31 Ağustos 2009 Pazartesi

CİLT LEKELERİNDEN KURTUKMAK İÇİN KULLANILAN YÖNTEMLER

Ciltte oluşan lekelerden kurtulmanın çeşitli yöntemleri vardır. Bu yöntemlerden hangisinin size uygun olduğunu, bir dermatoloji uzmandan yardım alabilirsiniz. Cilt lekelerini yok etmek için kullanılan yöntemler şöyle ;

1- CİLT BAKIMI : Soruna yönelik ve cilt yapısına uygun ürünlerle yapılan cilt bakımları, cilde kaybettiği nemi kazandırdığı gibi, cilt üzerinde oluşan bazı lekelerinde giderilmesini sağlayabilir.
2- OKSİJENTERAPİ : Fotoyaşlanma belirtilerinde, cilt neminin azaldığı her durumda, hassas, etkili ve güvenli bir yöntemle canlı ve sağlıklı bir cilt görünümü sağlar. İstemeyen cilt lekelerinin giderilmesini sağlar.
3- KİMYASAL PEELİNG : Kimyasal peeling, cildi ölü hücrelerden arındırmak amacıyla, üst tabakasının alınması işlemidir. Cilt lekeleri, kırışıklıklar ve akne izlerinin giderilmesinde, cildin nem ve yağ dengesini kontrol edilmesinde faydalıdır. Cildin canlı ve homojen bir görünüm almasını sağlar. Fakat, kimyasal peeling uygulamanın belirli zamanları vardır. Bu zamanları öğrenmek amacıyla, DErmatoloji Uzmanından yardım alabilirsiniz.
4- MEZOLİFTİNG : Bu işelm, yüze, nem, dolgunluk, gerginlik, renk ve ışıltı vererek, anında diri ve genç bir görünüm sağlaması açısından, sıkça tercih edilen bir yöntem.
5- DOLGU VE BOTOKS: Son dönemlede, çok sık başvurulan bir yöntem olan, dolgu ve botoks, yüzün dinamik çizgilerinde ve derin çizgilerinde daha sağlıklı bir görünüm sağlar.
7- LAZER TEDAVİSİ : Leke tedavisi, sivilce tedavisi ve kılcal damar tedavisi, lazer ile mümkün olabiyor. Kısa zamanda, cilde gerginlik ve homojen bir görünüm verir, kılcal damar ve güneş lekelerinin tedavi olmasını sağlar. En çok kullanılan yöntemlerden birisidir.
Cilt lekerinin oluşmasında, güneş çok büyük etkendir. Güneşe çıkmadan önce, mutlaka yüksek faktörlü, koruyucu ürünler kullanmanızda fayda var.

30 Ağustos 2009 Pazar

TAPTAZE BİR CİLT İÇİN YOĞURT MASKESİ

Sizlere öyle bir maske tarifi vereceğiz ki... Tüm malzemeleri mutfaktan olan. Üstelik, uygulandıktan sonra cildiniz, taptaze, pürüzsüz ve capcanlı olacak. Hemen tarifimi verelim. Öncelikle gerekli malzemelerimiz ;
GEREKLİ MALZEMELER :
* 2 yemek kaşığı yoğurt,
* 1 çay kaşığı bal
* 1 çay kaşığı limon suyu
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Bütün malzemeleri, cam bir kapta iyice, karıştırın. Elde ettiğiniz maskeyi, dudak çevresi hariç, tüm cildinize ve boynunuza sürün. 20 dak sonra, ılık su ile cildinizi yıkayın ve bastırmadan kurulayın.

KAHVE MASAJIYLA SELÜLİTLERİNİZDEN KURTULUN

Selülitler, her yaştan kadının can sıkıcı belasıdır. Selülitlerden kurtulmak isteyip te, pek çok yöntem denemiş, ama, bu yöntemlerden istediği sonucu alamaış olan hanımlar için, harika ve ok etkili bir maske tarifi vermek istiyoruz.

GEREKLİ MALZEMLER :
* 2 yemek kaşığı filtre kahve,
* 1 yemek kaşığı el kremi,
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Kahvei rondodan geçirip, toz haline getirin. El kremi ile, iyice karıştırın. . Maskeyi uygulamadan önce, ılı duş alarak, kan dolaşımınızı hızlandırmanızda fayda var.Cildinizi iyice kurululadıktan sonra, hazırlamış olduğunuz karışımı, selülit olan bölgeye sürün. Parmak uçlaruıyla masaj yapmayı unutmayın.Krem sürdüğünüz bölgeyi Streç filmle kaplayın. 15 dakika bekledikten sonra, ılık suyla durulayın. Bu işlemi, haftada 2 defa uygulamanız yeterli olacaktır.
Bu işleme, ek olarak yapmanız gereken ise, sebze ve meyve ağırlıklı beslenmek, günde 2-2,5 lt su içmektir.

28 Ağustos 2009 Cuma

YAĞLI CİLTLER İÇİN YAŞA GÖRE BAKIM

Cildin parlak olması, sağlıklı ve bakımlı olduğunun bir göstergesidir. Anca, cildiniz, yağlı olduğundan dolayı parlıyorsa, sorun var demektir. Acil bakım kürü uygulamanız gerekir. Yağlı cilde sahip olan okurlarımız için, yaşa göre bakım önerilerimz aşağıda verilmiştir.

18-29 Yaş Arası : Sabahları yüzünüzü, temizleme sütü ile temizleyin. Önce ılık, sonra da soğuk su ile yüzünüzü durulayın. Yüzünüzü bastırmadan kurulayıp, hafif alkollü bir tonik ile tonikleyin. Akşamlar da, göz çevresini, bir göz makyajı temizleyicisi ile temizleyin.
Cildinizi nemlendirmek için, koruma faktörlü kremler kullanmanızda fayda var. Gö çevresine, yaşınıza uygun göz kremleri kullanabilirsiniz. Bu yaşlarda, yenileyici kremlere ihtiyaç duyulmaz ama, dengeli beslenmek, spor yapmak , düzenli uyumak ve sigaradan uzak durmak önemli bir konudur.
30-45 Yaş Arası: Sabaları,yüzünüzü köpük, krem veya süt ile temizleyin. Önce ılık, sonra suyla durulayın.Ilık su cildinizi yağ artıklarından temizler, soğuk su ise gözenekleri sıkılaştırır. Yüzünüzü bastırmadan hafifçe kurulayın. Az alkollü birtonik ile cildinizi tonikleyin.Akşam, göz çevresini, bir göz makyajı temizleyicisi ile temizleyin. Yüksek faktörlü güneş koruyucu kremler kullanın.Göz çevrenizi, göz kremi ile nemlendirin. Kırışık önleyici kremlerden destek alın. Bu ürünler, A, C, E vitaminleri ve hafif dozda meyve asitleri içeren, cildi besleyici ve yenileyici ürünler olmalıdır. Bu ürünleri kullanmak cildi güçlendirir ve korur. Ürünü gece yatmadan önce sürün, Çünkü cilt, geceleri kendini yeniler. Yılda 2 kez, yaz ve kış aylarında, canlandırıcı serum kürü uygulayın. Bu sayede cildiniz daha diri ve canlı görünür.
46 Yaş ve Üzeri:
Temizlik: Sabah yapılan cilt temizliğine önem verin. Yüzünüzü köpük, krem veya süt ile temizleyin. Önce ılık, sonra suyla durulayın.Yüzünüzü bastırmadan hafifçe kurulayın. Az alkollü bir tonik ile tonikleyin. Akşam, mutlaka, göz çevresini bir göz makyajı temizleyicisi ile temizleyin. Güneş koruyucu kremlere devam edin. Nemlendirici kremlerinizi, ihmal etmeyin. Göz çevrenizi, göz kremi ile nemlendirin. Yatmadan önce, mutlaka kırışık önleyici krem kullanın. Yılda 2 kez, yaz ve kış aylarında, canlandırıcı serum kürü uygulayın. Bu sayede cildiniz daha diri ve canlı görünür.
Bunların dışında, hangi yaşta olursanız olun, mutlaka haftada 1 defa peeling yapın. Bu cildinizin daha sağlıklı ve daha kırışıksız olmasını sağlayacaktır.

HANGİ BESİNLER FAYDALI HANGİ BESİNLER ZARARLI ?

Tükettiğimiz besinlerin, neredeyse hepsi katkı maddeli. Özellikle de hazır gıodaların. Tamamından vazgeçin demiyoruz. Ama biraz dikkat etmekte de sağlık açısından oldukça fayda var. Sadece, beslenme alışkanlığında, biraz değişiklik yapmak, daha sağlıklı olmanın ilk adımı. Peki, hani besinleri tüketmeli, hangilerinden uzak durmalı?

BU BESİNLERİ TÜKETMEK ÇOK SAĞLIKLI
ET : Haftada 200 gr dan fazla tüketile et, sağlığa zararlıdır. Eğer, et seviyorsanız, tercihinizi, yağsız, kuzu ve dana etinden yana kullanabilirsiniz
KÜMES HAYVANLARI : Kümes hayvanlarını tercih ediyorsanız, derisinden uzak durmanız yeterli olacaktır. Çünkü, deri kolesterolü yükseltir.
MEYVE-SEBZE : Gün içerisinde tüketilecek olan 2 porsiyon meyve ve sebze, hayatınızda, olumlu değişikliklere sebep olacaktır.
SALATA : Sabah kahvaltılarında doates, salatalık ve yeşil sebzeler tüketmek ve gün içerisinde, yemeklerden önce, bir porsiyon salata yemeke, mucizeler yaratacaktır. Salatanızın içerisine,2 kaşık zeytinyağı ilave etmeyi unutmayın.
FINDIK-BADEM CEVİZ : Günde, 5 er adet tüketilecek fındık ceviz ve badem, inanılmaz olumlu sonuçlar veriri.
BU BESİNLERİ HAYATINIZDAN ÇIKARIN :
ABUR CUBUR : Atıştırmalık olarak tabir edilen, şeker cips, bisküvi gibi besinler, sağlığınızı kaybetminize sebep olur.
HAYVANSAL YAĞLAR: Damar tıkanıklığının baş sebebi olan hayvansal yağlarda uzak durup, daha sağlıklı olan, soya yağı, zeytinyağı veya ayçiçek yağı tüketmelisiniz.
ŞEKER : Şeker tüketmek yerine, şeker yerine geçecek başka besinlere yönelin. Bal iyi bir seçim olacaktır.
MEŞRUBATLAR : Asitli içecekleri, hayatınızdan çıkarın. Bunun yerine, suu tercih etmek iyi olacaktır.
MEYVE SUYU : Meyve suyunu seviyorsanız, son dönemlerde çıkan %100 doğal ve şekersiz olanlarını tercih edin.
KAHVE : Kahveyi azaltmak, bel çevresinin genişlemesini en gellemenin, en kısa yoludur. NİŞASTA : Nişasta içeren besinlerden, makarna, patates ve pirinç belirli ölçülerde yenebilir.Bunların dışında,yer elması, yulaf ezmesi, fasulye ve mercimek tüketebilirsiniz.
UNLU MAMÜLLER: Beyaz ekmeğin zaralı olduğu artık bilinen bir gerçek. Beyaz ekmek yerine, kepekli, çavdar veya doygun ekmekleri tercih etmelisiniz. Hamur ,işlerinden uzak durmanızı söylemeye gerek yok sanırım.

DÖKÜLEN KİRPİKLERE DOĞAL DESTEK

Kirpiklerin uzun ve gür olması, her kadının dileğidir bana göre. Çünkü, bu şekilde olan kirpikle, hanımlara ayrı bir güzellik sağlar. Ama, herkes bu kadar şanslı değil malesef. Bazı hanımların, uzun ve gür kirpiklere sahip olma şansı bir tarafa, kirpik dökülmesi sorunları var. Eğer, siz de bu sorundan muzdaripseniz, bu yazmızı mutlaka okuyun deriz.

GEREKLİ MALZEMELER :
* 1 ölçek kanyak,
* 3 ölçek hint yağı,
* 2-3 tatlı kaşığı kuru ceviz yaprağı,
* 1 su bardağı sıcak su,
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Hint yağı ve kanyak karıştırılıp, kirpik fırçası yardımı ile, gece yatmadan önce kirpiklere sürülür. Sabah, sıcak suyun içerisine, kuru ceviz yaprakları ufalanır. 15 dak dinlendirildikten sonra, pamuk yardımı ile süzülür. Bu su ile kirpikler yıkanır. Kirpikler kuruduktan sonra kirpik fırçası ile fırçalanır.

YAĞ YAKMAYA YARDIMCI BİTKİSEL ÇAY TARİFİ

Ünlülerimizin formda kalma sırları, çok beğenilen ve merak edilen bir konu. Sağolsun, pek çok ünlümüz de, bu sırlarını bizlerle paylaşıyor. Bu ünlü isimlerimizden bir tanesi de, Berna Laçin. Berna Hanım'ın, form korumaya yardımcı, yağ yakan bitkisel çay tarifi;

GEREKLİ MALZEMELER :
* 4-5 adet gülhatmi,
* 3 adet ardıç tohumu,
* 1 kahve kaşığı Mate yaprağı ,
* 3 yemek kaşığı ebegümeci,
* 2 yemek kaşığı kuşburnu,
* 1 adet zencefil,
* 1 adet kabuk tarçın,
* 1 yemek kaşığı melisa,
* 2 yemek kaşığı sinameki,
* 2 yemek kaşığı civanperçemi,
* 2 çay kaşığı tere tohumu,
* 3 yemek kaşığı ıhlamur,
* 3 yemek kaşığı elma kurusu,
* 2 su bardağı kaynar su,
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Bütün malzemeleri, blendırdan geçirip, toz haline getirin. Kaynamakta olan suyun içerisine, 2 yemek kaşığı atıp, 15 dk demlendirin.Günde 2 bardak aç karnına için. Sonucun çok başarılı olduğunu, sizde göreceksiniz.

26 Ağustos 2009 Çarşamba

SUSUZLUĞU GİDERMENİN YOLLARI

Müslüman aleminin en hayırlı ayı olan, Ramazan ayı, bu yıl sıcak bir mevsime gelmiş olmasından dolayı, susuzluk açısından bizleri zorluyor. Susuzluğu gidermek ve vücudun sıvı ihtiyacını karşılamak için, Selahattin Dönmez'in önerisi;

* Selahattin Dönemzin, 1. önerisi; Susuzluğu gidermek için birincil kural iftardan sahura kadar açık limonlu çay içmektir. Limonlu olmasının temel nedeni, iftarla sahur arasında yediğiniz yemeklerin içindeki kalsiyum, çinko, demir gibi minerallerin emiliminin azalmasını engellemek içindir.
* 2. öneri ise; su. İftarda arada, ikinci arada ve sahurda tüketmek, su tüketmek lazım. Sahurda içilecek 2 bardak suy gün içindeki susuzluğu giderir. İftarda 1 bardak su ve aralarda birer bardak su içmek lazım.

HAMİLELİKTE HURMA YEMENİN FAYDALARI

Hurma, Kuran-ı Kerimde de adı sıkça geçen kutsal bir meyve. Faydaları o kadar çok ki... Hurmanın, normal hayatta olduğu kadar, hamilelikte de fayda sağlayan bir meyve olduğunu biliyor muydunuz?

* Hamilelik sırasında, alınması gereken folik asit miktarı, iki katına çıkar. Hurma, bol miktarda folik asit içerdiğinden, tüketilmesi faydalı olacaktır.
* Folik asit (B9), vücutta yeni kan hücresi yapımında, vücudun yapı taşı olan amino asitlerin yapımında ve hücrelerin yenilenmesinde önemli görevler üstlenen bir vitamindir.Bu yüzden hamilelikte folik asit alınması çok önemlidir.
* Hurmanın içerdiği demir, kırmızı kan hücrelerinde bulunan, hemoglobin sentezini kontrol eder ve bu da, hamilelikte kansızlığın engellenmesini ve bebeğin gelişimi için hayati önem taşıyan, kandaki alyuvarlar dengesinin, uygun hale gelmesini sağlar.
* Ayrıca, hurma, içeriğinde bulunan,Oksitosin maddesi sayesinde, rahim kaslarının, daha güçlü kasılmasını sağlayarak, doğumun kolay olmasını sağlar.

24 Ağustos 2009 Pazartesi

DR AHMET MARANKİ KİRAZ DİYETİ

Prof Dr Ahmet Maranki, ülkemizde bol miktarda bulunan , meyveler ile meyveler ile, yapılabilecek, vucut arındırma programlarından bahsetti. Üstelik, kısa süreli ve çok etkili programlar. Ama, bu programların başarılı olması için, bir şartı var. O da, meyvelerin, mevsiminde tüketilmesi.
* Kiraz detoksu, Haziran ve Temmuz aylarında yapılan bir diyetidir. Özellikle, ayın çekim kuvvetinin, fazla olduğu tarihler tavsiye edilmektedir. Haziran ayının, 6-7-8 ve 20-21-22 tarihlerinde uygulanabilir.Ahmet Maranki'nin Kiraz Diyeti, kiraz diyetinin birincisi, Temmuz ayının 6-7 ve 8’inde (aydınlık dolunay) uygulanır. İkinci kiraz detoksu ise, 20-21 ve 22 Temmuz günlerinde (karanlık dolunay) gerçekleştirilir.
* Üç gün boyunca, sabah, öğlen, akşam, yarımşar kilo kiraz yenilmesi gerekiyor. İçecek olarak su ve bitki çayları tükelecek.
Kurutulmuş kiraz saplarını kaynatıp, suyunu içemek de, çok fayda sağlayacaktır.
* Fakat burada bir ayrıntıyı hatırlatmadan geçmeyelim. Eğer kilonuz, 60-70 kg arasında ise,ola 500-1000 gr arası, kilonuz 70'ten fazla ise 1000 gr kiraz tüketebilirsiniz.
3 gün sürecek olan Kiraz detoksunda, her öğünde en az 3 fincan yeşil çay veya diğer bitki çayları ile PH seviyesi yüksek, kaliteli, alkali sular bol bol içilmelidir. Bitki çaylarının içine tatlandırıcı olarak sadece çiçek balı kullanabilirsiniz.
* Çok tatlı ve iri olan Napolyon kirazI yerine, küçük ve sarımtırak renkli, daha doğal olan kiraz türlerini tercih etmelisiniz.
* Kiraz detoksunda da, tıpkı, karpuz detoksunda olduğu gibi, detoksa başlamadan önceki 3 gün, kızartma, tavuk eti, konsantre gıda, siyah çay, beyaz ekmek gibi besinleri tüketmemek gerekiyor.

PROF DR AHMET MARANKİ KARPUZ DETOKSU

Ahmet Maranki, Ağustos ayının 4-5-6. günleri, 3 gün süreyle uygulanacak olan, Karpuz diyetini anlattı. Bu diyet sayesinde, beden temizliği yapılabilecek ve daha kaliteli bir hayat yaşanabilecek.
Ahmet Marankinin önermiş olduğu, kapuz diyetinin uygulanışı aşağıdaki gibidir.

Kahvaltı: 3 bardak bitki çayı ve kilosu 60-70 arasında olanlar 500 gram, kilosu 70 kg'dan çok olanlar ise 1 kg karpuz tüketmelidir.
Öğle: 3 bardak bitki çayı ve kilosu 60-70 arasında olanlar 500 gram, kilosu 70 kg'dan çok olanlar ise 1 kg karpuz tüketmelidir.
Akşam (Gün batımı sonrası) : 3 bardak bitki çayı ve kilosu 60-70 arasında olanlar 500 gram, kilosu 70 kg'dan çok olanlar ise 1 kg karpuz tüketmelidir.
Karpuz detoksunu uygularken, dikat edilmesi gereken bazı kuralları da göz ardı etmemek lazım. Bu kurallara kısaca göz atacak olursak;
* Karpuz detoksuna başlamadan 3 gün önce, detoksun etkisini artırmak amacıyla, kırmızı et, kızartma, tavuk eti, konsantre gıda, siyah çay, beyaz ekmek gibi gıdaları tüketmemeye özen gösterilmelidir. İki detoks arasında geçen sürede de bu kurala uyulmalıdır.
*Karpuz detoksu, ayın çekim gücünden faydalanılarak yapılan karpuz detoksunun Birincisi Hicri-takvime göre şaban ayının 13-14 ve 15. günlerinde yani; Ağustos ayının 4-5 ve 6'sında uygulanır.
Karpuz detoksunun ikinci uygulaması : Şaban ayının son üç günlerinde yani 18-19 ve 20 Ağustos tarihlerinde gerçekleştirilir.
* Karpuz detoksunun ilkini uygulayanların, İkinci detoksu uygulaması zorunlu değildir.
* 3 gün uygulanacak karpuz detoksunda, her öğünde, en az 3 fincan yeşil çay veya çeşitli bitki çaylarının ve PH seviyesi yüksek, kaliteli, alkali suların, bol bol tüketilmelisi gerekmektedir. (En az 1,5 - 2 litre) .Bitki çaylarında tatlandırıcı olarak yalnız çiçek-balı kullanılmalıdır.
* Karpuz seçerken gübreli, iri ve hibrit (dölsüz) tohumlu karpuzlar ile, kabaktan aşılanmış karpuz olmamasına, kesinlikle dikkat edilmelidir.

AHMET MARANKİDEN KARPUZ DİYETİ

Prof. Dr. Ahmet Maranki, vücut temizliğinin kolay bir yöntemle yapılabileceğini vebu detoks programı için, karpuz diyetinin çok faydalı olduğunu söyledi.
KARPUZ DETOKSUNUN UYGULANIŞI ;
Kahvaltı: 3 bardak bitki çayı ve kilosu 60-70 arasında olanlar 500 gram, kilosu 70 kg'dan çok olanlar ise 1 kg karpuz tüketmelidir.
Öğle: 3 bardak bitki çayı ve kilosu 60-70 arasında olanlar 500 gram, kilosu 70 kg'dan çok olanlar ise 1 kg karpuz tüketmelidir.
Akşam (Gün batımı sonrası) : 3 bardak bitki çayı ve kilosu 60-70 arasında olanlar 500 gram, kilosu 70 kg'dan çok olanlar ise 1 kg karpuz tüketmelidir.
* 3 gün uygulanacak karpuz detoksunda, her öğünde, en az 3 fincan yeşil çay veya çeşitli bitki çaylarının ve PH seviyesi yüksek, kaliteli, alkali suların, bol bol tüketilmelisi gerekmektedir. (En az 1,5 - 2 litre) .
* Bitki çaylarında tatlandırıcı olarak yalnız çiçek-balı kullanılmalıdır.
* Karpuz seçerken gübreli, iri ve hibrit (dölsüz) tohumlu karpuzlar ile, kabaktan aşılanmış karpuz olmamasına kesinlikle dikkat edilmeli.
* Karpuz detoksuna başlamadan 3 gün önce, detoksun etkisini artırmak amacıyla, kırmızı et, kızartma, tavuk eti, konsantre gıda, siyah çay, beyaz ekmek gibi gıdaları tüketmemeye özen gösterilmelidir. İki detoks arasında geçen sürede de bu kurala uyulmalıdır.
*Karpuz detoksu, ayın çekim gücünden faydalanılarak yapılan karpuz detoksunun Birincisi Hicri-takvime göre şaban ayının 13-14 ve 15. günlerinde yani; Ağustos ayının 4-5 ve 6'sında uygulanır.Karpuz detoksunun ikinci uygulaması : Şaban ayının son üç günlerinde yani 18-19 ve 20 Ağustos tarihlerinde gerçekleştirilir.
* Karpuz detoksunun ilkini uygulayanların, İkinci detoksu uygulaması zorunlu değildir.

AHMET MARANKİ İLE KİRAZ DİYETİ

Saba Tümerin program konuğu olan Ahmet Maranki, kilo vermek ve beden temizliğine faydalı olmak açısında, kiraz diyetinin çok önemli ve faydalı oldsuğunu belirtti. Yaz mevsiminin başladığı il aylardan itibaren, meyvelerin zayıflamak amaçlı kullanılabileceğini belirten Ahmet Marankinin önerisi ile, kiraz diyeti ;
* Burada önemli olan, meyveleri mevsiminde tüketmek. Ancak o zaman fayda sağlanabilir.
*- Hastalıklardan korunmanın ve kurtulmanın en doğal yolu, toksinleri vücuttan atmak ve kanı temizlemektir.
* Ahmet Maranki, Haziran ve Temmuz aylarında uygulanması gereken bir detoks programından bahsetti. Kiraz diyeti. Bu diyet, Haziran'da 6-7-8 ve 20-21-22 tarihleirnde uygulanmaktadır.Ahmet Maranki'nin Kiraz Diyeti Temmuz Ayında Hangi Tarihlerde Uygulanır Ayın hareketine göre yapılan kiraz diyetinin birincisi, Temmuz ayının 6-7 ve 8’inde (aydınlık dolunay) uygulanır. İkinci kiraz detoksu ise, 20-21 ve 22 Temmuz günlerinde (karanlık dolunay) gerçekleştirilir.Üç gün boyunca kiraz yiyorsunuz.
Diyetin özü ;Sabah, öğle, akşam yarımşar kilo kiraz yemeğe dayanıyor. İçecek olarak su ve bitki çayları içilebilir. Kurutulmuş kiraz sapları da çok faydalıdır ve kaynatılıp içilebilir.
* Ahmet Maranki Kiraz Detoksu Ayrıntıları Sabah, Öğle, Akşam öğünü olarak kilosu 60-70 kilo arasında olanlar 500-1000 gram arası kiraz tüketebilirler.
* Kilosu 70'ten fazla olanlar 1000 gramdan fazla kiraz tüketebilirler.
* Üç gün sürecek olan Kiraz Detoksunda, her öğünde, en az 3 fincan yeşil çay veya, diğer bitki çayları ile PH seviyesi yüksek, kaliteli, alkali sular bol bol içilmelidir.
* Bitki çaylarının içine, tatlandırıcı olarak sadece, çiçek balı kullanabilirsiniz.
* Çok tatlı ve iri olan, Napolyon türü kirazlar yerine, küçük ve sarımtırak, daha doğal olan kiraz türlerini tercih etmelisiniz.
* Kiraz Detoksunun etkisini artırmak için, detoksa başlamadan önceki üç gün Kızartma, tavuk eti, konsantre gıda, siyah çay, beyaz ekmek gibi besinler tüketilmemelidir. Bu çok öneli ve unutulmaması gereken bir ayrıntıdır.

22 Ağustos 2009 Cumartesi

HAFIZAYI CANLI TUTMANIN 5 YOLU

İş yoğunluğu, stres, hayat koşturması derken, bir de bakmışsınız, unutkanlık başlamış. Yaşını ilerledikçe de, bu unutkanlık artmaya başlıyor. Hemen panik yapmayın. günlük hayatınızda kolaylıkla uytgulayabilceğiniz, 5 kolay dım ile, hafızanızı canlı tutmanız mümkün.

1- EGZERSİZ YAPIN : Egzersiz yapmak, tansiyonunuzu düzenler, vücudun geneline aynı oranda kan gitmesini sağlar. Bu sayede, beyine giden oksijen miktarı artar. Bu da, beyin hücrelerinin ihtiyacı olan kimyasalların düzenli olarak iletilmesini sağlar. Öneri : Koşu tarzı aerobik, yürüyüş, bisiklet güçlendirici egzersizler, balo dansları, yoga ve tai chi gibi egzersiler faydalı olacaktır.
2- DOĞRU BESLENİN: Koyu renkli sebze ve meyvelerin gücünden mutlaka faydalanın. Omega 3 yağı, tam tahıllar ve kuruyemişleri de beslenme listenize ekleyin. Bu besinler, hem kalbinizi hem de beyninizi korur. Kafein, odaklanmanızı ve dikkatinizi artırmanızı sağlar. Ancak, sabah ve öğleden sonra olmak üzere günde 2 fincan içilmesi öneriliyor. (Günde 300 mg'dan fazla kafein önerilmiyor) Bunun yanı sıra, bol bol sıvı alınması da tavsiye ediliyor. Öneri: Koyu renkli meyve ve sebzeler, ceviz, fındık, somon, ayçiçeği, kahve ya da günde 5 fincanı geçmeyecek şekilde siyah, yeşil çay.
3- YENİ AKTİVİTELERDE BULUNUN : Buradaki anahtar kelimemiz, yeni olması. Yeni bir dil öğrenin, yeni bir ensturman çalmayı öğrenin vs. Yeni egzersizler beyin hücrelerinin gelişimine yardımcı olur. Aynı zamanda evde DVD izlemek, ders çalışmak, roman veya kitap okumak beyni zinde tutar. Öneri : Sudoku, puzzle, kelime bulma, Dil öğreten DVD'ler, beyini geliştirmeye yönelik DVD'ler ve sınıflar, listesiz alışveriş.
SOSYAL BİR İNSAN OLUN : Sürekli evde ya da iş yerinde olmaktan sıkılmadınız mı ? Sevdiğiniz insanlara birlikte olun. Çevrenizdekilerle, hayatı paylaşın. Stresinizi atın. Kitap okuma klubüne katılın, yemek pişirin ya da fotoğraf çekin. İnternetten ya da yüzyüze sosyal iletişim beyninizi canlandırır. Eğlenmek istediğinizde eğlenin! Scrabble, anlat bakalım gibi oyunlar da beyninizi canlandırır. Öneri: Eğlenceli zeka oyunları, satranç, spor takımına katılma, dansa gitme.
STRESE ARA VERİN : Stressiz yaşam da beyin fonksiyonlarını korur. Mental ya da biyolojik stres hormonları, hafıza üzerinde negatif etki yapar. Huzursuz, yetersiz uyku beyin üzerinde aynı etkiye sahiptir, gece en az 6-7 saat uyumanız gerekir.Her gün beyninizi 30 ila 60 dakika arasında dinlendirin. Cep telefonu, PDA, bilgisayar ve TV kumandasından uzak, keyifli "yalnız" bir zaman geçirin. Egzersiz de stresin üstesinden gelmenizi sağlar. gerçekte yalnız kaldığınızda ya da egzersiz yaparken beyin hücreleriniz daha fazla çalışır. Öneri: Günde yarım saat cep telefonu ve PDA'nız olmadan dinlenmek gece 7 - 8 saat uykunuza eşdeğer. 10'a kadar sayarak derin nefes alıp vermek de stres düzeyinizi normale getirir.

PATLAMIŞ MISIRIN FAYDALARI

Eğlenceliklerimizin başında yer alan, patlamış mısırın, sağlık için çok faydalı olduğunu biliyor muydunuz ? Hem de hiç aklınıza gelmeyecek bir şekilde bizlere fayda sağlıyor.

Yapılan araştırmalar, patlak mısırın, yüsek oranda, antioksidan içerdiğini göstermekte. Patlamış mısırın içinde, meyve ve sebzelerde bol miktarda bulunan, polyphenol antioksidan maddesine rastlandı.Bu maddenin, kalp hastalıkları, kanser ve diğer hastalıklarla mücadeleye, vücudun direncini artırması açısından yardımcı olmasıyla biliniyor.
Yapılan araştırmanın, sonucunun oldukça şaşırtıcı olduğunu söyleyen bilim adamları, bu sonucun, mısırın işlem görmeyen bir besin olmasından kaynaklandığını düşünüyor.

21 Ağustos 2009 Cuma

POLENİN CİLDE FAYDALARI

Adfeta, doğal bir mucize olan polen, sağlık açısından olduğu kadar, cilt açısından da mucizeler yaratıyor. Günlük olarak, küçük miktarlarda tüketilecek olan polen, cildinizide, inanılmaz değişime neden olacak. Polenin cilde faydaları konusunda, sizleri bilgilendirmek istiyoruz.
* Lekeli ve bozuk görünümlü bir ten genellikle bedeninde gerekli ihtiyaç maddeleri eksik olan insanların sorunudur. Ciltteki bu sorunların üstesinden polen gelir. Kanın atık maddelerden arındırılması, yani temizlenmesi sonucunda, ciltte önemli değişiklikler olur. Polen bu görevi çok iyi yapar.
* Sağlıklı ve parlak bir ten isteyenler, poleni her gün (bir çay kaşığı ) yemelidir. Bazı güzellik ürünlerinin özünde, polan kullanılmaktadır.
* Öğüterek toz haline getireceğiniz bir çay kaşığı polen, güzellikte önemli sonuçlar meydana getirir. Polenle yapılan güzellik maskelerini yüze ve boyuna uygulamak, taptaze ve canlı bir cilde sahip olmanızı sağlar. Güzellik maskelerine eklenen 1 çay kaşığı polen, maskenizin etkisini kat kat artıracaktır.
Yeri gelmişken, sizlere, bir de maske tarifi verelim.
GEREKLİ MALZEMELER :
* 1 kahve kaşığı polen
* 1adet yumurta sarısı,
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Polen ve yumurta sarısını karıştırın. Karışımı, parmağınızla yüzünüze ve boynunuza sürün. 30 dak bekledikten sonra, bol soğuk su ile yıkayın. Bu Maske, pürüzsüz ve parlak bir cilde sahip olmanızı sağlayacak.

SAĞLIKLI KİLO VERMEK İSTEYENLERE BAL DİYETİ

Bu güne kadar pek de duyulmamış bir diyet yöntemi olan, bal diyeti, sağlıklı kilo vermek isteyen okurlarımız için, ideal bir diyet olacak. Balın kilo aldırdığı düşünülse de, bu yanlış bir inanıştır. Bal, glikoz ve meyve şekerinden meydana gelen bir besindir. Kilo almaya sebep olan sakaroz maddesinin, %5 ini içeren bal, glikoz ve meyve şekerinin, direkt olarak vücuda alınması nedeniyle, kolayca tolore edilir ve yağa dönüşmez. Gelelim, diyet programımıza;
Kahvaltı:
Ekmek ya da un yemeği, sonra 1 bardak süt veya yoğurt, kahvaltı sonunda 1 elma.
Öğle yemeği:
Sebze, az miktarda et veya ekmek ve sebze (et ve ekmeği birlikte yemeyin!)
Ara Öğün (16.00) :
1 bardak yoğurt
Akşam yemeği: Az miktarda sebze ve bir bardak ballı su (bir bardak suya bir yada iki kaşık kestane balıkonularak tüketilmeli.)
Gördüğünüz gibi, diyetimiz çok kolay ve faydalı.

17 Ağustos 2009 Pazartesi

BU BESİNLER HEM YARARLI HEM ZARARLI

Yazımızın başlığına bakıp da, bir besin hem faydalı, hem de zararlı olabilir mi diye sorabilirsiniz. Sorunuza cevabımız evet olacak. Bazı besinerl, hem faydalı hem zararlı olabiyor. Nasıl mı ? İşte cevap.
* Bazı deniz ürünleri (istiridye, deniz tarağı, midye gibi) protein ve selenyum açısından iyi kaynaklardır ancak çiğ yendiklerinde mikrobiyolojik kirlilik riski taşıyabilirler. Örneğin sıcak sularda bulunan küçük ton, büyük tondan daha az metil cıva içerir, ama büyük ton omega 3 yağ asitleri açısından daha zengindir. Bu fark bazı tüketicileri ilgilendirmese de metil cıvaya maruz kalma konusunda en fazla risk altında olanların (örneğin hamile veya emziren kadınların) balık seçerken dikkat etmesi gerekir. Yağsız deniz ürünlerinin birçok besinsel faydası olsa da sadece “yağlı” deniz ürünlerinde önemli miktarda omega 3 yağ asitleri bulunur (somon gibi). * Tüketicilere, yıllardır yağsız et, tavuk ve balık tercih etmeleri ve “yağlı” çeşitlerden kaçınmaları tavsiye edildiği için bu konuda kafalar karışıktır.
* En doğrusu hem yağlı hem yağsız deniz ürününü bir arada tüketmek ve bir denge sağlamaktır.Toplum genelinde deniz ürünlerinin faydası kabul görmüş ve yerleşmiş bir bilgidir ve düzenli tüketimi arzu edilen bir durumdur.
* Hamile ve emziren kadınlarla, küçük çocuklar, deniz ürünü tüketiminden hem risk hem fayda açısından en çok etkilenen gruplardır. Fetüs, bebek veya küçük bir çocuk, metil cıvaya maruz kalmanın getirdiği risklere karşı, diğer gruplardan daha duyarlıdır. Aynı zamanda, bu gruplar omega 3 yağ asitlerinden de en çok faydalanırlar.
* Benzer şekilde yetişkin tüketicilere doymuş yağ alımlarını en aza indirgemeleri ve aynı zamanda da sütün içindeki diğer besin maddelerinden faydalanmaları için yağsız veya az yağlı süt tüketmeleri önerilir. 1 -2 yaş arasındaki çocuklara tam yağlı süt verilmesi önerilir çünkü süt içindeki yağlar çocuğun gelişimi için gereklidir. 2 yaşından sonra az yağlı süt tercih edilebilir.
* Kuru baklagil ve tam tahıl tüketimi ne kadar olmalı, fazlası zarar verir mi?Bu ürünlerin tüketimi bütün aileye tavsiye edilir. Ancak birçok faydalı besin maddesi içeren bu yiyeceklerin aşırı tüketimi aynı zamanda çinko ve kalsiyumun emilimini de azaltabilir.

GÜZEL BACAKLARA SAHİP OLMAK ÇOK ZOR DEĞİL

Televizyonda ve magazin dergilerinde gördüğünüz ve imrendiğiniz, güzel bacaklara, sizinde sahip olabileceğinizi söylesek, hem de bunu sadece, kısa bir zaman diliminde, başaracağınızı söylesek ne dersiniz ? Cevabınız evet ise, yazımızı mutlaka okuyun deriz.

• Sağ ayağınızla, ileri doğru büyük bir adım atın. Sağ dizinizin, doğru bir açıyla bükülmesi gerekiyor. Daha sonra, sol bacağınızla da büyük bir adım atın. Yine vücudunuz hamle eder pozisyonunda olsun.
• Parmak uçlarınızla koşun; ama, ileri doğru her adımınızda, dizlerinizi mümkün olduğu kadar, yukarı çekmeye çalışın. Topuklarınızı yere değdirmeyin. Böylece, baldırlarınız ciddi biçimde çalışmış olacaktır. 30 saniye çalışıp, 30 saniye dinlenerek, 5 kez bu hareketi tekrarlayın.
• Parmak uçlarınızda koşmaya devam edin, ancak bu sefer her adımınızda topuklarınızı kalçanıza değdirmeye çalışın. Baldırlarınızın arka kısmını çalıştıracak, bu hareketi 30 saniye süreyle beş kez tekrarlayın.
Gördüğünüz gibi, çok kısa bir zaman dilimi, güzel bacaklara sahip olmak için yeterli olacak.

12 Ağustos 2009 Çarşamba

SÜREKLİ SÜTYEN TAKMAK MEME KANSERİ SEBEBİ

Kadınların en korkulu rüyalarından birisi olan meme kanseri için, bir sebep daha ortaya çıktı. Hiç aklınıza gelir mi, göğüslerinizi korumak için kullandığınız sütyeni, sürekli takmanın, göğüs kanserine neden olacağı?

Yapılan bir araştırm sonucu, göğüs kanserinin, en önemli nedenlerinden birinin, aralıksız takılan sutyen olduğunu ortaya koydu. New York ta bulunan Ulusal Sağlık ve Uzun Yasam Kaynağı Merkezi, 4700 kadın üzerinde yaptığı araştırmada, aralıksız sutyen takan kadınların, göğüs kanserinin en sık görüldüğü kesimi oluşturduğunu ortaya çıkardı. Sütyen kullanmayan kadınlarda, kanser oranının çok düşük olduğunu belirleyen uzmanlar, kadınları günde 12 saatten fazla sütyen takmamaları konusunda uyardı. Doktor Beverly Smith, düzenli masajın, göğüslere kan akışını artıracağını,böylece sütyenlerin göğüs üzerindeki olumsuz etkisinin azalacağını söyledi.
Bu yazıyı okuyan hanımların, karasız kaladığını düşünüyorum. En iyisi, güvendiğiniz bir meme cerrahına danışarak, onun önerisi doğrultusunda davranmanız olacak sanırım.

EMZİRMENİN KİLO VERMEYE ETKİLERİ

Anne olmak, dünyanın en muhteşem duygularından bir tanesi. Anne adayları, ne kadar dikkat ederlerse etsinler, mutlaka kilo alırlar. Ve doğum sonrası da, bu kiloları nasıl verecekleri konusunda sıkıntı yaşarlar. Hele bir de, süt olsun diye, tatlıları, ve yemek yeme işini braz abartmışlar ise, durum içinden çıkılmaz bir hal alır.
Doğum sonrasu, kilo vermenizi sğlayacak, en etkili yöntemlerden bir tanesi, bebeğinizi emzirmektir. Uzmanların önerisine göre ; Öncelikle emzirmenin yoğun olduğu ilk 6 ayda kilo vermek için hiçbir zayıflama diyeti uygulamayın.Özellikle yağlı yemekler yapmaktan kaçının, unlu ve şekerli gıdaları çok fazla tüketmemeye çalışın. Daha çok ızgara veya buharda pişirme yöntemlerini kullanın. “Sütüm olacak” diye kilolarca tatlı yemenize gerek yok. Çünkü, şeker ve şekerli besinler, sütünüzü artırmaz. Aspirin bile olsa, doktorunuza başvurmadan ilaç almamalısınız. Bunlar sütünüze geçebilir.Bebeğinizi emzirmek kilo vermenizi kolaylaştıran en etkili yöntemdir. Çünkü emzirme sırasında bazal metabolizma hızı denilen vücudun harcadığı enerji, normal dönemden daha fazladır. Bu nedenle, bu dönemde uygulanan sağlıklı bir beslenme programı ile hem kilo vermek kolaylaşıyor hem de bebeğinizi daha kaliteli sütle beslemiş olursunuz.

5 Ağustos 2009 Çarşamba

TÜLİN ŞAHİNİN GÜZELLİK SIRLARI

Ünlü makenlerin, güzellik sırları, son günlerin en çok merak edilen konularından bir tanesi. Sivaslı Cindy lakabı ile anılan, Tülin Şahin de, kendi sırlarından bir kaçını bizlerle paylaşıyor. İşte, o güzellik sırlarından 3 tanesi.
* PÜRÜZSÜZ BİR TEN İÇİN : Tülin Şahin, pürüzsüz bire cilt için, doğal bir peeling tarifi veriyor. Bu peeling için; tuz, toz şeker, süt ve zeytinyağı yeterli. Bu karışım, cildimize bildiğimiz keseyi yapıyor. Ama, çok daha narin bir şekilde tabii. Hatta toz şekerin parlaklığını yüzünüzde görebiliyorsunuz. Zeytinyağı ve süt, en alerjik cildi bile yumuşatıp, yatıştırıyor, bolca nem veriyor. Bunu her zaman evde kozmetik peelinglerim biterse hemen uyguluyorum. Çok pratik. Hatta ayaklara ve ellere de uygulanabiliyor.
* HARİKA AYAKLAR İÇİN : Ayaklarınızın hep yumuşacık kalması için, akşamları bolca ayak kremi sürüp, üzerine güzel bir kokusu olan talk dökebilirsiniz. Ardından, ayaklarınıza, pamuklu soket çorap giyip öyle uyuyun. Sabah uyandığınızda, ayaklarınız yumuşacık olucak.
* BAKIMLI ELLER İÇİN: Elleriniz bakımsız ve manikürsüz. Ama bakım ve maniküre zamanınız yok. O halde, Evde E vitaminli bir bakım yağı bulundurun. Ellerinizw, Bakım yağını sürdüktren sonra, sert kıllı bir tırnak fırçası ile, tırnaklarınızı fırçalayın. İşte size harika ve manikürlü eller.

BU YAZ EN ÇEKİCİ KADIN SİZ OLUN

Bu yaz, istediğiniz çekiciliğe ve güzelliğe kavuşacaksınız. Üsteklik, bunun için, güzellik salonları ve çok pahalı bakımlara gere de yok. Elde olan imkanlarla, sadece bir kaç basit adımla, istediğinize kavuşacaksınız.
SAÇLAR : Bir ortamda, sizin fark edilmenizi sağlayacak en önemli unsur, havalı ve hacimli saçlardır. Eğer, saçlarınız ince telli ise, son dönemlerde çokan ve çok fayda sağlayan, hacim verici şampuanlardan ve saç kremlerinden, faydalanabilirsiniz. Bunları saçlarınızı her yıkadığınızda kullamanız gerekmektedir. Daha sonra, saçlarınızı kurutmadan önce, hacim veren ve dolgunluk katan bakım ürününü, saçınızın kökünden ucuna doğru uygulayın. Saçlarınızı kuruturken, diplerine parmak uçlarınızla masaj yapın. Saçlarınız kuruduğunda da, oval bir saç fırçasıyla tarayın. Son olarak, başınızı aşağıya doğru eğerek saç kurutma makinesini soğuk konumuna getirerek saçlarınızı kabartın. Saçlarınıza iri dalgalarla hacim vermek istiyorsanız, kıvırcık ya da dalga veren saç şekillendiricilerden faydalanmak akıllıca olacaktır.
GÖZLER : Çekici ve güzel gözlere sahip olmak için, öncelikli yapılması gereken, ten rengine uygun far kullanmaktır. Göz kapağınızın renginde ve tonlarında bir renk tercih edebileceğiniz gibi, tamamen zıt renkleri de tercih etmeniz mümkün. Gözlerinizi olduğundan daha büyük göstermek için, koyu tonlardan ve buğulu makyajlardan kaçınmalısınız. Farı, göz kapaklarınızın tamamını kaplayacak şekilde uygulayın. Ancak, kaş kemiğine kadar taşırmayın. Kirpiklerinizin tam dibine, yumuşak yapılı bir göz kalemi çekin ve kulak çubuğuyla bu hattı hafifçe dağıtın. Ardından kirpiklerinizi tek tek ayırıp kıvıran yoğun bir maskara uygulayın.
DUDAKLAR : Dudakların dolgun görünmesi, son adım. Koyu renk ruj kullanmak dudaklarınızı olduğundan küçük gösterir. Dudaklara dolgunluk verirken, rengin yanı sıra, dudak parlatıcısı ya da, rujun kıvamına da önem verin. Sıvı, su bazlı ve ışığı yansıtan ruj ya da parlatıcılar, dudaklarda illüzyon etkisi yaparak hacimli görünmelerini sağlar. Dudaklarınızı, fırça yardımıyla, ten renginizden 2 ton koyu bir kapatıcıyla çerçeveleyin. Bu teknik, kapatıcı kaleme oranla daha doğal bir görünüm verir. Daha sonra dudaklarınıza altın ya da şeftali tonlarında bir parlatıcı uygulayın.
Bu uygulamalar sonucunda, olduğunuzdan daha çekici olacaksınız. Unutmayın, bu yazın en çarpıcı kadını sizsiniz....

4 Ağustos 2009 Salı

PROSTAT KANSERİNİ ÖNLEMEK İÇİN ŞİFALI BESİNLER

Prostat kanseri, erklerlerin, neredeyse tamamında görülen bir hastalık. Bu kansre türüne önceden önlem almak mümkün mü derseniz?, cevabımız evet olur. Pek çok kanser türünde olduğu gibi, bu kanser türünde de, beslenme çok önemli bir faktördür.

* Prostat Kanseri riskini azaltan önlemleri , kısaca hatırlatacak olursak, enme et, margarin, yağda kızartılmış gıdalar, yağlı süt ürünleri tüketimi azaltılmalı ve aşırı kalsiyum alımından kaçınılmalıdır.
* Prostat kanserini önlemek için sebzeler, likopen içeren besinler, deniz ürünleri, tahıllar, E vitamini kabuklu kuruyemişler, soya fasulyesi, tatlı patates ve avakado, yeşil çay, soya ve nar suyu tüketilmelidir. Nar suyunun kalbe faydalı olduğu birçok araştırma ile gösterildi. İçindeki “tanin" ve “antosiyanidin" lerle yüksek bir antioksidan gücecüne sahiptir. Nar suyu, kan akımını olumlu yönde etkilediği, kötü kolesterol LDL seviyelerini azalttığı biliniyor. Nar suyunun çok bilinmeyen bir başka faydası da son dönemde konuşulmaya başlandı.Nar suyu prostat kanserinin ilerlemesini yavaşlatmada, oldukça fayda sağlıyor. Bunun için, günde 1-2 bardak nar suyu içmek yeterli.

3 SAAT DİYETİYLE FORMDA KALIN

Uzmanların, yıllardır anlaşamadığı bir konu var. Bu da günde kaç öğün yemek gerektiği. Kimine göre, 3 öğün, kimine göre ise, 6 öğün yemek yemeli. Peki, doğru ne? ABD li Sağlık yazarı,Jorge Cruise, konuya başka bir yaklaşım getirmiş. Önerisi, 3 saat diyet. Diyetin püf nokataları şöyle ;

* Yataktan kalktıktan sonra, 1 saat içinde kahvaltı yapın .
* 3 saat içerisinde, yeniden yemek yiyin.
* Daha sonra 3 saatlik aralıklar ile gün boyunca öğün yapın.
* Yatmadan 3 saat önce, yemek yemeyi bırakın.
* Jorge Cruise'un önerisinde, ne yemeniz gerektiğinie siz karar veriyorsunuz. Tabii, durumu abartmadan, sağlıklı beslenmek kaydıyla. Kızartmalardan uzak durmalı, mümkün olduğu kadar un, şeker ve katı yağ içeren gıdalardan kaçınmalısınız. Cruise göre, ne kadar doğala yakın işlenmemiş yiyecekler yerseniz, o kadar sağlıklı olursunuz. Cruise'un 3 saat felsefesi uyarınca 3 saatte bir yemek yeme alışkanlığı, Baz Metabolik Hızı değerlerini çok daha istikrarlı ve yüksek düzeylere taşıyor. Bu sayede günün sonunda harcanan toplam kalori, daha fazla oluyor. Enerji düzeyindeki artış, iştahın azalmasını sağlıyor.

1 Ağustos 2009 Cumartesi

SALATALIK TONİĞİ

Çooooooook uzun yıllardan bu tarafa, salatalığın cilde olan faydaları bilinmekte. Pek çok kozmetik firmasının, salatalık özlü kremleri de piyasada satılmakta. Biz de salatalığın bu faydalasından dolayı, sizlere, salatalık toniğinden bahsetmek istiyoruz. 2. malzemeyi, aktarlardan temin edebilirseniz, harika bir cilde sahip olmanız, çok kolay olacak.

GEREKLİ MALZEMELER :
* 1/2 salatalık,
* 2 çorba kaşığı güvercin ayağı,
HAZIRLANIŞI VE KULLANIM ŞEKLİ : Salatalığın kabuğunu soymadan mutfak robotunda çekin.Çekilmiş salatalığın suyunu sıkarak güvercin ayağı ile birlikte cam bir kase karıştırın.Pamuk yardımıyla yüz ve boyun bölgenize uygulayın.Durulamanıza gerek yoktur.
FAYDASI : Salatalık sahip olduğu vitamin ve mineraller ile cildi canlandırır, nemlendirir.

CİLDİNİZ UZUN YILLAR GENÇ KALSIN

İlerlemiş yaşınıza rağmen, taptaze bir cilde sahip olmak isterseniz, önerilerimie kulak verin deriz. Çünkü, bir kaç pratik önlem ile, cildinizin sizlere, uzun süre, taze ve genç bir şekilde hizmert etmesini sağlkayabilirsiniz.

GÜNEŞİN ZARARLI ETKİLERİNDEN KORUNUN : Yaşlanmak istemiyorsanız, güneşin zararlı etkilerinden uzak durmak ve yüksek koruma faktörlü kremler kullanmak gerekir.
SİGARA : Sağlık için zararlı olduğu kadar cilt için de, zararlı olan sigara, adeta bir düşman gibi. Ciltteki tüm oksijeni bitiren sigara cildin kuruyup yaşlanmasına neden oluyor. Eğer, sigarayı bırakamıyorsanız, biraz daha azaltın ve bol miktarda su için.
ALKOL : Aşırı alınan alkol, cildi kurutup, cilt için gereli olan vitaminlerin dışarı atılmasına neden olur. Alkollü bir içeceğin ardından, oluşan toksik maddeleri azaltmak için, 1 bardak buzlu su içmeniz faydalı olacaktır.
BESLENME HATALARI : Yanlış Beslenme cildin yaşlanmasında, son derece etkili bir unsurdur. Hazır gıdalar, organik olmayan yiyecekler, vücudun ihtiyaç duyduğu vitaminleri karşılamaz. Bu durum, doğrudan cilt sağlığını engeller. Dinç ve sağlıklı bir vücuda, ışıltılı bir cilde sahip olmak istiyorsanız bol miktarda organik sebze ve meyve tüketin. Cilt için en gerekli vitaminlerden biri olan E vitaminini doktor kontrolünde kapsül şeklinde kullanın.
STRES : Çağımızın vebası olan stres, iş hayatı, maddi manevi sorunlar derken, bir türlü yakamızı bırakmıyor. Stresten tamamen kurtulmak mümkün değil ama, stresle yaşamayı ve başaçıkmayı öğrenmemiz gerekiyor. Bunun için de, öncelikle kendinizi sevin, meditasyon ve egzersiz yapın.