezdiren, küçük beladır. Yani kendi küçük, acısı büyük bir sağlık sorunu...Nasır sürekli sürtünme ve baskı sonucunda derinin kendini korumak amacıyla ürettiği acı veren boynuzsu bir tabakadır. Nasır küçük olmasına rağmen oldukça acı verdiğinden insanı kolayca yıkacak kadar güçlüdür. Ancak evde uygulayacağınız basit bir yöntemle bu sorundan kurtulabilirsiniz.

Deriyi yumuşatmak için alın bir leğen, içini sıcak suyla doldurun, güzel kokulu bir de sabunla köpürtün ve 15 dakika boyunca ayaklarınızı bu suda tutun. Ponza taşı ya da ıslak lif ile nasırlı bölgeyi iyice ovun. Bu uygulamaları düzenli hale getirirseniz, derinin kalınlığını ve nasırını kolayca kaldırabilirsiniz. Bunları yaptığınızda ayaklarınızın rahatladığını ve nasırların geçtiğini göreceksiniz.
Eğer nasırlarınız size çok acı veriyor ve rahatsız ediyorsa doktorunuzun gerekli görmesi halinde, iyi bir pedikürcü onları tedavi eder. Ama lütfen hiçbir zaman dağlamayın, kökünden sökmeyin ve asit kullanmayın. Acıyı dindirme çarelerinden biri de adeta deri üzerindeki keratinli kütleyi “eritecek” olan zeytinyağına batırılmış dövülmüş sarımsak uygulamaktır (ya da bademyağı). Aynı zamanda kızgın ütüden geçirilmiş lahana yaprakları veya soğan çekirdeğinden lapa da çabuk iyileşmeyi sağlar.
Şifalı bitkilerle geleneksel nasır tedavileri :
Taze incir yapraklarından üst üste friksiyon yapmak. 1 litre kırmızı şarap veya sert sirkeye yatırılarak birkaç gün bekletilmiş 2 avuç duvar sarmaşığından kompres.
Mucize reçete: Sarımsak uygulaması. Ama aynı zamanda taze aynısafa çiçeklerinden de iyi sonuç elde edilebilir. Onun yerine litre başına 5 tutam demleme suyunda dinlenmiş aynısafa çiçekleri de olabilir. Aynı zamanda nasırın üzerine kırlangıçotu özü de uygulanabilir.
Kırlangıçotu nası ilacı olarak oldukça güçlü bir etkiye sahiptir. Bu mucizevi bitki ile hazırlayabileceğiniz, bitkisel nasır çözümü;
MALZEMELER:
* 1,5 litre su,
* 1 çay kaşığı potasyum klorit,
* 115 gram doğranmış taze kırlangıçotu,
* 250 ml gliserin,
HAZIRLANIŞI:Orta boy bir tencere içerisine suyu ve potasyum kloriti koyun. Kısık ateşte potasyum suda eriyinceye kadar karıştırın. Potasyumun erimesinin ardından ocaktan alın ve kırlangıç otunu ekleyin.
2 saat demlenmeye bırakın. Demlenmenin ardından tencereyi tekrar ocağa alın ve kaynatın. Kaynadıktan sonra 20 dk. kısık ateşte pişirin. Süre sonunda karışımı süzün. (Süzülmüş kırlangıç otlarını atın)
Kalan karışım buharlaşıp, 1,5 su bardağı kalana kadar kaynatın. Kalan sıvıya gliserini ekleyin ve 2-3 dk. kaynatmaya devam edin.
UYGULANIŞI:Elde edilen bu mucizevi karışımı günde iki kez uygulayabilirsiniz. Dışarı çıkmadan ve yatmadan uygulanması tavsiye edilir.

19 Şubat 2010 Cuma

ÇOĞUNUZ BİLGİSAYAR VE İNTERNETLE NE ZAMAN TANIŞMALI

Bilgisayar ve internet, hayatımızın her alanına girmiş durumda. Çocuk, büyük demeden, herkes, bilgisayar başında. Peki çocuklar bigisayarla ve internetle ne zaman tanışmalı, bu konuda neler yapılmalı?

BİLGİSAYARLA TANIŞMA : Uzmanlar ve öğretmenler çocukların kesinlikle ana okuluna başlamadan önce Bilgisayarla tanışmasının yanlış olduğunu belirtti.
Çocuklarının zihninde kalan görüntüler ve yazılar tehlikeler saçmakta. Geçmiş zamanlarda ve zaman zaman Çizgi filmlerden esinlenen çocukların balkonlardan atladıklarını görebilmekteyiz. Okul dönemlerinde evde bilgisayarınız var ise bilgisayarınızı kaldırmanız öneririz. Her ne kadarda 1 veya 2 saat izin vererek Televizyon ve Bilgisayar oynatsanız çocuğunuz aklında, beyninde yer edinecektir.
Bunu çocuğunuza veya kardeşinize uygun dillerde anlatmalısınız. Yanlış anlatımlar sonucu daha kötü sonuçlar meydana gelebilir. O yaşlardaki çocuklar yasakları adeta yapılacak bir öge gibi tanımlar ve istekle yapmak isteyebilir. Sizin denetiminiz ve gözetiminiz altında belirli aralıklarla bilgisayar kullanmalarına izin verebilirsiniz.
İNTERNETLE TANIŞMA : Çocuğunuz kaç yaşına geldiği zaman internet ile tanışmalı? Bildiğiniz üzere artık bütün işlemler bilgisayara üzerinden hal edilmekte. Anne ve babalar bilgisayar konusunda her daim endişe ile karşı karşıya. Peki ne yapılması gerekli?
Okuldaki ödevleri, günlük yaşantıdan merak ettikleri ve bir çok gerekli şeyleri artık kitaptan veya kendinizden değilde Arama moturları sayesinde merak edilenleri çocugunuza doğru bir şekilde bulabilir öğrenebilirsiniz. Belirli bir yaştan itibaren çocuğunuzu ‘ Messenger, chat siteleri ‘ ve benzeri sitelerden uzak tutunuz veya kendiniz yanında olarak eğitiniz, öğretiniz. Çocuklara baskı yapılmalımı? Baskının ölçüsü ne derece olmalıdır? Bilindiği üzere her daim yasakları çiğnemek için çocuklardan ellerinden geleni yapmaktadır bu sebeble yasağı doğru bir şekilde anlatmalısınızki yalnış bir davranış serğilemesinler.
Her genç, çocuk, yaşlı doğruyu yalnışı anlatarak değilde bazen yanında olarak kendi yalnışlarını doğrularını öğrenmelidir. Şunuda hatırlatmadan geçemiyeceğim :
Sitemiz aile sitesi olup sıcak aile özleminizi gidericeğiniz bir ortamdır. Ailenizin, çocuklarınız değerini her daim bilin.

17 Şubat 2010 Çarşamba

SAĞLIK AÇISINDAN EN ÇOK SORULAN SORULAR VE CEVAPLARI

Sağlık olmadan, hiç bir şey olmuyor. Pekei sağlığımızı korumak için çaba sarf ediyor muyuz? bu soruya, bazılarımız evet, bazılarımız da hayır şeklinde cevap varecektir. Bu yazımızda, sağlık açısından en çok merak edilen soruları ve cevapları, sizlerle paylaşmak istiyoruz.

SORU : Erkekler 50’li yaşlarına geldiğinde ne kadar arayla cinsel ilişkiye girmeli?
CEVAP: Haftada 3 kere cinsel ilişkiye girmek prostat kanserine karşı koruyor.
SORU : Kemik erimesini (Osteoporoz) önlemenin en iyi yolu hangisi
CEVAP: Yeterince kalsiyum almak kemik erimesine karşı en iyi yöntem.
SORU : Nikotin krizi en sağlıklı şekilde nasıl engellenir?
CEVAP: 10 dakika koşmak, nikotin ihtiyacını azaltıyor.
SORU : Bulmaca çözme yeteneği nasıl geliştirilir?
CEVAP:Uzmanlar sağlıklı beslenmenin, spor yapmanın, iyi uyumanın, huzurlu olmanın beyin fonksiyonlarını geliştirdiği görüşünde birleşiyor.
SORU :Griple mücadele etmenin en iyi yöntemi hangisi?
CEVAP: Amerikalı uzmanların araştırmasına göre, beyaz mantar yemek vücudun bağışıklık sistemini güçlendiriyor ve böylece kişi gribe yakalanmıyor.
SORU : Kalp krizi nasıl önlenebilir?
CEVAP: Amerika’daki Harvard Üniversitesi’nde yapılan çalışmada şu sonuç çıktı: Haftanın 5 günü fıstık yemek, kalp krizi riskini yarı yarıya azaltıyor.
SORU : Alzheimer hastalığına yakalanma riski nasıl azaltılabilir?
CEVAP: İsveçli uzmanların araştırmasına göre, orta yaşlarda olup yalnız yaşayanların Alzheimer’a yakalanma riski, evlilere göre daha fazla. (Alzheimer bunamaya yol açan bir hastalık).
SORU :Niçin hastaneye gidilmeli ?
CEVAP:Sağlığımızla ilgili problemlerimize, en doğru çözümleri tam teşekküllü hastanelerde bulabiliriz.
SORU : Kadınlar fiziksel acıyla en iyi nasıl başa çıkabilir
CEVAP: California Üniversitesi’ndeki araştırmada, kadınların aşık oldukları erkeklerin ellerini tutunca veya fotoğraflarına baktıklarında ağrılarının azaldığı ortaya çıktı. Kadınlara aşk iyi geliyor .
SORU : Körlük nasıl önlenebilir?
CEVAP: Araştırmalara göre sürekli kırmızı et yiyen kişilerin kör olma riski, fazla kırmızı et yemeyenlere göre iki kat fazla. Daha az kırmızı et yiyerek kör olma riski azaltılabilir.