27 Ekim 2009 Salı

BESLEYİCİ HAVUÇ MASKESİ

Cildimizin de, tıpkı, vücudumuz gibi beslenmeye ihtiyacı vardır. Bunun için, biraz çaba sarfetmek, biraz da, elimizi cebimize sokmak gerekir. Ama, ille de çok pahalı ürünlewr kullanmaya gerek yoktur. Evde, kendi kendinize hazırlayacağınız, besleyici bir maske de, çok rahatlıkla işinizi görecektir.

Sizlere önereeğimiz havuçlu maske, cildin yağ dengesini sağlayarak, cildinizi korumanıza ve beslemenize yardımcı olacaktır.
GEREKLİ MALZEMELER :
* 1 yumurta sarısı,
*1/2 tatlı kaşığı zeynityağı
* 1 talı kaşığı havuç suyu,
HAZIRLANIŞI VE UYGULAMA ŞEKLİ : Tüm mazlemeleri, iyice çırparak, karıştırın. Elde Bu cilt maskesi, saydam bir maskedir. Bu maskeyi, cildinize, 2-3 kat sürün. 30 dak bekleyin. Ilkık su ile cildinizi yıkayın. Cildinize uygun bir nemlendirici krem sürün.

25 Ekim 2009 Pazar

GÖBEĞİNİNİ SAKLAMANIZA YARDIMCI OLACAK GİYİM HİLELERİ

Göbek problemei, kadınlar için, çok sıklıkla yaşanan bir sorundur. Bazen, kilodan dolayı, bazen de, şişkinlik ve adet dönemi sorunlarından dolayı, göbek ortaya çıkr. Eğer, göbeğinizi eritmeyi başaramadıysanız, göbeğinizi saklamayı deneyin. Bu işi de, doğru giyim teknikleri, ve bazı giyim hileleri ile rahatlıkla başabilirsiniz.

*Göbeğiniz varsa, yapmanız gereken şey, dikkati göbeğinizden uzaklaştırarak, göğüslere ya da bacaklara yöneltmektir. Bunun için, boynunuza gösterişli bir kolye ya da eşarp takabilir, mini etek giyerek bacaklarınızı ön plana çıkarabilirsiniz.
* Dar paçalı pantolonlar tam da size göredir. Önü düz, yanlarında ya da arkasında fermuar olan modelleri giymelisiniz. Kot pantolon seçiminde ise, yüksek belli modelleri tercih etmelisiniz.
*Önden büzgülü elbiseler, sizin için ideal bir seçim olacaktır. Kollarınız kalınsa, yarım ya da uzun kollu modelleri seçebilirsiniz.
* V yakalı elbiseler de, sizin için doğru bir seçimdir. Anvelop elbiseler de belinizi olduğundan ince gösterir.
*İki parçalı giyinmek sizin için daha uygundur. Etek üzerine giyindiğiniz bir bluz, sizi elbiseden daha zayıf gösterir.
*Göğüs hizasında kapanan ceketler de, dikkatin göbeğinizden uzaklaşması için, oldukça ideal bir seçim olacaktır.
* Polyester veya likralı kumaş elbiselerden uzak durmalısınız; çünkü bunlar hatlarınızı belli eder ve göbeğinizin daha fazla dikkat eçkmesine neden olur.
* Etek seçiminde, dar ve düz inen modelleri seçerseniz dikkat aşağı kısmınıza doğru çekilir. Bu sayede, göbeğinizi rahatlıkla ekarte edebilirsiniz.

PROF.DR MEHMET ÖZDEN GENÇLEŞTİRECEK MUCİZE BESİNLER

Dünyaca ünlü Profesörümüz, Mehmet Öz, Amerikada katılmış olduğu bir Show programında, kensinini genç kalmaını sağlayacak, bazı mucize besinlerden bahsetmiş. Bunlardan bir tanesi de, Acaği böğürtleni. Aslında bir çilek çeşiti olan acai son derece faydalı bir besin. Mehmet Öz'ün önerilerine, hep birlikte göz atalım.

* Günlük, 800 mikrogram folat, 400 IU D vitamini, 1,200 miligram kalsiyum ve 400 miligram magnezyum içeren vitamin ve mineraller almak gerekir. Bu besinleri, acai çileğinden ve koyu renkli tüm besinlerden karşılamak mümkündür.
* Acai çileği, vücudu forma sokar ve gençleştirir.
* Zinde kalmayı sağlar.
* Tok tutar. Acai oldukça iyi bir posa kaynağıdır. Acai bu yönüyle , bireylerin gün boyu, tokluk hissetmelerine yardımcı olarak, ara öğünlerde atıştırma isteği ve gece yemelerine engel olabilecek niteliktedir.
*Acai böğürtleni, metabolizma üzerinde, itici güç oluşturur ve özellikle kilo verilmesi sırasında, kilo verilmesinin durakladığı dönemlerde, yağ yakılmasını sağlar.
* Yüksek Amino asit içermesi sayesinde, Acai böğürtleni (çileği), fiziksel aktivite yapan kişilerde de kasların işlevi ve gelişmesi için de çok önemli. Acai içerdiği yağ asitleri ve amino asit bileşimi de kişide yağ yakımını ve kas gelişimine destek sağlayabiliyor.Vücudunuzda kas kitlelerindeki artış, vücudun harcadığı enerjide artış yaratacağından, kilo kaybı, daha hızlı bir şekilde gerçekleşecek, doğal yolla ideal kilonuza ulaşmanız daha kolay olacaktır.
Diğer mucize besinler ise; zencefil ve yeşil çay. Günde, 3-4 bardak kaynatılmış zencefil ve yeşil içmek, hem cildi gençleştirir, hem de kilo vermeye yardımcı olur. Üstelik, sağlık açısından da oldukça faydalıdır.

23 Ekim 2009 Cuma

KÜÇÜK GÖĞÜSLERİ BÜYÜK GÖSTERECEK ÖNERİLER

Göğüslerinizin küçük olmasından şikayetçi iseniz, sizlere moral verecek ve öz güvenininizi yeniden kazanmanızı sağlayacak bir kaç öneride bulunmak istiyoruz. Bu önerilerimiz sayesinde, istediğiniz şık ve güzel görüntüyü yakalamanız mümkün.

* Öncelikli kural, V yakalı kıyafetlerden uzak durmak. Çünkü bu kıyafetler, göğüslerinizi, olduğundan daha küçük gösterir. Göğüslerinizi büyük göstermek için, sizlere bir kaç önerimiz olacak.
Dolgulu push-up sutyenler: Bu sütyenler, kadınların en iyi arkadaşlarıdır. Göğüsleri dik ve dolgun göstererek, ihtiyacınız olan özgüveni sağlarlar. Bu sutyenleri tişörtlerinizin, yaka süveterlerinizin ve polo yaka süveterlerinizin içinde, gönül rahatlığıyla kullanabilirsiniz.
Balkon sutyenler : En küçük göğüslü kadınlar bile, bu sutyenlerle, göğüslerinin olduğundan 1-2 kup daha büyük görünmesini sağlayabilirler. Balkon sutyenler bisiklet yaka kazak ve bluzların içinde gerçekten çok çekici dururlar.
Büstiyerler : Büstiyer, hem omuzları açıkta bırakarak dikkati omuz bölgesine çeker. Hem de, destekli göğüs kısımları sayesinde, göğüslerin daha büyük görünmesini sağlar. Gömleklerin altına, takım elbiselerin içine, hatta gece elbiseleriyle bile giyebilirsiniz. Eğer siz de küçük göğüslü bir kadınsanız, büstiyerleri dolabınızdan eksik etmemelisiniz.
Polo yaka bluz ve tişörtler : Çok bol kıyafetler, istediğiniz etkiyi yaratmayacağından, daha dar olanları tercih edebilirsiniz. E
Straplez elbiseler : Straplez elbise ve bluzla,r sizin için küçük siyah elbise gibidir. Her daim gardırobunuzda bulundurmanız gerekir. 50’lerin kesimleri ve kaliteli bir kumaş bir araya geldiğinde, sonuç sizi feminen ve çekici gösterecektir. Her vücut şekline uyar. Göğüs kısmında karışık desenli ya da süslemeli bir model seçerek, harika bir illüzyon yaratabilirsiniz. Diz hizasında biten elbiseler ve topuklu ayakabılarla, harika görünebilirsiniz.
Empire elbiseler : Empire line dediğimiz düz ve geniş yakalar, göğüslerin üst kısmını ve boynu ortada bırakır. Bu elbiseler, yapılarından dolayı en küçük göğüslü kadınların bile göğüslerini daha büyük gösterebilir. Özellikle geniş kalçalıysanız, ince askılı bir empire line elbise alın ve kendinizi çok daha rahat hissedin.
Takım elbiseler : Göğüslerinizi daha büyük göstermek istiyorsanız, rahatlıkla giyebileceğiniz giysilerden biri de klasik takım elbiselerdir. Canlı mavi, düz çizgili bir gömlek ve dar bir kalem etek, size istediğiniz sonucu verecektir.

22 Ekim 2009 Perşembe

MODA UĞRUNA ZARAR GÖRMEYE DEĞER Mİ?

Moda, çok hızlı değişen bir kavram. Pek çok trende gündeme geliyor. Peki, moda uğruna herşeyi giyer misiniz ? Çünkü, bazı kıyafetler, vücudumuza ciddi anlamda zarar veriyor. Özellikle yüksek topuklu ayakabılar, dar pantolonlar. Ama üzülmeyin. Eğer bunları giymekten vazgeçemiyorsanız, bunlar için de, alternatif çözümler üretilebilir.

YÜKSEK TOPUKLU AYAKABILAR : Bu yılın modası, çok yüksek topular. Ama çok da zaralı. Çünkü, ayaklardaki fazla ağırlık, zaman içinde, ağrılı sinirlere, eklem rahatsızlıklarına dönüşüyor ve ayak başparmağında, kalıcı deformasyonlara sebep oluyor
ALTERNATİF ÇÖZÜM : En fazla 5-6 cm yükseklikte ve ucu yuvarlak olanlardan tercih edin. Böylece beden ağırlığı, eşit olarak dağılır ve ayaklarınız rahat eder.İnce ve yüksek topuklu ayakabılar yerine, topuğu daha kalın olan veya dolgulu modelleri deneyebilirsiniz. Ayrıca arkasının ayağı iyi desteklemesi ve iplerle bacağı kavraması da iyi olur. Darbeyi azaltmak için de, ayakkabının dış tabanı, deri yerine lastik olmasına özen gösterin ve hatta içine ince jellerden koymayı deneyin.
DAR KOTLAR : Aşırı dar pantolonlar iç organlarını korse kadar ezmez. Ancak, deriye zarar verir ve kurutur. Bu da mantar oluşmasına neden olur. Kalça kısmının çok yapışık olması, oradaki kasların kumaşı geri itmeye çalışırcasına zorlanmasına neden olur. Bu da kabızlığa neden olur.
ALTERNATİF ÇÖZÜM :Hem dar, hem de havayı geçirebilen pamuk ve keten kumaşları tercih edin. Dikiş yerlerinin esnek ve yumuşak olması da önemli. Üzerinizde denerken birkaç kere oturup kalkın. Eğer sıkarsa başka bir beden veya model deneyin.
BÜYÜK ÇANTALAR : Büyük çantaların en büyük sıkıntısı boyun tutulmalarına ve sırt ağrılarına neden olmaları. Bu da, sürekli baş ağrısı çekmenize neden olabilir. Omuzlarınızda fazla yük taşımak, kan dolaşımınızı engeller ve kasları kasar.
ALTERNATİF ÇÖZÜM : Ortalama bir çanta beş kilodur. O yüzden ipek, pamuk veya naylon gibi hafif ve ufak çantaları tercih etmekte fayda var. Askısını çapraz kullanırsanız, ağırlığı bölmüş olursunuz. Çok bölmeli oan çantalar da, ağırlığın dağılımı için yardımcı olur. Ayrıca kamburlaşmak istemiyorsanız, arada çantayı diğer kolunuza almalısınız.
BÜYÜK KÜPELER : Çok büyük ve ağır küpeler, kulak deliklerinmin sarmasına ve yırtılmasına neden olur. Böyle bir şey olduğunda da kulak memesi kendi kendine iyileşmez. Düzeltilmesi için tek yol estetik ameliyattır.
ALTERNATİF ÇÖZÜMLER : Uzman lar, avize tarzı ağır küpeleri, bir kaç saatten fazla kulanmayı önermiyor. Eğer, büyük küpelerden vazgeçemiyorsanız, hafif halka küpeleri tercih etmeniz, yerinde olacaktır.

19 Ekim 2009 Pazartesi

2009-2010 SEZONUNDA ÇANTA MODELLERİ

Her yıl, kıyafet ve ayakkabı modelleri ile birlikte, çanta modelleri de yenilenmekte, farklılaşmakta. Bu yıl da, geçen sezonda olduğu gibi, büyük çantalar oldukça gözde. ama, bu yıl çantalar boyu daha büyük, tasarımlar ise, oldukça çeşitli.

İster el çantası, ister se, omuz çantası olsun, tüm ihtiyaçlarınız, içine sığdıracağınız çeşitte ve modelde, çantalar sizi bekliyor. Üstelik, geçen sezona oranla, daha renkli, daha süslü...
Çantalarda da, kıyafetlerde olduğu gibi, leopar desenler, ekoseler ve florasan renkler kullanılmış. Şıklığınızı tamalamak için, biçilmiş kaftan anlayacağınız. Zımbalı ve fermuarlı modeller de diğer tasarımlar arasında yer almakta. Karar sizin.
Şahane modellerden hangini tercih edeceğiniz sizin zevkinize kalmış. İster renkli, ister klasik siyah modlerlerden tercih yapabilirsiniz. Renk ve model seçeneği bu yıl oldukça fazla.



16 Ekim 2009 Cuma

SPOR YAPARKEN KARŞILAN SORUNLAR VE ÇÖZÜMLERİ

Spor yapmayı seviyor, ancak karşılaştığınız sorunlardan dolayı, spor yapamıyorsanız, bu yazımızı mutlaka okumanızı önereceğiz. Spor yaparken, karşılaşılan 3 önemli soruna, çözüm önerilerimiz yazımızın içeriğinde yer almakta...

SİVİLCELENME : Spor yaptıktan sonra, cildinizde sivilceler oluşmasının nedenleri; cildinizdeki fondotenle spor yapmanız veya, cildinizi yeteti kadar temizlemiyor olmanızdır. Bunlara dikkat ederseniz, sivilce probleminiz de ortadan kalkacaktır.
AŞIRI TERLEME : Spor yaparken terlemek, vücudu toksinlerden arındırır. Ancak, bu ıslaklık hissi sizi rahatsız edebilir. En doğrusu %100 pamuktan üretilmiş iç çamaşırı ve spor kıyafeti seçmektir. Pamuklu giysiler teri emer ve kuruluk hissi verir.
KAS AĞRILARI : Spor yaptıktan sonra en sık şikayet edilen konulardan birisidir. Zencefil, kas ağrılarınız konusunda size faydalı olacaktır. 1 avuç kök zencefili rendeleyip, kullanacağınız kadar miktardaki, vücut kreminin içine katıp, ağrılı bölgelere sürebilirsiniz.

15 Ekim 2009 Perşembe

SPOR YAPMANIN FAYDALARI

Hereşeye vakit ayırırız, ama nedense, spor yapmaya bir türlü vakit ayıramayız. Aslında, spor, yoğun çalışma temposu içinde, bir yaşam tarzı olarak bemimsenmesi gereken bir faaliyet.Spor yapmanın faydaları, tahmin edebileceğinizden çok daha fazla.

* Spor yapan kişiler daha zinde ve güler yüzlüdür. Mutluluk hormonu daha fazla salgılanır ve hayata pozitif bakmaya başlarsınız.
* Kalp atışlarınız hızlanır, cildinize oksijen yayılır. Bu sayede cildiniz daha canlı ve daha parlak görünür.
* Her zamankinden daha fazla terlersiniz ve vücuttan toksinler atılır.
* Düzenli spor yapmak kalp ve damar hastalıkları riskini azaltır.
* En önemlisi kilonuzu kontrol altına almaya başlayabilirsiniz. Yaz geldiğinde, diyet yapıp aniden kilo vermek yerine, yılın her günü fit ve sıkı bir vücudun keyfini yaşayabilirsiniz.
* Sevdiğiniz, size yük olmayacak bir spor dalını seçmeniz, sizin için, çok daha faydalı olacaktır.

ŞİFALI BİTKİLERİN FAYDALARI VE KULLANIM ŞEKİLLERİ

Son yıllarda, doğal dönüş yaşanmaya başladı. Kullanılan tedaviler de buna eklendi takiki. Şifalı bitkilerin önemi, bir kez daha gün yüzüne çıktı. Geçmişten, günümüze taşınan, pek çok bitkisel reçeteden bahsedilmeye başlandı.

Her şifalı bitki, faydalı değil tabiki. Eğer, yanlış kullanılırsa, zarar veren bitkiler de var elbette. Şifalı bitkiler, sadece, yardımcı, destekleyici olarak kullanılmalı. Sağlık sorunlarınız için, mutlaka, ilgili uzman hekime başvurmanız gerekmektedir.
Bu yazımızda, bazı şifalı bitkilerin faydalarından ve kullanım şekillerinden bahsetmek istiyoruz.
Tüm bitkilere faydalı demek, elbette mümkün değil. Hatta bazı bitkilerin kaynatılıp içilmesi bile doğru değil. Bazı bitkilerin özünde kimyasal maddeler var. Rahatsızlıklarınızda mutlaka doktora başvurun. Doğal bitkiler sadece destekleyicidir.
ADAÇAYI : Vücudun direncini arttırır. Enfeksiyonlara karşı vücudu korur ve zihni açar. Gaz gidermede yardımcıdır. İçinde uyarıcı bulunduğundan, özellikle sabahları ve öğlenleri tüketilmelidir. Üzerine sıcak su ekleyip en fazla 2-3 dakika bekletildikten sonra içilmelidir. Çok kaynatıldığında toksit etki yapabilir.
PAPATYA : Gevşemeye, rahatlamaya yardımcı olur. Ağrı kesici özelliği vardır. Ayrıca cilt gözeneklerini temizler. Günde 2-3 çay fincanı içilebilir. Akşamları içilmesi önerilir. Aşırı tüketimde uyuşukluk hissi verebilir. Hazırlamak için, üzerine kaynar su döküp 10 dakika demlemek yeterlidir.
REZENE : Gaz ve kramp ağrılarına iyi gelir. Ayrıca. mide ve bağırsak rahatsızlıklarında kullanılabilir. Öksürük ve soğuk algınlığında etkilidir. Ayrıca cilde canlandırıcı etkisi vardır. Tok karnına günde 1 çay fincanı tüketilebilir. Hazırlanması için, üstüne sıcak su döküp 10-15 dakika demlemeye bırakmak gerekir.
ISIRGANOTU : Kan temizleme özelliğine sahiptir. Alerji, raşitzm ve romatizmaya da etkilidir. Saçlarda ve cilt üzerinde güçlendirici etkisi vardır. Kür şeklinde uygulamak isteyenler, bunu 40 gün yapıp bırakmalıdırlar. Günde 1-2 çay fincanı tüketilebilir. Hazırlamak için, üstüne sıcak su dökerek, 10 dakika demlemek yeterli olacaktır.
HATMİ ÇİÇEĞİ : Ağız, boğaz ve diş eti iltihaplanmasına iyi gelir. Ödem çözme özelliği vardır. Ayrıca cilde ışıltı verir. Yan etkisi yoktur, günde 1-2 çay fincanı tüketilebilir. Hazırlamak için, 2 tatlı kaşığı doğranmış hatmi çiçeği üzerine 1,5 su bardağı sıcak su dökülür ve 10 dakika demledikten sonra içilir.
Bitkisel çayları hazırlarken, mutlaka, taze, kaynamış, klorsuz su kullanmak gerekli. Demliğe, önce demleyeceğiniz bitkiyi, sonra suyu koymalısınız. Çayın demlenmesi için, önerilen sürelere uymanız yeterli olacaktır.

DOMUZ GRİBİNİN BELİRTİLERİ KORUNMA YOLLARI AŞISI

Tüm dünyada, insanlığın korkulu rüyası olan, domuz gribi hastalığı, ülkemizde de oldukça yaygın bir hastalık olmaya başladı. Maalesef, ölümle sonuçlanabilecek kadar, tehlikeli bir hastalık. Domuz gribinin aşısı bulunduğu müjdesini, yayın kanalları sayesinde hepimiz duyduk. Ama,
üzücü olan, kısıtlı sayıda üretilmiş olması. Diğer bir taraftan ise, aşının, koruyuculuk oranının düşük oması. Yani bir rakam vermek gerekirse, aşı yapılmaz ise, 5300 kişi, aşı yapılır ise, 4000 kişi hayatını kaybedecek.
Domuz Gribinin Belirtileri ; Mevsimsel gribe benzeyen belirtiler; ateş, baş ağrısı, boğaz ağrısı, öksürük, genel vücut ağrısı, halsizlik ve bitkinlik. Bazı vakalarda kusma ve ishal de görülüyor. Ağır vakalarda solunum yetmezliği ortaya çıkıyor. Ancak bazı vakalarda hiçbir belirti görülmüyor, bazı vakalar da ölümle sonuçlanabiliyor.
* Tabi, domuz gribi aşısı yapılmak için, önceliklik verilen, bazı risk grupları bulunmakta. Bunlar ; Hamileler, sağlık çalışanları, 6-35 aylık bebekler, itfaiye, ulaşım, elektrik ve doğalgaz hizmetleri gibi kritik alanlardaki personel, diyabet, kronik akciğer hastalığı, bağışıklık sisteminin baskılandığı durumlar gibi kronik hastalık sebebiyle risk taşıyan 3-64 yaş aralığındaki kişiler, kolluk kuvvetleri, silahlı kuvvetler mensupları, 65 yaş üstü kişiler, okul öncesi, ilköğretim, ortaöğretim, üniversite öğrencileri, altı ay 24 yaş arasındaki diğer tüm nüfus.
* Domuz Gribinden korunmak için; Mümkün olduğunca kapalı ve kalabalık ortamlarda bulunmayın, kişisel hijyene önem verin. Dünya Sağlık Örgütü tarafından getirilmiş bir seyahat kısıtlaması yok. Gideceğiniz ülkenin yerel otoritelerinin öngördüğü tedbirlere uyun ve gerekirse maske kullanarak bulaşma riskini azaltın. Grip belirtileri görürseniz, en yakın sağlık kuruluşuna başvurun. Domuz gribinin, usulüne uygun hazırlanan domuz eti veya diğer domuz ürünlerinin yenmesiyle bulaştığına dair bulgu yok. Domuz virüsü, 70 derece ısıtılınca ölmekte. Bol sıvı gıda tüketin, iyi beslenin, dinlenmeye dikkat edin.

DOMUZ GRİBİ AŞISININ FAYDALARI ZARARLARI

Son yılların, en korkunç facialarından birisi olan Domuz giribi, iyice yayılmış durumda. Domuz Giribi, domuzlardan insanlara solunum yolu ile bulaşan bir solunum yolu hastalığı. İnsandan insana, hapşırık, öksürük ve hatta ele bulaşması halinde tokalaşma yoluyla bulaşabilen domuz gribine karşı doğal bağışıklığımız bulunmuyor. Bilgisayar klavyesi gibi virüslü bir yerle temas ettikten sonra burna ve ağıza dokunulması da hastalığın yayılmasına neden olabiliyor.

Tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de pek çok insan da domuz giribi vakası görülmekte. Yapılan araştırmalar sonucu, aşısı geliştirilen domuz gribi hastalığı için, aşı yaptırmak isteyenler, Ekim ayı ortalarını beklemek zorundalar. Aşının ne kadar güvenilir ya da faydalı olduğu konusunda çeşitli tartışmalar mevcut. Yapılan açıklamalarda, Aşı yapılmazs, 5 bin 300, yapılırsa 400 kişinin yaşamını kaybedeceği belirtilerken, grip virüsünün zaman içinde kimlik değiştirdiği, bugüne kadar dünyada 4 bin 100 kişinin bu virüs nedeniyle öldüğü belirtiliyor. Yani, aşı ile %100 koruma sağlamanın imkanı yok. Sağlıklı erişkin yaş grubunda (10-64 yaş) en iyi şartlarda aşı ile yüzde 70-90 korunma sağlanabilmektedir. 10 yaş altı, 65 yaş üstü, kronik hastalığı olanlarda, gebelerde ise aşı ile korunabilme oranı yüzde 30-40'lara düşmektedir” dedi. Aşı yapıldıktan 15 gün sonra etkili olmaya başlıyor.
Bu aşıya, eczanelerden ulaşmak mümkün değildir. Sağlık Bakanlığı aşı üreten firmalardan kısım kısım satın alıp doğrudan sağlık kurumları aracılığı ile uygulama yoluna gidecektir.
AŞI YAPILACAK ÖNCELİKLİ GRUPLAR : Hamileler, sağlık çalışanları, 6-35 aylık bebekler, itfaiye, ulaşım, elektrik ve doğalgaz hizmetleri gibi kritik alanlardaki personel, diyabet, kronik akciğer hastalığı, bağışıklık sisteminin baskılandığı durumlar gibi kronik hastalık sebebiyle risk taşıyan 3-64 yaş aralığındaki kişiler, kolluk kuvvetleri, silahlı kuvvetler mensupları, 65 yaş üstü kişiler, okul öncesi, ilköğretim, ortaöğretim, üniversite öğrencileri, altı ay 24 yaş arasındaki diğer tüm nüfus.
DOMUZ GRİBİNDEN KORUNMANIN YOLLARI;
- Klasik griple aynı korunma yöntemleri izlenmeli,
- Hasta kişilerle temastan ve aynı ortamda bulunmaktan mümkün olduğunca kaçınılmalı,
- Kirli ellerle göz, burun ve ağza kesinlikle dokunulmamalı,
- Bulunulan ortam sık sık havalandırılmalı,
- Kalabalık ve havasız ortamlardan kaçınılmalı,
- Domuz çiftliklerinden uzak durulmalı, kaynağı bilinmeyen etler tüketilmemeli,
- Bol sıvı tüketilmeli, iyi beslenilmeli. İstirahat edilmeli,
- Acil durumlarda mutlaka doktora başvurulmalı,
- Öksürük ve aksırık esnasında ağız ve burun tek kullanımlık mendille kapatılmalı,
- Ev ahalisini korumak için yakın temastan kaçınılmalı, maske takılmalı, kişisel eşyalar paylaşılmamalı.

12 Ekim 2009 Pazartesi

KURU SAÇLAR İÇİN DOĞAL BAKIM ÖNERİLERİ

Her saç tipi, kendine özel bakım ister. Ama, kuru saçların bakımı daha itinalı ve daha özenli olmalıdır. ;Bu yazımızda, kuru saçların, ışıl ışıl olmasını sağlayacak önerilermiz ve doğal bakım maskemiz yer almakta.

* Saçlarınızı ılık su işle yıklamak, saçların kurumasını ve dökülmesini önler.
* Saçlarınızı hergün yerine, gün aşırı veya 3 günde 1 kez yıkayın. Saç kendi nemini oluşturabilsin. Nemsiz kalan saç daha fazla kurur.
* Saç tipinize uygun şanpuan kullanmak önemli bir konudur. Çok kuru saçlarınız varsa yıkadıktan sonra sadece saç uçlarına krem uygulayın. Böylece uç kırılmalarını önleyebilirsiniz.
* Saçlarınızı çok yüksek ısıda kurutmak, saçlarınıza zarar verir. Saçınızın nemini kaybeder, ışıltısı yok olur. Saç kurutmasını orta kademede çalıştırmak en ideali olacaktır.
* Saçlarınızı güneşten ve klorlu sudan koruyun. Havuza ya da denize girerken bone takmaya özen gösterin. Eğer uzun süre güneş altında kalacaksınız şapka takmanızda fayda vardır.
Kuru saçlar için çok faydalı olan doğal maske tarifi;
GEREKLİ MALZEMELER :
* 1 tatlı kaşığı bal,
* 1 fincan sıcak su,
* 1 tatlı kaşığı badem yağı,
* 1 tatlı kaşığı ceviz yağı,
* Yarım tatlı kaşığı keten tohumu yağı,
* Yarım limonun suyu,
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Tüm malzemeleri cam bir kâsede karıştırın. Maskeyi saç diplerinize masaj yaparak yedirin. Streç filmle saçınızı sarıp 1 saat bekleyin. Saç tipinize uygun şampuanla yıkayıp, durulayın. Havluyla yumuşak hareketlerle iyice kurulayın.
Orta kademeli ısıda saçlarınızı kurutun.
Bu maske, 15 günde 1 defa uygulanmalıdır.

11 Ekim 2009 Pazar

BOYALI SAÇLARIN BAKIMI

Kadınların en sevdiği olaylardan birisi, saç rengini değiştirmektir. Renk yelpazesi de oldukça fazladır. Özellikle koyu renkler, saçların daha az yıpranmasını sağlarken, açık renklerin, çoğunda, oreal gibi kimyasallar kullanıldığından dolayı, saçlar yıpranır. Her ne renk olursa olsun, boyalı saçlara, özel bakım yapmak gerekir. Boyalı saçların bakımı ile ilgi,li olarak, sizlere öenerilerde bulunmak istiyoruz.

* Koyu tonlar, daha çabuk solduğundan dolayı, boyanın akmasını engelleyecek şampuanlar kullanmak, faydalı olacaktır.
* Radikal renk değişimleri, saçlarınızı epey yıpratacağından dolayı, saçlardaki kepeklenmeyi ve boya kalıntılarını temizlemek için, bebek şampuanı kulanmak, saçlarınızdaki boyanın daha çabuk akmasına neden olur.
* Kepeğe karşı etkili şampuanlar, boyanın erken akmasına ve matlaşmasına neden olur. Fakat, saçlarınızdaki, kepek ile de yaşamak zorunda değilsiniz. Kepek şampuanı kullandığınız durumlarda, içeriğinde saçınızın rengine yakın maddeler bulunduran saç kremleri kullanabilirsiniz. Özellikle kızıl tonlarındaki saç renkleri için üretilmiş, kızıl renk içerikli saç kremleri bulunmaktadır. Ya da, saçlarınızın son durulama suyu içerisine, biraz elma sirkesi katarak, saçlarınızın daha parlak ve kepeksiz olmasını sağlayabilirsiniz.
* Boyalı saçları nemlendirmek, şarttır. Bunun için, saç tipinize uygun, kaliteli bir saç kremi kullanmanız gerekir. Fakat, saç kremi saç diplerine değil sadece saç uçlarına uygulanmalıdır. Aksi takdirde saçlarınız dökülebilir. Saç kremi ayrıca daha uzun süre saç renginizin canlı kalmasına yardımcı olur.
* Geneşlenmeden önce, mutlaka, saç bakımınızı yapmış olmanız gerekir. Çünkü, güneş ışıkları da saç renginizin solmasına neden olabilir.
* SAçlarınızı, yüksek ısıda kurutmamaya dikat edin. Yüksek ısı, saçlarınızı kurumasına ve kırılmasına neden olur.
* Haftada 1 kez uygulayacağınız esleyici saç maskeleri ile, saçlarınızın sağlığını korumanın yanında, renginin de uzun süre dayanmasını sağlayabilirsiniz.

KOLAY EKMEK YAPIMI

Sizlere tarifini vereceğimiz ekme, mayasız yapılıyor. Ama son derece lezzetli ve çocuklarınızın seveceği türde. Aslında, biraz da kek tarzı yapılan bir ekmek. Hemen, tarifimize geçelim.

MALZEMELER :
* 250 gr süzme yoğurt,
* 1 adet yumurta,
* 1 tutam şeker,
* 250 gram un,
* 1 paket kabartma tozu,
* 10 gram tuz,
YAPILIŞI : Yoğurt, yumurta, şeker, tuz, un ve kabartma tozunu, robotta karıştırın. Hamuru, unlu tezgahta koyarak, merdane yardımı ile 24 cm. çapında daire olacak şiekilde açın. Yağlı kağıt serilmiş tepsiye yerleştirin.Üzerini, 3 defa enine, 3 defa boyuna çizin. 16 parçaya bölün. 200o C ısıtılmış fırının ikinci rafında 15 dakika pişirin. Afiyet olsun...

ZEYTİNLİ AÇMA YAPIMI

Sizlere, bugün, kahvaltılarınız ve ikramlarınızda, rahatlıkla yapabileceğiniz, harika bir tarif vermek istiyoruz. Zeytinli açma...

GEREKLİ MALZEMELER:
*2 çay bardağı sıvı yağ,
* 4 çay bardağı ılık su,
* 1 çay bardağı toz şeker,
* 3 çay kaşığı tuz,
* 1 paket kuru maya,
* 1 kâse ayıklanmış siyah zeytin,
* Aldığı kadar un ,
* 2 çorba kaşığı eritilmiş margarin,
* Çörek otu,
* 1 adet yumurta,
YAPILIŞI :Yoğurma kabına sıvıyağ, ılık su, zeytin, şeker ve tuzu alıp karıştırın. Malzemelerin üzerine biraz un serpip kuru mayayı ilave edin.Yumuşak bir hamur elde edene kadar, un ekleyip yoğurun. Hamur kabarana kadar, mayalanması için ılık bir ortamda bekletin. Mayalanan hamurun üzerine, bir miktar sıvıyağ ekleyip tekrar yoğurun.Hamurdan orta büyüklükte parçalar koparıp, elinzle yuvarlayın ve yarım santim kalınlığında inceltin. Üzerine biraz margarin sürüp, birazda zeytin ezmesi ileve edin. Hamura, açma şeklini verdikten sonra, yağlı kâğıt serilmiş fırın tepsisine açmaları yerleştirin.Yumurtayı iyice çırpıp açmaların üzerine sürün. Son olarak da, çörek otunu serpin. Önceden 175/180 derecede ısıtılmış fırında, pişirin. Afiyet olsun... Pişirme süresi; 25-30 dakikadır.

GEBELİKTE CİLT BAKIMI NASIL OLMALI ?

Kadınlarının, hayatını değiştiren hamilelikte de, normal zamanlara olduğu gibi cilt bakımı uygulamalarından vaz geçilmemelidir. ama, tabi, gebelik de göz öününe alınarak, biraz, cilt bakımı şeklini değiştirmekte fayda vardır.

* Gebelikte, hormon seviyesi yükseldiğinden dolayı, cildinizde, bazı değişimler meydana gelebilir. Örneğin, ciltte kuruma, göz altı halkalarında koyulaşma, kılcal damarlada belirginleşme vb. gibi...
Ama, gebelik bitip, bebeğiniz dünyaya merhaba dedikten sonra, bu sorunlar ortadan kalkacak. yani geçici bir durum olduğundan paniklemeyin. Gelelim cilt bakımı önerilerimize;
* Günlük cilt bakımı için sabah ve akşam hafif bir temizleme jeli ile cildinizi arındırın.
* Bol bol su içerek, hem sağlıklı bir hamilelik yaşayın, hem de, cildinizin kurumasını önleyin.
* Yüzünüzde sivilceler oluştuysa, normal zamanda kullandığınız kremden, daha yağsız bir nemlendirici ürün kullanın. Sivilce oluşumunu önlemek için, yastık kılıfınızı sık sık değiştirin. Eğer mümkünse, ipek yastık kılıfı kullanın. İpek; cildinizin korurken saçlarınızın da elektriklenmesini önler.
* Güneşlenirken mutlaka, 15 faktör korumalı, güneş kremlerini tercih edin. Cildinizde çiller oluştuysa ve sizi rahatsız ediyorsa, sizlere doğal bir önerimiz olacak. Çiğ patlıcanı dilimleyip çil olan bölgeler üzerinde gezdirin. Yavaş yavaş yok olduklarını göreceksiniz. Diğer doğal önerimiz ise;
* 2 çay kaşığı turp otu v2 çay kaşığı ayranı karıştırıp buzdolabında bir saat bekletin. Turp otlarını ayranın içinden çıkarın. Temiz bir parça pamuğu, ayrana batırıp çillerin üzerine sürün. İyice durulayın. Bu uygulamayı haftada birkaç kez yapabilirsiniz.
* Hamilelik sırasında kılcal damarlarınız belirginleşebilir. Bu sorunun üstesinden gelmek için her gün doğal gül yağı ile kılcal damarlara masaj yapın. Gül yağı ciltteki kızarıklığı almak için de idealdir.
* Gözaltlarınızda kuruluk veya koyuluk oluştuysa, cilt tipinize uygun bir göz kremi ile nemlendirin. Hafif bir makyaj yapın.

ENERJİNİZ Mİ YOK ?

Gün içerisinde kendinizi, sürekli yorgun hissediyorsanız, sabahları, uyanmakta, zorluk ekiyorsanız, aynaya baktığınızda, yorgun bir görüntü görüyorsanız, enerji düşüklüğü yaşıyor olabilirsiniz. Aslında, bu sorunu aşmak, zannedildiği kada da, zor bir iş değil.

*İlk yapmanız gereken, sabah kalktığınızda kahvaltıdan önce 1 bardak ılık limonlu su içmek. eğer, isterseniz, içerisine, 2 tatlı kaşığı, harnup pekmezi de ilave edebilirsiniz. Bu sayede, vücudunuzdaki toksinler atılır ve mide çeperindeki, hücreler yenilenir.
* Diğer, önemli bir konu ise, gün boyunca 2 litre su içmektir. Bu sayede, hem, cildiniz güzelleşir, hem, olası hastalıklara karşı koruma sağlar, hem, formda kalmanızı sağlar, hem de, hücre yenilenmesinde etkilidir ve tabii ki enerji verir.
* Üçüncü önerimiz, gün boyunca ara öğünlerde bol bol meyve tüketimidir.Ara öğünlerinizde, vücudun ihtiyaç duyduğu vitamin ve mineralleri karşılamak için bol bol meyve tüketin. Özellikle turunçgiller size enerji verecektir. Turuncu renk, pozitif enerji ile dolmanızı sağlayacaktır.
Son olarak da, aşırı kahve tüketimi, kahvaltı yapmamak, sigara içmemek, yağlı yiyecekler tüketmek, düzensiz uyku problemlerini çözmeniz gerekir.

7 Ekim 2009 Çarşamba

KEMİK ERİMESİNDEN KORUNMANIN YOLLARI

Kadınların ve hatta erkeklerin korkulu rüyası kemik ermesi, çocukluk çağlarından itibaren alınacak önlemler sayesinde, önlenebilecek bir hastalık aslında. Düzenli beslenme, egzersiz ve bazı kurallara uymak, sizlere, yaşlılıkta, sağlıklı ve dinç bir hayat sunacaktır.

* Kemik erimesini önlemek için sık sık yoğurt, süt, yumurta gibi kalsiyum oranı yüksek gıdalar almanız gerektiğini unutmayın. ama, bunların da, tek başına yeterli olmadığını hatırlatalım. Beslenme planınıza, bol bol sebze ve meyve eklemelisiniz. Vücudun en çok ihtiyaç duyduğu sıvılardan biri olan su ise en büyük yardımcınız olacaktır. Suyun içinde kalsiyum bulunmaktadır ve kemikleri de güçlendirir.
* Hem menopoz döneminde, hem de öncesinde, asit oranı yüksek gazlı içecekleri mümkün olduğunca az tüketin.
* Sigara kullanımının, kemik erimesinin bir nedi olduğunu, aklınızdan çıkarmayın.
* Egzersilerin ve meditasyonun gücünden faydalanın.
* Kemi erimesini önleyen tek besin gurubu kalsiyum değildir. Vücudun, proteine de ihtiyacı vardır. Günlük öğünlerde protein içeren yiyecekler bulundurun. Kırmızı et, yeşil mercimek, bulgur gibi gıdalar yüksek miktarda protein içermektedir. Kolestrol, şeker gibi hastalıklarınız varsa, doktorunuzun önerdiği ölçüde, kırmızı et tüketimini ayarlayın. İdeal kırmızı et tüketimi 2 haftada 1 porsiyondur.
* En önemli kuralı, en sona sakladık. Kendinizi sevmek ve kendinize iyi bakmak, en iyi ilaç kadar etkilidir.

RİMEL SEÇMENİN VE KULLANMANIN PÜF NOKTALARI

Hanımların, en sevgili makyaj malzemelerinden olan rimel, kullanım açısından, tam bir maharet istiyor. Aslında, çok kolay gibi görünen, rimel kullanımı, gerçekte zor bir iş. Dilerseniz, rimel kullanmanın püf noktalarını, hep birlikte görelim.

* En önemli konu, rimel seçimi. Rimel alırken, dikkat etmeniz gereken şey, fırçası. Rimel fırçasının, alacağınız sonuçlar üzerinde büyük etkisi vardır. Kıvrık, yay şeklinde olan fırçalar, hafifçe kıvırmaya ve gözleri ortaya çıkarmaya yardımcı olur. Sıkı kılları olan bir fırça, kalınlaştırıcı etki yaratmak için kirpikleri tek tek boyar. Seyrek kirpikleriniz varsa bu fırçaları tercih etmelisiniz. Daha küçük, daha geniş aralıklı bir fırça ise, kirpikleri belirginleştirip uzatmaya yarar. Alt kirpikleri belirginleştirmek için kullanabilirsiniz.
* diğer önemli konu ise, alacağınız rimelin çeşitidir. Suya dayanıklı veya normal olanlardan bir tanesini tercih edebilirsiniz. Hafif formüllü olanlar, gür kirpikleri ayırır ve belirginleştirir. Daha ağır ve kirpik yoğunlaştırıcı rimeller, kirpikleri daha kalın ve uzun gösterirler. Ama, her ne çeşiti olursa olsun, kirpik besleyici ve güvenilir olanları tercih etmenizde, fayda vardır.
* Rimel sürmeden önce, bir kirpik kıvırma aparatı kullanarak kirpiklerinizin dibini kıvırın. Aparatı biraz kaydırın ve bir kere daha kıvırın. Bu hareketi 3 kez tekrarlayın. Genellikle kirpik kıvırma aparatı kullanmak, ihmal edilen bir adımdır. Ancak bu aparatı kullanırsanız, daha az rimel kullanmış olursunuz. Bu da doğala en yakın sonucu almanızı sağlar. Hatta, rimel kullanmadan sadece kirpik kıvırma aparatı kullanarak kirpikleri düzeltmek bile, sade bir görünüm istediğinizde, gözlerinizi vurgulamanıza yardımcı olacaktır.
* Rimeli sürerken, kirpiklerinizin dibinden başlayın. Fırçayı kirpiklerinize sürün ve uçlara doğru hareket ettirin. Üst kirpiklerinize uygularken, başınızı arkaya kaydırın ve ileriye bakın. Alt kirpikleriniz için, başınızı öne eğin ve aşağıya bakın. Alt kirpiklerinizi boyarken, hafif bir uygulama yeterli olacaktır. Bundan fazla kullanmanız çok ağır bir makyaj görüntüsü verecektir.
* Rimel kullanımındaki son adım, özel kirpik fırçası ile, kirpiklerin taranmasıdır. Bu işlem, kirpikleri ayırır ve kalan rimel kalıntılarını temizler. Bu işlemden sonra, isterseniz, bir kat daha rimel sürebilirsiniz.

4 Ekim 2009 Pazar

KIRIŞIKLIKLAR NEDEN OLUŞUR

Kadınlar da ve erkeklerde meydana gelen cilt kırışıklıkları çeşitli nedenlere bağlı olarak meydana gelir. Erkekler bunu çok sorun etmez, ama kadınlar için, durum biraz daha farklı ve hassastır. Gelin, hep birlikte, kırışıklıkların oluşma nedenlerini görelim. Ve tabiki, ona göre de tedbir alalım.

* Yaptığımız mimikler, güneş ışınları ya da vücudumuzun susuz kalması kırışıklıkların başlıca nedenleri arasındadır.
* Mimik kaslarının yıllar boyunca çalışması, cilt üzerindeki kıvrımları belirgin hale getirir. Bu yüzden, dinamik çizgiler ortaya çıkıyor. İfade kırışıklıkları genellikle iki kaş arasında, alında, göz ve dudak çevresinde kendini gösterir.
* Genellikle 20’li yaşların sonlarında, ciltteki elastin ve kolajen lifleri elastikiyetini kaybetmeye başlar. Yüzümüzdeki 40 adet kas, gün içinde gülmek, kaşları çatmak, yemek yemek veya sigara için yaklaşık 30.000 kez hareket eder. Mimik hareketleri, cildin alt katmanlarında bulunan fibroplastların, dolayısıyla cildin kasılmasına yol açıyor. Mimiklere bağlı olarak, kasılan cilt artık rahatlamıyor ve kırışıklar oluşuyor. Mimik çizgileri önlem alınmazsa derin kırışık haline dönüşebiliyor.
Kırışıklıkların oluşmasında, 3 ana faktör vardır.
1- GENETİK SEBEPLER : Cildinizde ilk kırışıkların ne zaman ortaya çıkacağı ve ne kadar yoğunlukta olacağını belirleyen başlıca faktör, genetik etkilerinizdir. Yani, annenizde kırışıklar geç yaşta kendini göstermeye başlamışsa, bu sizinde, bir an önce tedbir almanız için, bir uyarı sayılır.
2- CİLT BAKIMI : Doğru ürünleri, düzenli olarak uygulayacağınız bakımlar, cildinizin pürüzsüz ve gergin kalmasını sağlarken, kırışıkların oluşum sürecinide geciktiriyor.
3- ÇEVRESEL FAKTÖRLER: Güneş ışınları, kuru hava, sigara tüketimi, alkol kullanımı gibi pek çok çevresel faktör de, cildin nasıl yaşlanacağını ve hangi tür kırışıkların oluşacağını belirliyor. Bu sebeple, yaşam tarzınıza özen göstererek, sigara ve alkol tüketiminden kaçınmak, sigara tüketilen ortamlardan uzak durmak, güneşten koruyucu ürünler kullanmak ve bol mikltarda su içmek, kırışıklık sürecini, sizlerden mümkün olduğunca uzak tutacaktır.

KIRIŞIKLIK ÇEŞİTLERİ

Cildimizde meydana gelen kırışıklıkların da çeşitleri olduğunu biliyor muydunuz? Farklı sebeplerden meydana gelen kırışıklıkların tipini bilmek, bu kırışıklıklardan kurtulmanıza yardımcı olur. Cildimizde meydana gelen kırışıklıkların sebepleri aşağıda verilmiştir.

KURULUK NEDENİYLE MEYDANA GELEN KIRIŞIKLIKLAR : Cildin kruluğu, cildin gerilmesine neden olur. Eğer, yeteri kadar nemlendirilmiyorsa, cilt soruk, mat ve kırışık görünüme sahip olur. Bu tip kırışıklığın oluşum nedenine gelince, güneşin zararlı ışıkları, cildi kurutur ve kalınlaştırır. Kuru cilt gerginleşir, pul pul bir görüntü oluşur. Zaman içinde çatlar ve dökülür. Vakit geçtikçe cilt üzerindeki çizgiler daha belirgin hale gelir. Klima ve kalorifer, alkol ve sigara kullanımı da cildin nemini alır. Cilt tipine uygun olmayan bakım ürünlerinin kullanılması, veya hatalı cilt temizliği yapılması, cildin koruyucu tabakasına zarar verir. İlerleyen yaşlarda cilt depolama yeteneğini kaybeder. Ayrıca, yeterince su içemeyen kişilerde yıpranma daha fazla görülür. Bu tarz yanlış tavırlar, cildin günde yarım litre su kaybetmesine sebep olur. Yağlı kremler cildin üzerinde bir tabaka oluşturarak, suyun buharlaşmasına engel olurlar. Ayrıca özel nem takviyeli kremler de kuruluğa karşı etkilidir.
GÜNEŞ SEBEBİYLE OLUŞAN KIRIŞIKLIKLAR : Göz kırpmak gibi mimik hareketleriyle belirginleşen göz çevresinde ve yanakların üzerinde dikey kırışıklar oluşur. Cilt, ışıltısını ve elastikiyetini kaybettiği için, kuru ve mat bir görünüm oluşur. Güneşe uzun süre korunmasız maruz kalmanın olumsuz sonuçları, “foto yaşlanma” olarak adlandırılmaktadır. Güneş koruyucu ürünleri, sadece plajlarda değil, günlük yaşam da kullanmak şarttır. Bu yüzden evden çıkmadan, yarım saat önce, güneş koruyucu faktörlü bir krem sürün.
YAŞLILIK NEDENİYLE OLUŞAN KIRIŞIKLIKLAR : Göz ve dudak çevresinin yanı sıra, yanaklarda, çene altında ve boyun bölgesinde yavaş yavaş gelişmeye başlayan kırışıklar, ciltte zamanla derin ve kalıcı izler bırakır. Kolajen ve elastin liflerinin yoğunluğunu yitirmesi nedeniyle yüz çevresinde, özellikle çene altında, gevşeme ve sarkma oluşur.
Menopoz döneminde östrojen seviyesinin düşmesiyle birlikte, cildin kolajen lifleri ve elastin üretimi de azalır. Menopoz kaynaklı hormon azalması, yüzeydeki liflerin ve suyun %25’inin ve kolajenlerin % 30’unun kaybına neden olur. Bunun sonucu cilt yağ ve nem depolama yeteneğini yitirir. Bu kaybı önlemek için, kozmetik dünyasında pek çok ürün var. cilt bakımına erken yaşlarda başlamak ve doğru ürünleri kullanmak, bu süreci sizin için oldukça yavaşlatacaktır.

1 Ekim 2009 Perşembe

EN DOĞAL BÜYÜ

Eğer, doğru parfümü kullanıyorsanız, bu en doğal büyüdür. Çünkü, insanlar, eşlerini kokularına göre seçerler. Doğru parfümü bulmak ise, biraz aaman alan bir iş. Sizlere parfüm seçimi ve kullanımı için, bir kaç püf noktası önermek istiyoruz.

* En doğru kokuyu bulabilmek için parfüm alışverişini sabah saatlerinde yapmanız gerekir. Yeni uyandığınız için kokulara karşı hassassınızdır ve daha iyi ayırt edebilirsiniz.
* Parfüm kokusunu test etmek için şişeden değil, bileğinizi sıkarak koklamayı tercih edin.. Kesin sonuç için, parfümü bileğinize sıktıktan sonra, 2 dakika bekleyin ve koklayın. Parfüm tercihinizi yaparken, moda kurbanı olmak yerine teninize uygun olan parfümü seçin.
*Parfümünüzün daha kalıcı olmasını istiyorsanız aynı kokuya sahip, vücut kremi satın alıp banyodan çıktıktan sonra, nemli vücudunuza uygulayabilirsiniz. Kıyafetlerinizin üzerine sıkacağınız iz bırakmayan birkaç damla parfüm, gün boyu kalıcılığı korumaya yardım edecektir.
Kalıcılığı sağlamanın diğer yolu kulak arkası, dekolte bölgesi ve boynunuza hafif miktarda parfüm sıkmaktır.
* Güneşlenirken vücudunuzda parfüm olmamasına dikkat etmelisiniz. Güneş altında sıkılan parfümler, ciltte lekeler oluşmasına sebep olur.
* Spor yaparken parfüm sıkmak yerine terlemeyi ve ter kokusunu önleyici deodorantlar tercih edebilirsiniz.
* Yaz günlerinde çiçek kokulu hafif parfümleri, kış günlerinde ise baharat kokulu parfümleri tercih edebilirsiniz. Gündüz hafif parfümleri, geceleri biraz daha ağır kokulu parfümleri kullanabilirsiniz.
* Parfüm kullanımında en doğru yöntem sadece bir parfüm sıkmaktır. Birden fazla parfüm sıktığınızda, kokular birbirine karışır ve ortaya hoş olmayan sonuçlar çıkabilir.
* Erkek parfümü kullanmak, çoğu zaman etkileyici sonuçlar doğurur. Kalıcı ve fark edilir kokusuyla, erkek parfümlerini tercih edebilirsiniz. Dikkat etmeniz gereken nokta ise, parfümün çok ağır ve çok erkeksi olmaması.

BİTKİSEL YAĞLARLA CİLT BAKIMI

Cildimiz, sadece yüzümüzden ibaret değildir. Cilt bakımı, tüm bedenimizi kapsayan bir işlemdir. Sizlere önereceğimiz bakım kürü, cildinizi besleyerek, pürüzsüz ve harika bir cilde sahip olmanızı sağlayacak. Üstelik tüm cilt tipleri için uygun olduğundan, herkes rahatlıkla kullanılabilir.

GEREKLİ MALZEMELER :
* 1 çorba kaşığı tatlı badem yağı,
* 1 çorba kaşığı jojoba yağı,
* 1 çorba kaşığı üzüm çekirdeği yağı,
* 2 kapsül E vitamini yağı,
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Tüm malzemeleri cam bir şişenin içinde iyice karıştırın.Küveti ılık suyla doldurup bitkisel yağdan 2 çay kaşığı ekleyin. Banyodan çıktıktan sonra nemlendirici krem uygulayın.
Kürümüz, hücre yenileyici özelliğe sahip olduğundan, tüm cildiniz, genç ve ışıl ışıl olacak.