9 Ağustos 2010 Pazartesi

YORGUNLUK İÇİN


Yorgunluk, artık hastalık haline geldi neredeyse. Sizlerde kendinizi sürekli olarak yorgun hissediyorsanız, mutlaka önlemini almanız gerekir. Çünkü, yorgunluk, vücut ağrıları ve halsizlikten öte, yaşam kalitesini çok fazla düşüren ve insanı verimsiz kılan bir durum. Öncelikl yapılması gereken, uyku hijyeni ve uyku kalitesini artıracak, tedbirler almak. Nasıl mı?
Uyku Hijyeni İçin Genel Öneriler;
* Sabahları kalkış saatlerinizi düzenleyin.
* Ögleden sonra aktivitenizi artırın.
* Akşamları veya yatmadan önce egzersiz yapmayın.
* Gündüzleri bol ışıklı ortamda bulunun.
* Yatmadan önceki 2 saat içinde ılık duş alın.
* Akşamları kafein, nikotin, alkol, fazla yemek ve içecekten sakının.
* Yatak odanızı sadece uyumak için kullanın.
* Yatarken ışığı ve televizyonu kapatın.
* Yetişkinler için günde ortalama 7-8 saat uyku tavsiye edilir.
Ayrıca...
* Düzenli egzersiz, enerji düzeyini artırır ve neden ne olursa olsun yorgunluğu azaltır. Düzenli orta düzeyde aerobik egzersizin (haftanın çoğu günü 30 dakika yürüyüş veya eşdeğeri) hastalık kaynaklı yorgunluğu istirahattan daha etkin olarak azalttığı gösterilmiştir.
* Kahvenin uyarıcı etkisi performansı sadece geçici olarak artırır.
* Kronik yorgunluk sendromunda bilişsel davranış terapisi ve kademeli egzersiz tedavisi olarak iki farklı yaklaşım bulunur. Bilişsel davranış terapisi, iyileşmeyi geciktirecek inanç ve davranışlarını değiştirmeye yönelik olarak seanslar halinde düzenlenir. Düzeyi giderek artırılan egzersiz tedavisi ise yorgunluğu azaltır.
Kaynak ;milliyet.com.tr

Cilt Tipine Göre Bakım



Güzel bir cilde sahip olmanın yolu öncelikle cilt tipinizi doğru tanımaktan; sonrasında da uygun bakım ürünlerini kullanmaktan geçiyor. Işıl ışıl parlayan, gergin ve pürüzsüz bir cilt için en pahalı olanları değil, cilt tipinize uygun ürünü seçmeye özen göstermeniz gerekiyor.

Medical Park Bahçelievler Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Makbule Dündar; cilt tipine göre nasıl bakım yapılması gerektiği konusunda basit ama etkili ipuçları veriyor:

Normal cilt: Görünümü şeffaf, nem ve yağ durumu dengeli, gözenekler kapalı ve pürüzsüz bir cilt tipi olarak tanımlanıyor.

Normal ciltlere krem veya süt tipi temizleyici, alkol oranı normal tonik (yüzde 5-7.5) hafif bir nemlendirici ve peeling krem öneriliyor. Otuzlu yaşlardan itibaren, başlangıç için haftada 1-2 gün olmak üzere uygulanan besleyici gece kremi, göz çevresi kremi ve maskeleri kullanmaya başlanabilir.

Kuru cilt
Görünümü mat, yağ salgılanması normalin altında ve nem oranı çok düşük ciltl tipi. Gözenekler ufak ve kapalı olur. Kullanılabilecek ürünler arasında krem veya süt tipi temizleyici, alkolsüz tonik, yoğun bir nemlendirici, yoğun yağ içeren besleyici gece kremi, nem ve yağ depo edici maskeler, göz çevresi ve boyun kremleri, peeling krem, yaş ilerledikçe de serumlar ve ampuller öneriliyor.

Karma cilt
T bölgesi (alın, burun ve çene) yağlı, yanaklar ve göz çevresi daha normal ve kuru olur. Ciltte nemsizlik de görülebiliyor. Yağlı kısımlarda gözenekler açık oluyor; siyah nokta ile sivilce oluşabiliyor. Kullanılabilecek ürünler: Süt ve jel tipi temizleyici, alkol oranı düşük tonik (yüzde 3-5), cildin ihtiyacına göre nemlendirici, temizleyici, sıkılaştırıcı maskeler, peeling krem, otuzlu yaşlardan itibaren cildin ihtiyacına göre gece kremi ve göz çevresi kremi.

Hassas cilt
Bu cilt tipinde deri, damarları gösterecek kadar incedir.Cilt, kızarık ve dalga dalga bir görünüm sergiler. Hassas ciltler, kötü koşullara hemen reaksiyon gösterir ve sıklıkla susuzluktan ötürü gerilir. Süt tarzı temizleyici, alkolsüz tonik ve hassasiyet giderici bakım kremi kullanılması öneriliyor.

Yağlı cilt
Görünümü parlak ve yağlıdır. Bu cilt tipinde, gözeneklerin içi dolu ve açık, siyah noktalı, sivilce ye de uygun olur. Yağlı ciltler problemsiz yağlı cilt, yağlı hassas cilt ve sivilce li-akneli cilt olmak üzere üç tipe ayrılıyor.

Kullanılabilecek ürünler arasında jel tipi temizleyici, alkollü tonik, çok hafif nemlendirici, temizleyici- sıkılaştırıcı maskeler ve peeling krem. Hassas yağlı ciltlerde ek olarak hassasiyet giderici kremler, pomatlar, hassasiyet giderici ve yağ dengeleyici maskeler.

Sivilceli-akneli yağlı ciltte ise akne nin; mutlaka bir dermatolog denetiminde, medikal olarak tedavi edilmesi gerekiyor. Medikal tedaviye ek olarak günlük bakımda sabun veya jel tipi temizleyici, alkol oranı yüksek tonik, çok hafif nemlendirici, temizleyici ve sıkılaştırıcı maskeler öneriliyor.

Olgun cilt: Olgun cilt, hücrenin yaşam ritminin yavaşlaması sonucu oluşan bir cilt tipi olarak tanımlanıyor. 60′lı yaşlara doğru yağ bezeleri ifrazatında yüzde 50′nin üzerinde azalma oluyor. Deride incelme, sarkma, derin çizgiler ve cilt lekeleri meydana geliyor. Özellikle 35 yaşından itibaren uygulanan kürler, cildin güzelliği için önem taşıyor.Süt veya krem tipi temizleyiciler, alkolsüz tonik, yoğun nemlendirici, besleyici, hücre yenileyici bakım kremi, yağ ve nem depo edici hücre yenileyici maskeler, serim, ampuller ve peeling krem gibi ürünlerin kullanılması öneriliyor.

Evde Cilt Bakımı

Sağlıklı ve güzel bir cilt için, doğal cilt bakımı programına başlıyoruz. Harekete geçmek için toprağa, kile, bitkilere, çiçeklere, süte, sirkeye sahip olmanız yeterli. Bir de tabii, kendinize vakit ayırma kararlılığına...

Pahalı kremlere ve losyonlara para harcamanız ise, gerekmiyor... İşe, temel bakım reçetelerini öğrenerek başlayalım... Cilt tiplerinize göre bakım reçeteleri ise, haftaya... Kil maske leri

Kil cilt bakımı nda çok yönlü bir madde. Derin bir temizleyici olarak kil, kiri epidermisin derinliklerinden çıkarır. Besleyici olarak kil, sağlık lı cildin devamlılığı için önemlidir. Temizleyici ve sıkılaştırıcı olarak, en çok limon suyu veya su içeren katkı maddeleri ile etkili olur. Terapi kil, aynı zamanda antiseptik, anti iltihabik ve analjeziktir.

Kozmetik amaçlar için üç çeşidi bulunur: Beyaz, yeşil ve kırmızı kil... Onu süpermarketlerde ya da aktarlarda bulabilirsiniz. Bulabilirseniz, toz şeklinde alın. Su veya herhangi bir başka sıvıyı hızla emerek ve mavi-yeşil deniz yosunu gibi diğer katı katkı maddeleriyle, doğranmış otlar veya meyve veya sebze püreleriyle karışarak kolay kullanılır.

Küçük yumrular halinde satılan kili, önce blender veya kahve öğütücüsü içinde kendiniz toz haline getirmezseniz, karışması biraz daha uzun sürer.

Kil, macun olarak kullanıma hazır şekilde de satılır. Bu oldukça zaman kazandırıcı olsa da yapabileceğiniz maske çeşitliliğini sınırlar, çünkü bazı reçeteler kil sıvı hale gelmeden önce diğer katkı maddeleri ilavesini gerektirir. Ayrıca, nispeten daha pahalıdır.

Kil maske si yapmak

Gerekli kil miktarı dinlenmiş mineral su ile kaplanır ve karıştırmadan 30 dakika dinlenmeye bırakılır. Musluk suyu veya klor içeren herhangi bir su kullanmayın. Bütün su emilene kadar karıştırmamak önemlidir çünkü, erken karıştırırsanız maske niz pütürlü ve yapışkan olur.

Bütün su iyice emilince malzemelerinizi iyice karıştırmalısınız. Karışım rahatlıkla uygulanabilecek kadar kalın, macun yoğunluğunda olmalıdır. Çok sıvı olursa yapışmaz, çok kalın olursa cilde derinden nüfuz etmez. Çok ince olan karışıma az miktarda kil ilave etmek yeterince kolaydır fakat, çok kalın olan macuna daha fazla su ilave etmek dikkat ister. Bu durumda her seferinde karıştırarak, azar azar su ilave etmek gerekir.

Kile diğer maddeler ilave edilecekse bunun bu aşamada yapılması tercih edilir fakat, yağ veya yağ karışımının kuru kile eklenmesi en iyisidir. Reçetelerin bazılarında dinlendirilmiş şişe suyu yerine meyve veya sebze suları kullanılır.

Maske ve losyonların uygulanması

* Kendinize sessiz bir zaman ve yer bulun. Saçınıza bant takın ve makyaj ınızı bütünüyle çıkartın. Cildinizi pamuk ve dinlenmiş şişe suyu, bitkisel çaylar, sulu bitkisel çözelti veya basit temizleme reçeteleri kullanarak dikkatlice temizleyin.

* Masajla ya da aynada korkutucu yüzler yaparak yüz kaslarınızı gevşetin.

* Yüzünüzü 1-2 dakika sıcak su kabının üstünde, buhara tutun. İki dakika sıcak kompres uygulayın. Böylece gözenekleriniz açılır, maske daha derine nüfuz edebilir.

* Maske yi parmaklarınız veya pamukla, göz çevreleriniz hariç, uygulayın. Meyve veya yumurta maske leri, genelde çok sıvıdır. İkinci katı birkaç dakika sonra, ilk kat biraz kuruduğunda uygulayın.

* Maske yi temizleme vakti gelin ceye kadar yüzünüzü hareket ettirmeyin.

* Maske yi, alından aşağıya doğru, göze hiçbir şeyin değmediğinden emin olarak çıkartın. Hafif meyve maske leri pamukla kolayca çıkar. Kil maske lerinde kili yumuşatmak için önce yüzü durulamak gerekecektir.

* Gözenekleri kapatmak için uygun yerlere sulu bitkisel çözeltileri, sprey veya pamukla veya parmakla hafifçe vurarak uygulayın.

Birçok metal, kil, meyve veya sebze sularıyla temas ettiğinde paslanır. Bu nedenle metal karıştırma kapları, k aşık veya spatula kullanmayın. Maske içinde ılık su kullanılabilir, ancak karışımı ısıtmayın. Maske lerin, kullanımdan hemen önce hazırlanması, en iyisidir. Bitkisel çaylar

Bitkisel çayların çoğu, uzun süreli doğal cilt programında faydalıdır; temizleme ve sıkılaştırma nitelikleri vardır. Hepsi, her cilt tipi için uygundur.

Altıncık (marigold çiçeği): Antiseptik, mantara, iltihaba karşı ve iyileştirici. Tek başına veya yarı yarıya lavanta veya papatya karışımı ile kullanın.

Papatya çiçeği: Sık sık rahatsız olan cilt için en iyi mantar, iltihap önleyici, temizleyicidir. Çayı göz çevresindeki nazik cilt için özellikle tavsiye edilir.

Mürver çiçeği: Sıkılaştırıcı, iltihaba karşı etkili, temizleyici.

Lavanta çiçeği: İltihaba karşı, temizleyici. Lavanta hafif bir kuruma yapar.

Ihlamur çiçeği: Papatyaya benzer, çok serinleticidir. Sıkılaştırıcı, iltihaba karşı etkisi yaşlanan cilt için iyidir.

Ebegümeci: İltihaba karşı, serinletici.

Nane: İyi bir temizleyici ve sıkılaştırıcıdır.

Biberiye: Antiseptik, havalandırıcı ve canlandırıcı; kan damarlarında kan dolaşımını artırır. Biberiyeyi tek başına veya daha fazla sıkılaştırıcı etki için beyaz civan perçemi ile yarı yarıya karıştırarak kullanın.

Kekik: Güçlü bakteri karşıtı etki: Sivilce veya enfekte egzama için cildi yıkamak faydalıdır. Tek başına veya sakinleştirmek, iyileştirmek için papatya ve/veya altıncık ile eşit oranlarda kullanın.

Beyaz civan perçemi: Yaşlanan ve hasarlı ciltler için iyi bir temizleyici, sıkılaştırıcı, antiseptiktir.

Çay hazırlamak: 250 mililitre kaynar suya bir büyükçe yemek kaşığı doğranmış kuru ot kullanın. Orta büyüklükte bir kupaya otları ağzına kadar doldurun. Demi 10 dakika bekletin, sıvıyı süzün ve kullanmadan önce soğumaya bırakın. Pamuk ile uygulayın ve doğal kurumaya bırakın.

Buz küpleri için çaylar

Bir çayın raf ömrü yakl aşık 12 saattir. Ancak, süzülmüş ve soğumuş çay buz kalıplarında dondurulabilir ve buzlukta 1-3 ay saklanabilir. Bu küpleri için papatya, lavanta, ıhlamur çiçeği ve biberiye çayları tavsiye edilir. Bazı sulu bitkisel çözeltiler de buz küpleri yapmak için demlenebilir. Her 100 mililitre dinlendirilmiş şişe suyuna bir yemek kaşığı sulu bitkisel çözelti kullanın.

Serinletici ve sulandırıcı etki için küpü direkt olarak cilde, boyna ve kollara sürün.

Kompres için çaylar

Kompresler de iltihaplanmayı serinlettiği gibi- kan dolaşımını artırarak, gözenekleri kapatarak cildi sıkılaştırır. Özellikle kuru, yaşlanan veya hasarlı cilt için iyidir.

Kompres için, iki geniş kaba, iki banyo havlusuna veya pazene ihtiyacınız olacak. Yukarıda saydığımız kurutulmuş otlarda bir büyükçe yemek kaşığı ve bir yemek kaşığı limon suyunu bir kaba yerleştirin ve üç kupa kaynamış su dökün. 15 dakika demlenmeye bırakın. İkinci kaba bir litre soğuk su ve bir yemek kaşığı sirke dökün. Soğutmak için az miktarda buz küpleri ekleyin.

Havlulardan birini sıcak çaya batırın ve havluyu yüzünüze sermeden ve bir dakika yüzünüzde bekletmeden önce fazla suyunu sıkın. Birinci havluyu çıkarın ve diğer havluyu hemen soğuk su kabına daldırın. Aynı şekilde yüze uygulayın ve yine bir dakika bekleyin. Sıcak ve soğuk kompres işlemini iki kez tekrarlayın. Gözenekleri kapatmak için soğuk kompresle tamamlayın. Gülsuyu ile parmak uçlarınızla teninize hafifçe vurarak bitirin ve doğal kurumaya bırakın.

Buhar

Cildi derinden temizlemenin geleneksel bir yolu, yüzü zaman zaman birkaç dakika buhara tutmaktır. Buhar, kir ve hava kirliliğini ciltten etkili bir şekilde çıkarır akat, aynı zamanda doğal yağları da çıkarır. Bu nedenle bu teknik, yağlı ciltlerde veya sivilce problemi olan birinde mükemmel sonuçlar getirse de, birçok cilt için uzun vadede kurutma etkisi vardır. Buhar bu nedenle kuru veya yaşlanan ciltte çok az kullanılır.

Buhar banyosu

1 litre kaynar su koyduğunuz geniş bir kap ve orta boy bir havluya ihtiyaç duyacaksınız. Kabın önüne oturun, başınızı havlu ile kaplayın ve yüzünüzü önerilen süre kadar buharda tutun. Sonra yüzünüzü pamuk ile veya havlu ile kurutun ve gülsuyu ile temizleyin. Doğal kurumaya bırakın.

Buharın faydasını, kaynar suya iki damla papatya, solucan otu, lavanta, gül otto veya çay ağacı bitkisel yağ damlatarak artırılabilir. Kuruladıktan sonra altıncık taşıyıcısı içinde sulandırılmış aynı yağı cilt üzerine ince bir tabaka uygulayın.

Sulu bitkisel çözeltiler

Hidroseller veya çiçekli sular olarak da bilinen sulu bitkisel çözeltiler, buğu damıtma ürünleridir. İlgili bitkisel yağlardan daha az yoğun olmalarına rağmen, onlara benzer özellikler taşırlar. Suda çözülebilen aktif maddelerle zenginleştirilmişlerdir.

Cildi temizlemek, gözenekleri sıkılaştırmak, cildi sulandırmak ve cildin pH dengesi için faydalıdırlar. Temizlik veya beslenme maske lerinin arkasından temizleyici / sıkılaştırıcı olarak tavsiye edilirler. Çoğu ayrıca, bakteri ve mikroba karşı etkilidir.

Sulu bitkisel çözeltileri kullanmak

Sulu bitkisel çözeltiler yüze günde iki kez uygulanabilir. Pamuk ile veya sprey şişesinde kullanın, fakat gözlerinizi koruyun. Doğal korumaya bırakın. Sulu bitkisel çözeltiler ayrıca, banyo suyuna da genel cilt toniği olarak, üç yemek kaşığı katılabilir ve bazen de kil maske si hazırlarken suyun yerini tutabilir.

Papatya: Bütün cilt tipleri için uygundur. İltihaplara karşı çok yumuşaktır, sakinleştirici ve temizleyicidir, aşırı güneş ve rüzgara karşı iyi gelir.

Adaçayı: Kuru ve yaşlanan cilt için uygundur; düzensiz hormon seviyesi ve menopoz a bağlı cilt problemleri içindir.

Mısır çiçeği: Birçok sulu bitkisel çözeltinin tersine genelde göz çevresinde kullanılır, gözleri yakmaz. Papatya ile benzer özelliklere sahiptir.

Lavanta: Bütün cilt tiplerine uygundur ancak hafif kuruma yapar. Serinletici, iltihaplara karşı, güneş ve rüzgar yanığına karşı ve saç toniği olarak iyidir.

Portakal çiçeği: Bütün cilt tiplerine özellikle kuru veya hassas ciltlere uygundur; iltihaplara karşı, kırmızı kabarıklıklar için iyidir.

Biberiye: Bütün cilt tiplerini dengelemek ve gözenekleri temizlemek ve sıkılaştırmak için ve saç için mükemmeldir, dolaşımı hızlandırır.

Gülsuyu: Bütün cilt tiplerine, özellikle yaşlanan ciltlere uygundur, dengeleyici, temizleyici ve sıkılaştırıcıdır.

Cadı fındığı: Bütün cilt tiplerine uygundur; yumuşak bir sıkılaştırıcıdır.

Kozmetik sirke

Sirke cildi sulandıran, küçük kılcal damarlar içindeki kan dolaşımını hızlandıran bir etkiye sahiptir. Ayrıca antiseptiktir ve enfeksiyona neden olan bakteri, virüs veya mayaların hızla çoğalmasına engel olur. Cilt yüzeyindeki aşırı yağlı bezeleri çözer ve pullanma veya soyulma durumlarını azaltır. Sirke, cildin pH seviyesini düzenler.

Kullanacağınız her bitkiyi, kullanmadan önce iki gün kurutun. Kurutulmuş bitkiyi ölçün ve karıştırın ve sonra sirkeyi ve bitkisel yağları ekleyin. Tamamen sıvılardan oluşan kozmetik sirkeler, sadece bir kez kullanılabilir. Bitki içerenler dinlenmeye bırakılmalıdır. Sonra vidalı kapaklı bir kavanozda hazırlayın ve bir pencere eşiğine bırakın, süzün ve şişeleyin. Bir çay kaşığı kozmetik sirkeyi yüzünüzü yıkamak için dinlenmiş şişe suyuna ilave edin veya banyo suyuna 3-4 yemek kaşığı dökün.

Lavanta, biberiye ve gül ağacı

Sirke: 500 mililitre iyi kalite beyaz şarap veya elma sirkesi

Bitkisel yağlar: 3 mililitre lavanta, 3 mililitre biberiye ve 2 mililitre gül ağacı

Ve: 2 yemek kaşığı gliserin

Altıncık ve mürver çiçeği

Bitki: 50 gram altıncık çiçekleri ve 75 gram mürver çiçekleri

Sirke: Bir litre iyi kalite beyaz şarap veya elma sirkesi

Dinlenme: İki hafta

Lavanta, gül, karanfil ve ıhlamur

Bitki: Lavanta çiçeği, gül yaprağı, karanfil ve ıhlamur çiçeklerinin her birinden 30 gram

Sirke: Bir litre iyi kalite beyaz üzüm veya elma sirkesi

Dinlenme: İki hafta

Tüm ciltler için bakım bilgileri

* Yağlı bölgeleri veya karışık ciltteki sivilceli bölgeleri yağdan arındırıcı maddelerle temizlemeye çalışmayın.

* Cildinizi çok etkili veya yüksek dereceli alkol içerikli ürünlerle temizlerseniz, yağ bezleriniz buna daha fazla yağ üreterek tepki gösterir.

* Cildiniz kuruysa, yüzünüzü soğuk suyla yıkamayın. Gözenekler kapanır ve cildiniz daha fazla kurur.

* Cildin kendisini yenileyebilmesi için, haftada bir, iki kere, cilde uygun yüz maske leri uygulamalısınız. Peeling yöntemi de, cildin sertleşmesini önler.

5 Ağustos 2010 Perşembe

MEYVELERİN ZARARLARI


Meyvelerin faydalarını, her fırsatta duyuyor ve okuyoruz. Ama, bu kadar faydalı olduğu söylenilen meyveler, gerçekten de söylendiği kadar faydalı ve masum mu? İşin aslı hiç de öyle değil. Son dönemlerde çok önem kazanan, glisemik indeks olayı, meyveler için de geçerli.
Neden dikkat etmeli : Meyveler, doğal şeker olan fruktoz içerir. Dolayısıyla meyve vücut yağlarını yakmanıza engel teşkil edebilir.
Ne kadar kötü : Vücudumuz fruktozu doğrudan yakıt olarak kullanamaz. Fruktozon öncelikle karaciğere gidip glikoza dönüşmesi gerekir. Meyvenin çoğunlukla kandaki glikoz ve insülin seviyelerini hızlı artırmayan, düşük derecede glisemik bir karbonhidrat olmasının sebebi de budur. Karaciğer glikojen ile dolu ise, gelen fruktozu glikoza değil, yağa dönüştürür.
Yapılması gereken : Siz siz olun, her zaman taze ürünleri tercih edin. İşlenmiş, paketlenmiş ya da konservelenmiş ürünleri satın almamaya özen gösterin. İşlenmiş ürünler genellikle daha çok şekerle doyuma ulaşmıştır ve tıpkı meyve suları gibi, uzak durulması gerekenlerin başında gelir.
Glisemik indeks nedir: Gıdaların kan şekerini yükseltme hızına glisemik indeks denir. Eşit miktarda karbonhidrat içerseler de yiyeceklerin kan şekerini artırıcı etkileri birbirinden farklıdır. Çünkü yiyeceklerdeki karbonhidratlar sindirim sisteminden farklı hızda geçer ve emilir. Meyve seçiminde kullanabileceğiniz referans “glisemik indeks” değerleridir. Bir meyvenin glisemik indeksi ne kadar düşükse diyetinizde o kadar yer verebilirsiniz. Glisemik indeksi düşük gıdaların seviyesi 55 ve altıdır; spor sonrası dışında glisemik indeksi 70’i aşan meyveleri yemeyin.

ZAYIFLATAN YİYECEKLER


Kilo probleminiz var ise, bazı besinlerden yararlanarak, yağ yakma hızını artırabilir ve kilo verme işini, sağlıklı ve kolay bir şekilde halledebiirsiniz. Nasıl mı? Yapılan araştırmalara göre, kilo vermede yardımcı ve yağ yakmayı sağlayan 9 adet besin tespit edilmiş. Üstelik bu besinleri, çoğu da, mutfaklarımızda sıklıkla bulunan besinler.
Az yağlı süt, az yağlı yoğurt ve peynir: Bunların ortak sırrı içerdikleri kalsiyumdur. Nutrition Reviews isimli dergide yer alan 90'dan fazla araştırmanın yeniden gözden geçirilmesiyle bol kalsiyum alımıyla iyileşen vücut niteliği arasında güçlü bir bağ bulundu.
Yulaf, arpa: Bunların sırrı ise liflerde yatıyor. American Journal of Clinical Nutrition isimli dergideki araştırmaya göre, akşam yemeğinde beyaz pirinç yerine büyük bir tabak lezzetli arpa ile göbeğinizdeki yağlardan kurtulabilirsiniz.
Yeşil çay: İçerdiği katesin metabolizmayı ve karaciğerin yaktığı yağ oranını hızlandırıyor. Bunun etkisinden yararlanmak için günde 4-6 bardak yeşil çay için ve her hafta en az 3 saat egzersiz yapın.
Yumurta: Protein içeriği sayesinde yumurta, kilo vermenize yardımcı olur. Öncelikle vücudunuz proteinli yiyecekleri parçalamak için daha fazla enerji kullanıyor. Ayrıca protein kas kütlenizi tutmaya yardımcı oluyor, kaslarınız yağdan fazla kalori yakıyor. Sonuç olarak, protein sizi karbonhidratlardan daha fazla tok tutuyor.
Ceviz, badem: İçerdiği iyi yağlar, lif ve protein vücudun insülin direncini artırır, kilo vermeye yardımcı olur. Ceviz, en iyi omega-3 yağ asit kaynağından biridir. Badem ise kemik şekillenmesinde ekstra fayda sağlar.
Somon: Newcastle Üniversitesi'nde düzenlenen araştırmada, somon balığında bulunan omega-3 yağ asitlerinin yağ kütlesini azalttığı belirtildi. Diğer araştırmalar da, omega-3 yağ asitlerinin sizi tok tuttuğunu ve yağlı balık yedikten sonra 2 saat sonra daha tok hissettiğinizi gösteriyor. Haftada en az iki kez somon, uskumru, konserve ton balığı veya 'eğer bulabilirseniz' kuzey denizlerinde yaşayan Ringa balığı gibi diğer yağlı balıklardan tüketin.
Elma, Armut, dolmalık biber: Bu gıdaların içerdiği ve bitkisel gıdalarda bulunan doğal kimyasal olan flavonoidlerin yağ yakma etkisi bulunuyor. American Journal of Clinical Nutrition isimli dergide yayınlanan araştırmaya göre, çok flavonoid tüketen kadınların vücut kütle indeksleri önemli ölçüde düşüyor. Hayvanlar üzerinde yapılan deneylerde de flavonoidlerin kalori tüketimini artırdığı, vücuttaki yağ yakışını hızlandırdığı bulundu.
Keten tohumu: İçerdiği lignan sayesinde keten tohumu, menopoz sonrası kadınlarda daha az vücut yağı ve vücut kütle indeksi sağlıyor. Her gün kahvaltılık tahılınıza, yoğurdunuza ya da salata sosunuza bir yemek kaşığı keten tohumu ekleyebilirsiniz.
Sirke: Araştırmacılar, sirkenin vücudun yağları parçalamasına yardımcı enzim üreten genleri harekete geçirdiğini söylüyorlar. Sütle ya da sodayla seyreltebileceğiniz yaklaşık bir yemek kaşığı sirkeyi her gün için.

4 Ağustos 2010 Çarşamba

YILAN TEDAVİSİ


Yılan, tehlikeli ve zehirli bir hayvan. ama, tedavi edici özelliği de bulunan bir hayvan olduğu keşfedilmiş. Yılan tedavisi, pek bilinen bir tedavi olmamasına rağmen, yavaş yavaş yaygınlaşan bir tedavi.
Bayburt'un Kırkpınar köyünde her yıl mayıs ayında ortaya çıkan yılanların birçok hastalığa iyi geldiğine inanılıyor.
Bayburt'a bağlı Kırkpınar köyünde bulunan ve boyları yaklaşık 50 santimetre olan yılanlar, her yıl mayıs ayının ilk haftasında yuvalarından çıkıyor. Köylüler tarafından yakalanarak haziran ayının ilk haftasına kadar bir ay süreyle süt ile beslenen, zehirsiz olduğu belirtilen yılanların, sedef ve egzama gibi birçok hastalığa iyi geldiğine inanılıyor.
Köy girişinde bulunan kadınların bidonlar içerisinde sakladığı yılanlar, 10 lira karşılığında rahatsızlık bulunan bölgeye konularak, kendi haline bırakılıyor. Yılanların hastalıklı bölgeyi terk etmesi, tedavinin bittiği anlamına geliyor, bir seans yaklaşık 10 ile 30 dakika sürüyor.
Eniştesinin sırtındaki ağrı nedeniyle ailesiyle birlikte köye gelen Hamiyet Danayiğen, doktora gitmelerine rağmen eniştesinin sırt ağrısının geçmediğini, bu nedenle söz konusu tedaviyi denemeye karar verdiklerini söyledi. Kendisinde de sürekli başının ağrıdığını, ancak korktuğu için “yılanlı tedavi” yaptırmadığını ifade eden Danayiğen, “Akrabalarımızdan ve buraya gelenlerden yılanların şifalı olduğunu duymuştuk. Eniştemiz uzun süredir sırt ağrısı çekiyor. Romatizma, bel ağrısı ve sedef gibi hastalıkları bulunanlara yılanların iyi geldiğini duymuştuk, bu nedenle köye geldik. Yılanların eniştemin sırt ağrısına iyi geleceğini inanıyoruz” dedi.
Sırtındaki kaşıntıyı yılanın geçirmesini umuyor
Sırtındaki kaşıntının geçmemesi nedeniyle İstanbul'dan gelen 61 yaşındaki Enver Gündüz ise tek umudunun “yılanlı tedavi” olduğunu belirtti. Sözde tedavi sırasında sırtına 5 adet yılan konulan ve 20 dakika boyunca hareket etmeden yüz üstü yatan Gündüz, “Yılanların konulmasıyla birlikte vücudumda bir soğukluk hissettim. Ama tabi ki tedavi olup olmadığımı daha sonra anlayacağız. Bunun için uzun yıllar doktora gittim, ancak tedaviden bir fayda göremedim. Eşimin de sırtında benzer şekilde ağrı olmuştu. Önceki yıllarda buraya getirdik, yılanlı tedavinin ardından çok şükür bir şeyi kalmadı. Umuyorum benim de kaşıntım geçecek” diye konuştu.
Yılanlı tedavi çok eski zamandan beri uygulanıyor
Köyde yaşayan ve yaklaşık 5 yıldır bu tedaviyi yaptığını söyleyen Mürvet Çelikkanat (58), yılanlar tarafından geldiğine inanılan “şifa”nın geçmişini anlattı.
Her yıl mayıs ayında kendiliğinden çıkan yılanları köye yakın dağlık alanlarda topladıklarını ifade eden Çelikkanat, şöyle konuştu:
“Bu tedavinin geçmişi 300-400 yıla dayanıyor. O zamanlarda ihtiyar bir kişi, köyde yaşadığı değirmende büyük bir yılanla kalıyormuş. Yılandan korktukları için insanların yanına gelememesi üzerine yaşlı kişi, şifa dağıtması dileğiyle yılanı dağa bırakmış. Aradan yüzlerce yıl geçse de herkes bunu bilir, buna inanır. Bizler de bu tedavi şeklini yapabildiğimiz kadar devam ettireceğiz.”
Yurt dışından dahi gelerek, rahatsızlıklarına çare arayanların olduğunu anlatan Çelikkanat, “Müşterilerimizin sayısı her yıl artıyor. Almanya'dan dahi hastalarımız var” dedi. Köyde yaşayan 53 yaşındaki Mücahit Karagüller de devletin köydeki bu tedavi şekline sahip çıkması gerektiğini savundu.
Türkiye'nin bazı illerinde balık gibi bazı hayvan türleri ile tedavi yapıldığını dile getiren Karagüller, “İnsanların burada şifa bulduğu göz ardı edilmemeli. Böylesine yoğun bir potansiyeli bulunan yere devletimizin el atmasını istiyoruz” dedi.
Uzmanlara böyle bir tedavi metodu yok
Giresun Özel Ada Hastanesinde görevli dermatolog Prof. Dr. Köksal Alpay, yılanların bazı hastalıklara çare olduğu yönündeki inanışların tamamen psikolojik olduğunu, böyle bir tedavi metodu bulunmadığını belirtti. Alpay, “Hasta hekim ilişkilerinde iki tarafın da birbirine inanması çok önemli. Ancak bu bir tedavi metodu değil, böyle bir şey beklenemez de. Hasta oradaki yılanlarla yapılan şeye inanabilir ve psikolojik destek gibi olabilir. Tabi bunun bile bir izahı yok” dye konuştu.
Bu arada, Bayburt il merkezine 25 kilometre mesafede bulunan, “yılanlı tedavi”siyle ünlenen Kırkpınar köyünün girişindeki levhanın içeriği görenleri tebessüm ettiriyor. Kırkpınar köyü yazısının altında parantez içinde “yılanlı” yazısı, bu tabelanın altında da 112 Acil Servis'e ait bir başka tabela bulunuyor.

KAHVENİN FAYDALARI


Pek çok kişinin severek içtiği ve hatta tiryakisi olduğu kavve hakkında, ne kadar bilgimiz var. Kahvenin ana vatanı neresidir. Özellikleri nelerdir, faydaları ve zararları nelerdir. bu konular hakkında, sizleri bilgilendirmek istiyoruz. Kahve (coffea) , İkiçenekliler sınıfının, kökboyasıgiller familyasından, vatanı Afrika olan, fakat Asya ve Amerika'nın tropik bölgelerinde yetiştirilen, 20 kadar çeşidi olan bir ağaçtır. En çok bilineni Arabistan Kahvesi’dir. 7-8 metre boyunda bir ağaçtır. Yaprakları sivri uçlu olup, kenarları dalgalıdır. Çiçekleri beyaz ve hoş kokuludur. Meyvesi kiraza benzer; içinde ince iki çekirdek bulunur. Her çekirdeğin içinde aynı şekilde bir tohum vardır. Tohumlarında, kafein alkoloidleri vardır.
KAHVENİN FAYDALARI;
*Kan dolaşımını sağlar.
*Uykuyu kaçırır, düşünmeyi kolaylaştırır.
*Yarım baş ağrılarını dindirir.
*Uyuşturucu maddelerle zehirlenmelerde faydalıdır.
*Boğmaca öksürüğünü keser.
*Nıkris ağrılarını teskin eder.
KAHVENİN ZARARLARI;
*Tansiyonu yüksek olanların kahve içmemesi tavsiye edilir.
*Fazla miktarda içildiğinde uykusuzluk, sinir bozukluğu ve çarpıntı yapar.

31 Temmuz 2010 Cumartesi

EVDE SELÜLİT TEDAVİSİ


Selülit, arktık kadınların, korkulu rüyası olmaktan çıkacak. son derece kolaylıkla üstesinden gelinebilecek bir hal alacak. Nasıl mı? tamamen doğa yöntemlerle ve evde uygulanabilecek, ekonomik yöntemlerle... İşte o mucize yöntemler ;
1. TARİF :
Sarmaşık yapraklarıyla kırlangıç otu yirmi dakika suda kaynatılır. Süzüldükten sonra posaya yulaf unu karıştırılarak lapa kıvamı alıncaya kadar susam yağı ile yoğrulur. Hazırlanan lapa temiz bir beze yaydırılarak selülitli yerlere konur.
2. TARİF :
Ayrık otuyla zemberek otu birlikte ezilir. Karışım yarım saat tuzlu suda kaynatılarak süzülür. Sıvı bir kaba alınarak gün boyu dinlendirilir. Gün aşırı yatmadan önce sıvı ısıtılarak oturak banyosu yapılır.
3. TARİF :
Kayın ağacının kabukları bir saat suda kaynatılır. Süzüldükten sonra sıvı bir kaba alınarak dinlendirilir. Tedavi süresince bu sıvı ile vücudun selülitli yerlerine kompres yapılır. Ayrıca ısıtılan bu sıvıyla her gün banyo yapılır.
SELÜLİT MASAJI İÇİN DOĞAL REÇETELER ;
- İki ölçü badem yağı, bir ölçü limon yağı, 1/4 ölçü lime yağı, üç ölçü kırmızı şarap, üç ölçü votka. Malzemeleri karıştırın ve sorunlu bölgelere günde iki defa sürün.
Taze defne ve biberiyeyi cam kavanoza koyun. Üzerine çıkacak kadar susam yağı ve iki çorba kaşığı soya yağını karıştırın. İki hafta güneşte bekletin. Karışımı süzüp içine dört limon suyu sıkın. Masaj yaparak uygulayın.
EVDE SELÜLİT KREMİ YAPIMI ;
25 gram okaliptüs yağı, 25 gram melisa yağı, 25 gram adaçayı, 15 adet dövülmüş aspirin ve 10 adet limonun suyu. Malzemeleri karıştırın ve masaj yaparak cilde uygulayın. Selülitlerle savaşta birebir olan bu .

MİRHA YAĞI VE FAYDALARI


Mirha yağı, pek çok insan tarafından bilinen bir yağ değil. Ama, son derece faydalı bir yağdır. Özellikle kadınlar için oldulça yarar sağlar. Öncelikle mirha yağının ne olduğunu açıklayalım. Mirha uçucu yağı, iyi bir antiseptik ve yatıştırıcıdır.
MİRHA YAĞININ FAYDALARI ;
* Çatlak ya da sertleşmiş ciltler, yaralar, ağız ülseri, iltihaplı dişetleri üzerine iyileştirici etkisi vardır.
* Sulu egzamanın iyileşmesini hızlandırır.
* Mantara karşı iyileştirici özelliğinden dolayı, vajinal yıkamada ya da atletlerin ayak banyolarında kullanılır.
* Balgam söktürücüdür. Öksürük, grip, nezle, bronşitte kullanılır.
* Uyarıcı, bedeni güçlendirici ve hazım sistemi rahatlatıcısıdır.
* İshal, hemoroit ve hazımsızlıkta yararlıdır.
* Rahim güçlendiricidir.
* Âdet dönemi düzensizliklerine yardımcı olur.
* Huzursuzluk hallerini giderir, belirsizlikleri ve korkuları yatıştırır, duygular üzerine pozitif, dengeleyici etkiye sahiptir.
MİRHA YAĞI İLE HAZIRLANABİLECEK REÇETELER :
* 10 damla uçucu yağ, 25 ml suda iyice karıştırılır. Yaralar için dıştan uygulanır ya da hemoroitler için losyon olarak kullanılır.
* 1 ml uçucu yağ, 15 ml tatlı badem yağıyla seyreltilir. Yoğun balgamlı soğuk algınlığı ve bronşitte göğse masaj yapılır.
* Akne ve deri iltihabı gibi cilt sorunlarının tedavisinde ve iltihaplanmayı azaltmak için, 2 - 4 damla uçucu yağ, 10 ml soya yağına ilave edilerek dıştan uygulanır.
* Boğaz ve dişeti sorunları için antiseptik olarak, 1 damla mirha ve 1 damla nane uçucu yağı bir bardak suya ilave edilir. Ağız çalkalanır ve gargara yapılır, su yutulmaz.
CİLT ÇATLAKLARI İÇİN DOĞAL KREM YAPIMI :5 damla mirha, 5 damla benzoin ve 4 damla ıtır uçucu yağı, 30 gr parfümsüz, içinde lanolin olmayan kreme ilave edilir. İyice karıştırılır ve cilde uygulanır.

30 Temmuz 2010 Cuma

FİLEBİT HASTALIĞI


Flebit, toplardamar iltihaplanmasına verilen addır. İltihaplanmış olan damar bölgesinde daima bir pıhtı, yani trombüs geliştiğinden, olaya daha çok “Tromboflebit” denilmektedir.
FLEBİT BELİRTİLERİ;
Yüzeysel tromboflebitte derialtında görülen toplardamarlar iltihaplanarak şişer kızarır ve duyarlı bir hale gelirler. İltihap genellikle damarın bir bölümünde başlar sonra yukarıya doğru ağrılı kırmızı bir çizgi biçiminde yayılır. İltihaplı damar derinin hemen altında sert bir kordon gibi ele gelebilir. Hastayı gece uyutmayan belirgin bölgesel bir ağrı vardır. Tedavi edilmezse iltihap alanı genişler ve ağrı artar. Bazen çok ağrılı uzun bir iltihap çizgisi de görülebilir; hastanın ateşi yükselebilir bacağı şişebilir. Yüzeysel tromboflebit daha çok bacağın alt yarısında oluşur. Genellikle genişlemiş (varisli) damarlarda görülür. Ender rastlanılmakla birlikte koldaki toplardamarlarda da ol
FİLEBİT NEDENLERİ ;
Yüzeysel tromboflebitin başlıca nedeni varisli damarlardır. Aileden geçen ve kadınlarda daha yaygın olan bu durum genç erişkinlik çağında ortaya çıkar ve yıllar geçtikçe ilerler. Bacak yüzeysel toplardamarları genişleyince çeperleri incelir ve kıvrımlar yapar. Genişlemiş damarlarda kan akımı yavaşlar ve kandaki plazma ve hücreler çökmeye yüz tutar. Böylece kanın akışı iyice yavaşlar ve flebitin ilk aşaması olan kan pıhtılaşmasına yol açar. Pıhtılaşmadan sonra damar çeperi pıhtıyı çözmek için iltihap oluşturur. Bu dönemde hasta ağrı duyarlılık ve kızarıklık gibi belirtilerin farkına varır.
FİLEBİT BİTKİSEL TEDAVİSİ;
REZENE
: 1 bardak kaynar suya, 4 gr bitki konur, 10 dk bekletilir, günde 2-3 bardak içilir.
Rezene toz haline getirilir, günde birkaç defa 0.5-1 gr içilir.
HUŞ AĞACI: 1 bardak kaynar suya, 5-10 gr ufalanmış püskül, yaprak, tomurcuk konur, soğuyunca süzülür, günde 3-4 bardak içilir.
ŞAHTERE OTU: 1 bardak kay nar suya, 10 gr bitki konur, 10 dk bekletilir, günde 2-3 bardak içilir.
TAVŞAN MEMESİ KÖKÜ: 1 bardak suya, 4-10 gr kök veya dallarından konur, 5-10 dk kaynatılır, günde 2-3 bardak balla tatlandırılıp içilir.
TIBBI KOKULU YONCA: 1 bardak kaynar suya, 10 gr bitki ko nur, 10 dk bekletilir, günde 2 bardak içilir (Trambofılebitte).
KANTARON: 1 bardak kaynar suya, 2 çay kaşığı bitki konur, 10 dk bekletilir, günde 2 bardak içi lir.
AT KESTANESİ: 1 bardak kaynar suya, 1 çay kaşığı atkestanesi toz halinde konur, 10 dk bekletilir, günde 2-3 bardak içilir. Kestane toz haline getirilir, günde birkaç defa 1 gr içilir.
PAPATYA: 1 bardak suya, 2 tu tam papatya konur, kaynatılır, lapa halinde ağrıyan yere konulur. Papatya yağı ile ağrıyan yerler ovulur.
MELEK OTU: 1 bardak kaynar suya, 10-20 gr melek otu konur, 10 dk bekletilir, günde 2-3 bardak içilir.
KAHVE: Kahvesi bol sade kahve yapıp içmelidir.
ÇlLEK: Bolca çilek yemelidir.
PATATES: Patates lapa haline getirilir, ağrıyan yere sarılır.

EVDE MAKARNA PİZZA TARİFİ


Eğer,siz ve/veya çocuklarınız pizzayı seviyorsanız, sizler için önereceğimiz, makarna pizza çok işinize yarayacaktır. Bir taşla iki kuş vurup, hem makarna, hem de lezzetli bir pizza yapmak mümkün. İşte tarifimiz için;
GEREKLİ MALZEMELER ;
*Yarım paket spagetti makarna,
*5 sosis,
*2 su bardağı süt ,
*4 yumurta ,
*2 çorba kaşığı margarin,
*2 çay bardağı rendelenmiş kaşar peyniri,
*3 domates,
*2 sivri biber,
*10 siyah zeytin,
*10 yeşil zeytin,
*Tuz, karabiber,
YAPILIŞI : Domatesleri küp küp, sivri biberleri ince ince doğrayın. Sosisleri dilimleyin. Zeytinlerin çekirdeklerini çıkarın. Makarnayı kaynar tuzlu suda 8-10 dakika haşlayıp süzün ve fırın kalıbına alın. Tuz serpip harmanlayın.
Süt ve yumurtaları çırpın. 1 tutam tuz, karabiber ve eritilmiş ılık margarini ilave ederek karıştırın. Hazırladığınız bu karışımı makarnanın üzerine dökün. Üzerine kaşar rendesini serpip makarnayı harmanlayıp kalıba yayın. Domates, sivri biber, sosis, yeşil ve siyah zeytinleri üzerine yayın. Önceden ısıtılmış 180 dereceye ayarlı fırında 20-25 dakika pişirin. Dilimleyip sıcak olarak servis yapın.Afiyet olsun.
HATIRLATMA : Eğer, yaptığınız makarna pizzanın ince olmasını istiyorsanız, büyük bir borcam kullanın. Borcam küçük ise, makarna Makarna pizzayı hazırlarken pizza inceliğ miktarını azaltın...

ANKARA PİLAVI NASIL YAPILIR



Değişik damak tadı arayan okurlarımız için, çok kolay ve lezzetli bir yemek tarifi vermek istiyoruz. Ana yemeklerin yanında, sevis yapabileceğiniz ve damaklarınızı tatlandıracak olan tarifimizin adı, Ankara pilavı...
GEREKLİ MALZEMELER ;
• 1 paket arpa şehriye ,
• 1 su bardağı sıvı yağ ,
• 2 kaşık salça ,
• Tuz,karabiber,pul biberi ,
• Alabildiğince su ,
• 1 tane orta boy soğan ,
YAPILIŞI: İlk önce soğanlar soyulur ve ince ince doğranır soğanlar tencereye konur ve yağsıda konup kavrulur. pembeleştikten sonra içine 2 kaşık salça ilave edilir ve devam edilir kavrulmaya sonra 1 paket arpa şehriye atılır kavrulmaya devam edilir daha sonra karabiberi atılır ve üstünü geçiçek kadar suyu konur ve tuzuda atıldıktan sonra kısık ateşte pişirilmeye bırakılır.daha sonra soğukduktan sonra servise sunulur.

FELÇ VE FELÇ BELİRTİLERİ


Felç, beyine giden kanda bir aksama meydana gelmesinden birkaç saniye veya birkaç dakika sonra meydana çıkan birçok bozukluğun yaygın adıdır. Başlangıçtan sonraki bir iki gün içinde belirtiler ilerleyebilir veya dalgalı bir hareket gösterir, buna gelişme halinde felç denir.
FELÇ BELİRTİLERİ ;
* Birkaç dakikadan birkaç saate kadar sürebilen bir zaman boyunca görme, konuşma veya duyularda bozulma.
* Bir kol veya bacakta veya bir kolda ve bir bacakta genellikle aynı tarafta yüzle birlikte olabilen veya olmayan ani zayıflık veya duyu kaybı.
* Akut olarak çift görme durumunun bozuk konuşma, baş dönmesi, koordinasyon bozukluğu veya yutma güçlüğünün başlaması.
FELCİN ACİL BELİRTİLERİ ;
* Yaralanmaya bağlı olmaksızın birdenbire bilinç kaybı
* Aniden kısmi veya tam felç veya yüzde, kolda veya bacakta uyuşukluk.
* Ani görme bozukluğu veya kaybı
* süratle konuşma bozukluğu başlaması.
* Aniden şiddetli başağrısı başlaması.
FELCİ ÖNLEMEK İÇİN BİTKİSEL KÜRLER ;
ZENCEFİL TOZU:
1 bardak kay nar suya, 1 çay kaşığı zencefil ko nur, 10 dk bekletilir, günde 2-3 bardak içilir.
Zencefil toz halinde günde 2-3 defa 0.5-1 gr şekerle yenilir.
ZENCEFİL KÖKÜ: Zencefil kökü çay gibi kaynatılır, günde 2-3 bardak içilir.
ÖKSE OTU: i bardak kaynar su ya, 2-4 gr kuru ökse otu yapraklı d allarından veya tohumu konur, 10 dk bekletilir, günde 2-3 bardak içilir belli aralıklarla yıl boyu içmeye devam edilir.
Bitki-tohum toz haline getirilir, günde 1-1.5 gr içilir.
TEREYAĞI: 1 fincan tereyağı, 1 fıncan gaz yağı, 1 fincan ispirto karıştırılır merhem haline getiri lir, kireçlenmelerde ağrıyan yerler iyice ovulur (kireçlenmelerin sebep olabileceği felci önler).
ARDIÇ YAĞI: Beldeki kireçlenme sebebi ile sinirlere baskı neticesi meydana gelen ayaklardaki güçsüzlükte ardıç yağı ile bel ve boyunca kalça ve bacaklar ovulur. Günde 8 damla ardıç yağı, su içerisinde veya şekerle alınır.

29 Temmuz 2010 Perşembe

VÜCUT TİPİNE GÖRE ETEK SEÇİMİ


2010 yılında, etek altın çağını yaşıyor. Erkeksi, pantolonların yerini, daha kadınsı kıyafetlerin aldığı ve eteklerin oldukça revaçta olduğu 2010 sezonunda, sizler de mutlaka gardrobunuza, bir iki tane etek ekleyin deriz. ama, etek alırken dikkat etmeniz gereken bir diğer konuyu da, aklınızın bir köşesinde bulundurun. Etek seçerken, vücut tipinizi, mutlaka göz önünde bulundurun. Sizlere yardımcı olacağına inandığımız, etek seçimi ile ilgili yazımızı da, okumanızı öneriyoruz.
Eğer, büyük göğüslere sahipseniz;
Canlı renkler ve desenler dikkati direk kalçalarınıza çekerler. Kalem etekleri veya düz kesim dizde biten modelleri tercih edin.
Eğer, Geniş Kalçalara sahipseniz;
Kalçalarınızı sımsıkı sarmayacak kalem etekler veya A kesim modeller tercih edin. Bluzunuzu içinize sokup kemer takarak belinizi ortaya çıkarın.
Eğer, Minyon Bir Tipiniz Var İse;
Özellikle orta uzunluktaki modellerden kaçının. Mini veya diz hizasında biten A kesim modeller bacaklarınızı olduğundan kısa gösterir.
Eğer Armut Tipi iseniz ;
A kesim veya kruvaze gelen modelleri tercih edin. Koyu veya naturel renklerin, boydan çizgilerin,soft drapelerin daha ince gösterdiğini unutmayın.
Eğer, Erkeksi Hatlara sahipseniz ;
Piliseler dar kalçaları daha yuvarlak gösterir. Sezonda çok trend olan yanlarda büyük cepleri olan modelleri tercih edebilirsiniz. Ayrıca kalın bir kemerle olduğunuzdan kıvrımlı görünebilirsiniz.

TULUM ELBİSE MODELLERİ


Bir dönem oldukça rağbet gören ve sevilen, tulum elbiseler, 2010 yılında da en gözde kıyafetler arasında. Uzun yıllar aradan sonra, tulum elbiselerin de dönüşü muhteşem oldu. Özellikle ünlü isimlerde sıklıkla görmeye başladığımız tulum elbiselerde, seçenek de oldukça fazla. Kısa, uzun, pırıltılı, taşlı, çeşitli modellerde, kullanılcılara sunulan elbiseler, şıklığın garantisi gibi adeta. Fakat, oldukça pahalı kreasyonlarla satışa sunulan kıyafetlerin fiyatı biraz cep yakan türden. Eğer siz de bul şahane elbiselerden birini giymek istiyorsanız, biraz kesenizi zorlamanız gerekecek.

27 Temmuz 2010 Salı

MEYVELERİN FAYDALARI VE ZARARLARI


Yaz geldi... Malum, renk renk, çeşit çeşit meyvelerde, bizlerin damak tadına sunuldu. Meyve yemenin, kilo aldırmadığı konusunda, yanlış bir inanış, kendini gösteriyor ve bol miktarda, meyve tüketilmesi gerektiğine inanılıyor. Ama, bazı meyverler, glisemik indeks değerinin yüksek olması nedeni ile, kilo aldırıyor. Bu sebeple, meyveleri, gerektiği kadar tüketmekte fayda var. Herşeyin fazlasının zararlı olduğu gibi, meyvenin de fazlası yarar yerine zarar getiriyor.
Günde 2-3 porsiyon taze meyve yemenin önemini her yerde belirtirler. Meyve yerken iyi yıkayıp, kabuklarıyla beraber tüketmeniz gerekir.
Bir meyve ortalama 100-150 gram civarındadır. Günde ortalama 500 gram meyve tüketebilirsiniz. Bu miktarı gün içine bölerek tüketin. Her besini mevsiminde ve taze olarak tüketmek faydalıdır. Yaz meyvelerinin çeşitliliği ve çokluğu, size sıkılmadan meyve yeme imkanı sunar.
Bazı meyvelerin glisemik indeksi yüksektir. Daha kolay kilo almanızı sağlar. Daha çabuk acıkmanıza ve daha çok yemenize sebep olur. Kilo vermek istiyorsanız, kırmızı meyveleri fazla tüketmeyin.
Ülkemiz meyve ve sebze açısından son derece zengindir. Hele yaz aylarında, canınızın istediği çeşitlilikte salatalar hazırlayabilirsiniz. Salatalık, roka, domates, maydanoz gibi sebzelerden hazırlayacağınız salata sağlığınızı korumanıza da yardımcı olacaktır. Böylece hem vitamin eksikliğinizi giderirsiniz, hem posa açısından zengin beslenmiş olursunuz.
Ülkemizde sıklıkla karşılaşılan posa sorunun altında yatan en önemli etken, posadan zengin beslenmemektir. Topraklarımızda bolca salata yetişmesine rağmen, pek rağbet görmemektedir. Oysa, sağlıklı her sofranın baş yemeği salata olmalıdır.
Vücudunuza her gün, yaklaşık 2-3 saat aralıkla kaliteli, sindirimi uzun süren kana geçiş hızı yüksek olmayan besinleri uygun miktarda vermemiz gerekir. Bunun en iyi yolu da, tüm besinleri içeren, karışık ve renkli öğünler tüketmektir.
Kilo almanıza kolaylaştıracak meyveler: Muz, dut, üzüm, taze incir, karpuz, kavun, hurma

OBEZİTE NASIL ANLAŞILIR


Obezite, estetik kaygıların da ötesinde, sağlığımızı ve hatta hayatımızı ciddi anlamda tehdit eden, çok ciddi bir sağ. lık sorunu. bu sebeple, kadınlarda ve erkeklerde, bel çevresi kalınlığı, önemli bir bilgi kaynağı oluşturuyor. Kadınlarda bel çevresinin 88cm’den fazla olması veya bel/kalça çevresi oranının 0.85’den fazla olması, “Santral Obezite” belirleyicisidir. Bu düzeylerin üzerinde ölçülen bel çevresi, aşırı kilolunun bireye getirmiş olduğu hastalık risklerini bir kat daha arttırır.
Bel çevresinin 100cm’in üzerinde olması, fiziksel aktivitede bir artış yapacak etkinliğe katılmadan önce tıbbi inceleme ve egzersiz testi yapılmasının gerekliliğini işaret eden bir risk faktörüdür. Bel çevresinin artması şeker hastalığı, yüksek tansiyon ve kalp damar hastalıklarının gelişim riskini yükseltmektedir.
Bireylerin bel çevrelerinin ölçümlerinin yanı sıra, bel kalça oranın da belirlenmesi önemli bir noktadır. Bel-kalça oranının artması, obeziteyle ilişkili hastalık risklerini de artıracaktır. Bu oran, yaş ve cinsiyete göre değişiklik gösterebilir.
Aktif olarak hormon salgılayan bir organ olarak kabul edilen santral yağ dokusu artışı, “elma tipi” yağlanmaya neden olurken, bel ve kalça oranının düşük olduğu bireylerde “armut tipi” yağlanma gözlenir.
Bel çevresinde yağlanmayı ifade eden elma tipi yağlanma, santral tipi obezite ile gelen hastalıkları fazlalaştırmaktadır. Menopoz sonrası kadınlarda sıkça gözlenen bu tip yağlanma, metabolik sendrom da dahil olmak üzere, kalp ve damar hastalıkları gelişim riskini artırır.
Elma tipi şişmanlıkta yüksek tansiyon, şeker metabolizması bozukluğu ve kan yağlarında bozukluk gibi sorunlar oluşabilir.
Santral Obezite Nasıl Belirlenir:
Normal ağırlıkta olan bireylerde bel ölçüsünün boya (bel/boy ) oranı 0.5’e eşit olduğu veya aştığı durumlar santral obezite olarak ifade edilebilir.
Örnek: Bel-82 cm Boy-162cm olan bir bayanda
Bel/boy= 82/160= 0.51 (santral obezite)

26 Temmuz 2010 Pazartesi

HÜSEYİN ERMİŞ AKTAR BOY UZATMA


Aktar Hüseyin Ermiş,son dönemlerde, en çok araştırılan ve merak edilen bir konu üzerine, bitkisel bir tarif verdi. Konumuz boy uzatma. Ermiş aktarın vermiş olduğu, şifalı macun sayesinde, istediğiniz boy ölçüsüne kavuşabilirsiniz.
MALZEMELER:
2 tatlı kaşığı ısırgan tohumu,
1 tatlı kaşığı kereviz tohumu,
1 tatlı kaşığı kırmızı ginseng,
1 tatlı kağışı uduhindi,
1 tatlı kaşığı karahalile,
1 tatlı kaşığı çörekotu,
1 ceviz büyüklüğünde demirhindi,
500 gr. Bal,
HAZIRLANIŞI: Demir hindi hariç ,diğer malzemeleri toz haline getirin. Tüm malzemeleri cam kasede karıştırıp üzerine balı ekleyin. Tahta kaşıkla karıştırın. Eğer ,boyu uzaması istenen kişinin kilo fazlası varsa tok karnına, kilo eksikliği varsa aç karnına günde 2 sefer 1 er tatlı kaşığı yenmeli. Bu karuşım ergenlik dönemi içinde olanlara, 18 yaşının altındaki kişilere daha faydalı olur. Boy uzaması 22 yaşına kadar devam eder. 18 yaş üstündekilere de faydası olur. Bu macun ,boy uzatması yanında ,kanı,kan hücreleri kemik yoğunluğunu, kalsiyumu ve magnezyumu artırır.

AKTAR HÜSEYİN ERMİŞ AŞIRI TÜYLENME BİTKİSEL ÇÖZÜM


25 temmuz 2010 tarihinde, kanal 7 de yayınlanan Serdemin mutfağı programına konuk olarak katılan, aktar Hüseyin Ermiş, aşırı tüylenme için, çok etkili bir tarif verdi. Bu tarif, özellikle, aşırı tüylenme probleminden muzdarip olan, hanım okurlarımız için, oldukça fayda sağlayacağa benziyor.
GEREKLİ MALZEMELER:
1 çorba kaşığı çörekotu,
1 tutam safran,
5 tutam kırlangıç otu,
3 tutam ısırgan otu,
3 tutam atkuyruğu,
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ: Bu bitkilerin karışımından çay yapın ve günde 2 sefer için.
Başka bir öneri: tüyleri haftda bir kez alın ve o bölgelere günde 2 sefer aynısafa kremi sürün. Tüylerin azaldığını göreceksiniz.

HÜSEYİN ERMİŞ BOY UZATMA


Aktar Hüseyin Ermiş,son dönemlerde, en çok araştırılan ve merak edilen bir konu üzerine, bitkisel bir tarif verdi. Konumuz boy uzatma. Ermiş aktarın vermiş olduğu, şifalı macun sayesinde, istediğiniz boy ölçüsüne kavuşabilirsiniz.
GEREKLİ MALZEMELER:
2 tatlı kaşığı ısırgan tohumu,
1 tatlı kaşığı kereviz tohumu,
1 tatlı kaşığı kırmızı ginseng,
1 tatlı kağışı uduhindi,
1 tatlı kaşığı karahalile,
1 tatlı kaşığı çörekotu,
1 ceviz büyüklüğünde demirhindi,
500 gr. Bal,
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Demir hindi hariç ,diğer malzemeleri toz haline getirin. Tüm malzemeleri cam kasede karıştırıp üzerine balı ekleyin. Tahta kaşıkla karıştırın. Eğer ,boyu uzaması istenen kişinin kilo fazlası varsa tok karnına, kilo eksikliği varsa aç karnına günde 2 sefer 1 er tatlı kaşığı yenmeli. Bu karuşım ergenlik dönemi içinde olanlara, 18 yaşının altındaki kişilere daha faydalı olur. Boy uzaması 22 yaşına kadar devam eder. 18 yaş üstündekilere de faydası olur. Bu macun ,boy uzatması yanında ,kanı,kan hücreleri kemik yoğunluğunu, kalsiyumu ve magnezyumu artırır.

HÜSEYİN ERMİŞ İSTENMEYEN TÜYLER


25 temmuz 2010 tarihinde, kanal 7 de yayınlanan Serdemin mutfağı programına konuk olarak katılan, aktar Hüseyin Ermiş, aşırı tüylenme için, çok etkili bir tarif verdi. Bu tarif, özellikle, aşırı tüylenme probleminden muzdarip olan, hanım okurlarımız için, oldukça fayda sağlayacağa benziyor.
GEREKLİ MALZEMELER:
1 çorba kaşığı çörekotu,
1 tutam safran,
5 tutam kırlangıç otu,
3 tutam ısırgan otu,
3 tutam atkuyruğu,
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Bu bitkilerin karışımından çay yapın ve günde 2 sefer için. Başka bir öneri: tüyleri haftda bir kez alın ve o bölgelere günde 2 sefer aynısafa kremi sürün. Tüylerin azaldığını göreceksiniz.

24 Temmuz 2010 Cumartesi

AKTAR HÜSEYİN ERMİŞ DİŞ GICIRDATMAYA BİTKİSEL ÇÖZÜM


Diş gıcırdatma porblemini, pek çok insan yaşamaktadır. Özellikle, çok yorucu veya gergin bir günün ardından, gece uyku sırasında, diş gıcırdatma olayı görülebilir. Yan, bu olayın temel kaynağı, aslında sinirlerdir. Bu sorun için, aktar Hüseyin Ermişten, harika bir çay tarifimiz var.
GEREKLİ MALZEMELER:
* 1 tutam melisa,
* 2 tutam kişniş,
* 1 tutam ökseotu,
* 1 tutam anason,
* 1 tutam sarıkantaron,
* 1 tutam meyan kökü,
* 1 tutam şerbetiçiotu,
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Bütün malzemeler karıştırılıp, soğuk suyun altında tozu gitmesi için yıkanır. 2 bardak kaynar suyun içerisine atılıp 1 dak. kaynatılır. 10 dak. demlendirildikten sonra, akşam yatmadan 1 assat önce içilir.Ayrıca, Ayet el kürsi,İhlas,Felak ve Nas sureleri, yatmadan önce okunur. Hem korkulu rüya görülmez, hem de, rahat ve huzurlu bir uyku uyunur.

HÜSEYİN ERMİŞ DİŞ GICIRDATMA


Diş gıcırdatma porblemini, pek çok insan yaşamaktadır. Özellikle, çok yorucu veya gergin bir günün ardından, gece uyku sırasında, diş gıcırdatma olayı görülebilir. Yan, bu olayın temel kaynağı, aslında sinirlerdir. Bu sorun için, aktar Hüseyin Ermişten, harika bir çay tarifimiz var.
GEREKLİ MALZEMELER:
* 1 tutam melisa,
* 2 tutam kişniş,
* 1 tutam ökseotu,
* 1 tutam anason,
* 1 tutam sarıkantaron,
* 1 tutam meyan kökü,
* 1 tutam şerbetiçiotu,
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Bütün malzemeler karıştırılıp, soğuk suyun altında tozu gitmesi için yıkanır. 2 bardak kaynar suyun içerisine atılıp 1 dak. kaynatılır. 10 dak. demlendirildikten sonra, akşam yatmadan 1 assat önce içilir.
Ayrıca, Ayet el kürsi,İhlas,Felak ve Nas sureleri, yatmadan önce okunur. Hem korkulu rüya görülmez, hem de, rahat ve huzurlu bir uyku uyunur.

HÜSEYİN ERMİŞ ZONA BİTKİSEL TEDAVİSİ


Gece yanığı olarak da adlandırılan, zona, sinirucu iltihabı anlamına gelir. Daha çok, sinir stres sonrası görülen bir hastalıktır. Zona için, tıbbi tedavinin yanısıra, bitkisel ilaçlardan da faydalanmak mümkündür. Aktar Hüseyin Ermiş, zona için çok fayda sağlayan, şifalı bir macun tarifi verdi.
GEREKLİ MALZEMELER :
* 2 çorba kaşığı bakla unu,
* 1 çorba kaşığı arı poleni,
* 1 çorba kaşığı toz kişniş,
* 1,5 çorba kaşığı keten tohumu yağı,
* 500 gr çiçek balı,
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Bal hariç, tüm malzemeleri, tahta bir kaşık ile iyice karıştırın. Balı da üzerine ekleyip, macun haline getirin. Günde 2 defa, aç karnına, 1 er tatlı kaşığı tüketin. Oda sıcaklığında, güneş görmeyen bir yerde saklayın.Bu macuna ek olarak, akşam yatmadan önce, 1 çorba kaşığı bakla ununu, 1 kase yoğurdun içine karıştırıp, 10 dakika bekletin. Yavaş yavaş yiyin.Bu iki kürü, iyileşinceye kadar kullanın.

AKTAR HÜSEYİN ERMİŞ ZONA MACUNU


Gece yanığı olarak da adlandırılan, zona, sinirucu iltihabı anlamına gelir. Daha çok, sinir stres sonrası görülen bir hastalıktır. Zona için, tıbbi tedavinin yanısıra, bitkisel ilaçlardan da faudalanmak mümkündür. Aktar Hüseyin Ermiş, zona için çok fayda sağlayan, şifalı bir macun tarifi verdi.
GEREKLİ MALZEMELER :
* 2 çorba kaşığı bakla unu,
* 1 çorba kaşığı arı poleni,
* 1 çorba kaşığı toz kişniş,
* 1,5 çorba kaşığı keten tohumu yağı,
* 500 gr çiçek balı,
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Bal hariç, tüm malzemeleri, tahta bir kaşık ile iyice karıştırın. Balı da üzerine ekleyip, macun haline getirin. Günde 2 defa, aç karnına, 1 er tatlı kaşığı tüketin. Oda sıcaklığında, güneş görmeyen bir yerde saklayın.
Bu macuna ek olarak, akşam yatmadan önce, 1 çorba kaşığı bakla ununu, 1 kase yoğurdun içine karıştırıp, 10 dakika bekletin. Yavaş yavaş yiyin.
Bu iki kürü, iyileşinceye kadar kullanın.

HÜSEYİN ERMİŞ BÖBREK TAŞI


24 temmuz tarihli Serdemin mutfağı programının konuğu, hüseyin Ermiş, böbrek taşı için oldukça fayda sağlayacak olan çok şifalı önerilerde bulundu. 2 ayrı öneri sunan Hüseyin ermişin 1. önerisi, böbrek taşlarının parçalanmasını sağlıyor. 2. öneri ise, parçalanan taşların, idrar yolu ile atılmasını sağlıyor. Tariflerimizi ermeye başlayalım.
1. TARİF : Dışarıda otlayan tavuk kesilir. Eti yenir. Taşlığın içerisi temizlenir ve zarı ayrılır. Zar kurutulduktan sonra, öğütülüp, toz haline getilir. Sabah akşam, 1 er gr (1 er çay kaşığı) aç karnına yenir.
2. TARİF ;
GEREKLİ MALZEMELER :
* 1 tatlı kaşığı atkuyruğu,
* 1 tatlı kaşığı altınotu,
* 1 tatlı kaşığı bakla unu,
* 1 tatlı kaşığı siyah turp tohumu,
* 1 tatlı kaşığı tere tohumu,
* 1 tatlı kaşığı ayrıkotu kökü,
* 2 tatlı kaşığı atın yediği arpa,
* 1/2 tatlı kaşığı mısır püskülü,
* 6 su bardağı su,
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Tüm malzemleri karıştırın. Kaynayan suyun içerisine, 2 çorba kaşığı karışımı karıştırıp, 3 dakika kaynatın. 10-15 dakika demlendirdikten sonra, süzün. gün içerisinde hazırlamış olduğunuz karışımın tamamını için.

AKTAR HÜSEYİN ERMİŞ BÖBREK TAŞI


24 temmuz tarihli Serdemin mutfağı programının konuğu, hüseyin Ermiş, böbrek taşı için oldukça fayda sağlayacak olan çok şifalı önerilerde bulundu. 2 ayrı öneri sunan Hüseyin ermişin 1. önerisi, böbrek taşlarının parçalanmasını sağlıyor. 2. öneri ise, parçalanan taşların, idrar yolu ile atılmasını sağlıyor. Tariflerimizi ermeye başlayalım.
1. TARİF : Dışarıda otlayan tavuk kesilir. Eti yenir. Taşlığın içerisi temizlenir ve zarı ayrılır. Zar kurutulduktan sonra, öğütülüp, toz haline getilir. Sabah akşam, 1 er gr (1 er çay kaşığı) aç karnına yenir.
2. TARİF ; GEREKLİ MALZEMELER :
* 1 tatlı kaşığı atkuyruğu,
* 1 tatlı kaşığı altınotu,
* 1 tatlı kaşığı bakla unu,
* 1 tatlı kaşığı siyah turp tohumu,
* 1 tatlı kaşığı tere tohumu,
* 1 tatlı kaşığı ayrıkotu kökü,
* 2 tatlı kaşığı atın yediği arpa,
* 1/2 tatlı kaşığı mısır püskülü,
* 6 su bardağı su,
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Tüm malzemleri karıştırın. Kaynayan suyun içerisine, 2 çorba kaşığı karışımı karıştırıp, 3 dakika kaynatın. 10-15 dakika demlendirdikten sonra, süzün. gün içerisinde hazırlamış olduğunuz karışımın tamamını için.

ERMİŞ KATRADAN LİKEN PLANUS İÇİN BİTKİSEL KARIŞIM



24 temmuz tarihli Serdemin mutfağı programına konuk olarak katılan aktar Hüseyin Ermiş, Liken planus hastalığı için bitkisel bir tarif verdi.
GEREKLİ MALZEMELER:
* 100 gr karabaşotu,
* 25 gr şahtere,
* Ceviz büyüklüğünde demirhindi,
* 2 su bardağı su,
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ: Tüm malzemleri, soğuk sudan geçirip yıkayın. Kaynayan suyun içerisine, karabaşotu ve şahtereyi koyun. Yarım dak. kaynatın. Demirhindi hurmasını atın. Yarım dakika daha kaynatın. Tülbent ile süzün. (Demirhindi kumlu olduğundan, tülbent ile süzülmelidir.) Günde 2 defa, aç karnına, 2 bardak, yudum yudum için. 1-2 ay kullanın.

HÜSEYİN ERMİŞTEN LİKEN PLANUS İÇİN BİTKİSEL İLAÇ


24 temmuz tarihli Serdemin mutfağı programına konuk olarak katılan aktar Hüseyin Ermiş, Liken planus hastalığı için bitkisel bir tarif verdi.
GEREKLİ MALZEMELER:
* 100 gr karabaşotu,
* 25 gr şahtere,
* Ceviz büyüklüğünde demirhindi,
* 2 su bardağı su,
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ: Tüm malzemleri, soğuk sudan geçirip yıkayın. Kaynayan suyun içerisine, karabaşotu ve şahtereyi koyun. Yarım dak. kaynatın. Demirhindi hurmasını atın. Yarım dakika daha kaynatın. Tülbent ile süzün. (Demirhindi kumlu olduğundan, tülbent ile süzülmelidir.) Günde 2 defa, aç karnına, 2 bardak, yudum yudum için. 1-2 ay kullanın.
LİKEN PLANUS NEDİR ?
Liken planus deriyi, ağız içini ve bazen her ikisini de etkileyen enflamatuar bir deri hastalığıdır.Hastalık cinsel bölgede de görülebilir. Hastalığın nedeni bilinmemektedir. Bazen kalp, hipertansiyon ve eklem hastalıklarında kullanılan ilaçlara karşı liken planus tipinde reaksiyon gelişebilir. Bu durumda ilaçlar kesildikten bir kaç hafta sonra döküntü gerilemeye başlar. Liken planusu olan kişilerin bazılarında Hepatit C bulunabilir ve Dermatoloji uzmanınız hepatiti C araştırmak için bazı kan tahlilleri isteyebilir. Liken planus erkek ve kadınları eşit olarak etkiler ve en sık orta yaşlarda görülür.

HÜSEYİNERMİŞ UYKUSUZLUK İÇİN BİTKİSEL ÇAY


24 temmuz 2010 tarihinde, Kanal 7 de yayınlanmakta olan Serdemin Mutfağı programına konuk olarak katılan, aktar Hüseyin Ermiş, uykusuzluk probleminin, bitkisel tedavisini verdi.
GEREKLİ MALZEMLER :
* 2 tutam şerbetçiotu,
* 2 tutam yeşil yulaf,
* 1 tutam lavanta,
* 1 tutam sarıkantaron,
* 2 tutam Melisa,
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Tüm malzemleri, karıştırın. Öncelikle tozunun gitmesi için, soğuk sudan geçirin. 2 bardak kaynayan suyun içerisine, malzemleri atıp, 1 dak. kaynatın. 10 dak. demlendirin. Süzdükten sonra, yatmadan, 1 saat önce 1-1,5 su bardağı, yudum yudum için.

AKTAR HÜSEYİN ERMİŞ UYKUSUZULUK


24 temmuz 2010 tarihinde, Kanal 7 de yayınlanmakta olan Serdemin Mutfağı programına konuk olarak katılan, aktar Hüseyin Ermiş, uykusuzluk probleminin, bitkisel tedavisini verdi.
GEREKLİ MALZEMLER :
* 2 tutam şerbetçiotu,
* 2 tutam yeşil yulaf,
* 1 tutam lavanta,
* 1 tutam sarıkantaron,
* 2 tutaM MELİSA,
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Tüm malzemleri, karıştırın. Öncelikle tozunun gitmesi için, soğuk sudan geçirin. 2 bardak kaynayan suyun içerisine, malzemleri atıp, 1 dak. kaynatın. 10 dak. demlendirin. Süzdükten sonra, yatmadan, 1 saat önce 1-1,5 su bardağı, yudum yudum için.

23 Temmuz 2010 Cuma

BAKIMLI OLMAK


Yaz mevsinin en sıcak günlerini yaşadığımız şu günlerde, kendinizi halsiz hissediyorsanız, ve bir de üzerine, kendinize bakım yapamayacak kadar bitkin hissediyor ve aynaya baktığınızda, kendinizi çok solgun hissediyorsanız, önerilerimize kulak vermenizi tavsiye ediyoruz. Çok kısa bir sürede, sizleri canlandıracak ve oldukça bakımlı hale getirecek olan önerilerimize başlıyoruz.
Duş Alın!
Günde en az bir kez banyo yapın. Vücudunuzu güzel kokulu ve sevdiğiniz bir duş jeli ya da tercihen bir sabun ve sünger yardımı ile hafifçe bastırarak yıkayın. Banyodan sonra nemlendirici bir losyon ile vücudunuza masaj yapın. Masaj yaparken diz, dirsek ve ellerinize daha fazla zaman ayırın.
Duş sayesinde vücudunuzdaki kan dolaşımı hızlanacak ve kendinizi daha zinde hissedeceksiniz.
Banyo sonrası nemlendirici krem sürmek, cildinizin yenilenmesini ve pamuk gibi yumuşacık olmasını sağlayacaktır.
Dişlerinizi Fırçalayın!
Bakımlı görünüşün en olmazsa olmazlarından biri temiz ve bakımlı dişlerdir. Yüzünüzde kusursuz bir makyaj olsa, saçlarınız kuaförden yeni çıkmış gibi şekillendirilmiş de olsa gülümsediğiniz anda görünen sarı ve lekeli dişler güzelliğinizi gölgeleyecektir.
Dişlerinizi sabah ve gece olmak üzere 2 defa fırçalayın. Diş aralarında kalan besin artıklarını temizlemek için diş ipi; nefesinizin güzel kokması için dil temizleyicisi kullanın. Dişlerinizi fırçalarken dilinizi fırçalamayı ihmal etmeyin.
Dişlerinizi fırçaladıktan sonra dudaklarınızı hafif dokunuşlarla fırçalamak hem daha canlı görünmesini hem de ölü derilerin giderilmesini sağlayacaktır
Dik Durun!
Bulunduğunuz ortamlarda duruşunu ve yürüyüşünüzün çok önemlidir. Dik oturun ve dik yürüyün. Omuzlar ve sırtın görünüşü imajınızı doğrudan etkiler. Yürürken karnınızı içeri çekin ve emin güvenli adımlar atarak yürümeye çalışın.
Parfüm ve Deodorant Kullanın!
Ter kokusunu önlemek için duş sonrası mutlaka deodorant kullanın. Seçtiğiniz deodorantın pudralı olmasına özen gösterin çünkü kötü ter kokusuna karşı daha dayanıklıdır.
Parfüm seçimlerinizi mevsime göre yapmalısınız. İlkbahar, yaz döneminde çiçekli kokular; sonbahar, kış döneminde baharatlı kokular tercih edebilirsiniz.
Parfümünüzün kalıcı olması için şakaklar, ense ve dirsek içlerine sıkabilirsiniz.
Tırnaklarınızı Renklendirin!
Beyaz, kırmızı, pembe ya da mavi! Renkli ojelerle tırnaklarınıza enerji takın. Ellerinizin güzelliğini artıran bakımlı tırnaklar için manikür ve pedikür yaptırmayı ihmal etmeyin.
Sadelikten hoşlanıyorsanız, beyaz tonlarının hâkim olduğu Fransız manikürünü tercih edebilirsiniz.

KAPATICILAR


Kapatıcılar, kozmetik sanayiinin en iyi icatlarından birisi, bana göre. Çünkü, sivilce lekelerinden tutun da, göz altı morluklarına, kladar pek çok kusuru, rahatlıkla saklayabiliyorlar. Kapatıcıları kullanmanın da, belirlki püf noktaları var elbette. Bu püf noklatara, hep birlikte göz atalım.
Hangi Kapatıcıyı Seçmeliyim?
Kapatıcı ürünler; likit ve stick olmak üzere iki farklı türde kullanıma sunulmaktadır. Kapatıcı türünü seçimini yaparken en önemli kriter cildinizin türüdür. Stick kapatıcılar; kullanımı ve kolay etkilidir ancak yağlıdır. Kuru ve normal cilde sahipseniz stick kapatıcılar sizin için uygun olacaktır. Akneli ve yağlı cilde sahipseniz likit kapatıcıları tercih edebilirsiniz.
Kapatıcı Ürünler :Fondöten, pudra ve göz altı kapatıcıları ihtiyaca yönelik kozmetik ürünlerdir. Cilt türünüz ve yüzünüzün analizini yaptıktan sonra uygun olan kapatıcıyı kullanabilirsiniz.
Fondöten : Cildinizdeki kusurları gizlerken, makyajınızın kolayca uygulanmasını ve kalıcı olmasını sağlar. Fondöten seçiminde önemli faktör cilt rengidir. Doğal bir görünüm yakalamak istiyorsanız; cilt renginizden 1 ton açık fondöten rengi tercih edebilirsiniz. Doğru rengi bulmak için; fondöteni mutlaka güneş ışığında deneyin ve çenenize sürün. Fondöteni çenenize sürdüğünüzde yüzünüzle renk farkı yaratmıyorsa, doğru rengi buldunuz anlamına gelir.
Pudra : kendi içinde toz ve sıkıştırılmış olarak 2 farklı türe ayrılır. Toz pudralar; baz olarak uyguladığınız fondöteni matlaştırır ve şeffaf bir görünüm sağlar. Büyük fırça yardımıyla toz pudrayı uygulayabilirsiniz.
Toz pudra sürerken dikkat etmeniz gereken püf nokta, doğal görünmesini sağlamak için makyaj fırçanızı yüzünüze sürmeden önce üfleyerek fazla pudrayı üzerinden almaktır…
Sıkıştırılmış pudra; kullanım kolaylığı ve gün boyu istediğiniz an rötuş yapma fırsatı sunar. Sünger yardımıyla sürebilirsiniz. Özellikle kuru ciltlerin kullanımı için idealdir.
Göz Altı Kapatıcıları :Göz kapatıcıları yani concealer; bakışlarınıza derinlik kazandırırken yüzünüzün de aydınlık ve pürüzsüz görünmemesine yardımcı olur. Ten renginizin yarım ton açığı kapatıcılar renk uyumu açısından uygun olacaktır. Kullanım kolaylığı için stick concealerları tercih edebilirsiniz.

BRONZ MAKYAJ NASIL YAPILIR


Herkes tatile gidip bronzlaşırken, siz gidemediyseniz ve bronzlaşamadıysanız, üzülmeyin. Bu küçük sorunu, bir kaç makyaj hilesi ile halletmek mümkün. Size önereceğimiz makyaj teknikleri ile, deniz kenarında bronzlaşmış gibi görüneceksiniz...
* Kendi cilt renginize uygun sıcak renkli bir nemlendirici kullanın. Tüm yüzünüze uygulayın ve saçınızın başladığı yer ile çene hattınızda iyice yedirin. Veya daha hafif bir etki için, birkaç damla renkli nemlendiriciyle yanaklarınızı, çenenizi ve alnınızı vurgulayın. Nemlendiriciyi iyice yedirmeye özen gösterin.
* Büyük bir fırçayla kaş kemiğiniz, şakalarınız, burun kemeri, yanaklarınız ve çeneniz üzerine bronzlaştırıcı pudra sürün. Bu alanlar, güneşin normalde bronzlaştıracağı bölgelerdir. Bronzlaştırıcı pudrayı çene altınıza iyice yedirin. Boynunuzdan aşağıya yaymayı ihmal etmeyin.
* Parıltılı veya parıltısız olabilen toz ve sıkılaştırılmış pudralar, geniş pudra fırçasıyla uygulanır.
* Eğer yumuşak bir parlaklık tercih ediyorsanız, fırçanızı parıltılı bronzlaştırıcı toplara daldırın.
* Gözlerinizi aydınlatmak için, gözkapaklarınızın üzerine yumuşak parıltılı altın rengi bir far sürün; kaşınıza kadar yedirin. Üst kirpiklerinize bir kat rimel sürün. Görüntüyü güçlendirmek için, alt kirpiklerinizin dibine altın renginde bir göz kalemi çekin.
* Makyajınızı, dudak fırçasıyla süreceğiniz altın tonlarında parıltılı bir kat ruj ile tamamlayın. Diğer renk seçenekleri olarak, pembe, bakır ve portakal tonlarını kullanabilirsiniz.

22 Temmuz 2010 Perşembe

OJE SÜRME TEKNİKLERİ


Bakımlı ve güzel ellerin sırrı nedir biliyor musunuz? Ellerinizin bakımlı ve güzel görünmesini istiyorsanız manikür yaptırdıktan sonra tırnak biçiminize uygun oje ile tamamlamalısınız. Bu sayede, elleriniz muhteşem görünecek...
* Doğru törpüleme ve oje sürme yöntemleriyle hem tırnakların daha güzel hem de daha güçlü görünmesini sağlayabilirsiniz.
* Tırnaklarınızı törpülerken tırnak yapınıza göre hareket etmelisiniz. Dar yapılı tırnaklarınız varsa; köşeli törpüleyerek daha kuvvetli görünmelerini, geniş ise uzun bırakıp, yuvarlak törpüleyerek daha ince görünmelerini sağlayabilirsiniz.
* Renk seçimini tırnaklarınızın şekline göre yapmalısınız. Kısa ve Köşeli tırnaklar için koyu renkler, uzun ve yuvarlak biçimli tırnaklar için açık ve pastel tonlarını tercih edebilirsiniz.
* Ojenizin kalıcı olması için törpüleme işlemi ile oje sürümünün aynı gün içinde olmamasına özen gösterin.
* Oje sürmeden önce tırnaklarınıza koruyucu sürün. Sürdüğünüz koruyucuyu tırnak uçlarında yoğun uygulayarak ojenizin tırnak uçlarındaki ömrünü uzatın.
* Ojenizi sürmeye tırnağınızın tam ortasından başlayın ve üç seferde oje sürme işlemini tamamlayın. Birinci katı tüm tırnaklarınıza uyguladıktan 2 dakika sonra ikinci katı sürmeye başlayıp yine her bir tırnağı üç adımda bitirin. Parlak bir görüntü elde etmek için 2. kat oje kuruduktan sonra parlatıcı uygulayabilirsiniz.
* Ojenizin çabuk kurumasını istiyorsanız buzlu su dolu kabın içinde ellerinizi 1-2 dakika bekletmeniz yeterli olacaktır.

BATIK SORUNU


Tüyler alındıktan sonra, yeniden çıkma aşamasında, batıuk sorunu, oldukça sık yaşanan bir sorundur. Eğer, düzenli bakım yapılırsa, batık sorunundan kurtulmak hiç de zor bir iş değildir. Sizlere önereceğimiz, doğal formül ile, batık tüylerinize elveda demeye hazırlanın...
Batık Lekeleri için Bakım Maskesi
Batık nedeniyle cildinizde oluşan lekeleri yok etmek için yoğurt, karbonat içerikli doğal bakım maskesini uygulayabilirsiniz.
Gerekli Malzemeler;
*2 yemek kaşığı yoğurt,
*1 tatlı kaşığı karbonat,
*3 damla limon suyu,
Hazırlanışı ve Kullanım şekli :Tüm malzemeleri cam bir kâsede karıştırın.Lekeli bölgeye masaj yaparak yedirin.15 dakika bekledikten sonra ılık suyla durulayın.Cilt tipinize uygun bir kremle nemlendirin.Haftada 1 kez uygulayabilirsiniz.

TÜYLERİ YOK EDEN BİTKİSEL ÇÖZÜM


İstenmeyen tüyler, kadınların kabusudur adeta. bu tüylerden kurtulmak için de oldukça acılı yöntemlere başvurulur. Lazer epilasyon oldukça maliyetli bir yöntemdir. ağda veya epilasyon ise, son derece acı verici ve uzun zaman alan işlemlerdir. Eğer sizlerde, istenmeyen tüyleden kolaylıkla kurtulmak ve bunun için de, doğal yöntem kullanmak isterseniz, bu tarifimiz, tam size göre...
Gerekli Malzemeler;
* 5 yemek kaşığı limon suyu,
* 2 tatlı kaşığı tuz,
Hazırlanışı ve Kullanım şekli : Tüylerinizi ağda, epilatör ya da cımbızla kökünden alın.
Limon suyu ve tuzu cam bir kâsede karıştırın. Epilasyon yaptığınız bölgeye karışımı sürün.
Tüy köklerine ulaşmasını sağlamak için masaj yaparak yedirin. 1 saat bekleyip ılık suyla durulayın. Limon tuz karışımını epilasyon yaptıktan sonraki 3 gün boyunca sürmelisiniz.Tüy azaltma yönteminden sonuç almak için; tüylerinizi kökünden alan yöntemleri tercih etmelisiniz. Düzenli kullanım sonucunda tüyleriniz daha geç ve ince çıkacaktır.

GAZ GİDERİCİ BİTKİLER


Dayanılmaz, gaz sancılarını, zaman zaman hepimiz yaşamışıdır. bu durum, gerçekten sinir bozucu ve son derece ağrılı bir süreçtir. bu yazımızda sizlere, gaz giderici ve gaz sancılarını önleyen bitkisel bir çay tarifi vermek istiyoruz.
Gerekli Malzemeler
*2.5 bardak temiz su,
*1 tatlı kaşığı anason,
*1 tatlı kaşığı rezene,
*1 tatlı kaşığı kimyon tohumu,
*1 tatlı kaşığı dereotu,
Hazırlanışı : 2.5 bardak kaynayan suya malzemeleri ekleyin. 1-2 dakika kadar fokurdasın, 4-5 dakika demlensin. Süzüp aşırı sıcaklığı geçtikten sonra için. Özellikle bakliyat veya çiğ gıdalar yedikten sonra, çayı içerseniz gaz yapıcı etki azalır. Bu miktar her yemekten sonra birer çay fincanı içeceğinizi düşünerek verilmiştir.

MARULUN FAYDALARI


Hepimizin severek, ve özellikle de salatalarda sıklıkla tükettiği marul, tam bir şifa kaynağı. Şu sıralar marulun tam zamanı. Ülkemizde hem kıvırcık hem de göbek denen çeşitleri bol ve ucuz olarak bulunan marulun sağlık açısından çeşitli yararları da var.
MARULUN FAYDALARI;
* Marul çeşitli mineralleri bolca içeriyor, iyi bir uyku uyumaya yardımcı olurken, sinirleri sakinleştirici etkisi de var.
* Ayrıca aç karnına yenen marulun tokluk hissinin sağlanması ve şeker hastalarında kan şekerinin düzenlenmesine de yararı var.
* Çoğu bileşimi su olan marul ayrıca bol bol idrar söktürür ve bedenin temizlenmesine yardımcı olur.
* Karaciğer ve dalağında büyüme olan kişiler için de marul yararlıdır.
* Kadınlarda adet döneminin , daha sağlıklı, daha az ağrılı ve zamanında olmasına da yardımcı olur.
MARULUN ZARARLARI ;
* Ama marulun çok bilinmeyen bir etkisi de erkeklerde cinsel arzuyu frenlemesidir.
* iyi temizlenmez ise, böbrekte kum oluşumuna neden olabilir. Üstelik bu durum, tüm yeşil yapraklı sebzeler için geçerlidir.