17 Haziran 2009 Çarşamba

EGZERSİZİ NE ZAMAN YAPMALI ?

Egzersizler, form tutmanıza yardımcı olurken, daha sağlıklı ve kaliteli bir hayat sürmenize de yardımcı olur. Günlük yaşantınızda yapacağınız egezesizleri, bir yaşam tarzı olarak kabul etmeniz gerekir. Peki, bu egzersizleri ne zaman yapmalı ? İşte cevabı...

* Eğer düzenli olarak o saate yaşantınızda sadık kalıyorsanız, sağlık açısından da herhangi bir sorununuz yok ise sabahın 06:00 sında da egzersiz yapabilirsiniz. Ama öncesinde 5-10 dakika germe çalışmaları yaparak kaslarımızı hazırlamak şartıyla... Sağlıklı yaşam için egzersizi yaşantınızla bütünleştirin. Egzersiz yapmak için, sabah saatleri tercih edilmelidir. Çünkü, sabah vücut ısıssı 36 derece olur. Egzersiz yapıldığıda, bu ısı 1 derece daha artar ve vücut ısısı, 37 dereceye çıkar. Egzersiz sırasında bir diğer önemli konu da, nem oranıdır. Sabah yapılan egzersiz sırasında, nem daha az olduğundan, egzersiz sırasında, vücutta stres oluşmaz.
Egzersiz yaparken, doğru kıyafetleri giymek de, çok önemli bir konudur. Sıcak havalarda, naylon giysilerden kaçınmalısınız. Yaz mevsiminde merserize, kış mevsiminde ise, pamuklu giysiler tercih edilmelidir.
* Alışkanlıklarınızın çok önemli olduğunu unutmayın. Sabahları erken uyanıp kendilerini çok enerjik hissedenler egzersiz tercihini sabahtan yana kullanabilirler, bir şartla... Kişide bir şeker düşüklüğü (hipoglisemi) yoksa sabah kalkınca metabolizmanın su ihtiyacını karşıladıktan sonra; bu da oda sıcaklığında bir bardak su içimidir.
* Kaliteli ve deliksiz bir uyku uyumak için, egzersizlerden faydalanabilirsiniz. Ama bu yapılan egzersiz saati kesinlikle uyku öncesine yakın olmamalıdır. En uygun saatler, öğleden sonraki saat dilimleridir. Bu saatlerde egzersizle artmış vücut ısısında bir düşüş meydana gelir ve uykuya geçiş daha kolay olur. Egzersiz yapmak, uykusuzluk sorunu yaşayanlar için, hekime danışılmak suretiyle, iyi bir alternatiftir.

MAJYAJ MALZEMELERİ NASIL SAKLANMALI?

Makyaj malzemeleri, güzelliği ortaya çıkarmak için, bir araç sadece. Kadınlar için, vazgeçilmez bir unsur olan makyaj malzemelerini, daha uzun süre korumak adına bazı önerilerimiz olacak. Bu sayede, makyaj malzemeleriniz, daha uzun ömürlü olacak.

CİLT BAKIM KREMLERİ : Cilt bakım kremlerinizi, eğer, üzerinde, son kullanım tarihi belirtilmemiş ise, en fazla 2 yıl saklayabilirsiniz. Bu süre içerisinde, kremlerinizin bozulmaması için, buz dolabının kapak kısmında saklayabilirsiniz.
RİMELİNİZİN KURUMAMASI İÇİN : Kurumaya başlamış olan rimelinizin fırçasına, bir kaç damla ılık su veya hint yağı damlatın. Rimelinizi daha uzun süre kullanabilirsiniz.
RUJLAR : Rujunuzu fırçayla kullanırsanız hem daha iyi sonuç elde edebilirsiniz hem de rujunuzu sonuna kadar kullanabilirsiniz.
OJELER : Kuruyan oje şişelerinin içine birkaç damla koruyucu damlatarak ojeyi sulandırabilirsiniz. Böylece oje hem sulanmış, hem de güzel bir parlaklık kazanmış oluyor.
GÖZ VE DUDAK KALEMLERİ : Kalemleri açarken, kırılma olasılığına karşı, kullanımdan 30 dak önce, buzdolabına koyun. Kalemlerin ucu sertleştiğinden kolayca, kırılmadan açılabilir.

16 Haziran 2009 Salı

NEDEN KADINLAR DAHA UZUN YAŞAR

Her zaman, kadınların erkeklerden daha fazla yaşadıkları söylenir. Bu gerçek, bilimsel olarak da kanıtlanmış durumda. Peki, kadınların erkeklerden daha fazla yaşama nedenlerini, hiç merak ettiniz mi ?

* Kadınlar, sağlıklarına daha düşkün.
* Stresleri erkeklere göre daha az. (2. ve 3. maddeleri söylerken, sanırım günümüz koşullarını gözardı etmişler)
* İş kazalarıyla karşılaşma riskleri daha az.
* Erkeklere göre ruhsal ve hormonal açıdan daha monogam olmaya eğilimli. Bu nedenle cinsel yolla bulaşan hastalıklara daha az yakalanıyorlar.
* Hormonal hiperaktif olmaları yani çok fazla değişken hormonal yaşamları, daha dirençli olmalarını sağlıyor.
* Kadınlar daha sevecen, hayata daha bağlı, daha çok huzur içinde olmaya çabalıyor. Erkekler birbirlerine çok açık ve samimi değiller.
* Kadınlar daha az sigara, alkol tüketiyor.

15 Haziran 2009 Pazartesi

CİLT BAKIMININ PÜF NOKTALARI

Etkili bir cilt bakımı, cildinizi olduğundan daha genç ve pürüzsüz görünmesini sağlar. Etkili bir cilt bakımı yapmanın da, bazı kuralları vardır. Bu yazımızda, cilt bakımının püf noktalarından bahsetmek istiyoruz.

CİLDİNİZİ TEMİZLİĞİ : Cil temizliğinde, sabah ve akşam cildin temizlenmesi önemlidir. Eğer makyaj yapıyorsanız, mutlaka, cildinizi makyajdan arındırıp, uygun bir nemlendirici kullanmanız gerekmektedir. Makyaj yapılmasa bile, cildin, günlük birikimlerden arındırılması şarttır.
KURU CİLTLERE İÇİN : Yağlı cilt bakımında, losyonlar ve jeller tercih edilirken, kuru ciltlerde, kremler ve temizleme sütleri tercih edilmelidir. Bu tip temizleyiciler, kıl köklerinde bulunan yağ hücrelerine yapışmış olan kiri derinlemesine temzilediğinden dolayı, etkili bir cilt bakımı sağlar. MİKROFİBER KUMAŞLAR : Cilt temizliği veya hafif peeling için özel olarak imal edilen mikrofiber kumaşlar ve eldivenler oldukça etkili bir şekilde temizliği tamamlarlar.Sadece su ile ıslatıraka kullanılan bu kumaşlar, cildi derinlemesine temizler. İçinde hiçbir kimyasal olmadığı için, en hassas ciltlere bile uygulanabilir.
TONİK İLE TEMİZLEME : Günlük bakım yapılırken kullanılacak en önemli 2. malzememiz, temizleyici toniklerdir. Gözenek sıkıştırmak için, çok faydalı olan tonikler, ciltte kalan son kir ve makyaj artıklarını da temzilemeye yardımcı olur. Alkol içeren toniklerden başka, sade gül suyu ve maden sodası cilt için iyi sonuç veren tniklerdir.
GÖZENEKLERİN TEMİZLENMESİ : Ciltte biriken kirler, gözenekleri tıkadığı için, gözeneklerin genişlemesine yol açar. Tonikler, bunları temizlediği için, gözenekler tekrar normal boyutlarına dönerler. Tonikler düzenli olarak kullanıldığında, gözeneklerin açılmasına pek fırsat kalmaz. Eğer, toniklerin içerisinde buluna alkole, allerjiniz var ise, doğal olan (gülsuyu ve madensuyu) toniklerden faydalanabilirsiniz.

13 Haziran 2009 Cumartesi

YÜSEK TOPUKLU AYAKKABILARIN ZARARLARI

Hanımların vazgeçilmezi, zerafetin simgesi, topuklu şık ayakkabılar... Bu kadar hoş ve vazgeçilmez olmalarına rağmen, ayaklara zarar veren topuklu ayakkabıların zaralarından korunmak için, sizlere bir kaç önerimiz var.

1- Ayağınıza en iyi uyan ayakkabıları alın. Ayakkabıyı denerken, yüksek topuk nedeniyle ayağınızın ne kadar öne kaydığına dikkat edin. Eğer, ayakkabıyı giydiğinizde, topuğunuzun arkasında işaret parmağınızın rahatlıkla sığacağı kadar boşluk kalıyorsa, ayağınız fazlasıyla öne kaymıştır ve o ayakkabı ayağınıza iyi uymuyor demektir.
2- Ayak tabanınızda ağrı varsa, ayakkabının içine, ortopedik tam bir tabanlık yerleştirin veya, topuklu ayakkabılarla uzun süre ayakta duruyorsanız, ayakkabının ön tarafına konulan silikon metatars yastıkçıkları kullanın. Bunlar mükemmel bir amortisördür, sizi hem rahatlatır, hem de kısmen korur.
3- Denge için, kalın topukları seçin. Ayakkabının topuğu ne kadar kalınsa, dengeniz daha iyi olacaktır ve vücudun yükü ayak üzerine daha eşit biçimde dağılacaktır. Her gün farklı yükseklikte topuklu ayakkabı giyilmesi de, ail tendonuyla ilgili sorunları azaltacaktır.
4- Parmaklarda nasır oluşmasını önlemek için, parmakları açıkta bırakan yüksek topuklu ayakkabıları tercih edin.
5-Ayakkabının eğimine dikkat edin. Öne doğru eğimi daha hafif olan ayakkabılar, daha az ağrıya neden olur.

DOĞUM SONRASINDA ESTETİK OPERASYONLAR

Hamilelikle birlikte, değişen vücut yapısı, doğum sonrasında, annelerin, panik yaşamasına neden oluyor. Estetik açıdan bazı kaygılara kapılan kadın, bir daha eski görüntüsüne dönemeyeceğini düşünüp, depresyona giriyor. Doğum sonrasında oluşan estetik bozuklukları gidermek için, plastik cerrahiden yardım almak isteyen okurlarımız için, yapılabilecek estetik operasyonlar, aşağıda verilmiştir.

DERİ ÇATLAKLARI İÇİN : Gebeliğin ilk aylarından itibaren, bebek yağı ve badem yağı ile cildinize masaj yapmanız, cilt çatlaklarını, büyük oranda önleyecektir. Doğum sonrasında, sarkmaları önlemek için, uygun egzersizler yapmanız gerekmektedir.
ESTETİK AMELİYAT İÇİN : Meme dikleştirme ve karın gerdirme operasyonları için, emzirme döneminin üzerinden 1 yıl geçmesi gerekir. Bedeni üzerinde bunca değişikliği, dokuz ay gibi kısa bir sürede yaşayan kadın kendine yabancılaşır, bunu doğum sonrasında atlatmayı başaramayan hanımlar bir süre sonra plastik cerrahlardan yardım alabilirler. Bu yardım asla hemen sezaryen sonrasında yapılacak bir karın ameliyatı veya süt verirken yapılacak meme ameliyatları olmamalıdır. Çünkü vücudun bu dönemde verdiği cevaplar bizim estetik amaçlarımıza uymamaktadır. Yapılacak işlemler doğurganlığı, doğurabilmeyi ve emzirmeyi etkilemezler.
DOĞUMUN YARATTIĞI HORMONAL ETKİ : Karın kaslarının gevşemesi ve doğum sonrasında yeterince güçlenmemesi, derinin çatlamış ve gevşek olması, aşırı kilo alımı ile kalçalarda biriken yağlar, annelerin en çok şikayet ettiği, konulardır. Fakat, gebelikten dolayı meydana gelen hormonal etkiler, 1 yıla kadar sürebilir. Bu nedenle, doğum sonrasında, çok gerekli olmadığı sürece, estetik operasyon yapılmamalı, 1 yıllık süre beklenmelidir. Bu süre annenin bebeğinden arta kalan zamanlarda daha çok egzersiz gibi, cilt bakımı gibi işlemlerle ve sabırla geçireceği bir süre olmalıdır.
KARIN VE BACAK YAĞLARI : Yapılan egzersizlerle, ilk 1 yılda sonuç vermemişse, ve daha sonra doğum yapılmayacaksa, karın bölgesindeki yağlar için, estetik operasyon düşünülebilir. Doğum yapılmaması önerisi, karından deri çıkarıp, kas diktiğimiz ameliyatlar ve meme ameliyatları için geçerlidir. Liposuctioniçin de, doğum sonrası 1 yıl geçmesi gerekir. Aspirasyonla yağ alma yöntemi olan liposuction, tekrar bir doğum yapılacak olsa da, hasta tarafından isteniyorsa karın ve bacak yağları için uygulanabilir.
SİLİKONUN : Önceden gerçekleştirilen silikon protez ve küçültme ameliyatının süt vermeye herhangi bir etkisi yoktur. Anneliğin ardından, plastik cerrahtan en çok yardım istenen konulardan biri de meme estetiğidir. Kiminde meme, emzirme sırasında çok büyüyebiliyor ve daha sonra eski haline dönmüyor. Bazen de süt verme sona erdiğinde memenin içi boşalarak sarkık bir torbaya dönüşüyor. Memeye estetik açıdan şekil vermek için, mutlaka süt vermenin bitmiş olması gerekir. Bu öneri, silikon protez uygulamasında da, küçültme ve kaldırma ameliyatlarında da geçerli. Emzirme bittikten sonra özellikle hasta başka bir çocuk istemiyorsa ameliyatı önerilir. Meme ameliyatından sonra, yapılacak yeni bir doğum, memenin şeklinin bozulmasına neden olacaktır. Uygulanacak silikon protezin veya küçültme ameliyatının daha sonraları doğumlarda süt vermeye herhangi bir etkisi yoktur. Burada belirtilmesi gereken nokta, teknik olarak çok büyük memelere uygulanan farklı bir meme küçültme yönteminin zaten doğurganlık yaşındaki hanımlara uygulanmaz.
VAJİNAL ESTETİK : Doğum sırasında gelişigüzel yapılan dikişler ve vajinada meydana gelen sarkmlar sonucu, vajinal estetik yapılabilir. Normal doğum, vajeni de esneten bir olaydır. Zaman içinde buradaki dokular da eski boyutlarına ve esnekliğine kavuşurlar. Kadın-doğum uzmanları muayenede bu bulguları tespit eder ve hastanın buna bağlı idrar kaçırma şikayeti varsa, yine bu uzmanlık dalı tarafından, vajeni daraltma ve mesaneyi asma işlemi gerçekleştirilir. Plastik cerrahlar sadece doğuma bağlı veya doğuştan olan, dış genital organ şekil bozukluklarında bazı düzeltmeleri yaparlar. (örn. dış dudaklardan uzun olan iç dudaklar için, labiaplasti gibi.)

12 Haziran 2009 Cuma

KURU CİLTLER İÇİN DOĞAL MASKE ÖNERİLERİ

Cildi kuru olan hanımlarda, erken cilt kırışması ve pul pul ola problemleri, sık sık karşılaşılan bir durumdur. Kuru cilde sahip olan hanımların, ilk öncelikle yapması gereken şey, günlük olarak, 2-2,5 lt su tüketmeleridir. Cildi uygun maskeler ve kremlerle desteklemek de yapılacak, bir diğer iştir. Bu yazımızda, kuru ciltler için, fayda sağlayan bazı bitkisel maske önerilerinde bulunmak istiyoruz.

YULAF İÇİ MASKESİ : 2 çorba kaşığı yulaf içi, su veya sütle, 15 dakika kaynatılır. Soğuduktan sonra, elde edilen karışıma,1 kaşık bal ilave edilir. Hafif sıcak vaziyette yüze sürülüp, 15 dakika bekletildikten sonra, ılık su ile yıkanır.
KABAK MASKESİ : Kabağı pişirin. İyice ezdikten sonra, 2 çorba kaşığı kadar miktarın içine, 1 çorba kaşığı zeytin yağı veya badem yağı karıştırın. Elde edilen karışım yüzünüze sürün. 20 dak bekledikten sonra, ılık su ile yıkayın.
HAVUÇ MASKESİ : 2 adet havuç rendeleyin. 1 adet yumurta akı ile çırpın, 1 tatlı kaşığı zeytin yağı (veya süt) ve az miktarda nişasta ilave edin. Yüz ve dekoltenize sürün. 30 dak bekletip, ılık su ile yıkayın.
MARUL MASKESİ : Marul yaprakları ince ince kıyılır, üzerine zeytin yağı ve birkaç damla limon suyu sıkılır (lapa haline gelmesi için). Yüze sürülür. 20 dakika sonra yavaş yavaş evvela sıcak su ile, sonra soğuk su ile yıkanır. Marul yerine, rendelenmiş turp veya patates püresi de kullanılabilir.
MUZ MASKESİ : 1 adet muz, iyice dövüldükten sonra, içerisine 1 tatlı kaşığı süt veya kaymak ilave edilerek, karıştırılır. Sonra yüze sürülür. 20 dakika sonra ılık su ile yıkanır.
ELMA MASKESİ : 1 adet elma, iyice rendelendikten sonra, içerisine 1 çorba kaşığı zeytin yağı, süt veya kaymak karıştırılır. Yüz ve boyuna sürülür. 20 dakika kadar bekledikten sonra ılık su ile yıkanır.
ŞEFTALİ MASKESİ : Olgun bir şeftali iyice ezildikten sonra, haşlama papatya suyu ile lapa haline gelinceye kadar karıştırılır. Sonra yüze sürülür. 20 dakika bekletildikten sonra yüz, sıcak su ile yıkanır.
SALATALIK MASKESİ : Rendelenmiş hıyara birkaç damla limon suyu damlatılır. Yüz ve boyuna sürülür. 20 dakika sonra, yıkanarak değil de, bir mendil veya bir bezle iyice temizlenir. Salatalık yüzden temizlendikten sonra, ılık su ile, yüzünüzü yıkayın.

HAMİLELİKTE VÜCUT BAKIMI

Gebelik, kadın için, en güzel dönemlerden bir tanesidir. Ama, gebelik döneminde, gerek hormonların, gerekse, beslenme düzenin değişmesi nedeniyel, daha itinalı bir bakım yapılması gerekir. Hamilelik dönemlerinde, uygulanacak bakımlar, doğum sonrasında, daha kolay eski halinize dönmenizi sağlayacaktır.

DUŞ : Gebelik döneminde, ter bezleri daha fazla çalışmaya başladığından, günlük duş almayı, alışkanlık hailen getirmelisiniz. Duş aldığınız su, 37-38 derece olmalıdır. Aşırı sıcak su, sağlığınız açısından zararlıdır. Ayrıca, banyo süresi 15 dakikadan fazla olmamalıdır. Aksi takdirde, kanama geçirme riskiniz artacaktır. Duş alırken, can güvenliğiniz açısından, evde birilerinin olduğu zamanı tercih edin ve kapınızı kilitlemeyin.
GÖĞÜS BAKIMI : Gebelik döneminde, en çok deforme olan bölgelerden bir tanesi, göğüs bölgesidir. Gebelik nedeniyle büyüyen göğüslerde, çatlak olmaması nedeniyle, hergün alınan ılık duşun arkasından, uygun bir nemlendirici sürmek gerekir. Göğüs sarkmalarını engellemek için ise, göğüsler günde 2 defa, soğuk suyla yıkanmalıdır.
GÖBEK VE KALÇA BAKIMI : Kalça ve karın bölgesi, hergün, düzenli olarak, badem yağı ile ovulması, çok fayda sağlayacaktır.
CİLT BAKIMI : Cildin sağlıklı nefes alambilmesi için, yatmadan önce, mutlaka makyajınızı temizleyin. Ve mutlaka hem elinize, hem yüzünüze, nemlendirici krem sürün.
SAÇ BAKIMI : Gebelik döneminde, saçlara şekil vermek, zor bir hal alabilir. Saçlar, canlılığını ve parlaklığını kaybeder. Bu sebeple, saçların sık sık yıkanması ve saç tipine uygun bakımlar ile, saçların daha bakımlı olması sağlanabilir.
EL VE AYAK BAKIMI : Gebelik sırasında, el ve ayak tırnaklarında, matlaşmalar, kırılmalar meydana gelebilir. Tırnak güçlendirici cilalardan faydalanabilirsiniz. Tırnaklarınızı, 3 günde bir havalandırmalısınız. Çünkü bu dönemde oje sürmek tırnağın kurumasına neden olur.
AĞIZ VE DİŞ BAKIMI : Hamilelikte, tükrük yapısı değiştiğinden dolayı, diş minelerini etkileyen maddeler oluşur. Bu maddeler de, diş çürümelerine sebep olur. Diğer bir taraftan, diş çürümelerini engelleyen flor maddesi daha az salgılanır. Bu nedenle, hamilelik döneminde hiçbir ağrı duyulmasa bile, diş doktoruna düzenli olarak görünülmelidir. Ayrıca, hamilelik döneminde, antiseptik solüsyonlarla, ağızın çalkalanması ağız ve diş bakımı açısından fayda sağlar.

9 Haziran 2009 Salı

KISA ZAMANDA SÜPER MAKYAJ

Çok acil bir durum oldu. Veya geç uyandınız ve makyaj yapacak kadar vaktiniz yok. Ne yapacağım diye düşünmeyin. İşte sizelere, süper hızlı ve güzel bir makyaj önerisi. Üstelik çok kısa zamanda...

Öncelikle cildinizden başlayalım; Mat bir cilde sahipseniz, kayısı ve bej tonlarıda, makyaj altı sürün. Göz altı morlukları ve cilt kızarıklıklarını, kapatıcı ile kapatın. KApatıcının rengi, cilt renginizden 2 ton daha açık olmalıdır. Kapatıcıyı, iyice yedirin.Fondöteninizi sürün. Fondötenin rengi, cildinizle aynı tonda veya yarım ton daha açık olmalıdır. Büyük bir fırça ile pudranızı ve allığınızı sürün.
Gelelim Gözlere ; Üst göz kapağınızın tamamına göz farını sürün. Gözleriniz koyu renk ise, ideal far renkleriniz bej ve sedef tonlarıdır. Açık renk gözlerde ise, her renk rahatlıkla kullanılabilir. Gri, siyah ve kahverengi derin bir bakış, mavi ve yeşil tonları ise, daha genç bir görünüm sağlar. Gözleriniz büyükse göz içine, küçükse kirpik diplerinden kalem çekin. Pamuklu çubuk ile çizgiyi dağıtıp gölgelendirin. Kirpiklerinizi tarayın ve iki kat rimel sürün.
Son olarak Duaklara bakalım ; Dudak kalemi kullanıyorsanız, rujunuza uygun bir renkle dudaklarınızı çevreleyin. Fırça ile rujunuzu sürün. Dudaklarınızın tam ortasına bir parça parlatıcı ekleyin. İşte kısa zzamanda, harika bir makyaj...

BÖLGESEL YAĞLAMLAR İÇİN BİTKİSEL REÇETELER

Bölgesel yağlanma denildiği zaman, akla ilk gelen bölgeler, basen, kalça ve göbek bölgeleridir. Bu bölgelerde yağlanma başlangıcı hissettiğiniz zaman, derhal diyet ve spor yapmaya başlamak, daha fazla ilerleme olmaması açısından önemlidir. Bunun dışında, uygulanabilecek, bazı bitkisel yçntemler de mevcuttur. İşt sizletre bir kaç örnek.
1. ÖNERİ :
Küvete su doldurup içine, lavanta, biberiye ve isteğinize göre tuz ilave ederek 15 dakika bekleyin. Çıkınca, bir kase susam yağı ve bir kase deniz tuzunu hazır bulundurun. Elinizi yağa, sonra tuza bastırıp tüm vücudunuza bu karışımı ovarak sürün. Bunu doğru nefes alma ve düzenli sporla da desteklerseniz, kanınız temizlenir, iç salgı bezleriniz çalışır. Haftada bir kez masaj yaptırmanız, kan dolaşımını hızlandırır.
2. ÖNERİ :
Susam yağı, Limon suyu, 50 gr kafurun, 1 tatlı kaşığı biberiye yağını karıştrırın. Dairesel hareketler ile, masaj yaparak, tüm vücudunuza sürün.
3.ÖNERİ :
300 gr susam yağı, 50 gr kafurun, 2 su bardağı kil, 3 yemek kaşığı bal, 1 çorba kaşığı biberiye yağını karıştırın. Yağlanma olan bölgelere sürün ve streç film ile sarın. 30 dak bekleyip, streç filmi çıkarın ve ılık su ile vücudunuzu yıkayın.

8 Haziran 2009 Pazartesi

KAN BAĞIŞI İLE İLGİLİ MERAK EDİLEN SORULARA CEVAPLAR

Kan bağışı yapmak, hayat kurtarabilecek ve sizleri çok daha sağlıklı kılabilecek bir işlem. Ama, pek çok kişi, kan bağışında bulunmaktan, çekiniyor. Bu yazımızda, kan bağışı ile ilgili merak edilen bazı sorulara cevap vermek istiyoruz.

Öncelikle, kimlerin kan bağışı yapabileceği sorusuna cevap verelim.
* Yaşı 18-65 arasında olanlar.
* Ağırlığı 50 kg üzerinde olanlar.
* Önemli bir sağlık sorunu olmayan, hemoglobin düzeyi normal olanlar.
* Kan merkezine kan vermek için geldiğinde yapılan muayenede sağlığı uygun olduğu tespit edilen herkes kan bağışında bulunabilir.
İkinci olarak, kimler kan bağışında bulunamaz? sorusunu cevaplayalım.
*Muayenede 37,5 dereceden fazla vücut ısısı olanlar.
* Nabız atış sayısı dakikada 50'den az, 100'den fazla olanlar.
* Damardan uyuşturucu bağımlılığı olanlar.
* Pıhtılaşma faktör konsantresi ile tedavi olanlar.
* Son 24 saatte aşırı miktarda alkol alanlar.
* Cinsel yolla bulaşmış bir hastalık geçirenler ve geçirme riski yüksek cinsel tercihlerde bulunanlar.
* Soğuk algınlığı geçirenler şikayetlerinin kesilmesinden 3 gün sonra kan bağışı yapabilirler.
* Son 12 ay içinde; bulaşıcı sarılığı olan biri ile yakın teması olanlar.
* Organ veya doku nakli yapılanlar.
* Akupunktur, dövme, cildinizin herhangi bir yerini deldirme (kulak deldirme gibi) işlemi yaptıranlar.
* Son 3 yıl içinde sıtma hastalığı geçirenler kan veremezler.
* Sıtma hastalığının salgın olarak bulunduğu coğrafi bölgelerde 6 aydan fazla kalanlar, 2 yıl süre ile; 6 aydan az kalanlar ise 12 ay kan bağışında bulunamazlar.
* Kullandığınız ilaçlar varsa mutlaka kan verdiğiniz merkezdeki doktora iletin.
*Kalp krizi geçiren bir kişi kan veremez.
Kan bağışında bulunmanın faydaları nelerdir ?
* Kemik iliğinin yağlanmasını önleyip, kan yapımı canlı tutulur.
* Verilen kanın yerine, anında vücuttan genç hücreler dolaşımına katıldığı için, bağışçı daha dinç ve canlı olur.
* Kandaki yüksek yağ oranı düşer.
* Kan bağışı kalp krizi ihtimalini %90 azaltır.
* Kan bağışlayan kişide baş ağrısı, stres, yüksek tansiyon, yorgunluk gibi rahatsızlıkların giderilmesinde çok büyük katkısı olur.
Kan bağışı yapmanın zararı var mıdır ?
* Kan bağışı yapmanın, kişinin kendi yartmış olduğu endişe ve stresten başka, sağlık üzerinde olumsuz bir etkisine rastlanmamıştır.
* Fakat, kan bağışı yapan kişiler, bir miktar iştah açılması ve kilo alma durumu görülebilmektedir.

GÜZELLEŞTİREN DETOKS ÖNERİSİ

Yaz mevsiminin artık tamamen geldiği bu günleri, iyi değerlendirerek, uygulayacağınız detoks programı ile güzelleşmek ve yazı formda geçirmek mümkün. Öncelikle, Detoksla ilgili merak edilen bazı konuları hatırlatalım .

* Detoks için en doğru zamanın bahar aylarıdır.
* Uygulama süresi, 1-3 gün arası olmalıdır ve detoksa başlamadan önce, mutlaka doktorunuza danışmanız gerekir.
* Detoks uygulaması, yılda en az 2 defa yapılmalıdır.
* Detoks sonrasında, vücudunuzda bir rahatlama oluşur, bağırsaklarınız normalden daha fazla çalışacağı için, gaz ve şişkinlik gibi şikayetleriniz yok olur.
*Uykunuzu daha derin uyuyabilir ve sabah rahat uyunabilirsiniz. Ayrıca kendinizi daha enerjik hissedersiniz.
* Detoks uygulaması sırasında, hayvansal gıdalardan uzak durulması gerekir.
İşte çok fayda sağlacak olan Detok progamı ;
Aç karına: 1 bardak ılık su (limon ilave edebilirsiniz), 3-4 adet kuru kayısı veya kuru erik.
Kahvaltı: 1 bardak şekersiz meyve suyu veya bitkisel çaylar, istenildiği kadar taze meyve.
Öğlen: 1 kase mercimek veya sebze çorbası, 1 tabak zeytinyağlı taze fasulye, 3-4 yemek kaşığı pilav veya bulgur, 2-3 porsiyon meyve ve az yağlı salata.
Saat 16.00: 1 haşlanmış mısır, 5-6 adet ceviz veya fındık.
Akşam: 1 kase çorba (domates, sebze, mercimek, ezo gelin), ıspanak yemeği (içine biraz pirinç veya bulgur ilavesi ile), 2 dilim kepek veya çavdar ekmeği, bol yeşil sebze.
Gece: 1-2 porsiyon taze meyve, bir avuç kuruyemiş (badem, fıstık, fındık, ceviz, kuru üzüm).

3 Haziran 2009 Çarşamba

HÜCRE YENİLEYİCİ MASKE TARİFİ EBRU ŞALLIDAN

Ebru Şallıdan, harika bir maske tarifimiz var. Bu tarif, hücre yenileyici özelliğe sahip. Ebru Şallının bizzat, Ebruli adlı programında önermiş olduğu maske tarifi için ;

GEREKLİ MALZEMELER :
* 1 tatlı kaşığı çinko oksit kremi ( Eczanelerden temin edilebilir.)
* 1 tatlı kaşığı buğday yağı,
* 1 tatlı kaşığı gül yağı ,
* 1 adet paket papatya,
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Papatyaları, 1 su bardağı kaynar suyun içine atarak, demlendirin. Bir kabın içinde, buğday yağı, gül yağı, çinko oksit kremini karıştırarak, maske şeklinde yüzünüze uygulayın. 30 dakika bekledikten sonra, yüzünüzü ılık su ile yıkayın. Yüzünüzü önceden hazırladığınız papatya çayı ile yıkayın. Şahane bir cilde sahip olacaksınız. Bu maskeyi, haftada 1 uygulamanız yeterli olacaktır.

CİLT LEKELERİ İÇİN ELMA SİRKESİ VE SOĞAN SUYU

Elma Sirkesi ve soğan suyu, başlıbaşına 2 ayrı mucize. Bir du bu iki mucize birleşirse... Neler olur tahmin edin. Bu iki doğal mucizenin birleşimi ile, ciltte oluşan güneş lekeleri ve yaşılılık lekeleri için oldukça iyi bir sonuç alınabilir.

GEREKLİ MALZEMELER :
* 2 çücük soğan,
* 1/2 çay bardağı elma sirkesi,
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Soğanların suyunu çıkarın. Elma sirkesinin içerisine karıştırın. Hazırlamış olduğunuz bu doğal losyonu, akşamları cildinize sürü. Dilerseniz 30 dak bekletip, ılık su iel yıkayın. Dierseniz, sabaha kadar cildinizde bırakıp, sabah ılık su ile yıkayın.
Bu uygulamayı, 2-3 günde 1 defa, cilt lekeleriniz kaybolana kadar tekrarlayın.

CİLT KURULUĞUNU ÖNLEMEK İÇİN NE YEMELİ ?

Cilt kuruluğu, diğer cilt hastalıkları gibi, beslenme ile direkt ilgili olabilen bir durumdur. SAğlıklıbeslenmek başta olmak üzere, bol su içmek, cilt kuruluğunu önlemenin ilk adımını oluşturuyor.

Cilt kuruluğunu önlemek ve yenmek için ne yemeli? ne yapmalı derseniz ?
* Sebze, yeterli meyve, dengeli bir şekilde beyaz ve kırmızı et tüketmek gerekir.
* Kuruyemişlerden yararlanılmalı, baklagiller mutlaka tüketilmeli, 3 beyaz olarak bilinen, şeker, tuz ve undan kaçınılmalıdır. Şeker ve unun karbonhidrat değeri yüksek olduğu için kanşekerini yükseltir ve yangısal reaksiyonları artırır. Bu da iltihapların ve kaşıntıların artmasına neden olur. Ayrıca cildin yaşlanmasını hızlandırır.
* Cildin beslenmesi konusunda yardım alacağınız besinler; semiz otu, omega 3 içeren ceviz, Omega 6 içeren çekirdek, limon, portakal, havuç, yeşil sebzeler, renkli meyveler anti-oksidan içeren besinler, ve yemeklerde kullanılan domates salçası...

EBRU ŞALLIDAN BOTOKS ETKİSİ YAPAN MASKE TARİFİ

Ebru Şallının Güzellik sırları, çok merak edilen bir konu. Bu yazmızda, sizlere, bu sırlardan bir tanesini vermek istiyoruz. Bu maske, ciltte, botoks etkisi yapıyor ve cildi canlandırarak, gergin bir hal almasını sağlıyor. İşte tarifimizi ;

GEREKLİ MALZEMELER :
* 1 yumurta sarısı,
* 1 tatlı kaşığı limon suyu,
* 1 tatlı kaşığı süt,
* 1 tatlı kaşığı bal ,
* 1 çimdik tuz,
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Tüm malzemeleri karıştırın. Önceden temizlenmiş olan cildinize, hazırlamış olduğunuz karışımı, gözlatlarınız hariç tüm yüzünüze 1 kat sürün. 10 dakika bekledikten sonra üstüne bir kat daha sürün. Toplamda, 3 kat maske sürdükten sonra, 30 dak bekleyin ve cildinizi ılık su ile yıkayın. Cildinizde 30 dakika beklettikten sonra yüzünüzü ılık su ile yıkayın. Acil durumlar için, son derece faydalı bir maskedir.

1 Haziran 2009 Pazartesi

GÖZALTI MORLUKLARI İÇİN BADEMYAĞI VE PATATES

Doğal güzellik uzmanı Suna Dumankaya, gözaltı morlukları için, 2 ayrı öneri getirdi. bir tanesi, badem yağı ile, diğeri ise, patates ile yapılan yöntemlerimizin kullanım şekilleri aşağıda verilmiştir.

BADEM YAĞI :
* 1 tatlıkaşığı limon suyunu, 1 tatlı kaşığı badem yağı ile karıştırın.Bu karışımı, sadece, göz çevresi için kullanın. 5 dak bekledikten sonra, ılık su ile yıkayın.
PATATES :
* 1 adet patatesi rendeleyip, gazlı bezin arasına koyun. 30 dakika bekletin. Patates rendesinden, 1 tatlı kaşığı rendeyi, 1 tatlı kaşığı limon suyu ve tatlı badem yağı ile karıştırın. Göz altına sürün. Göz altındaki koyu renlker ve halkaların rengi, zamanla açılacaktır.

CİNSEL HAYATINIZI KORUMAK İÇİN ÖNERİLER

Cinsel hayatınızı korumak ve uzun süreli, keyifli bir cinsel hayat yaşamak sizin elinizde, biraz da. Bazı kurallara dikkat ederek, alacağınız önlemler, sizlere uzun süreli ve kaliteli bir cinsel hayat yaşatacak. Osman Müftüoğlu ile, cinsel hayatınızı koruyacak öneriler ;

KİLO PROBLEMİ : Kilo problemei, cinsel hayatı olumsuz yönde etkiler. Düzenli ve sağlıklı kilo verme programıyla, damarlardaki kan akışını hızlandırıp, cinsel hayatınıza olumlu katkıda bulunabilirsiniz.
DÜZENLİ EGZERSİZ ÖNEMLİ : Düzenli egzersiz yapmak, sek gücünün azalmasına neden olan, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kalp hastalıkları ve damar sertliğinden korur, damarları genç tutar. Bu da daha sağlıklı ve iyi bir cinsel hayat demektir.
STRESİ KENDİNİZDEN UZAK TUTUN : Çağımızın hastalığı depresyon ve depresyon tedeavisinde kullanılan ilaçlar, cinsel hayatı olumsuz etkileyen sebepler arasıda yer alıyor. Ayrıca, çok gerilimli ve stresi fazla olan erkeklerde, daha erken yaşlarda cinsel hüç kaybı görülmekte.
ALKOL VE SİGARAYA HAYIR : Her ikisi de, toksik madde olduğundan dolayı, cinsel hayatı, son derece olumsuz etkiler.
DÜZENLİ BİR CİNSEL HAYAT : Düzenli cinsel birliktelik, cinsel güç kaybının önüne geçer.
DÜZENLİ VE YETERLİ UYKU ÖNEMLİDİR : Yorgunluk ve uykusuzluk, kaliteli bir seks hayatını, olumsuz yönde etkileyen baş düşmanlarda bir tanesidir.
PANİK YAPMAYIN : Pek çok erkek, yukarıda saymış olduğumuz sebeplerden dolayı, cinsel güç kaybı yaşayabilir. Hemen panik yapmayın. Kısa süreli tatiller, düzenli dinlenmeler ve stresten uzaklaşmak, sorununuzu azaltmaya yardımcı olabilir. Ama, yinede bu konuda bir uzaman hekime başvurarak, gereken muayene ve tetkiklerinizi yaptırmanızda fayda vardır.