Diyet yapmak, aç kalmak değildir. Aksine, dengeli ve sağlıklı beslenmeyi öğrenmektir. Uzun süreli aç kalmalar, istediğinizin aksine, sizi zayıflatmaz, daha da fazla kilo almanıza sebep olabilir.
Araştırmalar aç kalırsanız, zayıflamak bir yana kilo bile alabileceğinizi gösteriyor. Açlık, metabolizma hızını azaltıyor ve genetik hafızadaki kıtlık alarmını harekete geçiriyor. Vücut, aç kalacağı endişesi ile bulduğu her enerjiyi, yağa çeviriyor ve, bu da, fazla kilo olarak geri dönüyor. Enerjinin yakılması güçleşiyor. Yakılmayan enerji ise, yağa çevrilip depolanıyor. Açlık uzun sürer ve sık tekrarlanacak olursa, kas dokusu da yakılabiliyor. Bu durum, fren balatalarının yanması gibi bir şey. Çünkü kilo almaya karşı, en güçlü freniniz kas dokusunun miktarıdır. Diyet yapmayı, asla aç kalmak olarak düşünmeyin. Böyle bir düşünceniz varsa, diyet yapmak bir yana, diyet sözcüğünü telaffuz bile etmeyin! Aç kalarak, kilo vermeye kalkarsanız (yani öğün atlamak ya da bütün bir günü aç geçirmek hatasına, sık sık düşerseniz,) hem vücudunuzun metabolik ve hormonal dengesini altüst eder, hem de sürekli kilo alırsınız. Açlık hali, uzun sürerse önce şeker-insülin dengeniz bozulur. Böbreküstü bezlerinizden salgılanan kortizol hormonunun miktarı artar. Fazla kortizol kas kütlenizi azaltır. “Kas kütlesi=metabolik hız garantisi” ilkesi gereğince, metabolizma hızını en çok etkileyen dokunuz kas kütlenizin varlığıdır. Bunun için, bilimsel anlamda kilo yönetimi desteği veren mekânlar, danışanlarını egzersize yönlendirerek kas dokusunun miktarını arttırmaya, kas/yağ oranını kas dokusu lehine değiştirmeye çalışırlar. Asla yalnızca yağ kaybı ile yetinmezler.
Araştırmalar aç kalırsanız, zayıflamak bir yana kilo bile alabileceğinizi gösteriyor. Açlık, metabolizma hızını azaltıyor ve genetik hafızadaki kıtlık alarmını harekete geçiriyor. Vücut, aç kalacağı endişesi ile bulduğu her enerjiyi, yağa çeviriyor ve, bu da, fazla kilo olarak geri dönüyor. Enerjinin yakılması güçleşiyor. Yakılmayan enerji ise, yağa çevrilip depolanıyor. Açlık uzun sürer ve sık tekrarlanacak olursa, kas dokusu da yakılabiliyor. Bu durum, fren balatalarının yanması gibi bir şey. Çünkü kilo almaya karşı, en güçlü freniniz kas dokusunun miktarıdır. Diyet yapmayı, asla aç kalmak olarak düşünmeyin. Böyle bir düşünceniz varsa, diyet yapmak bir yana, diyet sözcüğünü telaffuz bile etmeyin! Aç kalarak, kilo vermeye kalkarsanız (yani öğün atlamak ya da bütün bir günü aç geçirmek hatasına, sık sık düşerseniz,) hem vücudunuzun metabolik ve hormonal dengesini altüst eder, hem de sürekli kilo alırsınız. Açlık hali, uzun sürerse önce şeker-insülin dengeniz bozulur. Böbreküstü bezlerinizden salgılanan kortizol hormonunun miktarı artar. Fazla kortizol kas kütlenizi azaltır. “Kas kütlesi=metabolik hız garantisi” ilkesi gereğince, metabolizma hızını en çok etkileyen dokunuz kas kütlenizin varlığıdır. Bunun için, bilimsel anlamda kilo yönetimi desteği veren mekânlar, danışanlarını egzersize yönlendirerek kas dokusunun miktarını arttırmaya, kas/yağ oranını kas dokusu lehine değiştirmeye çalışırlar. Asla yalnızca yağ kaybı ile yetinmezler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder