27 Mart 2010 Cumartesi

ÖMER COŞKUN SİVİLCE TEDAVİSİ


Ömer coşkun sivilceler, sivilce izleri ve sivilce lekeleri olanlar için, doğal ve son derece etkili bir formül önerdi.
GEREKLİ MALZEMELER :
* 1 adet kırmızı turp,
* Yeterli miktarda elma sirkesi
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Kırmızı turpu, yıkadıktan sonra, kabuklarıyla birlikte, rendeleyin. Bir tülbent yardımı ile süzdükten sonra, turp suyunu,elma sirkesiyle karıştırın. Güneş görmeyen bir yerde, 3 gün bekletin. Bir pamuk yardımıyla, sivilce siyah noktaların üzerine sürün. 7-10 gün kullanılır. 3. Günden itibaren, sonuçlarını almaya başlayacaksınız.

ÖMER COŞKUN ŞEKER HASTALIĞI İÇİN DİYET ÇORBA TARİFİ


Ömer Coşkun, şeker yani diğer adıyla diyabet hastalarının tedavsine yardımcı olabilecek, diyet çorba tarifini, İkballe şifalı yemekler programında açıkladı. biz de sizler için, bu diyet çorba tarifini, yenidem yayınlamak istedik.
GEREKLİ MALZEMELER :
*1 tatlıkaşığı çemen,
*1 yemek kaşığı çörekotu(dövülmüş),
*1 adet kereviz,
*1 adet havuç,
*1 adet tavuk budu,
*1 kase haşlanmış nohut,
HAZIRLANIŞI : Kerevizleri küçük küçük doğrayın,küçük küçük doğranmış havuç ve haşlanmış nohutla birlikte 2 bardak suda haşlayın.Haşlanmış tavuklarıda küçük küçük doğrayın ve ekleyin (haşladığınız tavuğun suyundan 2 bardak ekleyin)ve kaynatın.Daha sonra 1 yumurta ve yarım limon suyu ile terbiye edin. Çorba pişttikten sonra, içerisine çörekotunu katın. (pişerken değil.) Haftada 1 defa uygulayın.

ÖMER COŞKUN SİVİLCE SİVİLCE İZLERİ SİVİLCE LEKELERİ TEDAVİSİ


sivilcelerden,sivilce izlerinde ve sivilce lekelerinden, nasıl kurtulacağınızı düşünüyorsanız, bu yazımızı, mutlaka okuyun deriz. İkballe Şifalı yemekler Programına konuk olarak katılan, Ömer Coşkun, sivilce problemlerine, kökten çözüm olacak formülü açıkladı.
GEREKLİ MALZEMELER :
* 1 adet kırmızı turp,
* Yeteri miktarda elma sirkesi,
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Kırmızı turpu, yıkadıktan sonra, kabuklarıyla birlikte, rendeleyin. Bir tülbent yardımı ile süzdükten sonra, turp suyunu,elma sirkesiyle karıştırın. Güneş görmeyen bir yerde, 3 gün bekletin. Bir pamuk yardımıyla, sivilce siyah noktaların üzerine sürün. 7-10 gün kullanılır. 3. Günden itibaren, sonuçlarını almaya başlayacaksınız. Kür bittiğinde, sonuç harika olacak.

ÖMER COŞKUNDAN MANTAR HASTALIĞI İÇİN BİTKİSEL KÜRLER


Ömer coşkun, el ve ayaklarında, mantar hastalığından muzdarip olanlar için, çok fayda sağlayan bitkisel kürler önerdi. bu kürler sayesinde, mantar hastalığından, kolaylıkla kurtulabilirsiniz.
GEREKLİ MALZEMELER :
* 10 adet zakkum yaprağı,
* 5 tatlı kaşığı kına,
* 1 lt su,
* 2 diş sarısak,
KÜRLERİN HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ :
KINA KÜRÜ :1 Ltre suyun içine kınayı koyun. 20 dak kaynatın. Mantar olan bölgeye sürün ve sarıp, yatın.
SARIMSAK KÜRÜ :2 diş sarımsağı, bölmeden, bütün olarak, gece yatmadan öne yutun.
ZAKKUM KÜRÜ : 1 litret suya zakkum yapraklarını atıp, 10 dakika kaynatın. Mantar ayaklarınızdaysa, 10 gün, eğer eldeyse 1 ay sürün. Kesinlikle içmeyin.

ÖMER COŞKUN MANTAR HASTALIĞININ BİTKİSEL TEDAVİSİ


Kanal 7 ekranlarının beğenilen programı İkballe Şifalı Yemeklere konuk olarak katılan, dr. Ömer coşkun, mantar hastalığı için fayda sağlayan bitkisel kürler önerdi.
GEREKLİ MALZEMELER :
* 10 adet zakkum yaprağı,
* 5 tatlı kaşığı kına,
* 1 lt su,
* 2 diş sarısak,
KÜRLERİN HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ :
ZAKKUM KÜRÜ : 1 litret suya zakkum yapraklarını atıp, 10 dakika kaynatın. Mantar ayaklarınızdaysa, 10 gün, eğer eldeyse 1 ay sürün. Kesinlikle içmeyin.
KINA KÜRÜ :1 Ltre suyun içine kınayı koyun. 20 dak kaynatın. Mantar olan bölgeye sürün ve sarıp, yatın.
SARIMSAK KÜRÜ :2 diş sarımsağı, bölmeden, bütün olarak, gece yatmadan öne yutun.
Bu önerilerden ilk ikisi, el ve ayak mantarı için, özellikle çok faydalıdır.

ÖMER COŞKUN BOY UZATMA


Yardımcı doç.Doktor Ömer coşkun, İkballe şifalı yemekler programında, müthiş bir formül açıkladı. boy uzatma. bu formül sayesinde, boyunun daha uzun olmasını isteyenler, daha uzun boylu olabilecekler...
* Buğday özü olarak bilinen ruşeym, boy uzatmak konusunda, çok faydalı ve her yaş grubunun rahatlıkla kullananbileceği bir besin. Buğday özü, çocuklarda, günde 1 kaşık, 15 yaş üzerinde olanlara için ise günde 3 kaşık, tüketilebilir. 21 yaşına kadar boy uzamasına yardımcı olan bugday özünün yanı sıra, boy otu'da kullanılabilir. Boy otu yenilerek tüketilir, yağı ise, eklem yerlerine ve topuklara sürülür.
GEREKLİ MALZEMELER :
* 1tatlı kaşığı karabiber,
* 1tatlı kaşığı cemen otu ( boy otu),
* Hakiki sızma zeytin yağı,
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Karabiberi ve Çemen otunu zeytin yağının içine atıp iyice karıştırın.. Daha sonra en az 5 gün bu karışımı dinlendirin .5. günün sonunda, kürü çocuklarınızın ve büyümekte olan gençlerin eklem yerlerine sürüp, gece boyu bekletin. Sabah kalktığınızda, eklem yerlerine sarmış olduğunuz kürü çıokarın. ama bölgeyi yıkamayın. bu işlemei, 5 gece tekrarlayın.

26 Mart 2010 Cuma

ÖMER COŞKUN ZAYIFLAMA


İkballe şifalı yemekler programına, konuk olarak katılan Ömer coşkun, zayıflamak ve kilo almak isteyenler için, çok fayda sağlayan bitkisel önerilerde bulundu. Zayıflamayı ve kilo almayaı sağlayan mucize bitki çörekotu, kullanım şekilleri ile, zayıflamak isteyenlere, kilo verdiriyor. Kilo almak isteyenleri ise, şişmanlatıyor.Bu öneriler ;
ÖMER COŞKUN ZAYIFLAMA;
1 tatlı kaşığı Çörekotu, yemeklerden 30 dakika önce yenir. Zayıflamak için çok faydalıdır.
ÖMER COŞKUN KİLO ALMA;
1 tatlı kaşığı ısırgan tohumu, 1 tatlı kaşığı bal ile karıştırılarak, yemeklerden sonra yenir. Kilo almak isteyenler için, müthiş bir tariftir.

ÖMER COŞKUN HEMOFİLİ HASTALIĞI İÇİN ŞİFALI BİTKİLER


Ömer coşkun, hemofili olarak adlandırılan hastalık için, çok yararlı olan doğal formüller önerdi. bu formüle geçmeden önce, sizlere kısaca, hemofili hastalığından bahsetmek istiyoruz.
HEMOFİLİ HASTALIĞI NEDİR ?
Hemofili hastalığı, kuşaktan kuşağa, genetik yol ile geçen, kanın pıhtılaşmasının az olması anlamına gelir. Doğumsal ve kalıtımsal bir hastalıktır. Herhangi bir kanser türü ile bağlantısı bulunmayan hemofili hastalığı, bulaşıcı değildir.
ÖMER COŞKUN HEMOFİLİ HASTALIĞI İÇİN İNCİR KÜRÜ;
* Zeytin yağında beklemiş incir akşamda bir bardak zeytin yağının içerine 4 parçaya bölünmüş inciri koyup sabah yedirebilirsiniz bu tedavi sürecine 4 ay boyunca devam edebilirsiniz.
ÖMER COŞKUN ISIRGAN TOHUMU KÜRÜ;
* ısırgan tohumudur, ısırgan tohumu bir çay kaşığı kadar havanda döverek verebilirsiniz ısırgan tohumunu hakiki balla veya pekmezle karıştırabilirsiniz.
ÖMER COŞKUN KAPARİ KÜRÜ ;
* Kapariyi hergün günde 3 veya 4 adet yedirebilirsiniz.

ÖMER COŞKUN BOY UZATMA KÜRÜ


Kanal 7 de yayınlanmakta olan, İkballe şifalı yemekler programında, Ömer coşkun, müthiş bir formül açıkladı. Boyunun kısa olduğunu düşünen herkes için, çok fayda sağlayan müthiş formül için;
GEREKLİ MALZEMELER :
* 1tatlı kaşığı karabiber,
* 1tatlı kaşığı cemen otu, yani boy otu
* Hakiki sızma zeytin yağı.
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Karabiberi ve Çemen otunu zeytin yağının içine atıp iyice karıştırın.. Daha sonra en az 5 gün bu karışımı dinlendirin .5. günün sonunda, kürü çocuklarınızın ve büyümekte olan gençlerin eklem yerlerine sürüp, gece boyu bekletin. Sabah kalktığınızda, eklem yerlerine sarmış olduğunuz kürü çıokarın. ama bölgeyi yıkamayın. bu işlemei, 5 gece tekrarlayın. Zaman içerisinde, boyunuzun uzadığını göreceksiniz.
* Buğday özü olarak bilinen ruşeym, boy uzatmak konusunda, çok faydalı ve her yaş grubunun rahatlıkla kullananbileceği bir besin. Buğday özü, çocuklarda, günde 1 kaşık, 15 yaş üzerinde olanlara için ise günde 3 kaşık, tüketilebilir. 21 yaşına kadar boy uzamasına yardımcı olan bugday özünün yanı sıra, boy otu'da kullanılabilir. Boy otu yenilerek tüketilir, yağı ise, eklem yerlerine ve topuklara sürülür.

ÖMER COŞKUNDAN ŞİFALI BİTKİLER


HEMOFİLİ HASTALIĞI NEDİR
Hemofili hastalığı, kuşaktan kuşağa, genetik yol ile geçen, kanın pıhtılaşmasının az olması anlamına gelir. Doğumsal ve kalıtımsal bir hastalıktır. Herhangi bir kanser türü ile bağlantısı bulunmayan hemofili hastalığı, bulaşıcı değildir. bu ciddi hastalık üzerine, Ömer Coşkunun önermiş olduğu bitkissel tedavi;
ÖMER COŞKUN ISIRGAN TOHUMU KÜRÜ;
* ısırgan tohumudur, ısırgan tohumu bir çay kaşığı kadar havanda döverek verebilirsiniz ısırgan tohumunu hakiki balla veya pekmezle karıştırabilirsiniz.
ÖMER COŞKUN KAPARİ KÜRÜ ;
* Kapariyi hergün günde 3 veya 4 adet yedirebilirsiniz.
ÖMER COŞKUN HEMOFİLİ HASTALIĞI İÇİN İNCİR KÜRÜ;
* Zeytin yağında beklemiş incir akşamda bir bardak zeytin yağının içerine 4 parçaya bölünmüş inciri koyup sabah yedirebilirsiniz bu tedavi sürecine 4 ay boyunca devam edebilirsiniz.

25 Mart 2010 Perşembe

AHMET MARANKİ TÜY DÖKÜCÜ DOĞAL FORMÜL


Ahmet Maranki, tüm hanımların ve bazı beylerin ortak sorunu olan, istenmeyen tüyler için, kesin çözüm sunan, doğal formülünü verdi. Biz de,hanımların ve bazı beylerin muzdarip olduğu bu konuya, doğal çözüm sunan, ahmet Marankinin, tüylerden kurtulma reçetesini, sizlerle paylaşmak istedik. İşte, müthiş ve etkil formül ;
Gerekli Malzemeler:
*1 tane soğan,
*1 diş sarımsak,
* siyah merhem,(aktarlardan temin edebilirsiniz)
Hazırlanışı ve Kullanım Şekli : 1 adet soğanı ateşte iyi ısıtıp köz haline getirdikten sonra sarımsağı rendeliyoruz.Siyah merhem ve rendelediğimiz sarımsağı karıştırıp, tüylü bölgeye, sarımsak ve siyah merhemden oluşan karışımı ince tabaka halinde uyguluyoruz.Bu ince tabakanın üstüne önceden ısıtıp köz haline getirdiğimiz soğanı koyuyoruz. Uygulamayı, 1 hafya boyunca, hergün yapmanız gerekiyor. 1 Haftanın sonunda, istenmeyen tüylerden, tamamen kurtulmuş olacaksınız.

24 Mart 2010 Çarşamba

BİTKİSEL ÇAYLAR VE FAYDALARI


Şifalı bitkilerle hazırlanan, bitkisel çaylar, şifa dağitıyor. bu yazımızda, sizlere, en çok şifa dağıtan ve sıklıkla kullanılan bitkisel çaylar ve faydalarından bahsetmek istiyoruz.
MESİR ÇAYI :
* Bağışıklık sistemini güçlendirir.* Kan arttırmada.* Cinsel gücü arttırıcı, iştah açıcı,hücre yenileyici ve enerji kaynağı olup binbir derde deva dır.
MELİSA ÇAYI :
* Kalp atışı düzensizliklerinde.* Çarpıntı ve sıkıntıyı gidermede.* Kalp ve beyin damar tıkanıklığında.
CİVANPERÇEMİ (AÇELYA) ÇAYI :
* Mide ağrılarında.* Mide ve basur kanamalarında.* Mayasıl ve ülserde.* Yara iyileştirmede.* Prostat’ta.
ISIRGAN ÇAYI :
* Hücre yenilemede, yara iyileştirmede.* Kanı temizlemede.* Radyoaktif maddeleri vücuttan atmada.* Mide ve bağırsak kanamalarını gidermede.* Kemik yapısını güçlendirmede.
PAPATYA ÇAYI :
* Soğuk algınlığında.* Spazm çözmede.* Bağırsak çalıştırmada ve mideyi kuvvetlendirmede.
IHLAMUR ÇAYI :
* Soğuk algınlığında.* Spazm çözmede.* Vücudu yumuşatmada .* Bağırsak çalıştırmada.
ADA ÇAYI :
* Hazmı kolaylaştırmada, sindirimi arttırmada.* Gaz söktürmede.* Tüm vücutta iltihap kurutmada.* Yara iyileştirmede.
DEFNE ÇAYI :
* Bronşit ve astım iyileştirmede.* Balgam söktürmede.* Kemik yapısını güçlendirmede.* Demir eksikliğini gidermede
ÖKSEOTU (BURÇ) ÇAYI:
* Damar tıkanıklıklarını gidermede.* Karaciğer rahatsızlıklarında.
FUNDA ÇAYI :
* Sindirimi kolaylaştırmada.* Vücuttaki yağları eritmede ve zayıflatmada.
SİNAMENKİ ÇAYI :
* Mide ve bağırsak gazlarını gidermede.* Bağırsakları çalıştırmada.
REZENE ÇAYI :
* Mide ve bağırsak gazlarını çözmede.* Kalbi kuvvetlendirmede.* Göz rahatsızlıklarını gidermede.
GÜLHATMİ ÇAYI :
* Soğuk algınlığı, boğaz ağrıları.* Astım ve bronşitte.* Mide ve bağırsak ağrılarını gidermede.
BODUROTU ÇAYI :
* Kuvvet ve güç vermede.* Yara iyileştirmede.* Karaciğer rahatsızlıklarında.* Basur, sedef, egzamada
BEBE ÇAYI :
* Hazmı kolaylaştırmada.* Bağırsakları beslemede.* Bağırsak gazlarını gidermede.

BİTKİ ÇAYLARI VE FAYDALARI


Bitki çayları da, tıpkı, şifalı bitkiler gibi, şifa dağıtıyor. bitki çayları sayesinde, pek çok sorununa, alternatif tedavi bulan insanlar, azımsanamayacak kadar çok. Bazı bitki çayları ve faydaları, aşağıda verilmiştir.
KUŞBURNU ÇAYI :
*C ve B vitamini eksikliğinde, eksikliğinde, Dişeti kanamalarında, Romatizma ve tırnak kırılmalarında, Cildi güzelleştirmede, Mideyi kuvvetlendirmede fayda sağlar.
ÇÖRTÜK ÇAYI :
* Vücut iltihaplarında, Romatizmada, Enfeksiyonlarda fayda verir.
KEKİK ÇAYI :
* Antiseptiktir, Hazmı kolaylaştırmada, Sindirimi arttırmada, Soğuk algınlığını gidermede,Parazit düşürmede yararlıdır.
ZEYTİN YAPRAĞI ÇAYI :
* Kolestrol ve tansiyonu düzenlemede, Damar tıkanıklığını gidermede, Kemik yapısını güçlendirmede faydalıdır.
MERSİN ÇAYI :
* Hormon düzenlemede, Bronşitte,Mideyi kuvvetlendirmede, Cilt temizliğinde, İshali gidermede ve böbreklerdeki kumları dökmede yarar sağlar.
ACI OT ÇAYI :
Yara iyileştirmede,Hücre yenilemede,Kanı çoğaltmada yayarlıdır.
EBEGÜMECİ ÇAYI :
* Soğuk algınlığı, Astım, bronşitte, Bağırsak çalıştırmada, Mideyi yumuşatmada fayda sağlar.
KARABAŞ ÇAYI :
* Baş ağrısında, stres ve depresyonda, Beyin rahatsızlıklarında, Kalp atışı düzensizliklerinde, Kalp ve beyin damar tıkanıklıklarında.
NANE ÇAYI :
* Hazmı kolaylaştırmada, Sindirimi arttırmada, Mide ve bağırsak gazlarını gidermede çok faydalıdır.
KANTARON ÇAYI :
* Mide ve bağırsak gazlarını çözmede, Yara iyileştirmede faydalıdır.

22 Mart 2010 Pazartesi

SİĞİLLER İÇİN ŞİFALI BİTKİLER


Etkeni, HPV adı verilen bir virüs olan siğiller, deride, çok sık rastlanılan, bir enfeksiyon çeşitidir. Deride oluşan iyi huylu selim tümörlerdir. Vücudumuzun herhangi bir yerinde ortaya çıkabilir. siğlleri için fayda sağlayan, birkaç bitkisel yöntemden bahsetmek istiyoruz sizlere.
SİĞİLİN BİTKİSEL TEDAVİSİ ;
*Ada soğanı ezilerek siğil üzerine konur.
*Siğil, semizotu İle oğulursa şifa bulur.
*Soğan tuzla dövülerek siyil üzerine konur.
*Söğüt külü ve sirke hamur yapılır, siğil Çizerine konur.
*Kavak ağacının külü, hamur yapılır, siğil üzerine konur.
*Siğili olana geyik boynuzu külü yalatılır.
*İncir ağacının kurumuş dalı yakılarak üç dört defa siyil yakılırsa mutlaka şifa verir.
*Bir parça asma veya söğüt çubuğu ortasından kesilir. Akan sıvı siğillerin üzerine sürülür.
*Bir avuç siğil otu yaprağı ve sapı ezilerek suyu çıkarılır. Bununla siğiller günde 3 kere ovulur.
*Bir kahve fincanı soğan suyuna 2 çorba kaşığı limon suyu ve 1 tatlı kaşığı ezilmiş kuru sarımsak konur. On dakika bekletildikten sonra bu karışıma batırılan pamuk siğilin üzerine konur. Beş dakika sonra alınıp, yerine ezilmiş sarımsaklar konur. On dakika bekletildikten sonra ılık suyla yıkanır.

TEMREYE İYİ GELEN ŞİFALI BİTKİLER


Cilt üzerinde, yuvarlak kırmızı ve pütürlü lekeler şeklinde beliren lezyolara, kısaca temre denir. Pek çok insanı, sıkıntıya sokan, bu kırmızılıklar, yaygın bir cilt hastalığıdır. Temre için sizlere bazı bitkisel tedaviler önermek istiyoruz.
TEMRENİN BİKİSEL TEDAVİSİ ;
*müsafi ile sirke yapılarak sürülür.
*kuzu kulagı ile sirke lapa yapılarak konur.
*günlük ve ördek yagı merhem yapılarak sürülür.
*kükürt tozu konur.
*nohut yagı konur.ve sürülür.
*erik sirkeye batırılarak sürülür.
*sedef çicegi ,bal ile mayı yapılır ve sürülür.
*turp tohumu ,sirke ile lapa halinde konur.
*sarımsak külü bal ile merhem yapılır ve sürülür.
*mersin yapragı ,kaynatılır,birer badak içilir.
*çöpleme sirke ile macun yapılarak kullanılır.
*manda yagı tavuk yagı sürülür. hardal ve sirke mayı yapılarak sürülür.
*Erik sirkeye batırılarak sürülür.
*Sedef çiçeği, bal ile mayi yapılır ve sürülür
*Turup tohumu, sirke ile lapa halinde konur
*Sarımsak külü bal ile merhem yapılır ve sürülür
*Mersin yaprağı kaynatılır, birer bardak içilir
*Çöpleme, sirke ile merhem yapılarak kullanılır
*Hüsnü yusuf kökleri ve sirke merhem yapılarak sürülür.

20 Mart 2010 Cumartesi

AĞIZ VE GIRTLAK KANSERİNDE FAYDA SAĞLAYAN ŞİFALI BİTKİLER


Ağız ve gırtlak kanseri, en çok erkeklerde görülen kanser türleridir. Kadınlarda görülme sıklığı, erkeklerden 2 kat daha azdır. Ağr içerisinde kızarık kabarıklıklar , yutma zorluğu ve yutkunamama gibi belirtiler, hastalığın teşhisi açından öneli belirtilerdir. Bu iki kanser türü için, fayda sağlayan şifalı bitkiler şunlardır.
Önerilen bitkilerdeki kullanım şekilleri ; Yağları sürülür ve sarılır. Suları ile gargara yapılır.
Akgünlük sakızı: Macunu yenir. Suyu ve hülasası içilir. Yağı kullanılır.
Badem ve yağı: Yenir, ayrıca yağı bal ve sekerle karıştırılır, hem içilir, hem sürülür.
Çörek otu: Macunu yenir. 5 gram yağı içilir. 5 gram su ile yutulur. Yağı kullanılır.
Fıstık: Yesil kabukları yenir.
Hardal (siyah) : Macunu yenir. Hülasası içilir. Yağı sürülür ve sarılır.
Isırgan otu ve tohumu: Macunu yenir. Çayı, suyu içilir ve gargara yapılır.
İncir: Suyu ile gargara yapılır.
Kızılcık: Yenir.
Kuşburnu (yabani gül) : Macunu yenir. Çayı, suyu içilir ve gargara yapılır.
Muz : Balla yenir.
Nane : Macunu yenir. Çayı, suyu ve hülasası içilir. Yağı sürülür ve sarılır.
Oğul otu (melisa) : Macunu yenir. Çayı, suyu ve hülasası içilir. Yağı sürülür ve sarılır.
Rezene : Macunu yenir. Çayı, suyu ve hülasası içilir. Yağı sürülür ve sarılır.
Sap : Suyu ile gargara yapılır.

GENEL VÜCUT AĞRILARI İÇİN BİTKİSEL ÖNERİLER


Tıp dilinde. fibromiyalji olarak bahsedilen genel vüct ağrıları ve sızlamaları, yaygın vücut ağrıları ve halsizlik ile kendini gösteren bir kronik ağrı sendromudur. En belirgin özelliği yaygın “kas ağrıları”dır. Hayat kalitesinde belirgin düşüşe neden olur.
Fibromiyalji için şifalı bitkiler, oldukça fayda sağlar ve sizlere, daha kaliteli bir yaşam sürme şansı yaratır. İşte o mucize bitkilerden bazıları ;
Adasoğanı : Kökü hamurla sıvanır, fırında pisirilir, Dpliklere dizilir, gölgede kurutulur, öğütülür, balla lapası sarılır.
Akgünlük sakızı : Macunu yenir. Suyu ve hülasası içilir. Yağı sürülür veya sarılır.
Aksar (Yunanistan) : Suyu saf su ile beraber içilir.
Alpinya : Berelenmis sinirlere ve yerlere lapası sarılır.
Anason : Çayı içilir. Macunu yenir.
Arpa : Suyu sirke ile karıstırılır, cilde sürülür.
Ayı pençesi : Çayı içilir.
Badem ve yağı : Yenir, ayrıca yağı bal ve sekerle karıstırılır, hem içilir, hem sürülür.
Bal : Yenir, sifalı bitkilerle macun yapılır, serbeti içilir. Merhem gibi sürülür.
Beşparmak otu : Çayı içilir.
Biber ve fidesi : Her yemekten sonra yenir.
Büyük ebegümeci : Çayı içilir.
Çavsır otu : 2, 5 gram balla içilir.
Çiğdem (kardelen) : Çayı içilir.
Çuha çiçeği : 15 gram tohum, yaprak ve çiçeklerinin çayı içilir.
Dişotu (kürdan otu) : Macunu yenir. Çayı ve suyu içilir.
Fare kulağı (sülük otu) : Çayı içilir. Yağı sürülür veya sarılır.
Fener çiçeği : Çayı içilir.
Havlıcan : Çayı içilir.
Havuç : Yenir.
Hindistan cevizi : Yağı sürülür veya sarılır.
Kabakulak otu : Zeytin yağı ile lapası sarılır.
Kantaron (sarı) : Macunu yenir. Çayı, suyu ve hülasası içilir. Yağı sürülür veya sarılır.
Kara kafes : Kökünden yapılan merhem sürülür.
Karabiber yağı : Ağrıyan yere masaj yapılır.
Katır tırnağı : Çiçeğinin çayı içilir.
Kekik : Macunu yenir. Çayı, suyu ve hülasası içilir. Yağı sürülür veya sarılır.
Kır yasemini : Yağı ile ağrıyan yerlere masaj yapılır.
Kısa mahmut (dalak otu) : Çayı içilir.
Kirpi : Yağı sürülür.
Kurt (kaplan boğan otu) : Çayı içilir. Dikkat! Çok miktarda alınırsa zehirleyebilir.
Kusburnu (yabani gül) : Macunu yenir. Çayı ve suyu içilir.
Kuzgun ayağı : Macunu yenir.
Marul : Salatası yenir. Haslanarak sarılır.
Misvak : Parçalanır, zeytin yağı ile kaynatılır, süzülür, masaj yağı gibi kullanılır.
Mürsafi : Sirke ile lapası sarılır.
Pelesenk ağacı : Çayı içilir.
Pelin otu : Çayı içilir.
Sabun otu : Bol sabun otlu sıcak suya bir bez batırılır, o bez ağrıyan yere sarılır.
Sirke : Kepekle yapılan, lapası sarılır.
Söğüt (aksöğüt) : Çayı içilir.
Tavsan : Kanı sürülür.
Tuğla yağı : Su değmemis tuğla ezilir. Atesin üzerinde zeytin yağı ile kavrulur. Yağ tuğla tozuna
emdirilir. Üzerine sıcak su dökülür. Yükselen yağ kasıkla alınır. Bu yağ ağrıyan yere sürülür.
Yabani elma : İçine sakız konur, külde pisirilerek yenir.

AĞIZ VE BOĞAZ YARALARI İÇİN ŞİFALI BİTKİLER


Ağızda ve boğazda meydana gelen yaralar, Ağzın iç kısımlarında ve boğazda kenarları şişkince beyaz noktalar şeklinde görülür. İltihaplı olan bu noktalar özellikle bir şeyler yiyip içerken acı verir.
Bal : Yenir. Serbeti içilir. Macun yapılır. Merhem gibi sürülür.Bal: Bin bir derde deva olan bal her türlü yarada olduğu gibi ağız ve boğaz yaralarında da faydalıdır.
Kara Dut şurubu : Karadut şurubundan 1 fincan, 3 bardak suya ilave edilerek günde 5-6 kez gargara yapılır.
Esek marulu : Suyu burna çekilir.
Gül : Her gün ağızda bir miktar çiğnenir.
Itır çiçeği : Surubu ile gargara yapılır.
Kadın tuzluğu (sarı çalı) : Meyveleri yenir.
Kara dut : Lapası sarılır.
Kasık otu : Surubu içilir.
Kına : Sıcak su ile gargara yapılır.
Kızılcık : Yenir.
Nane : Macunu yenir. Çayı, suyu ve hülasası içilir. Yağı sürülür ve sarılır.
Meşe: Mazıları toz haline getirilip, ağız yaralarının üzerine konur.
Sinirli ot : Suyu ile gargara yapılır.
Simsek ağacı (çulak ağacı) : Suyu ile gargara yapılır.
Böğürtlen: 3 bardak suda, 3 tutam böğürtlen yaprağı yarım saat kaynatılıp soğutulduktan sonra süzülerek gargara yapılır.
Hatmi: 3 tutam hatmi, 2 bardak suda kaynatılarak, tülbentten süzülür ve gargara yapılır. 3 ? 4 damla da oksijenli su damlatılırsa daha iyi sonuç verir.
Çay: Severek tükettiğimiz içeceklerden olan çay da ağız içinde ve boğazlarda oluşan yaralara karşı etkili maddeler içerir. Nane, Anason ve Adaçayı gibi bitkilerin çayları da ağızda ve boğazda oluşan yaraları iyileştirmeye yardımcı olur.
Sarımsak: Güçlü bir antibiyotik olan sarımsak her türlü yara ve iltihaplanma da iyileşmeye yardımcıdır.
Dut: Karadut şurubundan 1 fincan, 3 bardak suya ilave edilerek günde 5-6 kez gargara yapılır.
Nar: Dört bardak suya, 4 tutam narçiçeği konup, yarım saat kaynatılır. Daha sonra bu sıvı tülbentle süzülüp gargara yapılır.

19 Mart 2010 Cuma

KOLON KANSERİ NEDİR? NASIL BESLENMEK GEREKİR


Tıpta, kolon kanseri olarak adlandırılan, barsak (bağırsak) kanser, kanserden ölüm arasında, dünya sıralamasında, 3. kanser türüdür. Çok yavaş ilerleyen ve belirti vermeyen kolon kanserinde, her kanser türünde olduğu gibi, erken teşhis çok önemlidir. 50 yaş ve üstündeki kişiler için risk artar. 50 yaşın üzerindekiler alkol alıyorsa, kırmızı et yemeyi tercih ediyorsa, sigara kullanıyorsa ve şişmansa onlar açısından tehdit daha da büyür.
Barsak kanesrinin ilik belirtileri ;
1. Makattan kanama. Parlak kırmızı renkte veya gizli kanama şeklinde.
2. Dışkılama alışkanlıklarında değişme, kabızlık ve ishal dönemlerinin olması.
3. Müphem karın ağrılarının olması.
4. Anemi (kansızlık).
5. Kilo kaybı.
6. Dışkılama sonrası tam rahatlamanın olmayıp, devam eden dışkımla hissi.
7. Büyük abdest kalınlığında incelme oluşur.
Barsak kanserini önlemek için ; Folik asit, selenyum, kalsiyum ve D vitamini kullanmak,günde 1200 mg kalsiyum almak, egzersiz yapmak, yağlı gıdalardan kaçınarak liften zengin besinler, sebze; meyve tüketmek gerekir. Sigara, barsak kanseri riskini arttıran etmenlerin başında gelir.
BARSAK KANSERİNDE BESLENME : Barsak kanseri, teşhisi konulup, kemoterapiye başladıktan sonra, baharatlı gıdalardan uzak durmak, çok aç veya çok tok olmamak gerekir. Tedavi sırasında balık ve tavuk yenmesi önerilir. Yüksek dozda ve özellikle multivitaminlerin alınmaması önerilir.

KARADUT ŞURUBUNUN YAPILIŞI VE FAYDALARI


Böceklenmeyen, tek bitki çeşiti olan karadut, ekşi ve tatlı olmak üzere, iki türdedir. Son derece güçlü antioksidanlar içeren karadut, bağışıklık sistemini kuvvetlendirerek, vücuttaki, zararlı serbest radikalleri yok eder. Karadutun, bu özelliğinden faydalanarak, şurubunun yapılıp içilmesi, çok faydalıdır.
KARADUT ŞURUBUNUN YAPILIŞI ;
MALZEMELER :
*1 Kg. karadut
*5 Su bardağı şeker
*2 Çorba kaşığı limon suyu
YAPILIŞI : Karadutların çürüklerini ayıklayınız ve bol su ile yıkayarak süzdürünüz. Süzülmüş karadurları bir tencere içinde elle hamur yoğurur gibi eziniz.
Karadut suyunu bir süzgüde posa kalana kadar süzdürünüz. Karadut suyuna 5 su bardağı şeker ilave ederek ateş üzerinde 4-5 dakika kaynatınız. Kaynayan şuruba 2 kaşık limon suyu ilave ediniz ve bir taşım kaynattıktan sonra ateşten alınız. Soğuduktan sonra ağzı kapalı şişelerde muhafaza ediniz.
KARADUT ŞURUBUNUN FAYDALARI;
* Halsizliği, aşırı yorgunluğu giderir.
* Ağız ve boğaz enfeksiyonlarına tavsiye edilir.
* Kanı temizler anemi hastalarına tavsiye edilir.
* Kan basıncını düşürür.
* Sindirim sistemi kronik hastalığına faydalı.
* Mide salgılarını arttırır.
* Sindirimi sistemini düzenler.
* Saçların ve dişlerin güçlenmesini sağlar.
* Kronik gastrit ve hepatit tedavisinde kullanılabilir.
* Uykusuzluğa iyi gelir.

ADET DÜZENLEYİCİ ŞİFALI BİTKİLER


Adet düzensizliği, fazla sık aralıklara adet olma, geç aralıklarla adet olma, kanama fazlalığı veya azlığı gibi durumlar, adet düzensizliği olarak adlandırılabilir. Tıbbi tedavinizin yanısıra, bitkisel yöntemlerden de faydalanmak isterseniz sizlere önerilerimiz ;
Acı bakla (Yahudi baklası) : Kaynatılmış suyu içilir.
Acı yonca (su yoncası) : Çayı içilir. Günde 2-3 fincan içilir.
Akgünlük sakızı: Öğütülür bal ile macun yapılır, bitki suyu birer kahve fincanı içilir. 1 - 2 tatlı kasığı yenir, Suyu ve 5 gram bitki yağı, 15 - 20 gram damıtılmış bitki suyu, bal ile tatlandırılır çalkalanır hülasa olarak içilir. Lavman yapılır veya buharına oturulur.
Bağ sarmaşığı: Günde 2-3 fincan Çayı içilir.
Bal : Yenir, sifalı bitkilerle ve tohumları ile macun yapılır, serbeti içilir.
Ballıbaba : Surubu içilir.
Civan perçemi (akbaslı) : Çayı içilir.
Çan çiçeği : Kuru yapraklarının, çayı içilir.
Çemen otu : Kuru dal çiçek ve yapraklarının, çayı içilir.
Demirli su : Sirkede söndürülür ve balla içilir.
Erik : Sekerle kaynatılır içilir.
Fındık : Kavrularak yenir.
Gelincik : Dçyağı ile fitil yapılır, rahime konduğunda adet kanaması söktürür, Lavman yapılır veya buharına oturulur.
Hatmi çiçeği (gülhatmi) : Çayı içilir.
Havuç : Tohumları su ile yutulur. Suyu içilir.
Kanarya otu : Çayı içilir.
Karabiber : Kökü demletilir içilir.
Kestane : 80 gram yenir ve kullanılır.
Kuduz otu : Demletilir balla içilir. Dikkat! Çok miktarda alınırsa zehirleyebilir.
Loğusaotu (kurtluca) : 8 gram tozundan macun yapılır ve yenir. Lavman yapılır veya buharına oturulur.
Oğulotu (melisa) : Macunu yenir. Çayı, suyu ve hülasası içilir. Lavman yapılır veya buharına
oturulur.
Sahlep : Meyvesi yenir.
Sinameki : Macunu yenir. Çayı ve suyu içilir.
Sapla : Lapasının buğusuna oturulur. Lavman yapılır.
Serbetçi otu (maya otu) : Genç kızlar kullanırsa erken adet görme olayı olur. Lavman yapılır veya buharına oturulur.
Tarçın (Çin tarçını) : Çayı içilir.
Yabani semiz otu : 40 gramının çayı ve suyu içilir.

17 Mart 2010 Çarşamba

KEMİK ERİMESİ (OSTEOPOROZ) HAKKINDA HERŞEY


Herkesin bildiği adıyla, kemik erimesi, tıp dilindeki adıyla, Osteoporoz... Özellikle, kadınları vuran ve yaşlılık döneminde, zorluklarla karşılaşmasını sağlayan bir kemik hastalığıdır. Menapoz döneminde vücudun, yetirince östrojen salgılaması sonucu, daha çok görülür. Kemik erimesi, kemik yoğunluğunun kaybolarak kemiklerin zayıflaması anlamına gelir. Bazı hormonlar ile tedadavi edilebiliyor. Menopoz sonrası, osteoporozdan korunmak için, hormon tedavisi öneriliyor. Fakat her kadın bazı sağlık sorunlarında dolayı hormon takviyesi alamayabilir.
BELİRTİLERİ NELERDİR?
*Bel ve sırt ağrısı ,
*Boyda kısalma, omurgada kırık ,
*Sırtta kaburlaşma, omuzlarda yuvarlaklaşma ,
*El bileğinde kırık ,
*Kaburga kırıkları ,
*Kalça kemiğinde kırık,
NASIL BESLENMELİ NE YAPMALI ?
Süt ve süt ürünleri, balık ve yumurtanın yanısıra kırmızı et yerine sebzeli yiyeceklerin tüketilmesi gerekiyor. Günde 1-2 gram kalsiyum tabletlerinin, emilim bozukluğu da varsa D vitaminiyle birlikte alınmasının yararlı olacağı belirtiliyor.
Kemik erimesini gençlik dönemlerimizde alacağımız bir kaç küçük önlem ile ya kısmen ya da tamamen yenmek mümkün.
* Öncelikle düzenli ve sağlıklı bir beslenme şart.
* Sadece beslenme yeterli olmuyor tabiki. Hareketli bir yaşam da önemli. Fırsat buldukça koşun, yürüyün, atlayın, zıplayın ki kemik yoğunluğunuz artsın. Bu da ileride daha rahat etmenizi sağlayacaktır. Menapoz döneminde de mutlaka hareketli bir yaşam tarzı seçin. Düzenli sağlık kontrollerinizi yaptırırken hekimibize sizin için ideal sporları da sormayı ihmal etmeyin.
* Özellikle yaşlılıkta ortaya çıkan kemik erimesi (osteoporoz) hastalığına karşı en etkin ilacın soğan olduğu bildirildi.
* Tarım ve Gıda Kimyası isimli bilimsel dergide yer alan bir araştırmanın sonuçlarına göre, fareler üzerinde yapılan deneyler, beyaz kuru soğanda bulunan bir bileşimin kemikleri güçlendirdiğini ve kemik erimesini önlemede faydalı olduğunu ortaya koydu.
* Kemikleri sağlam ve sağlıklı tutmanın başlıca yolunun sağlıklı beslenme, içki ve sigaradan uzak durma ve şişmanlığı önleyecek ölçüde, egzersiz yapmak olduğunu söyleyen araştırmacılar, kuru beyaz soğanda bulunan ve GPCS adını verdikleri bir bileşimin kemik erimesine karşı son derece etkin olduğunu kaydettiler. Yine, yapılan bir başka araştırma sonucuna göre, somon balığı da kemik erimesini önlemeye yardımcı bir besin olarak gösteriliyor.
TEDAVİ SÜRECİ;
1.Yaşam tarzında değişiklikler yaparak düşmeyi azaltacak önlemler almak,
2.Doktorunuzca önerilen egzersiz programlarını uygulamaya çalışmak,
3.Beslenme şeklinizi önerilen şekilde düzenlemek,
4.İlaçlarınızı düzenli kullanmak ve yine düzenli doktor kontrolüne gitmek,
5.Osteoporozun önlenebilen ve tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu bilmek gerekmektedir.

MİYOM NEDİR ? MİYOM TÜLERİ HANGİLERİDİR ?

Latince yazılışı, MYOM olmasına karlışık, bilinen adıyla Miyom veya halk arasındaki, yanlış söylemiyle, Miyon olarak bilinen, rahim hastalığı olan Miyomlar, her yüz kadından birinde görülen bir hastalıktır. Kansere dönüşme ihtimali çok düşük olduğundan, iyi huylu tümörler olarak adlandırılırlar. Ama, nadiren de olsa, ağrılı bir şekilde kansere dönüşme ihtimali vardır. MİYOM; rahimde bulunan ve doğum sırasında rahmin kasılmasını sağlayan kas kütlesinden üreyen tümörlere denir. Gebe kadınlarda oldukça sık rastlanan bir durumdur. Miyomların bir kısmı, rahmin dışına doğru büyürler ve genelikle, kadına bir rahatsızlık vermezler. Herhangi bir belirtileri yoktur. Ancak, jinekolojik muayene ve ultrason muayenesinde görülebilirler. Ama, iç kısma doğru büyüyen miyomlar, adet kanamalarında çoğalma ve düzensiz kanamalarla kendilerini belli ederler. Miyomlar genellikle kalıtsal olurlar. Miyom kadınlık hormonu olan östrojenle, direk ilgili bir rahatsızlıktır. Östrojenin arttığı durumlarda, miyomlar da büyür. Menopoz döneminde ise, büyümeleri durur ve hatta küçülürler.
Rahim duvarının içine veya dışına doğru büyüyen miyomlar, 5 cm geçtiği zaman cerrahi müdehale yapılır. Rahiminde miyom bulunan kadınların, 6 ayda bir doktor kontrolünden geçmesi gerekir. Miyomu olan kadınlara, östrojen içeren tedaviler uygulanamaz.
MİYOM TÜRLERİ ;
Paraziter Myom: Büyüyen myom başka bir organa yapışırsa bir süre sonra rahim ile arasındaki bağlantı kopabilir ve myom yeni bağlandığı dokudan beslenmeye başlayabilir. Bu durumda parazitik myomdan söz edilir.
Submuköz Myom: Hemen rahmin içini döşeyen endometrium tabakasının altında yerleşmiştir. Büyüdükçe endometriumu içeri doğru iter. Bu itilme adet düzensizliklerine neden olabilir. Bir süre sonra myom rahim boşluğuna doğru büyümeye başlar ve orijinal yerine ince bir sap ile bağlı kalır. Büyümeye ya da sarkmaya devam eder ise rahimden dışarıya hatta vajinadan vücut dışına sarkabilir.Myom hareket ettikçe sapının etrafında dönebilir ve adet aralarında kanamaya neden olabilir. Bu tür myomlarda enfeksiyon da ortaya çıkabilir.
Subseröz Myom: Rahimin dış yüzünden kök alan ve dışarı doğru büyüyen myomlardır. Genelde kanama problemi yaratmaz.
Saplı Myom: Herhangi bir subseröz ya da submüköz myom büyümeye devam edip de rahim ile bağlantısı sadece ince bir bağ ile sağlanır ise bu durumda saplı myomdan söz edilir.Eğer myom kendi etrafında döner ise sapı yani dolayısı ile kan bağlantısı da bozulur ve myomda dejenerasyon meydana gelir. Eğer myomun sapı geniş bir tabana oturmuş ise buna sessile tipte myom adı verilir .
İntramural Myom: Rahimi oluşturan kas tabakasının (duvarın) içinde yer alan myomlardır. Myom büyüdükçe rahim de büyür.
İnterligamentöz Myom: Rahmi yerinde tutan ve ligaman adı verilen bağların arasında gelişen tümörlerdir. Bunların cerrahi ile çıkartılması son derece güçtür.

16 Mart 2010 Salı

VAJİNAL AKINTI İÇİN ŞİFALI BİTKİLER


Kadınlarda görülen vajinal akıntılar, pek çok sebebe bağlı olarak ortaya çıkar. Bir çeşit vajina iltihabıdır. Ama,bu akıntıyı, yumurtlama döneminde görülen, fizyolojik akıntılarla karıştırmamak gerekir. Fizyolojik olmayan akıntılar, kötü kokulu, bazan kaşıntılı,koyu kıvamlı, bazen süt kesiği kıvamında olabildiği gibi bazen de köpüklü ve bol sarı-yeşil renktedir.
SEBEPLERİ : Pek çok sebebi vardır. Mantar enfeksiyonları,cinsel yolla bulaşan, hastalıklar, tampon kullanımı,vajina tümörler, vb. gibi sebeplerden ortaya çıkabilirler.
VAJİNAL AKINTI İÇİN ŞİFALI BİTKİLER
KULLANIM ŞEKİLLERİ :Şifalı bitkilerden, aç karına sabah, öğle, aksam, yatarken, çay
gibi demletilir, 2 - 3 bardak balla içilir. Öğütülür bal ile macun yapılır, 1 - 2 tatlı kasığı yenir,
Damıtılmıs bitki suyu birer kahve fincanı içilir. 5 gram yağ 15 - 20 gram damıtılmıs bitki suyu bal ile tatlandırılır çalkalanır hülasa olarak içilir.
Akgünlük sakızı : Macunu yenir. Suyu ve hülasası içilir.
Ceviz : Bir litre suda 50 gram yaprağının kaynamıs suyu kullanılır.
Çörek otu : Macunu yenir. 5 gram yağı içilir. 5 gram su ile yutulur
Hardal (siyah) : Macunu yenir. Hülasası içilir.
Helile (kara ve sarı) : Macunu yenir.
Isırgan otu ve tohumu : Macunu yenir. Çayı ve suyu içilir.
Keçi sakalı : Kurutularak fitil haline getirilir, kadınlar rahim yoluyla kullanırlar.
Kusburnu (yabani gül) : Macunu yenir. Çayı ve suyu içilir.
Papatya : Macunu yenir. Çayı, suyu ve hülasası içilir.
Rezene : Macunu yenir. Çayı, suyu ve hülasası içilir.
Sarı süsen : Çayı içilir.
Tarçın (Çin tarçını) : Çayı içilir.
Üzerlik tohumu : Macunu yenir. Çayı ve suyu içilir.

MENAPOZ DÖNEMİNDE KANSERLERDEN KORUNMAK İÇİN ÖNERİLER

Menapoz döneminin başlamasıyla birlkikte, pek çok hastalığa yakalanma riski de artacaktırç bu hastalıklardan en önemlileri de, kasnser ve kanser türleridir. Bu yazımızda, menapoz döneminde, kanser türlerinden korunmak için, uymanız gereken bazı kuralllardan bahsetmek istiyoruz.
KURAL 1- Menopoz dönemindeki kadınların, 6 ayda bir jinekolojik muayeneden geçmesi gerekir. (Bu muayenede memeler mutlaka incelenmeli, Kadınlara, kendi memelerini ayda bir kontrol etmeleri öğretilmelidir.) Jinekolojik muayeneye sırasında, Ultrason muayenesi de yapılmalıdır.
Bir ailede, birinci derece akrabalarından iki tanesinde, meme ya da yumurtalık kanseri varsa, bu kişilerin yumurtalık kanseri için, riskli gurupta olduğu söylenebilir. Bu kişiler 6 aylık kontrollerini kesinlikle atlamamalıdırlar. Ayrıca hastalık için risk olabilecek pek çok şey iddia edilmişse de (az sayıda doğum veya çocuk olmaması, erken adet görme, geç adetten kesilme vb.) bu konuda kesin bir kanı oluşmamıştır. Doğum kontrol haplarının 2 yıl süre ile kullanılması yumurtalık kanseri riskini yüzde 50, 5 sene kullanımı yüzde 70 azaltmaktadır. Bu gibi risk azaltıcı faktörler olsa bile menopoz döneminde rutin kontroller kesinlikle atlanmamalıdır.
KURAL 2- Senede bir defa, vajinal smear testi yaptırılmalıdır. (Smear, bir tarama testidir. Smear da şüpheli bir bulgu saptandığında, rahim ağzı bölgesinin optik bir yöntemle büyültülerek (kolposkopik inceleme) değerlendirilmesi ve bu alandan patolojik inceleme için doku alınması gerekmektedir. Rahim ağzı kanseri geliştikten sonra en belirgin şikayet, cinsel ilişki sonrası ortaya çıkan kanlı vajinal akıntıdır. Ne yazık ki hastalığın ilerlediği safhalarda belirgin vajinal kanama ve ağrı olmaktadır.)
KURAL 3- Senede bir defa, Mammografi çektirilmelidir. (Ailede meme kanseri varsa kırk yaşından önce başlanmalıdır.)
KURAL 4- Senede bir defa, kan testleri ve hormon değerleri (FSH, PRL, TSH gibi) incelenmelidir. Kan sayımı, sedimantasyon, şeker, kolesterol vb. gibi önemli parametreler gözden geçirilmelidir.

ZATÜRRE İÇİN ŞİFALI BİTKİLER

Tıp dilinde, pnömoni adlandırılan ve Streptokokus pnömoni bakterisinin neden olduğu zatürre (halk diliyle zatüre), bazı durumlarda, sonucu ölüm olabilecek, ciddi bir akciğer hastalığıdır. Bu bakterilerin neden olduğu her 100 zatürreden 5'i ölümle sonuçlanır. Ayrıca bu bakterilerin kanda görülmesi ve bütün vücuda yayılması ciddi rahatsızlıklara yol açar. Bunların başında menenjit gelir. Belirtileri aniden ortaya çıkabileceği gibi, kronik ve uzun süreli bir seyir de gösterebilir. Küçük çocuklarda ve yaşlılarda şiddetli seyreder ve ölüme yol açabilir.
BELİRTİLERİ:
* 39 dereceyi geçen ateş,
* öksürük,
* çoğu zaman, pas renginde olan, koyu kıvamlı balgam.
ZATÜRRE İÇİN ŞİFALI BİTKİLER ;
Çuha çiçeği : Surubu içilir.
Hatmi çiçeği (gülhatmi) : Çayı içilir.
İncir : 5 adet parçalanmış incir, kaynar suyun içinde bekletilerek içilir.
Kahkaha çiçeği : Çiçeğinin merhemi sürülür.
Kaymak : Badem veya sekerle yenir.
Kırlangıç otu (temre otu) : Taze kökünün surubu içilir. Dikkat! Çok miktarda alınırsa zehirleyebilir.
Köpeküzümü : Çayı içilir.
Limon : Suyu balla içilir.
Menekse : Çayı içilir.
Sığırkuyruğu : Çayı içilir.
Sirke : Balla içilir.
Tarçın (Çin tarçını) : Yağı sürülür.
Zeytin yağı : 4 saatte ara ile, 1 yemek kasığı içirilmelidir.
KULLANIM ŞEKLİ : şifalı bitkilerden, aç karına sabah, öğle, aksam, yatarken, çaygibi demletilir, 2 - 3 bardak balla içilir. Öğütülür bal ile macun yapılır, 1 - 2 tatlı kasığı yenir, Damıtılmış bitki suyu birer kahve fincanı içilir. 5 gram bitki yağı, 15 - 20 gram damıtılmış bitki suyu,bal ile tatlandırılır çalkalanır hülasa olarak içilir. Kaynatılır buharı içe çekilir. Yağı burun deliklerine 1- 2 damla damlatılır, göğüs bölgesine önden ve arkadan masaj yapılır ve sarılır.

MENAPOZ NEDİR

Kadınların,adet görmeye başlamakla birlikte, doğurganlık kazanması hayatının 1. dönemi, yumurtlama döneminin sonlanmasıyla başlayan menapoz ise, kadın hayatının 2. dönemidir bana göre. Pek çoğunun düşündüğünün aksine, menapoz kadınlığıın bitişi değildir. Sadece, adetten kesilmesi ve doğurganlığın sona ermesidir.
MENAPOZ NE ZAMAN BAŞLAR ?
Bir kadının ortalama olarak menopoza girme yaşı, 49 yaş olarak belirlenmiştir. Ama, beşyıl önce ve beş yıl sonra meydana gelen menopozlar da, tıbbi olarak normal sayılmaktadır. Menopoz, genetik bir durum olduğundan, bir çok şeyden etkilenmez. Ama, günde bir paket ve üzeri sigara içen kadınlar üzerinde yapılan araştırmalarda, menopozun 1-2 yıl daha önce başladığı görülmüştür. Menopoz yaşını aşağı yukarı tahmin etmek için, annenin menopoz yaşı baz alınabilir Çünkü, bir çok araştırma anne ve kızının hemen hemen aynı yaşlarda menopoza girdiğini göstermektedir. Hiç doğum yapmamış kadınlarda ise, menopoz yaşının daha öne geldiği görülür.
MENAPOZUN BELİRTİLERİ NELEDİR?
Menopozon en çok bilinen belirtilerinin başında, ateş basması gelir. Bu ateş basmaları, çoğu zaman, nöbetler halindedir. Bunun yanında huzursuzluk, asabiyet, halsizlik, vücutta genel ağrı, gezci ağrılar gibi şikayetler sayılabilir. Menopoz döneminde, şikayetlerin çoğu Menopoza girilmesiyle birlikte eksilen, östrojen hormonunun kıtlığıdır.
Menopoz bir çok kadın için hayatın ve kadınlığının sonu olarak algılanır. Aslında bu, durum bir hastalık veya kabus değil, aksine kadın için özgürlüğün başlangıcıdır. Bazı sorunlar yaşadığınız için hayata küsmek yerine, öncelikli yapmanız gereken şey, bir hekim kontrolüne girerek hayatınızı daha sağlıklı geçirmek üzere, alacağınız tedaviler ve önerilerdir. Kadınlığınızın sonu olmayan menopoz döneminde, cinsel açıdan çok daha aktif olabileceğiniz de, diğer bir gerçek. Çünkü, menopozla birlikte kaybedilen sadece doğurganlığınızdır. Ve bu dönemde, hamile kalacağım sıkıntısı olmadan, çok rahatlıkla cinselliğinizi yaşayarak, hayat yeniden ve farklı bir bakış açısıyla bakmanızı sağlayabilirsiniz.
Tabi, bu arada işin iyi yanları kadar, kötü yanları da yok değil. Östrojen hormonunun çok düşük seviyelerde olması nedeniyle, menapoz döneminde, başta kalp hastalıkları olmak üzere, kemik erimesi, şeker ve tansiyon gibi hastalıkların da ortaya çıkması mümkündür. Menopoz ile ilgili hiç bir şikayetiniz olmasa bile, diğer hastalık riskleri için, mutlaka bir hekimle görüşmeniz ve belirli dönemlerde gereken tetkik ve muayenelerinizi yaptırmanız gerekir.
MENAPOZ TEDAVİSİ;
Tıbbi müdehaleler ve bazı hastalıklar sonucunda, erken yaşta menopoza giren kadın var. Bu burumda da, normal zamanda menopoza giren kadınlara yapıan uygulamarın aynısı yapılır. Farklı bir tedavi süreci yoktur.
Direkt olarak menopoza karşı değil, oluşturduğu hastalıklara (osteoporoz vb ) karşı kullanılan ilaç ve yöntemler, şunlardır.
-Kalsiyum desteği
-Bifosfonatlar
-D Vitamini ( En büyük D vitamini kaynağı güneş ışınları olduğunda, Yaz aylarında güneş ışığından (ultra viole) faydalanmak, düzenli güneşlenme yararlıdır.)
Diyet:Kalsiyumdan zengin diyet esastır. Süt ,yoğurt,peynir vb diyetle kemik kaybı önlenmeye çalışılır.
Egzersiz:-Her gün 30 dakikalık yürüme ve basit ağırlık kaldırma, kas güçlendiren hareketler ilaçlar kadar önemlidir.

AMFİZEM NEDİR ?AMFİZEM İÇİN ŞİFALI BİTKİLER HANGİLERİDİR ?

Akciğer felci olarak da adlandırılmakta olan afizemin, açıklamasını yapmakla işe başlayalım. Solunum yetmezliğine yol açan en yaygın kronik akciğer hastalıklarından biridir.
Amfizem, akciğerlerdeki hava keseciklerinin (alveol) gerilip genişlemesiyle beliren bir hastalıktır.
Sebepleri : Akciğer amfizemi kronik bronşit, astım, akciğer veremi gibi hastalıklar sonucunda gelişebilir. Özellikle ileri yaşlarda, akciğerlerde yaygın bağdoku artışı esnekliğin yitirilmesine ve amfızeme yol açabilir. Birçok araştırma amfizeme kalıtsal bir yatkınlık olabileceğini göstermiştir. Ama bu hastalığın bilinen en önemli nedeni sigara alışkanlığıdır.
Belirtileri : Hastalık sessiz ilerler ve ancak ileri ev­relerinde belirti verir. İlk belirti nefes darlığıdır; başlangıçta hareket sırasında, ama daha sonra dinlenirken de gözlenir.İleri evrelerde solunum yüzeyselleşir. Soluk alınırken göğüs kafesini genişle­ten hareket ancak yardımcı solunum kaslarıyla yapılabilir. Buna "dikine" solunum denir, çünkü soluk alırken göğsün enine çapı artmaz, dikine bir hareket görülür.
AKCİĞER FELCİ (AMFİZEM İÇİN ŞİFALI BİTKİLER)
Ada çayı : Çayı içilir.
Kara dut : Yenir, suyu içilir.
Lahana : Salatası yenir, suyu içilir.
Limon : Bir su bardağı ılık suya limon sıkılarak içilir.
Sığırdili : Suyu ve çayı içilir.
Salgam : Yenir, suyu içilir.
Turp : Yenir, suyu içilir.
KULLANIM ŞEKLİ : aç karına sabah, öğle, aksam, yatarken, çay gibi demletilir, 2 - 3 bardak balla içilir. Öğütülür bal ile macun yapılır, 1 - 2 tatlı kasığı yenir,Damıtılmış bitki suyu birer kahve fincanı içilir. 5 gram bitki yağı, 15 - 20 gram damıtılmış bitki suyu, bal ile tatlandırılır çalkalanır hülasa olarak içilir. Kaynatılır buharı içe çekilir. Yağı burun deliklerine 1-2 damla damlatılır, göğüs bölgesine önden ve arkadan masaj yapılır ve sarılır.

MAMOGRAFİ NEDİR NASIL YAPILIR


Memede meydana gelen değişikliğin, tıbbi olarak incelenmenmesi, 2 farklı yöntem ile yapılır. bunlardan bir tanesi, meme ultrasonudur. Bir diğeri ise, mamografidir. Biz bu yazımızda, sizlere mamografiden bahsetmek istiyoruz.
MAMOGRAFİ NEDİR?
Mamografi, belirli bir yaştan sonra veya memede normalin dışın herhangi bir durum tespit edildiğinde, detaylı meme filminin radyolojik olarak değerlendirilmesi işlemidir. Yani bir çeşit düşük dozda radyasyon içeren, meme röntgenidir. Kesin teşhiş için şart olan, bu basit ama etkili uygulama, pek çok durumda hayat kurtarıcıdır.
MAMOGRAFİ NASIL VE NE ZAMAN YAPILIR?
Mamografide, meme, 2 tabla arasına sıkıştırılarak (röntgen kaseti) memenin röntgeni çekilir. Çok fazla uzun süren bir işlem değildir.
* Mamografi çekilirken, meme iki tabla arasında sıkıştırılacağı için, kadınların adet döneminin bitişini takip eden haftada çekilmesi önerilir ki, meme hassasiyetinden dolayı kadının canı yanmasın. Mamografi çekileceği zaman filmin görüntü kalitesini etkileyecek ve hekimin yanlış değerlendirme yapmasına neden olabilecek, koltuk altı deodorantları ve pudra gibi kozmetik ürünleri kullanılmamalıdır.
Neden Rutin Mamografi?
Meme kanseri, kadınlarda nispeten sık görülen bir kanser türüdür. Ülkeden ülkeye yapılan istatistikler farklılık gösterebilmekle beraber, çoğu ülkede kadınlarda kansere bağlı ölüm nedenleri arasında, meme kanseri akciğer kanserinden sonra ikinci sırayı almaktadır. İstatistikler her 12 kadından birinin, hayatının bir döneminde meme kanserine yakalanacağını ve hastalığa yakalanan her 25 kadından birinin, bu nedenle hayatını kaybedeceğini göstermektedir.
Tarama testlerinin amacı, bir hastalığın ortaya çıkacağını önceden anlamaya çalışmak veya hastalığı erken evresinde yakalamaktır. Bu, hastalığa bağlı ortaya çıkacak sorunların azalmasına, önemli katkılarda bulunur. Mamografinin, kadınlara belli aralıklarla yapılmasının doktorlar tarafından şiddetle önerilmesi, bu tarama testi sayesinde meme kanserinin erken tanınabilmesiyle hastalığa bağlı ölüm riskinin %20-70 oranında azaltılabilmesidir.
Rutin Mamografi Ne Sıklıkta Yapılmalıdır?
Günümüzde, tarama amaçlı mamografinin, meme kanseri açısından risk faktörü bulunmayan kadınlara 40 yaşında başlanması, 50 yaşına kadar 2 yılda bir, daha sonra yılda bir uygulanması önerilmektedir. Eğer, ailenizde, meme kanseri hikayesi mevcut ise, mamografi yaptırma sıklığını, doktorunuzla konuşarak belirlemeniz uygun olacaktır.

15 Mart 2010 Pazartesi

AKCİĞER HASTALIKLARI İÇİN ŞİFALI BİTKİLER


Akciğer hastalıkları, yaygın olarak rastlanılan hastalıklardan bir tanesidir. Zatüre,astım,nefes darlığı,akciğer kanseri gibi, pek çok hastalık akciğer hastralıkları grubuna dahil edilebilir. En büyük sebeplerinden bir tanesi, sigaradır.
Sizlere, akciğer hastalıklarına şifa veren ve akciğer dostu olan, bazı şifalı bitkiler önermek istiyoruz. ama, unutmamamanız gerekn bir konuyu da, hemen hatırlatmak istiyoruz. Önemli olan tıbbi tedavinizdir. Mutlaka, ilgili uzman hekime giderek, gereken tedavinizi almanız gerekir.
Okaliptüs (sıtma ağacı) : Çayı içilir.
A vitamini : A vitamini ihtiva eden yiyecekler bol miktarda tüketilir
Akgünlük sakızı : Macunu yenir. Suyu ve hülasası içilir. Yağı sürülür veya sarılır
Asarına : Çayı ve suyu içilir.
Aynı sefa (susi çiçeği) : Çayı içilir.
Balık yağı : Tatlandırılarak içilir.
Biber ve fidesi : Bol miktarda yenir.
Büyük papatya : Çayı, sirke şerbeti veya tuzla içilir.
Centiyane (eşek turpu) : Çayı içilir.
Çay : Radyasyonlu olmamak şartı ile, limonla içilir.
Çöp çini (Çin kamışı) : 100 gramı, 500 gram su, 10 gram meyan kökü, 10 gram siyah üzüm, birlikte su yarıya gelinceye kadar kaynatılır. Sabahları 150 gram tok karına içilir.
Hardal (siyah) : Macunu yenir. Hülasası içilir. Yağı sürülür veya sarılır.
Isırgan otu ve tohumu : Macunu yenir. Çayı ve suyu içilir.
Kadife çiçeği : Çayı içilir.
Kantaron (sarı) : Macunu yenir. Çayı, suyu ve hülasası içilir. Yağı sürülür veya sarılır.
Kehribar : 4 - 5 gram ezilerek zeytin yağı veya su ile içilir. Ayrıca üstte tasınır
Kili ermeni : 4 gram ezilerek içilir.
Sakız ağacı sakızı : Yutulur.
Sinameki : Macunu yenir. Çayı ve suyu içilir.
Tere otu ve tohumu : Macunu yenir. Çayı ve suyu içilir.
Zencefil : Çayı içilir.
KULLANIM ŞEKLİ : aç karına sabah, öğle, aksam, yatarken, çay gibi demletilir, 2 - 3 bardak balla içilir. Öğütülür bal ile macun yapılır, 1 - 2 tatlı kasığı yenir, Damıtılmış bitki suyu birer kahve fincanı içilir. 5 gram bitki yağı, 15 - 20 gram damıtılmış bitki suyu, bal ile tatlandırılır çalkalanır hülasa olarak içilir. Kaynatılır buharı içe çekilir. Yağı burun deliklerine 1- 2 damla damlatılır, göğüs bölgesine önden ve arkadan masaj yapılır ve sarılır.

KENDİ KENDİNE MEME MUAYENESİ NASIL YAPILIR

Meme kanserinden ölümleri azaltmak, kadınların bu konuda bilinçlenmesinden geçer. bunun için de, evde kendi kendine meme muayenesi yapması gerekir. Bu işlem, memede meydana gelen en ufak değişimi fark ederek, bir hwkime yönlenmenizi sağlayacağından tamamen, hayat kurtaracak bir işlemdir. Her hangibir maliyeti olmayan, araç gerece gerek duyulmayan ve en önemlisi, kendininiz yapabileği bir işlem olması çok büyük bir avantajdır. ama, tüm bu avantajlarına rağmen, kendi kendimne meme muayenesi yapan kadın sayısı çok azdır. Yaşınız kaç olursa olsun doğurganlık özelliği kazanmış bir kadın iseniz her ayın belirli günlerinde yani adetinizin 5.-7. günlerinde ayda bir defa kendi kendinize meme muayenesi yapabilirsiniz. am hatırlatmamız gereken bir şey daha var. Meme muayenesi usulüne uygun yapılmalıdır. Meme muayenesi 3 şekilde yapılır.
1- MEMELİRİN GÖZ İLE DEĞERLENDİRİLMESİ : Kendi kendine muayenenin ilk basamağı olan bu işlemde ışıklandırması iyi olan bir odada çıplak olarak, bir ayna karşısına geçin. Sol taraftaki resimde olduğu gibi elleriniz kalçalarınızdayken avuçlarınızı önde sıkarken, kollarınız yanlarda serbest sallanır durumdayken, elleriniz havadayken (sağ taraftaki resim) ve vücut öne serbestçe eğilmiş durumdayken, toplam beş ayrı pozisyonda her iki memenizi aynada iyice inceleyin. Bu incelemenin toplam beş ayrı pozisyonda yapılmasının amacı meme dokusunun arkasında kalan kasların çeşitli pozisyonlarda farklı şekilde kasılmasının ve böylece meme dokusundaki muhtemel tümör oluşumların gözle görülebilir hale gelmesinin sağlanmasıdır. Memedeki habis kitleler çoğu durumda memeye sabit bir duruş kazandıran Cooper bağlarının ve meme arkasındaki kasların işlevlerini bozar ve bu durum memeye çeşitli pozisyonlar verilerek belirgin hale getirilebilir.
NELERE DİKAT EDİLMELİ?
Gözle değerlendirmede memelerinizde belirgin şişlik, meme cildinde içe doğru çekilme alanları, renk değişiklikleri, kızarıklık, yüzeyel damarlarda önceden varolmayan bir belirginleşme hali, ciltte "portakal kabuğu" manzarası (cilt yüzeyinde lenf kanalı tıkanıklıklarına bağlı olarak portakal kabuğu görünümünü andıran değişiklikler) gibi bulgular arayın. Özellikle bir pozisyondan diğerine geçişte bazı değişiklikler belirginleşebilir.
Meme ucunun içe doğru çekilmesi, tümüyle içe gömülmesi, meme başında şekil ve renk değişiklikleri aramanız gereken diğer bulgulardır. Meme uçlarınız önceden beri içe dönükse bu yapısal bir durumdur, önemli olan böyle bir değişikliğin yeni ortaya çıkmış olup olmamasıdır. Bir pozisyondan diğerine geçişte içe gömülen veya dışarı taşan meme başı normaldışı bir durumun habercisi olabilir.
1- ELLE MEME MUAYENESİ : Elle mem muayenesinde meme dokusunda normalde varolan meme dokusu ile olmaması gereken bir dokunun ayrımı önemlidir. Elle değerlendirmede meme dokusu asla baş ve işaret parmağı arasında sıkılmamalı, elin baş ve serçe parmakları dışında kalan üç parmağı meme dokusu üzerine yerleştirilerek tarama parmakların hassas olan iç yüzeyleriyle dokuyu hissederek yapılmalıdır. Meme dokusunun tümüyle taranması, memenin koltukaltından göğüs kemiğine, köprücük kemiğinden memenin alt sınırına kadar tüm alanların dikkatlice hissedilerek taranması demektir. Bu amaca yönelik olarak parmak uçlarınızı meme üzerinden kaldırmadan memenin tamamını ya daireler çizerek, ya yukarıdan aşağı-aşağıdan yukarı tarayarak ya da merkezden dışa tarayarak değerlendirebilirsiniz. Çoğu kadına yukarıdan aşağı-aşağıdan yukarı tarama daha kolay gelir. Siz de deneyerek kendiniz hangi yöntemin daha kolay geldiğini bulabilirsiniz. Muayeneyi yaparken parmaklarınızı yalnızca cilt üzerinde kaydırmanız bulgu vermez. Her memede her tar
mayı toplam üç kez hafif, orta ve şiddetlice bastırarak tekrarlayın.
2- YATAR POZİSYONDA MEME MUAYENESİ : Memelerinizi yatar pozisyonda elle değerlendirmek için sırtüstü yatın. Sağ omzunuzun altına bir yastık veya katlanmış bir havlu yerleştirdikten sonra sağ elinizi başınızın altına koyun. Bu aşamada meme dokunuz bir yana doğru kaymamalı ortada durmalıdır. Daha sonra sol el parmaklarınızla memenizi yukarıda anlatıldığı şekilde tümüyle tarayın. Sağ memenizin değerlendirmesini tamamladıktan sonra şimdi de aynı işlemleri sol memenizde gerçekleştirin. Yatar pozisyonda elle muayenede kayganlığı artırmak için pudra kullanmanız faydalı olabilir.
3-AYAKTAYAKEN ELLE MEME MUAYENESİ : Bu muayene ideal olarak duş altındayken sabunlu elle yapılır. Zira suyun ve sabunun etkisiyle meme dokusundaki muhtemel kitleler çok daha kolay ulaşılır hale gelirler. Ayakta muayenede şekilde görüldüğü gibi önce sağ elinizi ensenize yerleştirin ve yatar pozisyonda elle değerlendirmede yaptığınız işlemleri önce sağ memeniz için sonra da sol memeniz için tekrarlayın. Ayakta yapılan muayene özellikle üst dış kadrandaki kitlelerin daha iyi fark edilmesini sağlar. Meme kanserlerinin %60-70'i meme dokusunun en yoğun olduğu bu bölgede görülür.
Tüm bu işlemler sonucunda : Memede iki haftadan uzun süre ele gelen sertlik veya kitle, Meme derisinde kalınlaşma, şişme, renk değişikliği, Meme başında kalınlaşma, kızarıklık veya yara olması, Memede veya meme başında içeri doğru çekinti olması, Memenin şeklinde değişiklik, Meme başlarının pozisyonlarında değişiklik, Meme başında ortaya çıkan akıntı gibi bir değişiklik far ettiğinizde hemen bir uzman hekime başvurarak gereken tetkikleri yaptırmanız ve gerekirse tedaviye hemen başlamanız gerekmektedir.
Meme uçları sıkılmalı mı?
Kendi kendine yapılan meme muayenesinde, meme uçlarının sıkılarak buradan sıvı gelip gelmediğinin araştırılmasının gerekli olup olmadığı henüz tartışmalıdır.
Genel görüş, doktor tarafından, yıllık gerçekleştirilen olağan meme muayenesinde meme uçlarının sıkılarak sıvı akışı olup olmadığının araştırılmasının ve kadının meme uçlarından kendiliğinden gelen sıvı akışını doktoruna haber vermesinin yeterli olduğu yönündedir. Bu konuda doktorunuzun önerilerine uymalısınız.

AİDS HASTALIĞI İÇİN ŞİFALI BİTKİLER


Çağımızın vebası olarak adlandırılan, aid hastalığı, bilindiği gibi, kan yoluyla,cinsel yolla ve vücut salgılarıyla bulaşan bir hastalık. bu hastalık için, sizlere bazı şifalı bitki önerimiz olacak.
Acı bakla (Yahudi baklası) : Macunu yenir. Damıtılmış suyu ve hülasası içilir.
Akgünlük sakızı : Macunu yenir. Suyu ve hülasası içilir.
Ardıç tohumu (siyah) : Macunu yenir. Çayı, suyu ve hülasası içilir.
Biberiye (kuşdili) : Macunu yenir. Çayı, suyu ve hülasası içilir.Çayı içilir. Macunu yenir.
Gökçe (ökse - burç) : Macunu yenir. Çayı ve suyu içilir.
Hatmi çiçeği (gülhatmi) : Çayı içilir. Macunu yenir
Hindiba (Frenk salatası) : Çayı içilir.
Isırgan otu ve tohumu : Macunu yenir. Çayı, suyu ve hülasası içilir
Karabaş lavanta çiçeği : Macunu yenir. Çayı, suyu ve hülasası içilir
Kavun : Aç karına yenir.
Kimyon : Macunu yenir. Hülasası içilir.
Marul : Yenir, salatası yapılır.
Meskteki : Bal ve sekerle yutulur.
Misvak : Sifalıdır. Dislerde fırça gibi kullanılır, ayrıca çayı içilir.
Nar : Meyveleri ve Macunu yenir. Suyu içilir.
Pirinç : Yalnız şifa vardır.
Sinirli ot : Macunu, çayı ve yağı kullanılır.
Su teresi : Macunu yenir. Çayı ve suyu içilir.
Tere yağı : Yağı devadır. Yenir, insan sıcaklığında eriyen yağdır.
Üzerlik tohumu : Macunu yenir. Çayı ve suyu içilir.
Zencefil : Macunu, çayı ve yağı kullanılır.
KULLANIM ŞEKLİ : Burada önerilen,şifalı bitkilerden, aç karına sabah, öğle, aksam, yatarken, çay gibi demletilir, 2 - 3 bardak balla içilir. Öğütülür bal ile macun yapılır, 1 - 2 tatlı kasığı yenir,
Damıtılmış bitki suyu birer kahve fincanı içilir. 5 gram bitki yağı, 15 - 20 gram damıtılmış bitki suyu,bal ile tatlandırılır çalkalanır hülasa olarak içilir.
ÖNEMLİ UYARI: Adis ve diğer cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunma, en önemli çareddir. Bunun için, mutlaka kondom (prezervatif) kullanmanız gerekir.

MEME KANSERİ VE SEBEPLERİ


Meme kanseri, kadınların korkulu rüyası. Veeee maalesef, kadın ölümleri sıralamasında, birinci sebep. Fakat, meme kanseri erken teşhis edilir ise, kurtulma oranı, neredeyse, %100. Bunun ilk şartı da, kadınların, meme yapısını tanıması. bunun için, ayda 1 defa mutlaka kendi kendine, evcde meme muayenesi yapması şart. Eğer, kadın meme yapısını tanır ise, memede meydana gelen en ufak değişikliği bilebilecek konuma gelir.
Sizlere ilk olarak, meme kanseri ve meme kanserinin sebeplerinden bahsetmek istiyoruz.
MEME KANSERİ NEDİR?
Meme, süt bezleri ve burada üretilen sütü meme başına taşıyan kanallardan oluşur. Bu süt bezleri ve kanalları oluşturan hücrelerin, kontrol dışı çoğalmaları ve vücudun çeşitli yerlerine giderek çoğalmaya devam etmelerine MEME KANSERİ denir.
Meme kanseri riski için belirlenmiş bir kaç risk öğesi vardır.
1-Yaş: İleri yaş meme kanseri için önemlibir risk faktörüdür. Yeni meme kanseri tanısı konan kadınların % 70’i, 50 yaş ve üzrinde olan kadınlardır. Diğer bir deyimle, yaşı 50 yaş üzerinde olan kadınlarda meme kanseri görülme sıklığı, yaşı 50 yaşın altında olan kadınlardan 4 kat daha fazladır. Bu nedenle, 50 yaş üzerindeki her kadın, mutlaka yılda bir defa hekime baş vurarak muayene olmalı ve öncelikle bir meme ultrasonu hemen arkadında mamografi dediğimiz meme filmini çektirmelidir.
2- Kişisel meme kanseri hikayesi: Daha önce meme kanseri geçirmiş ve tedavi olmuş kadınlarda, diğer memede kansere gelişme olasılığı normal kadınlara göre 3-4 kat daha fazladır. 3- Ailede meme kanseri hikayesi: Aile yakınları arasında meme kanserine yakalanmış kadınların, meme kanserine yakalanma olasılığı, diğer kadınlara göre daha fazladır. Örneğin, kız kardeşi veya annesi meme kanserine yakalanan bir kadının, meme kanserine yakalanma riski, diğer kadınlardan 2- 5 kat daha fazladır. Bu kadınlar daha sık ve dikkatli izlenmelidir. Bu şekilde sorunları olan kadınlar, meme kanseri genetik danışmanlığının yapıldığı kliniklere baş vurarak risklerini hesaplattırmaları gerekir. Eğer aile geçiş riski yüksek bulunursa, genetik testi yaptırmalıdırlar.
4- Daha önce meme biopsisi yapılmış olması: Memede, bir kitle nedeni ile biopsi yapılmış ve iyi huylu bir tümör saptanmış olabilir. Bazı kanser olmayan iyi huylu tümörlerin bulunması, kanser gelişme riskini, değişik oranlarda artırabilmektedir. Bu, tümörün hücresel yapısına göre değişir. Örneğin, yapılan bir biopside, çıkartılan kitlenin patolojik incelemesi sonucu atipik hiperplazi tanısı konmuş kadınlarda ( bu tamamen iyi huylu bir tümördür), meme kanseri gelişme oranı normal kadınlara göre daha fazladır.
5- Fertil çağ süresi: Adet görmeye erken başlanması, menepoza geç girilmesi, fertil cağı uzatmaktadır. Bu sırada, kadın daha uzun süre östrojen hormonu etkisi altında kalmakta, meme kanseri gelişme riski artmaktadır. Erken menopoza giren kadınlarda, hormon tedavisi yapılmıyor ise, meme kanseri riski önemli ölçüde azalmaktadır. Elli yaşından sonra, adet görmeye devam eden kadınlarda, meme kanserine yakalanma riski az da olsa artmaktadır.
6- Doğurganlık hikayesi: İlk çocuğu doğurma yaşı önemlidir. İlk çocuğunu 30 yaşından sonra doğuran kadınlarda meme kanseri görülme oranı, 20 yaşından önce doğuranlara göre 2 kat fazladır. Hiç çocuk doğurmayan kadınlarda risk hafif yükselmektedir
7-Sosyo-ekonomik seviyenin yüksekliği : Varlıklı, sosyoekonomik düzeyi yüksek olan kadınlarda, meme kanseri görülme oranı daha fazladır. Bu ailelerin kızları daha iyi beslendikleri için, daha erken gelişmekte ve erken yaşta adet görmeye başlamaktadır. Ayrıca bu çocuklar büyüdükleri zaman, eğitim ve iş nedeni ile daha geç evlenmekte ve daha geç çocuk sahibi olmaktadırlar. Bu nedenlere bağlı olarak, fertil çağın erken başlaması, geç doğurma gibi nedenler sebep olarak sayılabilir.
8-Östrojen hormonu tedavisi görenler: Menopoz nedeni ile, uzun süre östrojen tedavisi ( 10 yıldan fazla) gören kadınlarda, meme kanseri oranı artmaktadır. Fakat, hormon tedavisi almayan kadınlarda da, kalp hastalıklarında ve osteoporoz gibi sorunlarda artış ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle, menopoz yakınmalarının azaltılması amacı ile, östrojen verilmesi önerilebilir fakat, mutlaka bir hekim kontrolu altında yapılmalıdır.
9-Doğum kontrol hapı kullanılması: Bu konuda farklı görüşler olmakla birlikte hafif bir risk artışı olduğu ileri sürülmektedir. On yıl önce doğum kontrol hapını bırakmış olan kadınlarda ise, bu risk tamamen ortadan kalkmaktadır.
dolayı bırakılması önerilmektedir.
10- Şişmanlık ve yağlı beslenme: Bazı çalışmalarda şişmanlığın, özellikle 50 yaş üzerindeki kadınlarda meme kanserine yakalanma riskini artırdığı gözlenmiştir. Özellikle, doymuş yağların fazla bulunduğu yağlı et gibi yemekler ve yağlı süt ürünlerinin fazla alınmasının bu riski artırdığı ileri sürülmüştür.
11-Alkol kullanılması: Fazla alkol alan kadınlarda, almayan kadınlara göre, risk nispeten artmaktadır. Günde 3 bardak yüksek dereceli alkol içen bir kadının, meme kanserine yakalanma riski, hiç içmeyen kadına göre 2 kat daha fazladır. Alkol alımının günde bir kadeh ile sınırlandırılması önerilmektedir.
12- Sigara: Sigaranın kesin bir etkisi gösterilememiştir. Fakat, genel sağlığa olumsuz etkileriden dolayı sigara tüketimi onaylanmamaktadır.